Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1 E. 2022/557 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1 Esas
KARAR NO : 2022/557

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/01/2021
KARAR TARİHİ : 04/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin, davalı şirketten olan alacaklarının tahsilinin sağlanması amacıyla —- icra dosyası ile borçlu hakkında ilamsız takip yoluyla icra takibine başlandığını, davalı borçlu şirketin süresi içinde borçlu olmadığını iddia ederek borca itiraz ederek takibin durduğunu, şirket vekilinin, borca itirazında: “—tarafından müvekkili şirkete müvekkilinin sipariş vermediği ürünler gönderilmiştir. Siparişi harici gelen bu ürünlerin iadesi talebi ——iletilmiştir. Sipariş verilmeden gönderilen ürünlerin iade gönderimi şirket tarafından yapılmış ise de — teslim alınmamıştır. Bu şartlar altında şirket ile ticari ilişkisine devam imkânı kalmayan müvekkil ——kısmını da iade gerçekleştirmiş, kalan cari hesap borcu olan — ile havale gerçekleştirmiştir. firmaya cari hesap borcu bulunmamaktadır.” denilmiş olduğunu, davalı borçlu şirketin iade adı altında kestiği faturaların toplamı ile — günü gerçekleştirdiği havale toplamı, dava değeri —- — —- numarası ile keşide ettiği ihtarname ile şirketleri adına adına kesilen ——– numaralı faturalara itiraz ettiğini, muhatap ile aralarında bulunan cari hesap sözleşmesi gereği ödenmek zorunda bulunan ——hesap alacaklarını tahsil etmek amacıyla — numaralı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında geçerli bulunan ve her iki tarafa da karşılıklı borç yükleyen sözleşmede, müvekkili şirket kendi edimini yerine getirmiş ancak muhatap şirketin temerrüde düşmüş olduğunu, müvekkili şirket, borcun aynen ifası ile birlikte gecikme tazminatı isteğini, — oluşturarak muhatap şirkete ilettiğini, muhatap şirketin itirazı ile takip dosyası durduğunu, takip dosyası oluşturulduktan sonra müvekkili şirketin rızası olmaksızın muhatap tarafından iade konusu yapılan ürünlerin kabulünün söz konusu olmadığını, iade ürünlere ilişkin olarak—- yevmiye nolu ihtarname ile itiraz edileceğini, borcun aynen ifası ve tazminat talebini yineleyen müvekkili şirketin iade edilen malları kabul etmesinin olanaksız olduğunu, taraflar arasında arabuluculuk görüşmeleri yapıldığını, anlaşmazlık ile sonuçlandığını, haksız ve dayanaksız itirazın iptalini, takibin devamını, davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın iddia ettiği gibi dava konusu mallar davacı tarafından istenmemesine rağmen ——— gönderildiğini, faturaya konu malların teslim yeri —olması sebebi ile yetkili mahkemenin— olduğunu, davacı tarafın müvekkiline — talep etmediği, sipariş vermediği ürünleri gönderdiğini, iş bu ürünlerin istem ve talep dışı ürünler olduğunu, bu ürünler davacı taraf ile devamlı olarak—-sebebi ile ilk başta fark edilmemiş daha sonrasında covid-19 tedbirleri kapsamında tüm şirket işleri yavaşladığını, istenmeyen mallar şirket yetkilileri tarafından tespit edildiğinde davacı şirket ile—- geçildiğini, — tarihinde sipariş dışı gönderilen —- iletildiğini, davacı şirket yetkilisinin talebi üzerine, sipariş olunmayan —— tarihinde şirket yetkilisi —- konuşmalarında —yeniden ürün kodlarının gönderilmiş olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nda ve Vergi Usul Kanunu’nda fatura ile ilgili düzenlemeler bulunduğunu, Vergi Usul Kanunu’nun 232. Maddesinde fatura düzenlenmesinin hangi hallerde ve kimler için mecburi olduğu hususunda düzenleme yapılmış olduğunu, diğer taraftan, Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesinin birinci fıkrasında; “Ticari işletmesi icabı bir mal satmış veya imal etmiş veyahut bir iş görmüş yahut bir menfaat temin etmiş olan tacirden, diğer taraf kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” denildiğini, ikinci fıkrasında da; “Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren — münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayılır.” hükmünün yer aldığını, fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusunun olduğunu, ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma halinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki faturanın, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil taraflar arasında yapılmış bir satım——- safhası ile ilgili bir belge olduğunu, öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmadığını, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belge olup, elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin TTK.’nın 23/2.maddesi anlamında sonuç doğurmasının da beklenemeyeceğini, kısacası; TTK’nın 23.maddesinin 2.fıkrası uyarınca gönderilen faturaya sekiz gün içinde itiraz olunmaması halinde fatura içeriğinin kabul edildiğini, faturayı düzenleyen kişinin aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ticari işletmesi icabı mal sattığını, imal etmiş ya da iş görmüş bir tacir olması gerektiğini, bunun doğal sonucu olarak da esnafın gönderdiği faturaya itiraz olunmaması fatura içeriğini kabul etme sonucunu doğurmaz…” —davacı şirket yetkilisi ürünlerin istenmeden gönderildiğini ikrar etmekte olduğunu, davacı şirket yetkilisinin iadeyi kabul etmiş ürünlerin kırıldığını, dökülmüş olma durumunu kontrol edeceğini söylemiş olduğunu, müvekkili tarafından iade faturası düzenlendiğini, itiraz edilmediğini, yapılan mesajlaşmalar neticesinde müvekkili şirket sipariş dışı gönderilen ve davacı şirket yetkilisi tarafından kontrol edilmek istenen ürünler hakkında —- düzenlendiğini, bu faturalara davacı şirket tarafından süresinde itiraz edilmemiş ve defterlere kaydedilmiş olduğunu, iade faturası düzenlenen malların davacı şirkete —- sıra nolu irsaliyeli fatura ile gönderildiğini, davacı şirket tarafından ürünlerin kabul edilmemiş olduklarını, davacı şirkete —- yevmiye numaralı ihtarname ile ürünlerin teslim alınması aksi halde mesuliyet kabul etmeyeceklerinin ihtar edildiğini, aynı ihtarname cari hesap bakiye borcu olan —-iletildiği, cari hesabın kapandığının beyan edilmiş olduğunu, davacı şirket itiraz etmediği faturaları cari hesaba ekleyebilmek için —tarihinde satış görünümlü iade faturası düzenlediğini, faturalara tarafımızca— yevmiye numarası ile faturalara itiraz edildiğini, sonuç alarak davacı şirketin, müvekkili şirketten cari alacağı bulunmadığını, — ile cari hesabın kapatıldığını, davacı şirket —– ismi ile müvekkili şirkete toptan sattığı ürünleri çok daha —- fiyatla satışa sunduğunu, firmanın fiyat istikrarını bozduğunu, müvekkili firmanın cari hesabını kapatarak davacı şirket ile ticari ilişkisini bitirdiğini, davacıya —- ait olup, söz konusu kayıtların dava konusu ile bir ilgisi bulunmamakta olduğunu, müvekkilinin düzenlemiş olduğu iade faturası —– aldığını, davanın yetkili — Mahkemesi olduğunun tespiti ile reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve masraf vekalet ücretlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —– tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş ilk itirazlar incelenmiştir. Davalı borçlu taraf icra dairesine sunduğu itiraz dilekçesinde —–İcra Dairelerinin yetkili olduğunu savunmuşsa da taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, para alacaklarında davacı alacaklının yerleşim yeri de yetkili olduğundan davalı şirketi icra dairesinin yetkisine yönelik yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde —– Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüşse de taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, para alacaklarında davacı alacaklının yerleşim yeri de yetkili olduğundan davalı şirketi yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—-tarihli yazı cevabı dosyamız arasındadır.
—-sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine cari hesaba dayalı —- asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Davalı —— bulunduğundan davalı şirketin defterlerinin incelenmesi amacıyla —-Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi ——— bilirkişi raporunda özetle:Davacı şirketin —defterlerinin incelendiği, defterlerinin usulüne uygun olduğu, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre; davacı şirketin davalı şirketten—- tarihi itibarıyla faturalara dayalı cari hesaptan kaynaklı olarak —- alacaklı durumda bulunduğu, takip tarihinden sonra yapılan iadeleşmenin karşılıklı olarak yapılması nedeniyle sonuca etkili olmadığı, ancak davalı şirketçe takip tarihi sonrası tarih olan —tarihinde banka aracılığıyla yapılan 3.262,04 TL ödeme sonrası alacak bakiyesinin 184.874,06 TL’ye indiği belirtilmiştir.
—Ticaret Mahkemesinden alınan talimat bilirkişi raporunda özetle: davalı tarafın defterlerinin incelendiği, davacı tarafından davalı tarafa —— tutarında olmak üzere toplam—- tutarında iade e-faturalar tanzim edilmiş olduğu, davalı tarafından davacı tarafa —- tutarındaki — sonra —– tutarında—- tanzim edilmiş olduğu,davacı —- düzenlenmiş olan faturaların, davalı şirketin —– beyanlarında yer almadıkları, bir diğer ifadeyle mal alım olarak—-edilmemiş oldukları, davalı şirketin incelenen e-defterlerinin sahipleri lehine delil olabilme niteliğine haiz oldukları, — takip tarihine kadar olan süreçte, davalı şirketin ticari defterlerinde; açılıştan gelen —-arası davacı şirkete ait —- faturalarından kaynaklanan — olmak üzere toplamda — borç bakiyesi oluştuğu,
davacı tarafından— döneminde “—- tutarında,—- faturaların beyan edilmiş olduğu, davacı tarafından davalı —-dönemlerinde düzenlenmiş olan faturaların davalı tarafından — edilmemiş olduğu, davalı tarafın —-yıllarına ait ticari defterlerinde; davacı tarafından davalı tarafa —-düzenlenmiş olan toplam 8 adet 334.372,90 TL tutarındaki faturalar ve açılıştan (önceki yıldan) gelen —- bakiyesi ile birlikte toplamda—- tutarında davacı tarafın alacaklandırıldıgı, davalı tarafından davacı tarafa verilmiş olan —– tutarındaki 2 adet satış iade ve 1 adet satış faturaları olmak üzere toplam—- tutarında davacı tarafın borçlandırıldığı, davacı tarafın davalı taraftan —— tutarında alacaklı olduğu seklinde kayıt bulunduğu, icra takip tarihinden sonra; davalı tarafından davacı tarafa düzenlenmiş olan toplam 4 adet —- tutarındaki iade faturaları ile davalı tarafından davacı tarafa yapılmış olan 3.262,84 TL tutarındaki banka havalesi ile birlikte toplam —–tutarında davacı tarafın borçlandırıldıgı ve en son kayıt tarihi olan 14.08.2020 tarihi itibarıyla, davalı tarafın davacı taraftan —- tutarında alacaklı olduğu, davacı tarafından dava dosyasına sunulmuş olan, davacı tarafından davalı tarafa düzenlenmiş— numaralı —- 32.982,99 TL tutarlı faturaların davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, davanın cari hesap alacağından kaynaklandığı, tarafların tacir olduğu ve aralarında yazılı sözleşmeye dayalı olmaksızın sürdürülen ticari ilişki bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmayıp, davaya konu ihtilafın; davacının davalıdan takip konusu yaparak talep ettiği cari hesap alacağının varlığı ve varsa miktarı hususlarında toplandığı, taraflar arasında —- kadar sürdürüldüğü görülen mal alım/satımına dayalı bir ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki kapsamında davacı şirketçe davalı şirkete yapılan—- başında yapılan mal satışları sonucunda e-faturalar düzenlenerek—- oldukları, davacı şirketçe davalı şirkete yapılan mal satışları sonucunda—-düzenlenen işbu faturalara davalı şirketçe yasal süresinde bir itirazda bulunulmadığı ve benimsenerek ticari defterlerinde kayıt altına alınmış olduğu, —- davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenen faturaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiği, bu hususta taraflar arasında herhangi bir ihtilaf olmadığı, ancak davalı tarafın —–tarafından davalı şirkete teslim edilen malların bir kısmının sipariş etmedikleri ürünler olduğunu, pandemi nedeniyle bu hususu hemen anlayamadıklarını, talep edilmeden gönderilen ürünlerin bulunduğunu davacı şirketinde ———- yazışmalarında kabul ettiğini, davalı şirketin yanlış gönderilen bu ürünlere yönelik —-iade faturaları düzenlediklerini, bu faturalara davacı şirketin itiraz etmediğini ve defterlerine kaydettiğini, ancak iade faturalarına konu malların davacı şirket tarafından kabul edilmediğini, davacı şirketin yeniden fatura düzenlediğini, davalı şirketin bu faturalara da itiraz ettiğini, bu iadeye konu faturalar mahsup edildiğinde davacı şirkete bakiye 3.262,84 TL borçlarının bulunduğunu ileri sürmüşse de davacı şirket tarafından —- tarihinde düzenlenen faturaların davalı şirketin defterlerinde itirazsız şekilde kayıt edildikleri, davalı şirket —- edilmeyen ürün gönderildiğini ileri sürmüşse de ürün gönderim tarihlerinin — süre sonra ürünlerin yanlış gönderilmesi nedeniyle— düzenlemesinin kabul edilemeyeceği, zira aradan yaklaşık 6 aylık bir sürenin geçtiği, kaldı ki taraflar arasında — tarihli mutabakat mektubunda belirtildiği gibi davalı şirketin borç bakiyesinin — olduğu, bu nedenle davalı şirketin ürünlerin yanlış gönderildiğinden bahisle yaklaşık 6 ay sonra iade faturası kesilmesi nedeniyle bu yöndeki savunmalara itibar edilmediği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 188.136,89 TL alacaklı olduğu, icra takip tarihinden sonra dava tarihinden önce davalı şirketin davacı şirkete— ödeme yaptığı, söz konusu ödemenin TBK’nın 100.maddesi gözetilerek alacaktan mahsup edilmesi gerektiği, takip tarihi olan — tarihinden ödeme tarihi olan— avans faiz işletildiğinde ve icra harç ve masrafları, vekalet ücreti hesaplandığında yapılan ödemenin yetersiz olduğu, bu nedenle davacı vekilinin alacağın tamamı üzerinden dava açmakta hukuki yararının bulunduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan —— asıl alacağının bulunduğu, bu nedenle takibe yönelik itirazın iptalinin gerektiği, davacı tarafından takip tarihinden sonra ve dava tarihinden önce —icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına karar vermek gerektiği, her ne kadar söz konusu alacak cari hesap alacağı olsa da davalı tarafın mal iade talebinde bulunduğu, davacı tarafça kabul edilmediği, taraflar arasında karşılıklı olarak iade faturalarının düzenlendiği, bu nedenle alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebiyle davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının — esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile — üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 10 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine, davacı tarafından takip tarihinden sonra —- tarihinde yapılan ödemenin icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına,
2-Davacı tarafın inkar tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı —– harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL başvurma harcı ve 3.212,91 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.272,21 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan —— talimat masrafı, 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.613,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—- göre belirlenen 21.619,58 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan — tarafından karşılanan —-davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.