Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/94 E. 2021/967 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/94 Esas
KARAR NO : 2021/967

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin cari faaliyet gereği ——— kadar olan irsaliyeli fatura ile menkul mal satışı yaptığını, faturalardaki menkullerin;—– alıcının yapmış olduğu anlaşma gereği ürünlerin özenle —- üzerlerine uyarıcı —–yapıştırıldığını, belli sayıda (iki) koli üst üste gelmesi şartı ile—– üzerinden teslimi için hazırlandığını, bu ürünlerin alıcıya teslimi için davalı —- anlaşıldığını ve —- teslim edildiğini, davalının teslim aldığı hassas ürünleri —- gerekirken birkaç gün sonra müvekkilinin —–ürünlerin eksik barkod nedeniyle iade edildiğinin öğrenildiğini, müvekkilinin ürünlerin eksik barkot işlemlerini tamamlamak üzere davalı —-gittiğini, ancak davalı şubesine gidildiğinde ürünlerin gelişi güzel üst üste istiflendiğini ve atıldığını, altlarında—- bulunmadığını, bazı ürünlerin dışından bakıldığında dahi hasara uğradığının görüldüğü, bunun üzerine —- dosyası ile zarar tespiti yapıldığını, mahkemece bilirkişilere yaptırılan tespit sonucunda 27.651,22 TL zarar olduğunun tespit edildiğini, raporda açıklandığı üzere davalının—- göstermemesi neticesinde zarar oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 27.650,00 TL zarar ve tespit dosyasında yapılan masrafların 01.10.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz, yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında davacı tarafin hukuki yararı bulunmadığını ve davanın usulden reddinin gerektiğini ayrıca davacı tarafça müvekkili şirketin yokluğunda yaptırılan delil tespitinin davada delil olarak kullanılamayacağını—–sektöründe — olduğunu ve mezkur— tüm dikkat ve özeni eksiksiz olarak yerine getirdiğini, bir an için davacının bu davada tazminat talep etme hakkı olduğu varsayılsa dahi; uyuşmazlığa konu emtiadan—- düzenlenerek gönderici olan davacıya teslim edildiğini, bu teslimata ilişkin teslim belgesinin de cevap dilekçesi ekinde sunulduğunu, müvekkili şirketin üzerine düşen taşıma işini tam, eksiksiz ve kusursuz olarak yerine getirdiğini, emtianın alıcısı tarafindan hiçbir ihtirazı kayıt olmaksızın teslim alındığını, davanın açıkça kötü niyetli, haksız ve mesnetsiz olduğunu, taşımaya—- kıymetine dair bir beyan yahut uyarı yer almadan —–kabul anlamına gelmemekle birlikte gerçekten taşıma sırasında bir zarar meydana gelmiş ise—– yoksa taşımadan mı kaynaklandığının uzman bilirkişilerce tespitinin yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin zarardan sorumlu olduğu varsayılsa dahi yine TTK’nın 886 maddesi uyarınca tam tazminata hükmedilebilmesi için zararın meydana gelmesinde—- kusuru varlığının da ispat edilmesi gerektiğini belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, taşınmak üzere davalıya teslim edilen ürünlere gerekli özen ve—-gösterilmediğinden ürünlerde hasar meydana geldiğinden bahisle meydana gelen zararın tazminine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari —- dava şartı haline getirilmiş olup,—- tarihinde açılmış olup, davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 11/03/2020 tarihinde yapılan görüşmede tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek taraf delilleri toplanmıştır.
——sunulan —– özetle; Davalı tarafa ait ——- yapılan tespitte ürünlerin ——gerektiği, davalı tarafından beyan edilen ——- bedelinin —– olmadan taşındığı ve —– olduğu düşünülen ezilme ve yırtılmaların meydana geldiği, dosya incelemesi sonunda —— — sorumluluğu dışında kalan bir alanda ya da — hasar gördüğüne dair——zarar gördüğü ve bu ürünlerin fatura tutarının toplam 27.651,22 TL olduğu şeklinde tespitte bulundukları anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacının davalıdan talep edebileceği bir zararının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının belirlenmesi ve davalının olaydaki sorumluluğunun tespiti bakımından bilirkişiden rapor rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacı tarafından taşınmak üzere davalıya sağlam olarak teslim edilen emtianın bir kısmının taşıma talimatına aykırı olarak taşınması nedeniyle hasara uğradığı, davalı ——— talimatına aykırı davranışı nedeniyle, TTK 886’ncı madde hükmü çerçevesinde davalı— sorumluluk sınırından yararlanamayacağı,———- dosyasında yapılan tespitteki kısmi olarak hasara uğrayan emtia tutarının TTK 880/1’e göre 27.651.22TL olarak hesap edilebileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporuyla; Davanın, davacının müşterisine göndermiş olduğu—- —-davalı —- tarafından üstlenilen taşınması —uygun taşınmaması nedeniyle hasarlandığı, hasarın davalı — sorumluluğunda meydana geldiği iddiasıyla hasarın tazmini talebine ilişkin olduğu, davacının dava konusu emtiayı taşınmak üzere davalıya teslim ettiği, davacının dava konusu emtiayı, davalı —- —— teslim edildiği, davalının taşıma işini üstlendiği, teslim yerinin — davadışı alıcının —–göndermiş olması üzerine ürünleri teslim almaya giden davacı şirket yetkilisinin yapmış olduğu incelemede; emtiada hasar olduğunun görüldüğü, emtianın hasarlı olması nedeniyle teslim alınmadığı ve — mahkemesine başvurarak delil tespiti yoluyla bilirkişi incelemesi yaptırdığı, davalının bilirkişi incelemesinin kendilerine haber verilmediği ve bilirkişi raporunun kendilerine tebliğ edilmediği yönündeki itirazlarının yersiz olduğu, zira delil tespitinin ürünler teslim alınmadan davalının ——mahkemece davalı tarafa tebliğ edildiği, ancak davalı tarafın rapora karşı herhangi bir beyan ve itirazda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacının müşterisine gönderdiği emtianın,—– emtia olduğu, davacı tarafından emtianın niteliğine uygun taşımaya elverişli— —— eşyaların üzerine —– yapıldığı, —–gerektiği halde, —- sabitleme ve — taşınması sonucu taşınan emtianın bir kısmında hasar meydana gelmiştir. Dava konusu taşıma işi 6102 sayılı TTK.nun yürürlüğünden sonra 24.09.2019 tarihinde yapılmıştır. Bu durumda davalı taşıyıcının sorumluluğunun 6102 sayılı yasanın 850 ve devamı maddelerine göre belirlenmesi gerekir. TTK 850 maddesi uyarınca taşıyıcı taşıma sözleşmesi ile eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi borçlanmıştır. Kanunun 875 maddesinde ise taşıyıcının ziya veya hasar ile gecikmeden doğan zarardan sorumluluğu düzenlenmiş olup, taşıyıcı eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde eşyanın ziyanından, hasarından ve teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. Ziya, hasar ve gecikme taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmiş ise taşıyıcının sorumluluktan kurtulacağı Kanunun 876 maddesinde kabul edilmiş ve—– borcunu yerine getirdiğini ispat yükü yüklenmiştir. 878 maddesinde ise özel haller düzenlenmiş olup, hasarın bu maddede gösterilen hallerden birine bağlanabilmesi halinde de taşıyıcı sorumluluktan kurtulabilecektir. Bu maddeler kapsamında değerlendirme yapıldığında; taşınan emtianın davalı şirket tarafından——— ———teslim alındığı, ancak alıcısı emrine — edilemediği, hasar tutanağı ve delil tespiti ile tanzim edilen raporun davalıya tebliğ edilmiş olması nedeniyle davacının yazılı ihbar yapmasına gerek olmadığı, davalının kusurlu olduğu, davalı taşıyıcı, yasanın aradığı en yüksek özeni göstermediği gibi TTK 878 maddesinde sayılan —- hallerden herhangi ———-olayda gerçekleşmediği, 879’uncu maddeye göre de taşıyıcının kendi—– yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumlu olduğu, bu bağlamda davalı— hasarın meydana gelmesinde en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı bir durumu ortaya koyan ispat edici bir belgenin dosya kapsamında mevcut olmadığı için, davalı taşıyıcının meydana gelen hasarı tazmin etmesi gerektiği, davacının zararını talep edebileceği tutarın TTK 880. maddesine göre belirlenmesi gerektiği, davalının malı çekincesiz teslim edemediğinden kendisini mesuliyetten kurtarabilecek beyyinelerden istifade edemeyecek durumlarda tazminatta esas alınacak değeri belirleyen 880’inci madde 1. Fıkraya göre; taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminatın, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanacağı, 3.fıkrada ise; eşyanın değerinin piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edileceği, eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğunun kabul edileceği, dosyaya sunulu olan faturadan emtianın sevk esnasında satılmış olduğu göz önüne alındığında, hasarlı ürünlerin tazmininde fatura üzerindeki değerin alınmasının yerinde olacağı, dosya kapsamından, taşınmak üzere davalıya teslim edilen emtia için taşıyıcıya verilen —- talimatına uyulmaması sonucu ürünlerde hasarın oluştuğunun tespit edildiği, bu durumda davalının 886’ncı maddede belirtildiği gibi, zarara, — bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz, hükmü gereğince, taşıma talimatına uyulmaması ağır kusur olarak nitelendirilmiş ve bu nedenle, 886’ncı madde gereği taşıyıcının sorumluluk sınırını ortadan kaldıran bir durumun varlığı nedeniyle, davalı taşıyıcı meydana gelen zarardan dolayı sınırlı sorumluluktan yararlanmayacağı ve bilirkişi raporu ile tespit edilen ve mahkememizce de uygun görülen 27.651,22 TL tutarında hasarı tazmin etmesi gerektiğinden davanın kabulüne, 27.651,22 TL hasar bedelinin hasar tespit tarihi olan 18.10.2019 tarihinden itibaren hükmedilen tutara 3095 sayılı kanunun 2/2 maddesi uyarınca avans faizi yürütülmesine ve davalının değişik iş dosyasında yaptığı masrafların yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1——itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Değişik iş —- masraflarının yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine,
3-Karar harcı 1.888,77 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 472,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.416,57 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 472,20 TL peşin harç ve değişik iş dosyasında yatırılan 20,40 TL başvuru harcı, 73.10 TL peşin harç olmak üzere toplam 620,10 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 136,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve değişik iş dosyasında yapılan 24,50 TL tebligat gideri ve 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.561,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen—– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —– arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.