Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/85 E. 2023/359 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/85 Esas
KARAR NO : 2023/359

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/03/2020
KARAR TARİHİ : 11/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı şirket ile müvekkili davacı şirket arasında uzun zamandır süren ticari ilişki mevcut olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirkete ürün vermekte ve fatura karşılığı teslim etmekte olduğunu,davalı şirketin ise aldığı ürünlerin karşılığında müvekkili şirkete ürün bedellerini ödemekte olduğunu ancak davalı şirketçe uzun zamandır ödeme yapılmamakta ve müvekkile olan borçların ödenmemekte olduğunu, bu nedenle müvekkili şirket tarafından alacağına kavuşmak maksatlı olarak icra takibine girişildiğini, ancak
davalının kötü niyetli olarak müvekkilin alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla takibe
itiraz ederek takibi durdurduğunu, dava şartı olan arabuluculuk görüşmelerini de anlaşamama
ile sonuçlandığını, müvekkili şirket tarafından davalıya teslim edilen mallar irsaliyeli olup, irsaliye örneklerinin dosyaya sunulduğunu, yapılacak defter incelemesi sonucunda alınacak bilirkişi raporu ile C/H alacaklarının açıkça görüleceğini iddia ederek, davalı-borçlu ‘nun vaki itirazının iptaline ve takibin devamına, %20 ‘den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından müvekkili şirket aleyhinde —- İcra Md. ’nün —— sayılı dosyası ile başlattığı ilamsız icra takibi haksız ve kötü niyetli olup, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu,söz konusu haksız ve kötü niyetli ilamsız icra takibinin dayanağı olan ve davacı tarafça sunulan
cari hesap ekstresi incelendiğinde, fatura konusu ürünlerin teslim edilmediği, cari hesap ekstresinde belirtilen faturaların da müvekkili şirkete tebliğ edilmemiş olduğunun görülmekte
olduğunu, müvekkili şirketin, davacı şirket tarafından sunulan cari hesap ekstresinde belirtilen faturalara dayalı olarak davacı şirketten herhangi bir mal veya hizmet satın almamış olup, aleyhine
başlatılan ilamsız icra takibinden ve bu takibin dayanağı olan cari hesap ekstresinden
kaynaklanan herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu savunarak, davanın reddine, davacı aleyhine %20’ den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki davada, davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür.—–. İcra Müdürlüğünün —– sayılı dosyasının tetkikinden davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında cari hesap alacağına istinaden 31.174,03 TL asıl alacak, 2.015,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 33.189,24 TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, Mali Müşavir ——tarafından düzenlenen raporda, tarafların yasal defterlerinin kanunlara uygun şekilde tutulduğu, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olduğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdıkları belirtilmiştir. Raporda, yapılan incelemeye göre tarafların cari hesaplarında mutabakatsızlık bulunduğu, mutabakatsızlığın davacı kayıtlarında yer alan toplam tutarı 22.043,77 TL olan 8 adet satış faturası ile davalı şirket kayıtlarında yer alan toplam tutarı 7.195,61 TL olan dört kalem işleminden kaynaklandığı, taraflar arasındaki BA/BS formlarının incelenmesinden 8 adet belge karşılığı toplam 22.421,00 TL mutabakatsızlığın bulunduğu, bunun nedeninin bahsi geçen 8 adet davacı şirket satış faturasının davalı şirket defterlerinde yer almamasından kaynaklandığı, davalının BA formu beyanında da yer almadığının tespit edildiği, irsaliyeli satış faturalarının incelenmesinden ise, irsaliyeli faturalarda sadece imza bulunduğu veya ismin okunamamış olduğu, bir adet irsaliyeli satış faturasında ise —— isminin yer aldığı belirtilmiştir.Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, bilirkişi raporunda taraf defterleri arasındaki mutabakatsızlığın toplamda 29.239,39 TL olduğu, 8 adet satış faturanın karşılığı olan toplam tutarı 22.043,77 TL’nin davacı defterlerinde kayıtlı olmasına rağmen davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından; davalı defterlerinde kayıtlı dört kalem işleminden ibaret 7.195,61 TL’nin ise davacı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığını belirtmiştir. Davalı vekili söz konusu malın müvekkiline teslim edilmediğini ileri sürmüş, davacı vekili de daha önce de aynı şekilde mal teslimi yapılarak aynı imzalar ile ödeme yapıldığını belirtmiştir. Bunun üzerine mahkememizce 19/10/2021 tarihli duruşmada davacı vekiline fatura ve irsaliye asıllarını dosyaya sunmak üzere 2 hafta kesin süre verilmesine, sunulmaması halinde bu delillere dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağının ihtarına karar verilmiş, davacı vekili tarafından 4 adet irsaliyeli faturaların karbon nüshası (fotokopi suret) ibraz edilmiştir. Mahkememizce her ne kadar bu belgeler üzerinde imza incelemesi yapılmış ise de Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre fotokopi üzerinden imza incelemesi yapılmasının mümkün olmaması nedeniyle mahkememizce imza incelemesine dair düzenlenen rapor değerlendirmeye alınmamıştır. Mahkememizce davalı şirket yetkilisi —–19/10/2021 tarihli duruşmada hazır olmakla kendisine isticvaba konu sevk irsaliyeleri gösterilerek irsaliye üzerinde bulunan imzaların ve isimlerin kendisine ya da şirketi temsile yetkili kimselere ait olup olmadığı sorulmuş, gösterilen 8 adet sevk irsaliyeleri üzerinde bulunan isim ve imzaların kendisinin ya da şirket adına yetkili herhangi bir kimseye ait olmadığını, irsaliyelere konu malların teslim alınmadığını beyan ettiği görülmüştür. Mahkememizce bilirkişi raporunda adı geçen —– isimli kişinin davalı şirket çalışanı olup olmadığına dair—–araştırması yapılmış, gelen yazı cevabından kişinin şirket çalışanı olmadığı anlaşılmıştır. Davacı kayıtlarında yer alan ancak davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 8 adet faturanın davalıya tebliğ edildiğinin dosya kapsamı itibariyle ispatlanamadığı, ticari defterlerle bağlantılı kayıt niteliğinde olan BA-BS formlarından davalı tarafça Vergi Dairesine yapılan bir bildirimin de bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığı, böylelikle davacının davasını ispatlayamadığı kanaatine varılmakla açılan davanın reddine, davalının yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin de reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Karar harcı 179,90 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 566,79‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 386,89‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.