Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/82 E. 2021/129 K. 19.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/82
KARAR NO : 2021/129

DAVA : İtirazın İptali iken Islah ile Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2020
KARAR TARİHİ : 19/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali iken Islah ile Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile aralarında imzalanan —- tarihli sözleşme—— —–davalıya satışı konusunda anlaştıklarını, bağımsız bölüm numaraları ——– olan iki adet taşınmazın tapuda devrinin sağlandığını, davalının farklı tarihlerde olmak üzere toplam——— tapu harcı bedelini de ödediğini, taşınmaz satışından bakiye 752.215,00 USD borç kalmasına rağmen davalının borcunu ifa etmediğini, bu yüzden müvekkilinin büyük zarara uğradığını ve arsa sahipleri ile davalık olduğunu, binanın —— alınması için ——- kaldığını, davalı tarafın borcu olmadığını ileri sürmekle birlikte yapılan ödemeler uyarınca bakiye borcun sabit olduğunu, davalının —————-bağımsız ——— elde ettiğini, bakiye——— tahsili için davalı hakkında başlatılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takip konusu alacağın %80’ninden az olmamak üzere davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinin dayanağının ———— olup bu sözleşmenin hukuken geçerli bir sözleşme olmadığını, taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin resmi şekilde yapılmasının geçerlilik ——–, geçersiz sözleşmeye dayanılarak takip ve dava açılamayacağını, tapuda —— davacının taşınmaz bedelinin tamamını nakden aldığını beyan ettiğini, satış bedelinin tamamını almadan tapu devrinin hayatın olağan akışına da aykırı olduğunu, resmi senetteki beyanın aksini iddia eden davacının bu iddiasını aynı güçteki delil ile ispat etmesi gerektiğini, taşınmaz satışının 2016 yılında yapılmış olmasına rağmen davacının gayrimenkul satışı ile uğraşan bir müteahhit olarak takip ve dava için 4 yıl beklemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının davayı kazanacağından emin olmadığı için kısmi dava açtığını, bir an sözleşmenin geçerli olduğu kabul edilse bile davacının sözleşmedeki edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle ciddi zararının doğduğunu, sözleşmenin 2.2 maddesinde — taşınmazın ——net alanı olacağı belirtilmiş iken taşınmazın —- daha küçük olduğunu, yine sözleşmenin 2.2 ve 3.1 maddesinde davacının arsa sahipleri ile imzaladığı satış vaadi ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin taraflar arasında imzalanan sözleşmenin eki ve ayrılmaz parçası olduğunun kararlaştırıldığını, ilgili hükümler uyarınca tarafların o sözleşmenin bütün koşullarını aynen kabul ettiklerini, davacının inşaatı anılan sözleşmedeki koşullara uygun olarak yapmadığı gibi ön görülen süreleri de aştığını, sözleşmenin 4.maddesinde masrafların kararlaştırıldığını, buna göre tapu harcının davacıya ait olduğunu, —-ödemenin satış bedeline mahsuben verildiğini, tapu harcı için ödenmediğini, aynı madde uyarınca — kadar — vergilerinin de davacı tarafça ödenmesi gerekir iken davacının hiç bir ödeme yapmadığını, davacının teslim ettiği bağımsız bölümün ——— olduğu, bir cephesinin tamamen açık olduğunu, eksiklikler tamamlanmadığı —- alınmadığını, bu yüzden taşınmazların kullanılamadığını, davacının sözleşmedeki edimleri yerine getirmemesi nedeniyle —– bağımsız bölüm üzerindeki —– etmediklerini, —- — çevrilmesi yoluyla takibe geçileceğinin ihtar edildiğini, davacıya —–eksikliklerin giderilmesi yönünde kendilerince ihtarname gönderildiğini, davacının ekonomik güçlüğe düşmesinin nedeninin kendileri olmadığını, davacının haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, davacının kabul ettiği ödemeler haricinde davacıya—— bürosu —– nakden ödendiğini ileri sürerek açılan davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile İİK.nun 67.maddesi uyarınca açılmış itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, mahkememizin 11/11/2020 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartı ve ilk itirazlar incelenerek, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilerek, delillerin toplanmasına başlanmıştır.
Davacı vekili 11/01/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile harç yatırmak suretiyle davasını 2.500.000 TL üzerinden alacak davası olarak ıslah ettiklerini bildirmiştir.
Davacı vekili sunduğu 18/02/2021 tarihli dilekçe ile davadan feragat ettiklerini belirtmiş vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını bildirdiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin de sunduğu 19/02/2021 tarihli dilekçe ile feragat nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını bildirdiği görülmüştür.
Davadan feragat davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olduğundan davanın bu nedenle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu 22. maddesi uyarınca alınması gereken 39,53 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 308,13 TL harçtan mahsubu ile bakiye 268,60 TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 29.885,00 TL.harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde oy birliğiyle karar verildi.