Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/80 E. 2022/303 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/80 Esas
KARAR NO: 2022/303
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/06/2017
KARAR TARİHİ:14/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
Davacı vekili tarafından verilen —- tarihli dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında gerçekleştirilen sözleşme neticesinde davalıdan —– alacaklı olduğu, bu sebeple icra takibi yapıldığı, icra takibine haksız olarak itiraz edildiği. sözleşmeden doğan para borcuna rağmen itiraz edilmesinin haksız olduğu, davalının burada yetkiye de itiraz ettiği ancak alacaklının ikametinin —- sınırlarında bulunduğu, davalının —- temsilcisi ve işletmecisi olduğu, davalının verdiği bir taahhüt ile davacının sahibi olduğu —açılmasının —- tarihine kadar resmileşmemesi halinde ise davalının sahibi ve temsilcisi bulunduğu —– durağında çalışma izni vereceğini taahhüt ettiğini, davacı tarafından —–yapılan başvurunun olumlu sonuçlanmadığı ve —– açılması yönünde olumlu karar alınmadığı, davalının taahhüdüne uygun olarak davacıyı —– da çalıştırmadığı, bu amaçla verilen parayı da iade etmediği, bu amaçla yapılan ödemelere ilişkin dekont örneklerinin sunulduğu beyan edilerek, itirazın iptali ve icra ve inkar tazminatı talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:
Davalı vekili tarafından verilen —-tarihli cevap dilekçesinde özetle, davacının icra takibinde talep ettiği alacağı —- tanzim ve vade tarihli alacak olduğunu bildirdiği, dava dilekçesinde ise böylesi bir alacağın değil, farklı bir alacağın açıklandığı, bu hussu muvafakatleri bulunmadığı, likit alacak bulunmadığından davacının ikametgahının ödeme yeri ve yetkili yer olarak görünmesinin mümkün olmadığı, davacının haksız olduğu,—–isimli şahse verilen —– inkar ederek kötüniyetli tahsilat yapmaya çalışıldığı, Davacının —– bedelle sattığı ve bedelini aldığı, davalının da davacı adına hareket eden —- plakalı araç bedelinin davacı tarafından ödendiği aracın durakta çalışmasına muvafakat ettiği, davacının ihaleye girmemek suretiyle bu hakkını kullanmadığı, bu hususun tanık beyanları. banka kayıtları ve —– kayıtlarından anlaşılabileceği belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
—– sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacının alacaklı, davalının borçlu bulunduğu, takip talebinin —- tarihli olup, alacak miktarının —- olarak belirtilerek takip sonrası yasal faiz istenildiği, alacağın sebebi kısmında ———-tarihli asıl alacak açıklamasının yer aldığı,takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Tüm dosya kapsamının incelenerek ve tarafların tüm iddia ve itirazlarının değerlendirileceği şekilde rapor hazırlanmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdi ile hazırlanan ——– tarihli raporda özetle; Dava itirazın iptali davasıdır. Bu dava bakımından ilke, yapılan icra takibine yönelik itirazın hükümden düşürülmesi ve takibe devam edilmesidir. Nitelik olarak icra takibine bağlı bulunduğu ve burada talep edilen hususların davada yargılama konusu yapılacağı kabul edilmektedir. Ancak davanın niteliği konusunda gerek doktrinde gerek yargı kararlarında farklı görüşlerin ileri sürüldüğü de belirtilmelidir. Somut olayda takip talebinin zorunlu unsurlarından biri olan alacağın sebebi hususunun yeterli açıklıkta gösterilmediği anlaşılmaktadır. Burada yer alan ifade şu şekildedir:”——- Bu açıklama ile dava konusu olarak gösterilen —— tarihli taahhütname ve üç dekont ile yapılan ödemeler arasında bir bağlantı kurulmasını zor olduğu belirtilmelidir. Ancak belirtilen hususun takip hukukuna ilişkin olup, İcra Mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerektiği, takip talebinin geçerli olup olmadığı ve bunun hakkında karar verilmesinin işin niteliğine uygun olmadığı mütalaa edilmektedir. Diğer taraftan itirazın iptali davalarının niteliği gereği maddi hukuka dayanan davalar olarak kabul edildiğinden, —— uygulamasında takip iptal edilse bile davanın eda davası olarak görüleceği yönünde uygulama bulunduğu belirtilmesidir: İtirazın iptali davası devam ederken, ilamsız takibin şikayet üzerine iptal edilmesi halinde, usul ekonomisi bakımından bu davaya alacak ——-davası olarak devam edilmelidir. —– bu konuda, şikâyet üzerine takibin iptalinin itirazın iptali davasının açılmasından önce mi, sonra mı olduğuna göre ikili bir ayırım yapmaktadır. ——-şikâyet üzerine takibin iptali, itirazın iptali davasının açılmasından sonra ise, icra mahkemesince iptal edilmiş olan icra takibi ile ilgili olarak açılmış olan itirazın iptali davasına alacak—— davası olarak bakılması gerektiği görüşündedir.Buna karşılık, şikâyet üzerine takibin iptali, davanın açılmasından önce olmuş ise, —–, icra mahkemesince iptaline karar verilen takipteki itiraz hakkında, itirazın iptali davası açılamayacağını, geçerli bir ödeme emri bulunmadıkça itirazın iptali davası açılmasının anlamı olmayacağını belirtmektedir —–Dolayısıyla davalının bu dosya üzerinde yaptığı savunmayı İcra Mahkemesinc taşıması halinde dahi davanın eda davasına dönerek devamı mümkün olduğundan, dava konusu alacak üzerine inceleme yapılmasının uygun olacağı kabul edilerek değerlendirme yapılmıştır. Bu haliyle davanın bir alacak talebini içerdiği, taraflar arasında imzalanan bir taahhüde dayalı olarak ödenen bedellerinin iadesinin talep edildiği anlaşılmaktadır. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden davacı ve davalı arasında bir araç satışının gerçekleştiği —— anlaşılmakta, bunun dışında davalının yönetiminde veya ihalesini aldığı bir durakta davacının aracının çalıştığına ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığı belirtilmelidir. Davacı tarafından davalıya yapılan üç ayrı ödeme bulunduğu anlaşılmakta olup, tümünün durak kullanımı ile bağlantılı olduğu anlaşılmaktadır. Burada kullanılan ifadeler —— olarak ifade edilmektedir. Davalı savunmasında dava dışı ——-verilen durak hakkından söz etmekte ve buna verilen durak hakkı ile davacı arasında bir bağlantı kurmaktadır. Söz konusu dava dışı üçüncü kişinin durak çalışmasına ilişkin getirilen belgelerde, kişiye ait —- tarihinden itibaren davalıya ait durakta çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır. Ancak davalının bu savunması, yani davacının yaptığı ödemelerin üçüncü kişi menfaatine yapıldığı savunmasını destekleyen başka bir bilge ve belge bulunmamaktadır. Bir kısım ödemenin bu devrin hemen öncesi yapılması —— bu anlamda yapılan ödemelerin bu amaçla yapıldığını göstermeye yetmemektedir. Somut olarak sunulan belgelerde davacı tarafından üç ayrı işlem halinde ——- ödendiği, belirtilen ödemelerin içeriklerinde —— açıklamalarının yer aldığı kabul edilmektedir. Davacının bu ödemelerin sonuncusundan bir gün önce bir taahhüt vererek davacıya durakta kayıtlı olarak taksi çalıştırma hakkı tanıyacağın taahhüt ettiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle taraflar arasında durak bedeli olarak isimlendirilen işlemin nitelik olarak kullanımda bulunan durakta taksi çalıştırmaya yönelik bir hak ile bağlantılı olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan ———–verilen cevabi yazıdan, belirtilen uygulamanın anlaşılın bir biçimde ortaya konulduğu da ifade edilmelidir. Bu haliyle davacı tarafından taahhütnameden önce ve sonra yaptığı ödemelerin—— çalıştırma hakkına yönetik olduğu ancak davalının bu konuda ortak çalışmayı sağlayamadığı kabul edilmelidir. Davalının toplam elde ettiği miktarın bu haliyle gerçekleşmeyen bir sebebe bağlı olarak ödeme olduğu, iadesinin gerektiği benimsenmelidir. Ödeme miktarı —- olmasına rağmen takip talebi ile talep edilen miktarın —— olduğu ve taleple bağlılık ilkesinin dikkate alınması gerektiği sonuç olarak davacı tarafından davalıya sahip olduğu taksinin durakta çalıştırılmasına karşılık olarak üç seferde —— ödendiği, davalının ihalesini aldığı herhangi bir durakta davacının sahip olduğu taksiye çalışma hakkı tanınmadığı, ödenen bedelin bu sebeple iadesinin gerektiği, ancak itirazın iptali olarak açılan davanın —— olup, taleple bağlılık ilkesinin dikkate alınması gerektiği yönünde görüş belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu tüm dosya kapsamına göre;Dava ,davacıya ait ticari taksinin davalı tarafından verilen taahhütname uyarınca çalıştırılmadığı iddiası ve sözleşmeye aykırılık iddiası ile ödenen bedelin istirdatı amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin iş bu dosyasının ——- tarihli ikinci celsesinde, dosyanın incelenmesinde mahkememiz dosyasına dayanak olan icra takip dosyasındaki takip talebinde borcun dayanağı olarak —— tarihli alacak gösterildiği ve takibe dayanak olarak yazılı belge sunulmadığı, davacı vekilinin dava dilekçesinde uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmeden doğan icra borcu olduğu yazılı olup dilekçe ekine ——- konulduğu görülmekle bu hususun iddianın değiştirilmesi kapsamında mahkememizce değerlendirildiği, davacı vekilinin —— tarihli beyan dilekçesinde —-dosyasından icra takibinin—— tarihinde başlatıldığını, takibe konu alacak için takip tarihi itibariyle faiz başlangıcı hesaplanması talep edildiğinden alacağın vade tarihi de takip tarihi olan —-olarak girildiğini, bununla birlikte düzenleme tarihi de takip tarihi olan —olarak sistem tarafından otomatik olarak, sehven tayin edildiğini, bu durumda takibe dayanak olarak görülen —- tanzim ve —— vade tarihli bir evrakın bulunmadığını, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla başlatılan icra takibinin ilamsız takip olarak başlatıldığını, ilamsız takipte alacağın dayanağına ilişkin bir belge sunulmasının zorunlu unsur olmadığından takibin bu şekilde başlatılmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, huzurda görülen itirazın iptali davası olduğundan ve yargılama kapsamında “takip konusu alacağın varlığının tespiti” yapılması gerektiğinden alacağın tespitine yönelik sunulmuş olunan evrakların “iddianın değiştirilmesi” olarak değerlendirilemeyeceğinin bildirildiği,— tarihli üçüncü celsede davacı vekilinin —– tarihli dilekçesinde takip konusu alacak için takip tarihi itibari ile faiz başlangıcı hesaplaması talep edildiğinden alacağı vade tarihinin takip tarihi olarak görüldüğü ve sistemin otomatik olarak düzenleme tarihini tayin ettiğinin belirtildiği, takip tarihinin takip sebebi olarak gösterilen alacak ile aynı tarih olduğu görülmekle borcun sebebinin gösterilmediği mahkememizce kabul edildiğinden iddianın değiştirilmediğinin anlaşıldığı ve her ne kadar davalı vekili — tarihli dilekçesinde —- kararını emsal içtihat olarak göstererek, alacak sebebinin proğram hatası sebebiyle sehven yanlış gösterilmesi savunmasının dinlenemeyeceği itirazını ileri sürse de emsal içtihat incelendiğinde takip talebinde asıl alacağın icra programındaki yanlışlık sebebiyle yanlış gösterilmesinin ileri sürüldüğü halbuki somut olayda bu durumun söz konusu olmadığı, ileri sürülen durumun gösterilmesi zorunlu olmayan borcun sebebine ilişkin olduğu dolayısıyla icra takibinin ilamsız takip olarak başlatıldığı ve ilamsız takipte alacağın dayanağına ilişkin bir belge sunulmasının zorunlu unsur olmaması ve takip tarihinin takip sebebi olarak gösterilen alacak ile aynı tarih olduğu görülmesi ile davacı vekilinin beyanına itibar edilerek takip talebinde borcun sebebinin gösterilmediği mahkememizce kabul edildiğinden davalı vekilinin itirazına itibar edilmemiş olup denetime ve hükme elverişli olan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne, davalının —– dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —— üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —— oranında yasal faiz işletilmesine, alacak likit olmakla hüküm altına alınan —- oranında inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —- üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık—- oranında yasal faiz işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan ——- %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 4.925,15 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 870,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.054,37‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL başvurma harcı ve 870,78 TL peşin harç olmak üzere toplam 902,18‬TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 165,00 TL tebligat gideri ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 965,00 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 70,50TL yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 10.173,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/04/2022