Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/651 E. 2021/448 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/651 Esas
KARAR NO : 2021/448

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, davalının şahıs şirketi olduğunu, tacir olduğunu, müvekkili —— olduğunu davalı tarafa —- tedarikinde bulunduğunu, ticari iş ilişkisinden dolayı cari hesap ekstresi düzenlendiğini, bu hesap ekstresi tahsil edilmediğini, davalı şahıs adına İstanbul Anadolu —- Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı şirket takibe konu alacağa takibin tamamına, işlemiş ve işleyecek tüm faize, takibin tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, itiraz edilen icra takibi cari hesap ekstresine dayandığını, yapılan ödenen ve ödenmeyen meblağlar müvekkili şirketin ticari defter ve muhasebe kayıtlarında sabit olduğunu, HMK madde 222 ‘deki şartlar gerçekleştiği takdirde ticari defterler sahibinin lehine kesin delil oluşacağını, hem TTK madde 82 hem HMK madde 222 uyarınca iki tarafta tacir olduğunu, ticari işlerden dolayı çıkan uyuşmazlıklarda, ticari defterler kesin delil niteliğinde olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarının bu yönde olduğunu, Müvekkili alacağın varlığı ve ulaştığı meblağ müvekkilinin ve davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesiyle anlaşılacağını, alacak likit olduğunu dolayı davalının borca ve tüm fer’ilere ilişkin itirazı yasal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili tarafından uygulanan faiz ve faiz oranlarının yasaya uygun olduğunu, müvekkilinin alacağı muaccel olduğunu, icra takibine yapılan haksız ve kötüniyetli itiraz dolayısıyla arabuluculuk yoluna başvurduklarını, davalı tarafı görüşme sonucu anlaşamama nedeniyle anlaşma sağlanamadığını, İstanbul Anadolu—–Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ve takibin devamını, haksız ve mesnetsiz olarak takibe itiraz eden davalı tarafın alacağının % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edildiği, cevap dilekçesinin sunulmadığı anlaşıldı.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4.maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK ‘nın 5.maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1.maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası 6335 Sayılı Kanununun 2.maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması Asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Somut olayda, davanın cari hesap alacağından kaynaklandığı, mutlak ticari dava olmadığından her iki tarafın da tacir olmasının gerektiği, davacı tacir olsa da davalının gerçek kişi olması sebebiyle mahkememizce davalının tacir olup olmadığının araştırılmasına gidildiği, —– yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda; davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığının belirtildiği,—- yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda; davalının —– yıllarında beyan ettiği matrahın 213 sayılı VUK’un 177. Maddesinde belirtilen hadlerin altında kaldığının belirtildiği,—–yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda davalının —— bulunmadığının belirtildiği, dolayısıyla davalı tacir olmadığından TTK’nın 4.maddesi uyarınca ticari dava niteliğinde bulunmayan uyuşmazlığın dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 2.maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden Mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay—-. Hukuk Dairesi’nin —-Esas ve —-sayılı kararı)
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, Mahkememizin Görevsizliğine,
2-Görevli mahkemeninin —– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli——-Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.