Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/65 E. 2021/415 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/65
KARAR NO: 2021/415
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/03/2020
KARAR TARİHİ: 09/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —-müşterisi olan davalı —-lehine, diğer davalıların müteselsil kefaletiyle krediler kullandırıldığını, — gayrinakit olmak üzere toplam —– davalılardan alacaklı olduğunu, kredi borcunun ödenmemesi üzerine ——tarihinde kat edilerek alacaklarının muaccel hale geldiğini, hesapların kat edildiği ve borcun ödenmesi gerektiği hususunda davalılara ihtarnamelerin tebliğ edildiğini ancak borcun ödenmediğini, davalılar hakkında —– dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, davalıların icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlarının HMK 10.maddesi uyarınca yerinde olmadığını, sözleşmenin ifa edileceği yerin —– çevresi içinde kaldığını, davalıların haksız ve kötü niyetli itirazları üzerine takibin durduğunu, müvekkilinin alacaklarının kesin ve likit olduğunu, hesabın kat edilmesi ile alacaklarının muaccel hale geldiğini, müvekkili tarafından talep edilen faiz oranlarının Yasaya, mevzuata ve Sözleşme hükümlerin uygun olduğunu belirterek davalıların —- dosyasına vaki itirazlarının iptaline, davalı —- yönünden nakit alacağı olan;
—— Temerrüt Tarihinden Takip Tarihine kadar işlemiş yıllık —- gider vergisi.—- Hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar işlemiş akdi faiz. — Noter Masrafı olmak üzere —Toplam alacak üzerinden iptali ile — Asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek —– temerrüt faizi işletilmesine,
davalılar —–Yönünden nakit alacağı olan;
—– Hesap kat tarihinden takip tarihine kadar işlemiş akdi faiz, —olmak üzere .—- Toplam alacak üzerinden iptali ile — Asıl alacağa takıp tarihinden itibaren işleyecek —– temerrüt faizi işletilmesine,
Takip talebinde belirtilen müvekkili banka tarafından verilen ve halen iade edilmeyen — adet çek yaprağından kaynaklanan —— çek garanti bedelinin davalılar tarafından depo edilmesine,
—–alacak takip sırasında nakde dönüştüğü takdirde, nakde dönüştürme tarihinden tahsiline kadar sözleşme hükümlerine göre belirlenecek oranda temerrüt faizi, faizin gider vergisi, takip giderleri ile birlikte tahsili talep edilmiş olduğundan tazmin tarihlerinden ödeninceye kadar işleyecek ve—– ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilerek takip talebinde talep edilen temerrüt faizi, faizin —- gider vergisi, avukatlık ücreti ve icra masrafları ile birlikte tahsiline imkan verecek şekilde davalıların icra takibine vaki itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalıların alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin adreslerinin —- olduğunu, davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkemelerin —— olduğunu, davacı tarafından yapılan icra takibinin usul ve hukuka aykırı olduğunu, —– şahsi kefaletlerin tamamının geçersiz olduğunu, devam eden her kredi için ayrıca kefalet alınmadığını, müvekkillerinin eşlerinin de kefalet için yazılı rızalarının alınmadığını, müvekkili şirketten bir kısım tahsilatlar yapıldığını, bu ödemelerin dikkate alınması gerektiğini, icra takibinde talep edilen alacak kalemlerinin yargılamayı gerektirdiğini, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin de reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİKnun.67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalılardan ——kullandırılan kredi borcunun ödenmediğini, diğer davalıların kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini ancak sonuçsuz kaldığını, bu yüzden davalılar hakkında başlatılan takibe davalı tarafça haksız yere itiraz edildiğini, hesabın kat edilmesiyle birlikte alacağın muaccel hale geldiğini, talep edilen faiz oranlarının yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, aynı şekilde depo talebi ile masraf talebinin de sözleşme hükümleri uyarınca mümkün ve yasaya uygun olduğunu belirterek davalıların itirazının iptaliyle takibin devamına, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı taraf talep edilen —– hesaplandığını, talebin yerinde olmadığını, alacak kalemlerine uygulanan faiz oranlarının —– belirlediği faiz oranlarının çok üzerinde olduğunu, talep edilen alacak kalemlerinin dayanağının takip ve dava dilekçesinden anlaşılamadığını, —– şahsi kefaletlerin tamamının geçersiz olup devam eden her kredi için ayrıca kefalet alınmadığı gibi eşlerinin kefalet için yazılı rızalarının da alınmadığını, yapılan bir kısım ödemelerin dikkate alınması gerektiğini, talep edilen alacağın likit olmaması nedeniyle inkar tazminatının istenemeyeceğini belirterek davanın reddi ile davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —– günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
—— sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacının davalılar hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliğ ile davalıların süresinde takibe itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça—– yetkisine itirazla yetkili icra —- bulunduğu ——olduğu ileri sürülmüş, dayanak kredi sözleşmelerinden bir kısmında yetkili icra müdürlüğü ve mahkemelerin —– olarak belirlendiği ancak kanunen yetkili icra müdürlüğü ve mahkemelerin yetkilerinin saklı tutulduğu, bir kısmında yetki konusunun düzenlenmediği görülmüştür. — davacı bankanın—- tarafından kullandırıldığından ilgili şube ——İcra Dairelerinin yetki sınırlarında kaldığından HMK 10 ve TBK 89 maddesi hükmü uyarınca —– yetkili olduğu kabul edilerek davalıların itirazının reddine karar verilip yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı tarafça süresinde sunulan cevap dilekçesiyle mahkememizin yetkisine de itiraz edilerek —– yetkili olduğu ileri sürülmüş ise de —- —- yetkisine yönelik itirazın değerlendirilmesinde açıklanan gerekçelerle davalıların bu itirazı da yerinde görülmemiştir.
Dosyaya sunulan delillerden davacı banka ile davalı—arasında toplam —- imzalandığı, diğer davalıların sözleşmelerde —- ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının yer aldığı anlaşılmıştır. Davalılar ——- ek kefalet protokolünün imzalandığı görülmüştür. Dayanak kredi sözleşmelerinden —- tarihli olanların —- döneminde imzalandığı, bu nedenle eş rızasının gerekmediği, —- tarihli — davalılardan —-eşinin rızasının alındığına dair belgenin dosyaya sunulduğu,—- tarihli kefalet protokolünün tarihi itibariyle —– değişiklik yapılmış olup şirket yetkili / ortağı yönünden eş rızası aranmasının gerekli olmadığı, davalı —– kredi kullanan şirketin ortak ve —–olduğu yasada aranan koşulların sağlandığı anlaşılmıştır.
Dosya davacının takip tarihi itibariyle davalılardan talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı ve varsa miktarının belirlenmesi yönünden bankacılık konularında uzman bilirkişiye tevdi edilmiş, — tarihli kök rapor ile —– tarihli ek raporlar alınmıştır. Alınan bilirkişi kök raporunda davacı banka tarafından davalı —- nedeniyle borcun ödenmemesi üzerine davacının, davalılara gönderdiği—- tarihli kat ihtarı ile hesabın kat edildiğinin bildirildiği, —–tarihi itibariyle hesabın kat edildiği, ihtarnamenin davalılara — tarihinde tebliği ile ihtarnameyle verilen — günlük sürenin sonunda davalıların —— temerrüde düştüklerinin kabulü gerektiği belirtilerek — tarihi temerrüt tarihi kabul edilmek suretiyle hesaplama yapıldığı, davacı vekilinin diğer itirazları ile birlikte bilirkişi tarafından belirlenen temerrüt tarihine de itiraz ettiği anlaşılmış, her iki taraf vekilinin itirazlarının karşılanması için alınan —- tarihli ek raporda bilirkişinin aynı görüşlerini tekrar ettiği görülmüştür.
Mahkememizin —- tarihli ara kararıyla, bilirkişiden tekrar ek rapor alınmasına karar verilmiş, bu kez alınan — tarihli ek raporda bilirkişinin temerrüt tarihini —- tarihini esas almak suretiyle kredi asıl borçlusu ve kefiller yönünden ayrı ayrı hesaplama yaptığı, hesaplamanın gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğu anlaşıldığından mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarıyla, davalılardan —— davacı bankadan kullandığı krediler nedeniyle borcun ödenmemesinden ötürü davacının davalılar hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, diğer davalıların —— müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, kefalet sözleşmelerinin TBK 586 ve devamı maddelerinde aranan koşulları taşıdığı, bu itibarla kefil durumunda bulunan davalılarında kefalet limitleriyle sınırlı olarak borçtan sorumlu oldukları, alınan bilirkişi raporuyla davalıların borçlu oldukları tutarların gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte belirlendiği, belirlenen miktarlar bakımından davalıların takibe itirazının haksız olduğu, alacağın likit nitelikte bulunduğu kabul edilerek davanın kabulüne, davalıların takibe itirazının haksız oluşu gözönünde bulundurularak davacı lehine inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
Davalı—— dosyasında itirazının;
—-doğan nakdi alacak için
—– Asıl alacak
—- İşlemiş temerrüd faizi—
—- İşlemiş akdi faiz
—-
—- Noter masrafı olmak üzere toplam
—- üzerinden iptaline, takibin bu tutar üzerinden devamına,
Davalılar —-Ticari Krediden doğan nakdi alacak için
—- Asıl alacak
—- İşlemiş akdi faiz
— Noter masrafı olmak üzere toplam
—– üzerinden itirazlarının iptali ile bu davalılar yönünden takibin aynen devamına,
Tüm davalılar bakımından nakdi alacak yönünden asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren ödeninceye kadar yıllık— temerrüd faizi ve faizin — uygulanmasına,
—-Çek garanti tutarının tüm davalılar yönünden faiz getirmeyen bir hesapta deposu yönünden takibin takipteki şartlarla aynen devamına,
2-Hükmedilen tutarın %20’si oranında –inkar tazminatının——– davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Karar harcı —(davalılar —- sınırlı olmak üzere) davacı tarafça peşin olarak yatırılan —– harç ile icra dosyasına yatırılan —-harcın mahsubu ile bakiye —-harcın (davalılar—–ile sınırlı olmak üzere) davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan —- harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk masraf, 218,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.780,70 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen —– vekalet ücretinin (davalılar —— sınırlı olmak üzere) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca hazine tarafından karşılanan —-arabuluculuk ücretinin davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2021