Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/64 E. 2020/614 K. 11.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/64
KARAR NO : 2020/614

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2020
KARAR TARİHİ : 11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan ———- kullandırılan kredi borcunun ödenmediğini, diğer davalıların kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini ancak sonuçsuz kaldığını, bu yüzden davalılar hakkında başlatılan takibe davalı tarafça haksız yere itiraz edildiğini, hesabın kat edilmesiyle birlikte alacağın muaccel hale geldiğini, talep edilen faiz oranlarının yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, aynı şekilde sözleşme uyarınca depo talebi ile masraf talebinin de sözleşme hükümleri uyarınca mümkün ve yasaya uygun olduğunu belirterek davalıların itirazının iptaliyle takibin davalı tarafça takipten sonra davadan önce yapılan ödeme de dikkate alınmak suretiyle TBK 100 maddesi hükmü uyarınca ödemenin işlemiş faiz ve masraflardan mahsubu kaydıyla takibin 9.126.253,35 TL.üzerinden devamına, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; talep edilen——– yanlış hesaplandığını, talebin yerinde olmadığını, alacak kalemlerine uygulanan faiz oranlarının Merkez Bankasının belirlediği faiz oranlarının çok üzerinde olduğunu, talep edilen alacak kalemlerinin dayanağının takip ve dava dilekçesinden anlaşılamadığını, genel kredi sözleşmelerindeki şahsi kefaletlerin tamamının geçersiz olup devam eden her kredi için ayrıca kefalet alınmadığı gibi eşlerinin kefalet için yazılı rızalarının da alınmadığını, yapılan bir kısım ödemelerin dikkate alınması gerektiğini, talep edilen alacağın likit olmaması nedeniyle inkar tazminatının istenemeyeceğini belirterek davanın reddi ile davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı banka, davalılardan ——- kullandırılan kredi borcunun ödenmediğini, diğer davalıların kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini ancak sonuçsuz kaldığını, bu yüzden davalılar hakkında başlatılan takibe davalı tarafça haksız yere itiraz edildiğini, hesabın kat edilmesiyle birlikte alacağın muaccel hale geldiğini, talep edilen faiz oranlarının yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, aynı şekilde sözleşme uyarınca depo talebi ile masraf talebinin de sözleşme hükümleri uyarınca mümkün ve yasaya uygun olduğunu belirterek davalıların itirazının iptaliyle takibin davalı tarafça takipten sonra davadan önce yapılan ödeme de dikkate alınmak suretiyle TBK 100 maddesi hükmü uyarınca ödemenin işlemiş faiz ve masraflardan mahsubu kaydıyla devamına, davalıların %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf ise — yanlış hesaplandığını, talebin yerinde olmadığını, alacak kalemlerine uygulanan faiz oranlarının Merkez Bankasının belirlediği faiz oranlarının çok üzerinde olduğunu, talep edilen alacak kalemlerinin dayanağının takip ve dava dilekçesinden anlaşılamadığını, genel kredi sözleşmelerindeki şahsi kefaletlerin tamamının geçersiz olup devam eden her kredi için ayrıca kefalet alınmadığı gibi eşlerinin kefalet için yazılı rızalarının da alınmadığını, yapılan bir kısım ödemelerin dikkate alınması gerektiğini, talep edilen alacağın likit olmaması nedeniyle inkar tazminatının istenemeyeceğini belirterek davanın reddi ile davacı tarafın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 09/09/2020 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak, bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 01/01/2019 tarihinden sonra açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, —– günü ilk toplantının yapıldığı, toplantıya tüm tarafların katıldığı, aynı gün tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu, toplantının 1 saatten az sürdüğü görülmüştür.
İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün — sayılı takip dosyası getirtilmiş, davacının davalılar hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin davalılara tebliği ile davalıların takibe süresinde itiraz ettikleri, itiraz dilekçelerinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalılar icra dosyasına sundukları itiraz dilekçelerinde İstanbul Anadolu İcra Dairelerinin yetkisine itirazla ikametgahlarının —– olması nedeniyle yetkili icra dairelerinin — olduğunu, dosyaya süresinde ibraz ettikleri cevap dilekçesi ile —- Ticaret Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüşlerdir. Dayanak tüm kredi sözleşmelerinde yetkili icra müdürlüğünün ve mahkemelerinin İstanbul İcra Müdürlüğü ve Mahkemeleri olarak belirlendiği bunun yanı sıra kanunen yetkili mahkemelerin yetkilerinin de saklı tutulduğu anlaşılmış, kredilerin davacı bankanın ——- tarafından kullandırıldığı ilgili şubenin —- yetki sınırları içinde kaldığı, HMK 10 ve TBK 89 madde hükmü uyarınca davalıların gerek icra müdürlüğü gerekse mahkememizin yetkisine yönelik itirazlarının yerinde olmadığı kabul edilerek itirazları reddedilip yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürdüğü bir diğer itiraz ise sözleşmedeki şahsi kefaletlerin geçersiz olduğu eş rızasının alınmadığı yönündedir. Davaya dayanak kredi sözleşmelerinden 01/12/2008 tarihli olanın eski Borçlar Kanunu zamanında imzalandığı, eski kanun zamanında imzalanan sözleşmeler için eş rızasına gerek olmadığı, ———- tarihli sözleşme ekinde davalılardan …————- rızasının alındığına ilişkin belgenin dosyaya sunulduğu görülmüştür. … —- tarihli sözleşmeyi de müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olup bu sözleşme tarihi itibariyle TBK 584 maddesine 3.fıkra eklenmiş ve ——– kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya— yöneticisi yahut ortağı tarafından işletme veya şirketle ilgili verilecek kefaletlerde eş rızasının gerekmediği kabul edilmiştir. Davalı …—kredi asıl borçlusu olan —– ortak ve yönetim kurulu üyesi olduğu sicil kayıtlarından anlaşılmış, …— rızasına gerek olmadığı belirlenerek davalı yanın bu itirazı da yerinde görülmemiştir.
Davacının takip tarihi itibariyle davalılardan talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı ve varsa miktarının tespiti yönünden rapor düzenlenmek üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 24/10/2020 tarihli rapor alınmıştır.
Davalı tarafça rapora itiraz edilmiş ise de rapor gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu ile davacı banka ile davalılardan—- birimleri genel kredi ve teminat sözleşmelerinin imzalandığı, diğer davalıların bu sözleşmelerde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu kefalet sözleşmelerinin yasanın aradığı koşulları taşıdığı ve geçerli oldukları, asıl borçlu şirkete kullandırılan kredilerin borçları ödenmeyince davacı bankanın hesabı— tarihinde kat ettiği, hesabın katı ile alacağın muaccel hale geldiği ve davalılara aynı gün hesap kat ihtarının düzenlenerek gönderildiği, her 3’üne de 27/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname ile davalılara 24 saat verildiği, davalıların 29/11/2019 tarihi itibariyle temerrüde düştükleri, davalı tarafça hesap kat ihtarına itiraz edildiğine dair bir beyan ve delil sunulmadığı anlaşılmış, bilirkişi raporunda takip tarihi itibariyle davalıların sorunlu oldukları tutar yönünden yapılan hesaplama ve tespitler yerinde görülerek hükme esas alınmak suretiyle davanın İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü —————- esas sayılı takip dosyasında talep edilen ticari krediden kaynaklanan alacaklar ile ——–hesabından kaynaklanan alacaklar bakımından kabulüne, davalıların bu alacaklara yönelik itirazlarının iptaline, tüm davalılara yönelik olarak bu alacak kalemleri yönünden takibin aynen devamına, takipte talep edilen ticari kredi yönünden takipten sonra davadan önce 24/02/2020 tarihinde yapılan 3.876,30 TL tutarındaki ödeme ile davadan sonra 17/04/2020 tarihinde —– yapılan 7.726.632,87 TL’lik ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce nazara alınmasına, davaya konu takip dosyasında gayrinakit alacak olarak talep edilen —– tutarının deposu talebine ilişkin davanın kabulüne, davalıların itirazının iptaline, takibin tüm davalılar yönünden takipteki koşullarla aynen devamına, davaya konu takip dosyasında gayrinakit alacak olarak talep edilen 60.000.000,00 TL bedelli meri teminat mektubu bedelinin deposu talebinin teminat mektubunun davadan önce 01/03/2020 tarihi itibariyle vadesi dolduğundan davacının hukuki yararı bulunmadığından reddine karar verilmiş, davalıların takibe itirazlarının haksız ve alacağın likid oluşu nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilip, reddedilen kısım için davacının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalıların kötü niyet tazminatı talebi reddedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın İstanbul Anadolu —- esas sayılı takip dosyasında talep edilen ticari krediden kaynaklanan alacaklar —— hesabından kaynaklanan alacaklar bakımından kabulüne,
Davalıların bu alacaklara yönelik itirazlarının iptaline, tüm davalılara yönelik olarak bu alacak kalemleri yönünden takibin aynen devamına,
Takipte talep edilen ticari kredi yönünden takipten sonra davadan önce 24/02/2020 tarihinde yapılan 3.876,30 TL tutarındaki ödeme ile davadan sonra— ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
Davaya konu takip dosyasında gayrinakit alacak olarak talep edilen 17 adet çek garanti bedeli tutarının deposu talebine ilişkin davanın kabulüne, davalıların itirazının iptaline, takibin tüm davalılar yönünden takipteki koşullarla aynen devamına,
Davaya konu takip dosyasında gayrinakit alacak olarak talep edilen 60.000.000,00 TL bedelli meri teminat mektubu bedelinin deposu talebinin teminat mektubunun davadan önce 01/03/2020 tarihi itibariyle vadesi dolduğundan davacının hukuki yararı bulunmadığından reddine,
Hükmedilen tutarın %20’si oranında 1.826.152,54 TL inkar tazminatının —— sınırlı olmak kaydıyla) davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davalıların kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar harcı 623.414,36 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 111.699,19 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 45.653,81 TL.harcın mahsubu ile bakiye 466.061,36 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 111.699,19 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk masraf, 129,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.691,20 TL yargılama giderinin takdiren tamamının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 680,00 TL.arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—- esaslara göre belirlenen 179.887,53 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen teminat mektubu deposu talebi yönünden karar tarihinde geçerli —————– esaslara göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.