Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/634 E. 2021/362 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/634 Esas
KARAR NO : 2021/362

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 27/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12.08.2012 tarihinde —- sevk ve idaresindeki ve davalı sigorta şirketine —-ile sigortalı bulunan —-plakalı aracın tek taraflı kaza yapması sonucu müvekkilinin yaralandığı ve malul kaldığını, davalı — poliçe kapsamında ve kaza tarihinde kişi başına olan teminat çerçevesinde sorumluluğu bulunduğunu ve müvekkilinin zararını karşılamakla yükümlü olduğunu, müvekkilin, dava konusu trafik kazası sebebiyle tedavi gördüğü dönemle sınırlı olmak üzere %100 oranında iş göremez durumda kalmış olup, bu dönemde bakıcıya muhtaç durumda kaldığını, davalı şirket tarafından müvekkiline geçici işgöremezlik ya da bakıcı giderine yönelik herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı sigorta şirketinin tedavi gideri teminatı limitiyle sınırlı olmak üzere bu zarardan sorumluluğu bulunduğunu, Borçlar Kanunu 76.Maddesi uyarınca yada TTK 1427/2 uyarınca avans ödemesine karar verilmesini, müvekkilde oluşan cismani zarar nedeniyle HMK 107. Maddesine göre şimdilik 20 TL’nin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; talep zamanaşımına uğradığından müvekkili şirketin davaya konu kaza dolayısıyla herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığı, işbu davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiği, yine kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davaya konu araç, müvekkili ———– ancak, davacının müvekkili şirketçe söz konusu poliçe teminatı altına alınmış olması teminatın tamamen ve otomatik olarak ödeneceği anlamına gelmeyeği, müvekkili şirketin 2918 sayılı kanuna göre işletene düşen hukuki — dahilinde teminle mükellef olup, işletenin sorumluluğu bulunmadığı hallerde müvekkilinin herhangi bir sorumluluğundan söz edilemeyeceğinin açık olduğunu, davaya konu kazaya ilişkin müvekkil şirkete 23.11.2020 tarihinde yapılan ihbar uyarınca açılan hasar dosyası da talebin zamanaşımına uğramış olması sebebiyle reddedildiğini beyan etmiş, açıklanan nedenlerle davacının talebinin müvekkili şirket nezdindeki poliçeler bakımından teminat dışı olması sebebiyle reddine ve müvekkil şirketin teminatı kapsamına girmeyen talepler bakımından da yargılama giderleri ve vekalet ücreti davacı yana yükletilerek müvekkili şirket yönünden haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle yaralanan davacının maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda; dava——- ve kurallara uygun davranmaması nedeniyle sebep olduğu tek taraflı kazada davacının yaralanmasına sebebiyet veren eylemi sürücü cezalandırılmamış olsa bile suç olma özelliğini korumaktadır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 72/1. maddesi gereğince tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Sürücünün bedensel zarara yol açan eyleminin suç teşkil etmesi durumunda (uzamış) ceza zamanaşımının uygulanması gerekir. Dava konusu eylem de suç niteliğindedir. Bu durumda, BK’nın 72. maddesi ve TCK’nın 89. ve 66/1-e. maddeleri uyarınca olayda uygulaması gereken zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Zamanaşımı, borcu ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, doğmuş ve var olan bir hakkın istenebilirliğini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu nedenle— alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. Olay tarihinde yürürlükte bulunan BK.’nın 154. maddesinde ————– sayılmış olup bunlardan biri de alacaklının, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurması, icra takibinde bulunması ya da– başvurmasıdır. Davacının — arabuluculuğa başvurduğu tariht zamanaşımı kesilmiş olur.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davaya konu yaralanma olayı 12/08/2012 tarihinde meydana gelmiş, davacı vekili tarafından 03.12.2020 tarihinde zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş, tarafların anlaşamaması üzerine dava 24/12/2020 tarihinde açılmış, davalı vekili tarafından cevap dilekçesi ile süresinde zamanaşımı def’i ileri sürülmüştür. Covid 19 salgını dolayısıyla yargı alanındaki süreler 13.04.2020- 15.06.2020 tarihleri arasında durdurulmuştur. Şu durumda; davacının arabuluculuğa başvurduğu tarihte 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenen 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süresi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 87/3 ve 66. maddeleri uyarınca olayın bağlı olduğu 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi geçmiş olduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Yargıtay — HD — )
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.