Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/63 E. 2021/638 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/63 Esas
KARAR NO : 2021/638

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2020
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile davalı ——– ticari ilişki kurulduğunu, —— tarihinde —– imzalandığını, Söz konusu ana protokolün 4 madde düzenlenen—– yapılan ek protokolde müvekkili firmanın ileride oluşabilecek rücu alacağı saklı tutularak hiçbir alacağının kalmadığı taahhüt altına alındığını. davalı sigorta ise kalan prim borçlarının tamamının ödenmesi halinde müvekkili firmayı ibra etmiş sayılacağını kabul ve taahhüt ettiğini, 16.02.2017 tarihinde davalı sigorta tarafından taraflarına gönderilmiş bulunan ——– çerçevesinde—— paylaşımı tutan hesaplandığı, bu tutarın —– kısmın müvekkili firmanın———-kısmın ———- düşüldükten sonra —– tarihinde —- bilgisi——- —- bulunmaya mezun kılındığını, madde 17-(2) ——- kapsamında sigortalı tarafından —– yapılan — şirketine yapılmış sayılır. — tarafından düzenlenen poliçeler kapsamındaki tazminat ödemelerinin sigorta şirketlerince doğrudan hak sahiplerine yapılması esastır. —- tazminat ödemesi kapsamında — ödeme yapılması durumunda, yapılan ödeme hak sahibi tarafından kabul edilmedikçe ödenmiş sayılmadığını, davalı yanın ödeme yapmış olduğu———–olduğundan davalı —– basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ettiğini, söz konusu kar paylaşımı alacaklarının müvekkili şirket ve davalı sigorta kayıtları ile sabit olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, davanın kabulü ile —– temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —– dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı —— vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin —– unvanının değiştiğini,—-dönüştüğünü, ticari unvanının—-tarihl—– edildiğini, davacı — kanuni düzenlemelere riayet etmeyip dava dilekçesinde yer alması gereken ——– dilekçesinde yer vermediğini, zamanaşımı süresinin geçtiğini, davacının taleplerinin iki yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, esasa ilişkin beyan ve itirazlarında; davacı ile müvekkilİ şirket arasında bulunan 14.06.2013/14.06.2014 tarihli ana protokol ile davacı şirkete ait araçların —- aracılığı ile müvekkilİ şirket tarafından — sigortalandığını, araçların — denilen yöntemle sigortalandığını, bunun anlamının davacı şirkete ait —— tüm araçların belirlenen azami bir teminat üzerinden sigortalanması ve teminat tutarını aşan hasarın sigortacı tarafından ödenmesi olduğunu, taraflar arasındaki protokolde teminat tutarının 7— belirlendiğini, —olarak belirlenen ————-dolması halinde vade bitimi beklenmeden poliçenin otomatik olarak sona ereceğini, ana protokolde yer alan 4 maddede Kar Paylaşımı başlığı altında ise kasko poliçesine —– oranının %70’in altında kalması halinde, bu oranla %70 arasındaki fark tutarının davacı %70, müvekkil %30 oranında paylaştırılacağının düzenlendiğini, Söz konusu —- tahakkukunun yenileme poliçesinde indirim olarak düzenleneceği veya prim iadesi olarak —- ettirene müvekkil şirket tarafından ödeneceğinin belirtildiğini, protokolün sona erme tarihinin —– ancak ana protokolün 3.9 md de yer alan ———– halinde— bitimi beklenmeden sona creceği düzenlemesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş tüm poliçelerin tarafların mutabakatları ile —– tarihinde iptal edildiğini, —- protokolün davacı——- müvekkili —– etmesine yönelik düzenlemeleri içerdiğini, ibranamenin bizzat davacı ——– tarafından imzalandığını, işbu davaya konu edilen kar paylaşım bedelinin — önce doğmuş bir alacak olduğunu, davacı şirketin verdiği —— ve—- varken müvekkilden alacak talep etmesinin mümkün olmadığım, müvekkili şirketin buna rağmen iyi niyetle sonradan hesapladığı kar paylaşım tutarını davacı şirket ad ve hesabına — ödediğini, Müvekkili tarafından ödenen tutarın davacı şirkete aktarılıp aktarılmadığı hususunun davacı ile —- arasındaki hukuki ilişkiyi ilgilendirdiğini,— davacı şirketin kanuni temsilcisi gibi hareket ettiğinden kar paylaşım bedelinin — müvekkil tarafından yapılan — poliçe bedellerinin tamamının davacı adına — tarafından müvekkili şirkete verilen çeklerle ödendiğini, davacı ile müvekkil şirket arasındaki hesap mutabakatlarının—- gerçekleştirildiğini, — çerçevesinde — kar paylaşım tutarı hesaplandığını, bu tutarın 117.474,52 TL kısmı — — hesabına alacak kaydedildiğini, —– düşüldükten sonra kalan —- tarihinde davacı—– hesabına —– ödendiğini, dolayısıyla müvekkili şirketin borcu kalmadığını — Yönetmeliği 17/2 maddesinin somut olayda uygulama imkanı bulunmadığını, zira —- baştan beri adeta davacı şirketin kanuni temsilcisi hareket ettiğini, davacı şirketin —- çek ibraz edip, hesap mutabakatlarını gerçekleştirdiğini, yönetmelikte yer alan düzenlemenin — tarafından hak sahiplerine ödenecck tazminatın tahsiline yönelik olduğunu, oysa protokol gereği ödenmesi gereken kar paylaşımının Tazminat olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, davacı şirkete karşı ödenmeyen—- dolayı dava açma haklarım saklı tuttuklarını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı—- rücu haklarını saklı tuttuklarını, sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle davacı şirketin ispat ve somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmesine, aksi halde davanın esastan reddine, Alacak zamanaşımına uğradığından davanın esastan reddini, müvekkili şirketin davacı şirkete borcu bulunmadığından davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Davanın, davacı ile davalı —– arasında — —– düzenlenen kar paylaşım tutarının ödenmesi talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda —— dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 03/03/2020 tarihinde açılmakla davacının dava —- koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının —–tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, —yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin —- tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenmiştir.
Her ne kadar davalı — cevap dilekçesinde sigorta alacaklarının 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğundan bahisle zamanaşımı defini ileri sürmüş olsa da söz konusu talebin birebir sigorta alacağından kaynaklanmadığı, taraflar arasındaki protokolden kaynaklı olup,—-süresine tabi olduğu kanaatine varılarak zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir.
Tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememizce davacı şirketin, ——davalı—- —- ticari defterlerinin incelenmesi ve davacı talebi ile davalı savunmalarının değerlendirilmesi açısından mali—— bilirkişisinden rapor alınmıştır.
Bilirkişiler —- ve mali müşavir—– alınan bilirkişi heyet raporunda özetle: davacı ile davalı —–defterlerinin incelendiği, defterlerin usule uygun olduğu, taraflar arasında yapılan anlaşma gereği davacı sigortalının (—— tarafından düzenlenen ve davalı——- vermiş olduğu —-ile sigortalandığı ve—- düzenlenirken ——- yaptığı, davalı —- —– hesabına alacak olarak kayda geçmesinin davacı firmaya protokol dahilinde ödeme yapıldığı anlamına gelmeyeceği, davalı — arasındaki —-ve cari hesap mutabakatının, —- davacı firmayı etkilemeyeceği, davacı şirketin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit ettiği anlaşılan ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davalı—tarafından davacıya herhangi yapılmış bir ödeme tespit edilmediği, davalı—- defterleri üzerinde yapılan incelemede, —kar paylaşım tutarını —- alacağına kaydettiği, ancak yapılan bu kaydın davacı şirkete ödeme yapılmış olarak sayılamayacağı, başka bir deyişle davalı — işbu alacak miktarından sorumlu olduğu belirtilmiştir.
Davalı — vekili bilirkişi raporuna itiraz etmiştir.
Tüm dosya kapsamından;—- başlangıç tarihli —– ——— teminat koşullarına göre poliçenin teminat limiti olan —– hasar ödemesi durumunda vade bitimi beklenmeksizin sona ereceğinin kararlaştırıldığı, Protokolün Kar Paylaşımı başlıklı 4’cü maddesine göre; ‘Kasko poliçelerinde — konu olan primin, poliçe vadesi içinde kalmak kayıt ve şartı ile poliçede olan %— oranı %70 altında kalması halinde gerçekleşen—- ile %70 arasındaki farkın, %70 i sigortalıda %30’u —kalacak şekilde paylaşılacaktır. Ancak söz konusu fark prim tahakkuku yenileme poliçesinde indirim olarak düzenlenecek veya ——- olarak ödenecektir’ şeklinde düzenlendiği, protokolde; —– taraflarca ——- limitinin dolması halinde poliçe vade bitimi beklenmeksizin sona erecektir” hükmü ve protokolün ilgili maddeleri gereğince limitin dolmasına bağlı olarak ——- tarihi itibariyle tarafların müşterek iradeleri ve mutabakatları ile iptal edildiği, bu aşamadan sonra taraflar arasında düzenlenen 06/06/2014 tarihli ek protokole göre; davacı —— tarihinde düzenlenen ve taraflarca imzalanan protokol hükümlerinin ve yükümlülüklerin—- Kooperatifi tarafından tamamen yerine getirildiğini, imza tarihindeki ———ileride oluşabilecek rücu alacağı dışında başkaca hiçbir hak ve alacağı kalmadığını kabul ve ——–olarak rücu ibra ettiğini kabul ve taahhüt eder. —— borçlarının tamamının ödenmesi halinde —— etmiş sayılacağını kabul ve taahhüt ettiğinin beyan edildiği, davalı — belgeye göre davacı şirketin kendilerini ibraz etmiş olduğunu ileri sürmüş olsa da söz konusu ek protokolden de anlaşılacağı üzere bu protokolde davacının dava konusu alacak yönünden değil —- kapsamında hasar ödemeleri yönünden ibraz ettiği, dolayısıyla davalı —vekilinin aksi yöndeki beyanına itibar edilmediği,
davalı — tarafından davacı —tarihli İbraname-Feragatname başlıklı gönderilen belgeye göre; — tarihinde——- tutarı hesaplanmıştır, işbu kar paylaşım tutarının — TL kısmı — tarihinde —– hesabına alacak kaydedilmiştir. 94.815,76 TL kısmı ise —- borcu düşüldükten sonra 80.320,84 TL ——hesabına ödenmiştir. Bu suretle söz konusu protokol ve eklerinden doğan ve/veya doğacak olan tüm alacak ve haklardan ——- fazlaya dair haklarını da kapsar şekilde feragat eder, — Kooperatifini tamamen gayri kabili rücu olmak üzere mutlak ve kesin şekilde ibra ederiz — şeklinde olduğu, ancak İbraname-Feragat başlıklı bu belgenin tamamen davalı — tarafından tek taraflı olarak tanzim edildiği ve davacı şirkete gönderildiği, davacı şirket tarafından bu belgenin imzalanmadığı, davacı vekilinin mahkememizin ön inceleme duruşmasında bu belgenin müvekkili tarafından imzalanmadığını, taraflarına yapılan bir ödemenin de olmadığını beyan ettiği, bu kapsamda davacı tarafından imzalanmayan bu “feragatname ve ibraname” başlıklı belgeye mahkememizce itibar edilmediği,
davacı şirket tarafından davalı— ihtarnamesi keşide edilmiş olup, bu ihtarnamede; — 17/2 md belirtildiği üzere; —- düzenlenen poliçeler kapsamında sigortalı tarafından ——- yapılan ödeme— yapılmış sayılır. —-tarafından düzenlenen poliçeler kapsamındaki tazminat ödemelerinin sigorta şirketlerince doğrudan hak sahibine yapılması esastır. —- şirketlerince tazminat ödemesi kapsamında — ödeme yapılması durumunda yapılan ödeme hak sahibince tahsil edilmedikçe ödenmiş sayılmaz. Bu hüküm doğrultusunda —– kar payının — yapılmış olması doğrudan hak sahibine yapılmadığından muhatabın ödeme yükümlülüğünü sonlandırmayacaktır. Sayın muhatap kendi acente şirketinin piyasadaki durumu da göz önünde bulundurarak —Yönetmeliğinin 23/5 md belirtilen —- önlemler alınır hükmü uyarınca hak sahiplerinin menfaatlerini koruyucu önleme alması gerekmektedir. Belirtilen nedenlerle muhatabın yükümlülük ihlalini derhal sonlandırması ve hak sahibi olarak tarafımıza ödenmeyen 94.815,76 TL kar paylaşım tutarının —- ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren en geç 7 gün içinde ödenmesini gerektiği belirtilmiştir” şeklinde olduğu,
Davalı —- konusu ihtara karşı——- cevap verdiği,
Mahkememizce —-sigorta bilirkişisinin taraflar arasındaki poliçelerin niteliğine ilişkin değerlendirilmesine itibar edilmediği, ancak açıklanan nedenlerle taraflar arasındaki anlaşma uyarınca kar paylaşım tutarının davacı tarafa ödenmesi gerektiği, davalı —- tarafından hesaplanan 94.815,76 TL kar paylaşım tutarının acenteye yapıldığının bildirildiği, davalı ——davaya yanıt dilekçesinde; davalı—-ödedikleri tutarın davacı şirkete aktarılıp aktarılmadığının veya karşılıklı mahsuplaşıp mahsuplaşmadıklarının davacı şirket tarafından ispat edilmesi gerektiğini ileri sürdüğü, davacı şirketin usulüne uygun tutulduğu ve birbirini teyit ettiği anlaşılan ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davalı —- tarafından davacıya yapılan herhangi bir ödeme olmadığı, dolayısıyla davalı—–davacıya ödeme yaptığını ispat edemediği, zira davalı —–, ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, —— 94.815,76 TL kar paylaşım tutarını 16.02.2017 tarihinde davalı——- alacağına kaydetmiş olsa da bu kayıt, söz konusu tutarın davacıya ödendiği anlamına gelmediği,
Protokol gereği davacının, davalı —-tarafından tahsilat yetkisi verilmiş olan acente üzerinden —– uygulama gereği —— sigortalısından almış olduğu —– farklı şekillerde —– olduğu kuruma ödemesinin mümkün olunduğu, davalı —– — bilgi ve onayı dahilinde, davalı —– ile davacı firma arasında yapılan protokol sonucu, davacı müşterinin kar payı alacağından davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu oldukları, davalı —- —- hesabına alacak olarak kayda geçmesinin davacı firmaya protokol dahilinde ödeme yapıldığı anlamına gelmeyeceği, davalı —– —- arasındaki — anlaşması ve cari hesap mutabakatının, sigortalı davacı firmayı etkilemeyeceği, her ne kadar davacı taraf dava dilekçesinde dava değerini 117.474,52 TL olarak belirtip bu tutarı talep etmişse de davalı ——tarafından yapılan hesapta ve gönderilen ihtarnamede 94.815,76 TL’nin davacı payına düştüğünün belirtildiği, ayrıca davacı tarafın davalı —– gönderdiği ihtarnamede 94,815,76 TL tutarın ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde ödenmesini talep ettiği, bu nedenle davacının alacağının 94.815,76 TL olduğunun anlaşıldığı, söz konusu alacaktan her iki davalının da sorumlu olduğu, bakiye talebin reddine karar verilmesi gerektiği, dosyada davacı tarafın noter ihtarının karşı yana tebliğ tarihi bulunmadığı, ancak davalı tarafın davacı ihtarına 02.05.2017 tarihinde cevap verdiğinden davacının ihtarının davalı yana 02.05.2017 tarihinde tebliğ edilmiş kabul edilmesi gerektiği, davacı yan tebliğ tarihinden itibaren 7 gün süre verdiğinden temerrüt tarihinin —- taraflar arasında akdi faiz yönünden herhangi bir sözleşme bulunmadığına göre uyuşmazlığın 3095 sayılı Yasa hükümlerine göre çözülmesi gerekmektiği, 3095 sayılı Yasanın 4489 sayılı Yasa ile değişik 2/2 maddesinde ticari işlemde temerrüt faizinin —— belirtildiğinden söz konusu alacağa avans faiz işletmek gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-94.815,76 TL’nin temerrüt tarihi olan 10/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Karar harcı 6.476,86 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.006,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.470,68 TL harcın davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvurma ve 2.006,18 TL harç olmak üzere toplam 2.060,58 TL harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 201,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 2.000,00 TL bilirkişi (2 farklı bilirkişi ücreti) ücreti olmak üzere toplam 2.201,50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.776,87 TL’nin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde ———– esaslara göre belirlenen 12.957,50 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı —– kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı —— vekilinin yüzlerine karşı, davalı ——— —- yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.