Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/624 E. 2023/203 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/624
KARAR NO : 2023/203

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi tarafından —- numaralı ZMMS poliçesi ile teminat altında olan davalı—– işleteni olduğu ve davalı —– sevk ve idaresindeki —— plakalı araç ile davacının içinde yolcu konumunda bulunduğu —– plakalı aracın karıştığı çift taraflı trafik kazasında davacının ağır yaralandığını ve malul kaldığını, dava öncesi maddi tazminat talebi ile davalı sigorta şirketine 10.06.2020 tarihinde yazılı başvuruda bulunduklarını ancak yasal süre içerisinde müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, davacının lise mezunu ve mesleğinin şoförlük olduğunu, ancak kazadan sonra çalışamadığını belirterek, 02.02.2020 günü meydana gelen trafik kazası nedeniyle ağır yaralanan ve malul kalan müvekkili için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.500,00 TL geçici iş göremezlik, şimdilik 1.500,00 TL sürekli iş göremezlik, şimdilik 1.000,00 TL ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar ve şimdilik 1.000,00 TL çalışma gücünün azalmasından doğan kayıplar olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi, 300.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen (manevi tazminat yönünden sigorta şirketi hariç) davalı sürücü ve işleten yönünden haksız fiil tarihinden, davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi tarafından —–plakalı aracın 18.12.2019/2020 vadeli,—– numaralı ZMMS poliçesi ile teminat altında olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte 02.02.2020 tarihinde meydana gelen trafik kazasında öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, davacının ön yolcu koltuğunda oturduğunu, emniyet kemeri bulunmaması nedeni ile müterafik kusurunun bulunup bulunmadığının ve hatır taşıması olup olmadığının irdelenmesi ve takdir edilecek indirimin uygulanmasını talep ettiklerini, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve azami teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, hesaplamanın ZMMS Genel Şartlarında belirtildiği gibi aktüeryal olarak yapılmasını, davacının —–rücuya tabi bir ödeme alıp almadığının tespitini talep ettiklerini, davacının belgelendirilmeyen geliri olması halinde asgari ücret üzerinden hesap yapılması gerektiğini, dava tarihinden itibaren olmak üzere yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile; trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı maddi tazminat talepleri bakımından davasını HMK 107 maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açmış, taleplerini şimdilik olmak kaydıyla 1.500,00 TL.geçici iş göremezlik 1.500,00 TL.kalıcı işgöremezlik, 1.000,00 TL. çalışma gücünün azalmasından doğan kayıp ve 1.000,00 TL.sini ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıp olarak açıklamış ve davasını kazaya karışan—–plakalı aracın sürücüsü —- araç maliki —– ve aracın ZMMS poliçesini düzenleyen—– yöneltmiş, maddi tazminat taleplerinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, maddi tazminat tutarlarına işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden itibaren, sigorta yönünden temerrüd tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesini istemiştir. Davacı manevi tazminat talebini 300.000,00 TL.olarak açıklamış, davalı sürücü ve işletenden olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketine dava dilekçesi ve tensip zaptı 04/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, süresinde cevap süresi uzatım talebinde bulunulmuş ancak uzatılan sürenin bitiminden sonra (01/02/2021) 03/02/2021 tarihinde cevap dilekçesi sunulmuştur. Davacı vekili 03/03/2021 tarihli dilekçesinde cevap dilekçesinin süresinde olmadığını, bu nedenle müvekkilinin kusuruna yönelik delil sunulmuş ise bunların kabul edilmediğini beyan etmiştir. Davalı sigorta vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde müvekkilinin —- plakalı aracın trafik sigorta poliçesini düzenlediğini, sigortalının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, sürekli maluliyet tazminatı dışında kalan diğer taleplerden sorumlulukları olmadığını, davacının olay sırasında emniyet kemeri takip takmadığının dolayısıyla müterafık kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğini, aynı şekilde hatır taşıması olup olmadığının da incelenmesini istediklerini, davacının “dava” öncesinde usulüne uygun başvuruda bulunmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalı taraflarca cevap dilekçesi sunulmamıştır. Davalı sigorta vekilinin cevabı HMK 128 maddesi kapsamında değerlendirmeye tabi tutulmuş inkar dışında kalan savunmaları hakkında değerlendirme yapılmamıştır.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin 02/11/2021 günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları tespit edilerek tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınıp sonuca gidilmiştir.02/02/2020 tarihinde sürücüsü davalı —- olan —–plaka sayılı minibüs ile sürücüsü dava dışı —– olan —– plaka sayılı aracın karıştığı trafik kazası meydana gelmiş olup davacının —— plaka sayılı araçta ön koltukta yolculuk yaptığı kaza tespit tutanağı ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Kaza neticesinde davacı yaralanmış olduğundan tedavi gördüğü hastane kayıtları getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Davacının dava açmadan önce 10/06/2020 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu, başvurusunun kayda alındığı ancak herhangi bir ödeme yapılmadığı davalı vekilinin dosyaya sunduğu 16/11/2021 tarihli dilekçe ve eklerinden anlaşılmıştır. Davalı sigorta şirketi tarafından —— plaka sayılı araç için düzenlenen ZMMS poliçesinin 17/12/2019-18/12/2020 tarihleri arasında geçerli olduğu ve dava konusu kazanın tarih itibariyle poliçe teminatı içinde kaldığı görülmüştür. Davalı vekili davacının başvurusunun usulüne uygun olmadığını eksik belge ile başvuruda bulunulduğunu, ileri sürmüş ise de davacının başvuru dilekçesinde ekli olduğu ifade edilen belgelerin başvuru için yeterli olduğu, davacının dava şartını yerine getirdiği sonucuna varılmıştır.Davacı yan dava açmadan önce bir diğer dava şartı olan arabuluculuk yoluna da başvurmuş olup anlaşma sağlanamadığına dair son tutanağın dava dilekçesi ekinde yer aldığı görülmüştür.
Kazaya karışan araçların tescil kayıtları getirtilmiş, tarafların ekonomik ve sosyal durumları araştırılarak cevapları dosya içine alınmış yine kaza nedeniyle davacıya gelir bağlanmadığı ancak 02/02/2020-10/11/2022 tarihleri arasında 69.791,34 TL.geçici işgöremezlik ödemesi yapıldığı —– gelen 16/11/2022 tarihli yazı cevabından anlaşılmıştır.
Meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı —–cezalandırılması talebiyle—–.Asliye Ceza Mahkemesinin —–.sayılı dosyada yürütülen yargılama neticesinde davalının taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında alınan —-Trafik İhtisas Dairesinin 01/07/2021 tarihli raporunda sürücü —– olayın meydana gelmesinde asli kusurlu olarak kabul edildiği, mahkemenin de bu raporu esas alarak hüküm kurduğu anlaşılmıştır.Davacının maluliyet durumunun ve iyileşme süresinin belirlenmesi bakımından —–.İhtisas Dairesinden 24/12/2021 tarihli rapor alınmış bu raporda kaza tarihi itibariyle uygulanması gerekli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre davacının tüm vücut engellilik oranının %35 olduğu ve iyileşme süresinin de kaza tarihinden itibaren 18 aya kadar uzayabileceği açıklanmıştır. Maluliyet raporu mahkememizce hükme esas alınmıştır.Davacının talep edebileceği maddi tazminat tutarlarının belirlenmesi olaydaki kusur durumunun saptanması için dosya bilirkişi heyetine verilmiş, kusur bilirkişisi kaza tespit tutanağı, ceza dosyası kapsamındaki ifadeler, ceza mahkemesi dosyasında alınan kusura ilişkin—–raporunu da değerlendirmek suretiyle olayın meydana gelmesinde davalının 1.derece de tam kusurlu olduğunu, diğer araç sürücüsünün ise kusurunun bulunmadığını, bunun dışında hatır taşıması ve müterafık kusur yönünden taktirinin mahkemeye ait olduğunu ifade etmiştir. Davalı sigorta şirketi tarafından davacının olay sırasında emniyet kemeri kullanmadığı bu yüzden müterafık kusurlu olduğu süresinden sonra sunulan cevap dilekçesiyle ileri sürmüş ise de süresinde ileri sürülmeyen bu itiraz yönünden herhangi bir delil de sunulmadığı anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağında emniyet kemerinin tespit edilemediği belirtilmiş, davacı ifadesinde emniyet kemerinin takılı olduğunu belirtmiştir. Aksi bir belirleme olmadığından süresinde cevap dilekçesi sunularak ileri sürülmeyen bu hususta başkaca değerlendirme yapılmamıştır. Aynı şekilde davalının hatır taşıması olduğuna yönelik savunması da süresinde ileri sürülmemiş olduğu gibi bu iddiayı ortaya koyan hiçbir delil de sunulmadığından hatır taşıması savunması da değerlendirme dışında tutulmuş, alınan kusur raporu olayın oluş şekli, ceza mahkemesi dosyası kapsamı ile de uyumlu olduğundan mahkememizce hükme esas alınmıştır. Tazminat hesabını yapan bilirkişi de Yargıtay ve BAM Dairelerinin yerleşik uygulaması doğrultusunda TRH 2010 yaşam tablosunu ve progresif rant yöntemini kullanılmak suretiyle heseplama yapmış, davacının 18 ay süre ile geçici iş göremezlik zararının 45.369,82 TL.olup—–tarafından geçici işgöremezlik tazminatı ödenmiş ise bunun tenzilinin gerektiğini, sürekli maluliyet zararının ise 764.642,27 TL.ye tekabül ettiğini belirlemiştir. Hesap raporu gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce de hükme esas alınmıştır.Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan raporlar ile 02/02/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davacının yaralandığı, kazaya karışan—— plaka sayılı araç sürücüsü olan davalı —– olayın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, davacıya yüklenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı, davalıların davacının maddi taleplerinden araç sürücüsü/işleten ve ZMMS poliçesini düzenleyen olarak müşterek ve müteselsilen sorumlu olup, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti olan 410.000,00 TL.ile sınırlı olduğu, davacının olay neticesinde %35 oranında maluliyetinin oluştuğu ve iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği, bilirkişi tarafından iyileşme süresi için geçici işgöremezlik tazminatı hesaplanmış olmakla birlikte —– tarafından davacıya bilirkişinin hesapladığı tutardan daha fazla olmak üzere ödeme yapıldığı bu nedenle davacı için ayrıca geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi gerekmediği ancak sürekli işgöremezlik tazminatı olarak hesaplanan tutardan davalıların birlikte sorumlu olduğu(sigorta şirketi poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olmak kaydıyla)davacının sunduğu talep arttırım dilekçesinde sürekli maluliyet tazminatı talebini 4.500,00 TL.olarak gösterip bilirkişi raporunda belirtilen 764.642,27 TL.ye yükselttiği ancak 12/01/2021 tarihli dilekçesinde sürekli işgöremezlik tazminatı talebini 1.500,00 TL.olarak açıkladığı diğer 2 kalem talebi hakkında ise talep arttırım dilekçesinde bir beyanda bulunmayıp 08/02/2023 günlü duruşmada bu taleplerinden feragat ettiğini bildirdiği gözönünde bulundurularak davacının sürekli işgöremezlik tazminatı talebinin arttırılan hali ile kısmen kabulüne, 762.642,27 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile (davalı sigorta şirketi poliçe limiti olan 410.000,00 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davacıya ödenmesine karar verilmiş davacının sigorta şirketine başvuru tarihi itibariyle sigorta şirketinin temerrüdünün 8 iş günü sonrası itibariyle 23/06/2020 tarihinde oluştuğu, diğer davalıların olay tarihinden itibaren faiz ödemekle yükümlü oldukları ve kazaya karışan aracın minibüs olup ticari araç olması nedeniyle davacının avans faizi talebinin yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı yan geçici işgöremezlik tazminatını —— aldığından davacının bu talebinin reddine ve diğer maddi taleplerin de feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.Davacının bir diğer talebi ise manevi tazminat olup davacı olay nedeniyle malul kalmış, kaza nedeniyle çalışamaz hale gelmiştir. Gelen yazı cevaplarında eşi tarafından geçiminin sağlandığı, abisinin evinde kaldığı tespit edilmiştir. Karayolları, Trafik Kanununda manevi tazminat hakkında bir düzenleme bulunmadığından, trafik kazası nedeniyle cismani zarar halinde manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK 56 maddesi uygulanacaktır. TBK 56/1 maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.”hükmü düzenlenmiştir. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22.06.1966 günlü ve—- sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir. (Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, ——sayılı kararı).Bu açıklamalar doğrultusunda somut olaya dönüldüğünde kazanın oluş şekli, taraflara yüklenen kusurlar, davacının yaralanma durumu, maluliyet oranı, iyileşme süresi,tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında, davacının olayda kusurunun bulunmadığı, olay neticesinde %35 oranında malul kaldığı gözönünde bulundurularak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar —— tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla talebin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın sürekli iş göremezlik tazminatı talebi yönünden arttırılan hali ile kısmen kabulüne, 762.642,27 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile (davalı sigorta şirketi poliçe limiti olan 410.000,00 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davacıya ödenmesine, hükmedilen tutara davalı sigorta şirketi yönünden 23/06/2020 tarihinden, davalılar —–ve —— yönünden kaza tarihi olan 02/02/2020 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine, fazla talebin reddine,
2-Davacı yanın geçici iş göremezlik tazminatı talebinin reddine,
3-Davacı yanın diğer maddi tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine,
4-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılar —– ve ——tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla talebin reddine,
5-Hükmedilen maddi tazminat tutarı yönünden karar harcı 52.096,09 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL ile 987,33 TL.harç ve 2.750,00 TL.ıslah harcının mahsubu ile bakiye 48.304,36 TL harcın (davalı sigorta şirketi 28.007,10 TL.si ile sınırlı olarak sorumlu olarak kaydıyla) davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
6-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 3.791,73 TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Hükmedilen manevi tazminat tutarı yönünden karar harcı 3.415,50 TL.nin davalılar—- ve —– müşterek ve müteselsilen tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
8-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk masraf, 370,85 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.233,05 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre belirlenen (%94) 2.100,00 TL.nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
9- Davalı taraflarca yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hükmedilen maddi tazminat tutarı gözönünde bulundurularak karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 101.890,64 TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile(davalı sigorta şirketi 60.400,00 TL.ile sınırlı olarak sorumlu olmak kaydıyla) davacıya verilmesine,Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden hükmedilen manevi tazminat tutarı gözönünde bulundurularak karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar —– ve ——müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
11-Davalı—— kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat talebi gözönünde bulundurularak karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,Davalı——.kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de poliçe limiti gözönünde bulundurularak maddi tazminat talebi bu davalı yönünden tamamen kabul edildiğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Davalı —– kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat talebi gözönünde bulundurularak karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. 10/2 deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,12-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davadaki kabul ve red oranları gözönünde bulundurularak 1.278,40 TL.nin davalılardan 81,60 TL.nin davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
13-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı —– vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.