Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/623 E. 2020/789 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/623 Esas
KARAR NO : 2020/789

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 24/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—– plakalı araç müvekkili şirket nezdinde—— plakalı araç kayarak duramayıp sağ tarafından çarptığını, hasaraya uğrayan sigortalının araçta 8.714,00 TL hasar tespit edildiğini, iş bu tutar onarım için servis —tarihinde ödendiğini, yapılan bu ödeme ile TTK. madde 1472 hükmü gereği sigortacı müvekkilim —- plakalı araç dava konusu kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunu, bu nedenle aracın —- olan davalı tarafa rücu etme zorunluluğu doğduğunu, müvekkili şirket tarafından —- plakalı aracın trafik sigortacısı olduğundan bahisle ——— Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, ancak işbu dava husumet yokluğu nedeniyle reddedildiğini, bilirkişi ek raporu ile—- tarihinde aracın —– satıldığı tespit edildiğini, iş bu dava ile aracın malikinin ——- olduğu tespit edildiğini, dava konusu kaza sırasında aracın sürücüsününde davalı—– olduğunu, davalı taraf meydana gelen hasardan araç sürücüsü ve maliki sıfatı ile sorumlu olduğunu, müvekkili şirkete ödenmesi gereken 8.714,00 TL için davalı (borçlular) aleyhine İstanbul Anadolu—- İcra Müdürlüğü ———— Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, yapılan takibe davalı borçlular tarafından itiraz edildiğini, iş bu davayı açtıklarını, davalının (borçlunun) icra takibine yaptığı haksız itirazın iptali ile İ.İ.K.mad. 67.gereğince alacağımızın %20’ından aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini, davalıların haksız itirazının iptalini, icra takibinin 8.714,00 TL asıl alacak üzarinden devamını, haksız itiraz nedeniyle %20 icra inkâr tazminatına ve davalıdan tahsilini, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Dava dilekçesi davalılara tebliğe çıkmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava,—-uyarınca ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketi nezdinde ———– plakalı aracın çarpması sonucu dava dışı sigortalısına ödenen hasar bedelinin tahsili talep edilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1301. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuan tahsiline ilişkindir.
TTK m. 1301’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1301. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak —————– sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK m.52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, —— sayılı kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.” şeklindedir.
Somut olayda; davacı kasko şirketi olup, dava dışı sigortalının ve davalıların gerçek kişi olduğu, kazaya karışan araçların da hususi araç olduğu göz önünde tutulduğunda rücu tazminatına konu uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, bu durumda da uyuşmazlığın, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye— Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye — Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalıların yokluğunda tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi