Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/614 E. 2021/69 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/614
KARAR NO: 2021/69
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2017
KARAR TARİHİ: 02/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya mal ve hizmet teslim ettiğini, karşılığı olan alacaklarının büyük kısmının tahsil edildiğini, bakiye —- davalı tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı hakkında —— dosya ile takibe geçildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durduğunu belirterek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, öncelikle bu nedenle reddi gerektiğini, davacı ile müvekkili arasında —— tarihli satın alma sözleşmesi imzalandığını, ancak davacının sözleşmeler uyarınca üstlendiği yükümlülükleri gereği gibi ifa etmediğini, bu nedenle müvekkilinin hem zaman kaybına hem de maddi zarara uğramasına sebep olduğunu, sözleşme ilişkisi devam ederken davacının işi yarım bırakarak sözleşmeye aykırı davrandığını, sözleşme ile belirlenen süre içerisinde sözleşme konusu işi davacının müvekkiline teslim etmediğini, davacının sözleşmeye aykırı eylemleri sonucu sözleşmelerin kendiliğinden fesholduğunu, davacının herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, davacının müvekkiline borcu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinnde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı yan davalı hakkında cari hesap alacağına dayalı olarak başlattığı ilamsız icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talebiyle dava açmış, davalı itirazın iptali davasının — yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, taraflar arasında imzalanan ———-alma sözleşmelerinin gereklerinin davacı tarafça gereği gibi yerine getirilmediğini, sözleşmede belirtilen süre içinde işin teslim edilmediğini, davacının sözleşmelere aykırı eylemleri nedeniyle sözleşmelerin kendiliğinden fesholduğunu, davacının hiçbir alacağının kalmadığını belirterek davanın reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —– günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmiştir.
—— takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinden davacı tarafça başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin davalı tarafa tebliği ile davalının takibe süresinde itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, açılan davanın süresinde olduğu belirlenmiştir. Davalı taraf her ne kadar davanın—- yıllık süre içinde açılmadığını ileri sürmüş ise de İİK.nun 67.maddesinde dava açma süresi” ……itirazın tebliğinden itibaren 1 yıl “olarak belirlenmiştir. Somut olayda davalı tarafın itiraz dilekçesi davacı tarafa tebliğ edilmediğinden mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Taraflar arasında —– tarihli satın alma sözleşmelerinin imzalanmış olduğu ihtilaf konusu değildir. Davacı bu sözleşmeler uyarınca edimlerini yerine getirdiğini davalının malzemeleri teslim alıp kullandığını, faturaları defterlerine kaydettiğini ve herhangi bir itiraz ileri sürmediğini, herhangi bir ihtar yahut ihbarda bulunmadığını, borcun önemli bir kısmını ödediğini ileri sürmüş, davalı ise —— kapsamında granit ve mermer imalatı işlerinin yapılması amacıyla tedarikçi olan davacı ile satın alma sözleşmeleri imzaladığını, davacının sözleşmede belirtilen granit ve mermerleri temin, kendisinin de bedel ödeme borcu altına girdiğini ancak davacının sözleşmede belirlendiği şekilde ve sürede, sözleşmeye uygun şekilde malzeme tedarik etmediğini bu yüzden zarara uğradığını, teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğunun sonradan ortaya çıktığını, —- tarihli tutanakla belirlendiğini, davacının ayrıca üstlendiği işi de yarım bıraktığını, bu nedenle sözleşme ilişkisinin son bulduğunu savunmaktadır. —– tarihli satın alma sözleşmesi incelendiğinde bu sözleşmenin mermer imalatı için yapıldığı, çeşitli boy ve türde mermer tesliminin taahhüt edildiği, davacının tedarikçi, davalının iş sahibi olduğu, sözleşmenin 7.maddesinde teslimat, değişim, iade şartları ve gecikme cezası düzenlenmiş, bu maddeye göre ürünlerin teslimi sırasında kesinlikle irsaliye ve faturasının da teslim edileceği, aksi halde malzemelerin teslim alınmayacağı, teslim edilen ürünlerin inşaat süresince işverenin kontrol teşkilatı, şantiye şefi ve/veya kontrolörü tarafından kontrol edileceği, ürün tesliminde nakliye yahut başka bir nedenden kaynaklı defolu veya hasarlı malzeme var ise anında değiştirileceği, değiştirme durumu o an için yok ise iade faturasının işveren tarafından düzenlenerek iade işleminin yapılacağı, tedarikçi tarafından gönderilen malzemelerin hatalı veya istenilen şartlarda olmaması halinde işverenin bu durumu yazılı olarak tedarikçiye bildireceği kabul edilmiştir. —– tarihli satın alma sözleşmesi de aynı şekilde bu kez granit imalatı için düzenlenmiş olup davacı çeşitli ebat ve türde granit teslimini yüklenmiş olup, bu sözleşmenin 7.maddesi de —– tarihli sözleşme ile aynı içeriktedir.
Sözleşmenin 7.8 maddesi karşısında ayıp ve hatalı ürünlerin karşı tarafa yazılı olarak bildirilmesi gerektiği anlaşılmakla bu husus davalı vekilinden sorulduğunda davalı vekili ayıpların sonradan ortaya çıktığını, bu konunda davacı şirkete çeşitli uyarılar yapıldığını, beyan etmiş, — tarihli denetleme tutanağına delil olarak dayanmıştır. Söz konusu tutanak incelendiğinde ——- hitaben düzenlenen bir yazı olduğu bu yazıda seramik işlerinin en yoğun şikayet konusu işlerden olduğundan bahsedildiği, bu davanın konusu malzemenin mermer ve granit olması karşısında yazının ayıp ihbarı yönünden delil niteliği taşımadığı anlaşılmıştır.
Davalı taraf bunun dışında HMK 140/5 maddesi uyarınca verilen kesin süreden sonra olmak kaydıyla ayıp ihbarının yapıldığına ilişkin —– tarihli dilekçe ve ekinde —– adet ihtarname daha dosyaya sunmuş davacı vekili süresinden sonra sunulan dilekçelere karşı savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediklerini bildirmiştir. Davalı süresinden sonra sunduğu bu belgelere HMK 140/5 maddesi uyarınca delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş kabul edilmiştir.
Davacı taraf cari hesap alacağını oluşturan fatura ve sevk irsaliyelerini sunmuş, dosya iki tarafın ticari defter ve dayanak kayıtlarında inceleme yapılarak davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı ve varsa miktarının tespiti yönünden mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Aynı bilirkişiden alınan kök ve ek raporlara taraflar itiraz ettiğinden ve esasen bu raporlar hüküm kurmaya elverişli olmadığından bu kez mahkememizce resen seçilen — kişilik mali müşavir bilirkişi heyetine dosya verilmiş, alınan — tarihli raporda bilirkişi heyeti incelenen davacı taraf defter kayıtlarında davacının takip tarihi itibariyle davalıdan —-alacaklı göründüğünü, davalının ise kendi defter kayıtlarına göre davacıdan —alacaklı olduğunu, iki taraf kayıtları arasındaki cari hesap farklılığının —-olduğunu, davacının düzenlediği —- adet faturasının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı tarafından düzenlenen yine — tutarlı toplam —adet iade faturasının da davacının defterlerinde kayıt altına alındığını, davalının yaptığı ödemelerinde davacı defterlerinde kayıtlı olduğunu, cari hesaptaki farklılığın —- bazındaki fatura ve ödemelerden kaynaklı olduğunu, —- tarihli sözleşmede ürün bedellerinin—- olarak kararlaştırılmış olup sözleşmenin özel şartlar — çek düzenlenmesi halinde çekin tedarikçiye (davacıya)teslim edildiği güne ait —— uygulanacağının kabul edildiğini, bu durumda davacının davalıdan —-alacaklı olduğunu, davalının davacıya yaptığı —-tutarlı çek ödemesinin davalı tarafından mükerrer kayıt yapılarak — düşümünün yapıldığını, mükerrer kayıt ve kur farkı kayıtları düşüldüğünde davalının cari hesabının da —- verdiğini belirtmişlerdir.
Mahkememizce yürütülen yargılama neticesinde alınan heyet raporu ile taraflar arasında granit ve mermer malzemesi teminine ilişkin —- ayrı sözleşme kapsamında devam eden ticari ilişkide davacının temin ve davalıya teslim ettiği ürünlerin tüm faturalarının davalı taraf defterlerinde kayıt altına alındığı, davalının bu kapsamda düzenlediği —– adet iade faturasının da davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının ödemeleri ile cari hesaptaki farklılıklar düzelttiğinde iki tarafın defter kayıtlarının mutabık olduğu, davalı tarafça davacının tedarik ettiği malzemelerin sözleşme koşullarına uygun olmadığı yönünde savunma ileri sürülmüş ise de davalı tarafça sözleşmede kararlaştırılan düzenlemeler uyarınca yazılı bir bildirimde bulunulmadığı, mal tesliminde herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmediği, davalının faturaları defterlerine kaydettiği, ayıp ihbarını süresinde yaptığını ortaya koyamadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, davalının — sayılı takip dosyasında itirazının —-üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden takipte belirtilen şartlarla devamına, fazla talebin reddine, davalının itirazında haksız ve alacağın likit oluşu göz önünde bulundurularak hükmedilen tutarın %20’si oranında —– tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davacının takipte haksız ve kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair —- tarihli karar verilmiş, bu karar davalı vekilince istinaf edilmekle —- karar sayılı kararı ile kaldırılmıştır.
——- kararında mahkememiz kararının HMK 297 /2 ve 298/2 maddelerine uygun olarak verilmediği bu yüzden istinaf incelemesi yapılmadığının belirtildiği görülmüştür. Dosya mahkememize gelmekle yeniden esasa kaydedilmiş ve daha önce verilen karar aynen tekrar edilmek suretiyle bu kez yasa hükümlerine uygun gerekçeli şekilde karar yazılmak suretiyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davalının—– sayılı takip dosyasında itirazının —–üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden takipte belirtilen şartlarla devamına,
Fazla talebin reddine,
Hükmedilen tutarın %20’si oranında —–inkar tazminatının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar harcı 972,43 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 289,48 TL harç ile icra dosyasına peşin yatırılan 119,84 TL.harcın mahsubu ile bakiye 563,11 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 289,48 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 36,00 TL ilk masraf, 240,50 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.276,50 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranına göre (%60) 765,90 TL.nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 4.500,00 TL.bilirkişi ücreti ve 32,50 TL. tebligat gideri olmak üzere toplam 4.532,50 TL. yargılama giderinden davanın reddedilen kısmı göz önünde bulundurularak(%40) 1.813,00 TL.nin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, kalanın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ve davalı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2021