Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/578 E. 2022/811 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/578 Esas
KARAR NO : 2022/811

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden
Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirkete davalı şirket tarafından —— numarasına kayıtlı 25.403,78-TL tutarında (asıl ve feriler ile birlikte) çekten kaynaklı borçlu olduğundan bahisle icra takibi başlatıldığını, yapılan takibin açıkça usule aykırı olduğu gibi davalı tarafından başlatılan söz konusu icra takibine konu alacakların kesinlikle hiç bir hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının böyle bir borcunun bulunmadığını, davacının çekten kaynaklı veya bunun dışında davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, Davacı aleyhine 10.06.2019 Keşide Tarihli, ——Seri Nolu, 19.000,00-TL Meblağlı ve Keşide Yeri —— olan, bir adet çekin icra takibine konulduğunu, icra dosyasında gönderilen ödeme emrinin ve takibin dayanağı çek ve borç gerçeklere ve hukuka aykırı olduğunu, Davada yetkili mahkemenin borçlunun yerleşim yeri ve çekin keşide yeri ——olduğundan takipte yetkili icra müdürlüğünün —– İcra Müdürlükleri olduğunu, takibe dayanak olan çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, bu nedenle hiçbir borç bulunmadığını, İcra takibine konu edilen çekteki imzanın ve yazıların davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, şirket yetkilisinin hiçbir şekilde söz konusu çeki imzalamadığını, çekten ötürü anılan icra takibinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, davacının işbu haksız ve kötü niyetli takip ve ticari itibari zedelendiği gibi ekonomik olarakta maddi ve manevi zararlara uğradığını, bu yönüyle davacının davalı takip alacaklısına borcunun bulunmaması imzanın kendisine ait olmamasından dolayı İcra dosyasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasını; icra takibinde esasa ve usule ilişkin tüm itiraz haklarımız saklı kalmak kaydıyla öncelikle, imzaya, borca, belirtilen asıl alacağa, işlemiş ve işleyecek faiz miktarı ile türüne ve diğer alacak kalemlerine itiraz ettiklerini, ayrıca faiz türü ve oranı çek tazminatı da açıkça hukuka aykırı olduğunu, davalının söz konusu takipten ötürü “haksız” ve kötü niyetli” olması, imzanın kendisine ait olamaması ve borcun bulunmaması, söz konusu “haksız ve kötü niyetli” takipten ötürü müvekkilin kişilik değerlerinin zarara uğraması, maddi-manevi zararlar göz önünde bulundurulmak suretiyle, yasa gereğince alacağın % 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla, “kötüniyet tazminatı”na mahkum edilmesini, bu nedenle; öncelikle işin aciliyeti ve telafisi güç veya imkansız zararların önüne geçmek maksadıyla; dosya üzerinden inceleme yapılarak takibin “ihtiyati tedbir” yoluyla teminatsız durdurulmasına, takip konusu çekte imzanın müvekkil davacıya ait olmadığının tespit edilmiş olması ve diğer hususlar nazara alınmak suretiyle neticede ve keşide yeri “——” olan çekten dolayı müvekkilin borçlu olmadığının tespitine ve çekin iptaline karar verilmesini, davalının söz konusu takipten ötürü haksız ve kötü niyetli olması imzanın kendisine ait olmaması ve borcun bulunmaması söz konusu haksız ve kötü niyetli takipten ötürü davacının kişilik değerlerinin zarara uğraması maddi- manevi zararlar göz önünde bulundurulmak suretiyle, yasa gereğince % 20’den aşağı olmamak kaydıyla, “kötüniyet tazminatı”na mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dosyanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan reddinini gerektiğini, davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen dosya için öncelikle davacı tarafça itiraza uğrayarak icra hukuk mahkemesine intikal ettiğini,—— Sayılı dosyasının, kambiyo senedinden kaynaklanan alacak hakları saklı tutularak atiye bırakıldığını davalının davacı nezdindeki alacağının genel usuller dairesinde borçludan talep edileceğinin beyan edildiğini, icra takip dosyasının atiye bırakıldığını, bu doğrultuda davalı tarafından söz konusu icra takip dosyasının atiye bırakıldığını, davalının davacı nezdindeki alacağı, —— arasında kambiyo senedi düzenlenmesine neden olan hukuki ilişkiye istinaden, genel usuller dairesinde borçludan talep edildiğini,—— tarafından, genel usuller dairesindeki dosyanın itiraza uğradığını, davalı tarafından itirazın iptali davası açıldığını, açılan davanın derdest olduğunu ve ——. Asliye ticaret mahkemesinde görüldüğünü, Borçlunun itirazın iptali davasında genel hükümlere göre savunma sebeplerini ileri sürdüğünü, bu menfi tespit davasının itirazın iptali davasından sonra açıldığını, her iki dosyanın temelinde aynı hukuki ilişki bulunduğundan ve açılan itirazın iptali davası derdest olduğundan, sonradan açılan davanın usulden reddinin gerektiğini, bu nedenle davanın derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, menfi tespit ve çek iptali istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenmiş, tahkikat aşamasına geçilerek taraf delilleri toplanmıştır.
——-sayılı takip dosyasının incelenmesinde;19.000,00 TL çek bedeli, 4.446,78 TL faiz, 1.900,00 TL çek tazminatı, 57,00 komisyon olmak üzere toplam 25.403,78 TL alacak için icra takibi başlatıldığı, başlatılan icra takibine itiraz, yetki itirazı ve imzaya itiraz için dosyanın —— İcra Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, açılan davanın süre nedeniyle reddine karar verildiği görüldü.——. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 19.000,00 TL asıl alacak, 2.798,60 TL faiz alacağı olmak üzere toplam 21.798,60 TL alacak için takip başlatıldığı, başlatılan takibe davalı tarafından 28/02/2020 tarihinde itiraz edilerek takibin durduğu anlaşıldı.——Esas sayılı dosyası incelendiğinde; dosya kapsamındaki tüm deliller; çek sureti, servis formu, fatura, icra takip dosyası, iddia ve savunmalar hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalıya ait iş makinelerine servis hizmeti verildiği iddiasına dayalı olarak alacağın tahsili için ilamsız takip başlatılmış, davalı tarafça takibe itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davası açılmış olup, davalı tarafından davacıya 19.000,00 TL bedelli, 10/06/2019 tarihli çek keşide edildiği, davacı tarafından çekin ibraz süresi içerisinde bankaya ibraz edildiği,——- Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ödeme yasağı kararı doğrultusunda işlem yapılmadığı, davacının işbu çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapabileceği gibi ilamsız icra takibi de yapabileceği, davalı borçlunun çekteki imzaya itirazı olmadığı gibi çek keşidecisi olduğu ve her halükarda çeki elinde bulundurana karşı sorumluluğunun devam ettiği, her ne kadar ilgili çek ile ilgili çek iptali davası açmış ise de çekin keşidecisi olması nedeniyle açmış olduğu çek iptali davasının reddine karar verildiği, davacının işbu çekin yasal hamili olduğu, davalı her ne kadar çekin rızası dışında elinden çıktığını iddia etmiş ise de çekin keşidecisi olarak sorumluluğunun devam ettiği, davacının çekin keşide tarihinden itibaren faiz talebinde bulunabileceği, her ne kadar icra takibinde takip öncesi işlemiş faiz olarak 2.798,60 TL işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de çek keşide tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz tutarının 2.642,43 TL olduğu, alacağın likit ve belirlenebilir olduğu, icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluştuğu vicdani kanaatine varılarak davanın kısmen kabulü kısmen reddine; karar verildiği görülmüştür.
Davaya konu çek incelendiğinde ; Keşide yeri, tarihi——- /10/06/2019; 19.000,00 TL bedelli, keşidecisinin davacı şirket lehtarının davalı şirket olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz ara kararı gereği; tarafın imza örnekleri alınmak üzere ——- Asliye Ticaret mahkemesine talimat yazıldığı, —— tal numaralı talimat evrakı üzerinden imza örneklerinin mahkememize gönderildiği anlaşıldı.—— tarafından hazırlanan18/07/2022 tarihli raporda özetle; İnceleme konusu çekteki ——yetkilisine atfen atılmış keşideci imza ile —— ait mevcut karşılaştırma imzaları arasında yapılan karşılaştırmada; fotokopi ve çıktı belgelerde tespit edilebilen ——tanı kriterleri dikkate alındığında; imzaların başlangıç hareketlerinde benzerlikler, bitiş hareketlerinde ve ara gramalarında farklılıklar görüldüğü, imza boyut ve imza kısımları arasındaki orantı ve doğrultu gibi ıslak imzalı olmayan fotokopi, çıktı gibi belgelerde saptanabilen diğer —— tanı kriterleri bakımından değerlendirildiğinde; inceleme konusu belgedeki imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla ——- eli ürünü olmadığını, beyan ve mütalaa etmiştir.
Tüm Dosya kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;
Dava —— esas sayılı takip dosyasına konu 10.06.2019 keşide tarihli, 19.000,00 TL bedelli —— numaralı çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı iddiası ile borçlu olunmadığının tespiti ve söz konusu çekin iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu —— esasa sayılı takip dosyası celbolunarak yapılan incelemesinde; 10.06.2019 keşide tarihli, keşide yeri —— olan, keşidecisinin davacı —–Şirketi ve lehtarının davalı ——-Şirketi olan, 19.000,00 TL bedelli ve —— numaralı çek nedeniyle davalı tarafça davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı görülmüş, bunun üzerine Mahkememizce—— esas sayılı dosyası celp edilerek incelenmiş ve yapılan inceleme sonucunda bu davanın taraflar arasındaki hizmet sözleşmesine istinaden düzenlendiği iddia olunan davacı (——) tarafından davalı ( —— lehine keşide edilerek davacıya verilen 19.000,00 TL bedelli çek nedeniyle alacağın tahsili için ——-esasa sayılı takip dosyasında girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali davası olduğu, bu davada 21/09/2021 tarihinde kısmen kabule dair karar verildiği ve verilen bu kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK’nın 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlenmiştir. Derdestlik; daha önceden açılmış ve halen görülmekte olan bir davanın yeniden aynı ya da başka bir mahkemede açılması durumunda, ikinci davanın açıldığı mahkemede nazara alınan ve bu davanın daha önceden de açılmış ve hâlen görülmekte olması sebebiyle usûlden reddine karar verilmesini sağlamaya yönelik bir dava şartıdır. Derdestliğin şartları; aynı davanın aynı mahkemede ya da başka mahkemelerde iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte (derdest) olması, birinci dava ile ikinci davanın aynı olması şeklinde sıralanabilir. Aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaati yoktur. ——-Her ne kadar davacı taraf dava konusu çekten dolayı borçlu olmadığını iddia ederek iş bu menfi tespit davasını açmış ise de, aynı çeke ilişkin olarak daha önceden —— esas sayılı dosyası ile de dava açılmış olması ve aynı davanın daha önceden açılmış olup, halen görülmekte olmamasının 6100 sayılı HMK’nun 114 maddesi uyarınca dava şartlarından sayılması sebebiyle Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davalı tarafın derdestlik itirazının yerinde olduğu anlaşılmakla, açılan davanın HMK’nun 114/(1)-ı maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 433,84 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 353,14 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.