Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/562 E. 2022/51 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/562 Esas
KARAR NO : 2022/51

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 27/11/2020
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —- ortak olarak kefil olduğunu, bankadan süreli 4 adet kesin teminat mektubunun kullanıldığını, bu mektuplardan 3 adedini banka ekte suretlerindede görüleceği üzere 1 adedini bankaya iade ve iptal ettirmesine, 2 adedini de mektubun süresi dolduğunu, mektubun süresi geçtikten sonra —- bilgisı dışında ödeme yapıldığını, şirketten teminat mektuplarını iade ve süre dolumlarından sonra bende hisselerini devredip ortaklıktan ayrıldığını, banka hukuksuz olarak 3 adet teminat mektubunu ödeme yapıldığını, ipotek aldığı gayrimenkulü icra yolu ile sattırıp parasını tahsil ettiğini, bu süre boyunca gerek ——- satışından doğan zararlarının bankadan yasal faizi ile tahsilini ve tazminat haklarının saklı kalmak kaydı ile talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu teminat mektuplarının dava dışı —–düzenlenen teminat mektupları olduğunu, bu kapsamda davacının işbu davayı açma yetkisi ve pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, müvekkili banka ile dava dışı—— Sözleşmesine istinaden adı geçen şirket tarafından, müvekkil bankadan teminat mektubu talep edildiğini ve müvekkili banka tarafından da talep edilen teminat mektuplarının düzenlendiğini, muhatap tarafından, teminat mektupları ile — edilen riskin gerçekleştiği ve teminat mektuplarının paraya çevrilmesi talebi ile müvekkili bankaya başvurulduğunu, müvekkili banka tarafından muhatabın tazmin talebinin uygun bulunarak tazmininin gerçekleştiğini, her bir teminat mektubu tazmininin dava dışı——- hesaplarından gerçekleştirildiğini, ne mektup lehtarı ne de mektup muhatabı tarafından bu işlemlere itiraz edilmediğini, davacının ne dava konusu ilişkinin tarafı ne de doğrudan ya da dolaylı olarak davacı ile ilgili bir işlemin gerçekleşmediğini, öncelikle taraf ehliyeti ve dava açma menfaati bulunmamakla dava şartı yokluğundan davanın reddini, haksız ve yersiz davanın reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, dava dışı—— düzenlenen—- davacının kefil olması sonucu teminat mektuplarından iki adedinin süresinin dolması, iki adedinin iade ve iptal edilmesine rağmen banka tarafından — dışında ödeme yapıldığı, davacının teminat mektuplarının ödenmesinden önce şirket ortaklığından ayrıldığı, davalı bankanın — icra yolu ile sattırıp parasını tahsil ettiği, bu sürede—kirasından gerekse gayrimenkul satışından zarar doğduğu iddiasıyla bu zararların tahsili talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 27/11/2020 tarihinde açılmakla davacının dava şartı —– getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememizce davacı iddiası, davalı savunması, dosyadaki deliller değerlendirilmek suretiyle davalı bankanın teminat mektuplarını ödemesinde kusuru olup olmadığı, teminat mektuplarının her birinin ödeme tarihi ve ne şekilde ödendiği hususunun tespit edilmesine, teminat mektuplarının ödenme şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının teminat mektupları ödenmeden önce şirket ortaklığından ayrılmasının borca etkisi olup olmadığı, davacının bu kapsamdaki taleplerinin değerlendirilmesi açısından bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi —– tarafından hazırlanan raporda özetle: davalı banka ile dava dışı —– Davacı —– söz konusu sözleşmelerde —— imzasının bulunduğu, Sözleşmelerin—- tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın 583. Maddesinde belirtilen şartlara göre düzenlendiği, Kefil—– Bağımsız Bölüm üzerine, davalı banka lehine ——— tutarında İpotek tesis edildiği, Söz konusu sözleşme ve ipoteğe istinaden dava konusu —— dahil, dava dışı asıl borçlu şirkete —- kullandırıldığı, davacının kefaletinin geçerli olduğu, davacının beyanında; “(…) teminat mektuplarından —- bankaya iade edilmiştir, toplam 4 adet teminat mektubu vardı, bunlardan bir tanesinde herhangi bir sorun olmadı, ancak hem süresi dolan hem de bankaya iade edilen toplam 3 adet teminat mektubu banka tarafından ödendi, ben şirket ortaklığından hisselerimi devredip ayrılmıştım, bu teminat mektupları ben hisse devri yaptıktan sonra ödendi, (…)” şeklinde beyanda bulunduğu, ancak davacı banka kayıtları incelendiğinde, davacı tarafından belirtilen ——— mektupları için davalı bankaca, teminat mektubu muhataplarına —- yazıldığı, —– ortaklıktan ayrıldığı 02.08.2016 tarihinden sonra düzenlenmiş olmakla birlikte, bahse konu—— yazılarının davacı tarafından teslim alındıklarının anlaşıldığı, bu durumda, söz konusu mektuplarının vade uzatımlarının davacının bilgisi dahilinde olduğu, taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine ve davacı tarafından davalı bankaya verilen taşınmaz ipoteğine istinaden, dava dışı asıl borçlu lehine aşağıda dökümü verilen dava konusu teminat mektuplarının verildiği, —– teminat mektubunun ise 07.11.2016 tarihinde risk çıkışlarının yapıldığı, Muhatapları tarafından davalı bankaya yazılan yazılarla; dava konusu —– mektuplarının—- mektubunun —- dönüştürülmelerinin talep edildiği, söz konusu tazmin taleplerine istinaden davalı banka tarafından; —– tutarlı teminat mektubu için, muhatabın talimatında yer verilen —- nezdindeki hesabına —- tarihinde mektup bedelinin TL karşılığı olarak —-teminat mektubu için, muhatabın talimatında yer verilen —- tarihinde mektup bedelinin TL karşılığı olarak —- teminat mektubu için, muhatabın talimatında yer verilen —- tarihinde mektup bedelinin TL karşılığı olarak 11.916,45 TL olmak üzere, her üç teminat mektubu için banka kaynağından toplam 34.350,05 TL ödeme yapıldığı, dava konusu teminat mektupları, dava dışı asıl borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle muhataplarınca, mektupların yürürlük süresi içinde usulüne uygun bir şekilde nakde dönüştürülmeleri talep edildiğinden, davalı bankaca yapılan ödemelerin yasal mevzuata uygun olduğu, ancak, hemen yukarıda da yer verildiği üzere, davalı—– tarihinde çıkışı yapılmış olmasına rağmen, —- tarafından ibraz edildiği ve davalı bankaca da mektup bedelinin TL karşılığının muhataba ödendiği, söz konusu çıkış işleminin mahiyeti hakkında, davalı bankanın —– tarafından, davalı bankanın —– yazılan —— tazmin talebi ile ibraz edilmiştir. Ancak ilgili teminat mektubunun —- tarihinde risk çıkışı yapıldığı görülmüştür. Yapılan incelemede tazmin için ibraz edilen ——- olduğu anlaşılmıştır. ——- muhataba verilmediğini ve —– üretilerek verildiğini düşünüyoruz (…)” şeklinde açıklama yapıldığı, geçerlilik süresi içinde muhatap tarafından nakde tahvil talebi ile ibraz edilen söz konusu teminat mektubu bedelinin, muhataba ödenmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı bilirkişi raporunu kabul etmediğini beyan etmiştir.
Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin X-2. Maddesi delil sözleşmesi niteliğinde olduğundan, ihtilafın çözümünde —- ticari defter kayıtları ve belgeleri esas alınmıştır.
—- sayılı dosyası ile; davalı —–. tarafından, dava dışı asıl borçlu ile davacı kefil —- aleyhine—–ile icra takibi başlatıldığı, İcraya konu ipoteğin; kefil—kayıtlı, —- tutarının —– olduğu, söz konusu taşınmazın 30.11.2017 tarihinde satıldığı ve icra müdürlüğünce düzenlenen —–tarihli karar tensip tutanağı ile davalı bankaya 66.736,66 TL ödeme yapıldığı, davalı banka tarafından, ipotekli taşınmaz satışından yapılan tahsilatla teminat mektuplarından kaynaklanan nakit borçların 06.12.2017 tarihinde geri ödendikleri tespit edilmiştir.
Davacı tarafından sayın Mahkemenin ——- mektupları verilmişti, teminat mektuplarından 2 tanesinin süresi dolmuştu, 2 tanesi de bankaya iade edilmiştir, toplam 4 adet teminat mektubu vardı, bunlardan bir tanesinde herhangi bir sorun olmadı, ancak hem süresi dolan hem de bankaya iade edilen toplam 3 adet teminat mektubu banka tarafından ödendi, ben şirket ortaklığından hisselerimi devredip ayrılmıştım, bu teminat mektupları ben hisse devri yaptıktan sonra ödendi, ben bankaya evimi ipotek ettirmiştim, banka teminat mektup bedellerini şirketten tahsil edemeyince benim banka lehine ipotek verdiğim evi icra aracılığıyla sattırdı ve teminat mektup bedellerini işleyen faizlerini benim ipotek verdiğim evin satılmasından tahsil etmiştir, benim şirketle bağlantım kalmamasına rağmen bu bedeller benden tahsil edilmiştir.” beyanında bulunulmuştur.
Dava dışı şirkete ait—– Sözleşmesi incelendiğinde; davacı — dava dışı şirketteki tüm hisselerini aktif ve pasifiyle dava dışı —- devrederek ortaklıktan ayrıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu devrin davalı bankaya bildirildiğine dair dava dosyasında herhangi bir belgeye rastlanılmamıştır.
Yargıtay, aşağıda yer verilen emsal kararında; kefaletin şirket ortaklığına bağlı olmadığı ve ortaklıktan ayrılmanın kefaleti sona erdirmediği görüşündedir:
“Mahkemece, davalının kefaletinin şirket ortaklığına bağlı bir kefalet olmayıp kendi adına kişisel kefalet olup, şirket ortaklığından ayrılmasının kefaletin sona ermesi sonucunu doğurmadığı, asıl borçluya ve diğer kefillere gönderilen ihtarnamelerin tebliğ edildiği, davacı banka ile dava dışı borçlu şirket arasında yapılan sözleşmenin tacirler arasında yapılmış bir sözleşme olup, dava konusu alacağın ticari kredili mevduat hesabı alacağı olduğu, davalı borçlu kefilinde o tarihte aynı zamanda şirket ortağı olduğunu ifade ettiği, her tacirin TTK. 18. maddesi kapsamında basiretli hareket etmiş olmasının esas olduğu gibi sözleşme serbestisinin esas olduğu, davalının kefili olduğu borcun dayanağı olan sözleşmenin — tarihli olup, Genel İşlem koşullarına ilişkin düzenlemeleri içeren 6098 Sayılı T.B.K. 20. vd. maddelerinde yer alan düzenlemelerin ise sözleşme tarihinden sonra yürürlüğe girmiş olduğu ve uygulanan akdi ve temerrüt faiz oranlarının da, başka bankaların uyguladığı faiz oranlarına, uygulama ve teamüllere uygun görüldüğü belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince süresinde temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 17/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi. ——-
Söz konusu—- kararı dikkate alındığında, davalının kefaletinin geçerli olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davalı banka ile dava dışı —-arasında imzalanan— ve davacıya ait taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğe istinaden dava dışı şirket lehine dava konusu 4 adet teminat mektubu verildiği, söz konusu mektuplardan; —- mektubun iade olduğu, diğer —- mektupların ise muhataplarının yazılı talepleri nedeniyle banka kaynağından tazmin edildikleri, davacı —– arasında—– tarihinde imzalanan —- tutarında geçerli kefaleti bulunduğu, davacı —- dava dışı şirketteki tüm hisselerini —- devrederek ortaklıktan ayrıldığı, ancak — uyarınca, şirket ortaklığından ayrılmanın kefaletin sona ermesi sonucunu doğurmadığı, bu nedenle davacının kefalet imzasının bulunduğu sözleşmelerden doğan borçlardan sorumlu tutulabileceği, davacının beyanlarında iade edildikleri belirtilen dava konusu —- tarihinde, davalı bankaca muhataplara hitaben düzenlenen —- tarihine kadar uzatıldığı, ancak davacı—- tarihinde ortaklıktan ayrılmış olmakla birlikte, ——— geçen tarafından teslim alındıkları, bu durumda, söz konusu mektupların vade uzatımlarının davacının bilgisi dahilinde gerçekleştiğinin anlaşıldığı, dava dışı asıl borçlunun yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesi ile muhataplar tarafından, geçerlilik süreleri içinde, dava konusu teminat mektuplarının usule uygun biçimde nakde dönüştürülmesinin talep edildiği ve davalı banka tarafından da;—— karşılığı olarak muhataplara —– yapıldığı, davalı banka tarafından, davacının maliki olduğu ipotekli taşınmazın icra yolu ile satışından yapılan tahsilatla,—- kaynaklanan alacakların 06.12.2017 tarihinde davalı bankaca tahsil edildiği, dava konusu teminat mektuplarının yasal mevzuat hükümlerine uygun şekilde ödendikleri, ödemelerin banka kaynağından muhatapların talimatlarındaki hesaplarına —- gerçekleştiği ve ——- kararları uyarınca, ortaklıktan ayrılmanın kefaleti sonlandırmadığı ve bu sebeple dava konusu teminat mektuplarının tazmin bedellerinden kaynaklanan—- davacının sorumlu tutulabileceği anlaşılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 80,70 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik 26,30 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—— belirlenen, dava miktarını geçmemek üzere —- davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —- karşılanan —–davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacının ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.