Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/542 E. 2022/168 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/542 Esas
KARAR NO: 2022/168
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/11/2020
KARAR TARİHİ: 08/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: —- davalı borçlu aleyhine takip işlemi yapıldığını, müvekkili ile davalı arasında iş ilişkisi kurulduğunu, davalı borçlu tarafına kesilen fatura tahsil edilemediğini, fatura alacağına istinaden müvekkili adına—— davalı borçlu aleyhine takip işlemi yapıldığını, davalı takibe konu olan bir borcunun olmadığından bahisle takibe, takibe dayanak belgeye, borcun tamamına, faiz ve ferilerine itiraz ettiğini, borçlu ile yapılan iş sonucu ödenmeyen ve takibe konu olan faturaya borçlu taraf haksız olarak itiraz ettiğini, borçlu ile yapılan ticari ilişki neticesinde ödenmeyen ve takibe konu faturalara borçlu taraf haksız olarak itiraz ettiğini, yapılan itiraz üzerine itirazın iptali sebebiyle dava şartı arabuluculuk kurumuna başvuru yapıldığını,—- anlaşmama son oturum tutanağının düzenlendiğini, müvekkilin alacaklı olduğu ve alacağını tahsil edemediği yargılama aşamasında yapılacak olan bilirkişi incelemesi ile sabit olduğunu, —- sayılı takibe yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Dava dilekçesi davalı şirkete tebliğ edilmiş, davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava ——yılında açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, —- tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—-sayılı dosyası getirtilmiş, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine cari hesaptan kaynaklanan —- asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Davalı — bulunduğundan davalı şirketin defterlerinin — vasıtasıyla incelenmesine karar verilmiştir.
— vasıtasıyla alınan talimat raporunda özetle: davalı şirketin defterlerini ibraz etmediği, davacı şirketin defterlerini ibraz ettiği, davacı şirket defterlerinin usulüne uygun olduğu, davacı şirketin — sonu itibariyle davalı şirketten — alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davacı vekili — tarihli dilekçesinde; davayı ıslah ettiklerini belirterek — alacaklı olduklarına karar verilmesini talep etmişse de davanın itirazın iptali talebine ilişkin olup, HMK’nın 180/1 maddesi uyarınca tam ıslahta bulunan tarafın 1 hafta içerisinde yeni bir dava dilekçesi vermesi gerektiği, davacı vekili bu şekilde yeni bir dava dilekçesi vermediğinden ve sunduğu — tarihli dilekçe davanın tam ıslahı talebi niteliğinde olup yeni bir dava dilekçesi sayılamayacağından davacı tarafın ıslahı hiç yapmamış sayılması gerektiği anlaşılarak ıslah talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davanın cari hesap alacağının tahsili talebine ilişkin olduğu, tarafların —- celp edildiği, her ne kadar talimat mahkemesinde yalnızca davalı tarafın defterlerinin incelenmesi için ara karar kurulmuşsa da söz konusu mahkemenin davalı şirketin defterlerini ibraz etmediği, ancak davacı şirketin defterlerini ibraz ettiği ve davacı şirketin defterlerinin incelenmesi suretiyle rapor düzenlendiği, bu nedenle mahkememizce yeniden davacı şirketin defterlerinin incelenmesine gerek duyulmadığı, davacı şirketin ticari defterlerine göre —yılı sonu itibariyle davalıdan — alacaklı olduğu, tarafların gelen— karşılaştırıldığında hem davacının hem de davalının aynı miktar ve tutarda faturayı ilgili —bildirdiği, dolayısıyla tarafların cari hesap hususunda mutabık oldukları anlaşıldığı, davacı şirketin böylece alacağını ispatlamış olduğu, davalının ödeme yaptığına ilişkin herhangi bir makbuz, dekont vs. sunmadığı, kaldı ki böyle bir iddiasının da bulunmadığı, takibin —asıl alacak üzerinden başlatıldığı, taleple bağlı kalınmak suretiyle davacının —-alacağı olduğu anlaşılmakla, davanın kabulü ile takibe yönelik itirazın iptaline karar vermek gerektiği, alacak cari hesap alacağı olup, likit olduğundan hükmedilen tutarın taktiren % 20’si oranında inkar tazminatına hükmedilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının —-sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin — asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık — oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan —-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 1.707,75 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 426,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.280,81 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 426,94 TL peşin harç olmak üzere toplam 481,34 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 163,70 TL tebligat ve müzekkere gideri, 400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 563,70 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2022