Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/538 E. 2021/377 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/538 Esas
KARAR NO : 2021/377

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ :12/11/2019
KARAR TARİHİ :01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri tarafından daha önce açılan İstanbul Anadolu—. Asliye Hukuk Mahkemesi’ nin—– Karar sayılı dosyasında, müvekkillerinin bakiye destekten yoksun kalma tazminatı alacaklarının var olduğunu belirterek davacı ——–için bakiye 4.997,45 TL destekten yoksun kalma tazminat alacağının ve davacı baba ———-bakiye 2.726,96 TL. destekten yoksun kalma tazminatı alacağına, davalılar —–olay tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden ise, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi teminat limitleri ile sınırlı olmak sureti ile davalılardan müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; görev ve zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacı tarafça arabuluculuk başvurusu yapılmadığından dava şartı yokluğu bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar——vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu dava da görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ve görev yönünden itirazlarının bulunduğunu beyan ederek dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Dava , İstanbul Anadolu —- esas sayılı dosyasında —- tarihli karar ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine istinaf yoluna başvurulmamakla 17.11.2020 tarihinde kesinleşmiş olup mahkememize gönderilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde davanın ticari dava olduğu dikkate alındığında ilk davanın açıldığı tarih olan 12.11.2019 tarihi itibariyle zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu, davacının TTK 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuk yoluna başvurmadığı, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen —- tarihli görevsizlik kararının istinaf yoluna başvurulmaksızın 17.11.2020 tarihinde kesinleşmesi üzerine , mahkememize tevzi edilen dava, 18.11.2020 tarihinde açıldıktan sonra 25.12.2020 tarihinde arabulucuk görüşmelerinin başladığı ve arabuluculuk tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşıldı.
Bilindiği üzere; —- sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanunun 20.maddesi uyarınca 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere; “3. Dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile eklenen 5/A maddesi uyarınca; 6102 Sayılı TTK un 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
7155 Sayılı aynı Kanunun 23. maddesi hükmü ile 6325 Sayılı hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa 4.bölümden sonra gelmek üzere;”Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı eklenen 18/A maddesinin 2 inci fıkrasında da; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almıştır.
Aynı Kanunun 26 ıncı maddesinin (1) inci fıkrası (a) bendi uyarınca bu kanunun 10, 20 ve 21 inci maddelerinin 01/01/2019 tarihinde,(b) bendinde 1 ila 9 uncu maddeleri ile geçici 1 inci maddesi, 18 ve 19 uncu maddelerinin 1/6/2019 tarihinde, (c) bendinde diğer maddelerinin yayımı tarihinde, yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan dava şartı eksikliğinin tamamlanabilir dava şartı eksikliği olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Zira arabuluculuk tarafların mahkeme yoluna başvurmadan uyuşmazlıkları bir araya gelerek çözmeleri, bu şekilde daha hızlı ve —–ile sonuca ulaşmaları ile mahkemelerin iş yükünün azaltılması amacı ile getirilmiş—–bir çözüm yoludur.
Somut olaya gelince gerek ilk davanın açılmasından önce gerekse mahkememize tevzi edilerek davanın açılmasından önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmadığı ve zorunlu arabuluculuğa başvuru şartı tamamlanabilir dava şartı eksikliği olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (–Bölge Adliye Mahkemesi—–Karar sayılı ilamı, —–Bölge Adliye Mahkemesi —–.Hukuk Dairesinin—– Esas,—– Karar sayılı ilamı,——Bölge Adliye Mahkemesi— Karar sayılı ilamı—- Bölge Adliye Mahkemesi—-.Hukuk Dairesi —- Karar sayılı ilamı)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Arabuluculuk son tutanağının dava tarihinden sonra olduğu, dava tarihi itibari ile davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu ve dava açılmadan önce arabulucuya müracaat bulunmadığı anlaşıldığından dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcının mahsubu ile fazla alınan 14,90 TL’nin davacı taraftan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf davayı vekil ile takip ettiğinden— vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde bakiye avansın yatırana iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacılar vekilinin ve davalılar —— yüzüne karşı, davalı —– vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.