Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/536 E. 2021/615 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/536 Esas
KARAR NO : 2021/615

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2017
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

İstanbul Anadolu ——. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——— Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderildiği,
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —- mevkiindeki —- almak üzere anlaştığını, belirtilen—- tarihlerinde — sahibi olarak kullanacak ve bu hizmet karşılığı sözleşmenin —– taksit şeklinde ödeyeceğini, sözleşmenin—-. Maddesinden anlaşıldığı üzere ödemelerin senetlerle yapılacağını, yapılan bu sözleşme ile birlikte ilgili şirket, sözleşmede de aynen belirtilen yukarıdaki tarih ve bedelleri konu alan 3 farklı senet düzenleyerek, müvekkile, lehtar kısmının boş olarak imzalatıldığını, yapılan bu sözleşmenin ardından müvekkilinin şirketle ilgili aldığı olumsuz duyumlar üzerine, şirketi arayarak sözleşmenin iptalini istediğini, ilgili şirket çalışanlarının da, sözleşmeyi iptal ettiklerini söyleyerek, ellerinde bulundurdukları sözleşme üzerine iptal yazarak telefon mesajı olarak bunun fotoğrafını gönderdiklerini, sözleşmenin iptaline ilişkin bu görüşmenin ardından müvekkilinin, imzaladığı senetlerin iadesini farklı zamanlarda defalarca istemişse de, çeşitli bahanelerle bu senetlerin iadesinin yapılmadığını, bir süre sonra müvekkilinin, —–sözleşmesi için imzaladığı bu senetlerin lehtar kısmının … olarak doldurularak,—— ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin malvarlığının haczedildiğini, arabasına icra kanalıyla yakalama yapıldığını ve müvekkilinin icra zoruyla bu haksız tutarı,——durumunda kaldığını, müvekkilinin, …—- hayatında hiç görmediğini ve tanımadığını, aralarında herhangi bir hukuki ilişki, yahut bir borç ilişkisi olmasının mümkün olmadığını, yukarıda belirtilen şirket ile —- birlikte hareket ederek haksız ve kötüniyetli bir şekilde müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğundan bahisle, müvekkiline icra zoruyla haksız olarak ödetilen 31.000,00 TL’lik tutarın sebepsiz zenginleşen davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte istirdatı ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Dava dilekçesi, davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle kambiyo senetlerinden kaynaklı menfi tespit ve icra dosyasına yapılan ödemenin istirdadı talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Davacı vekili, davalı tarafça —-başlatılan ve takibe dayanak bonoların dava dışı —-tarihli sözleşme ile —— karşılığında verildiğini, sözleşmenin ardından şirketle ilgili aldığı olumsuz duyumlar üzerine, şirketi arayarak sözleşmenin iptalini istediğini, şirketin de kendisine sözleşmeyi iptal ettiklerini ve senetleri geri vereceğini söylemesine rağmen iade edilmediğini, senetlerin lehtar kısmının boş olarak düzenlendiği ve sözleşme iptal edilmiş olmasına rağmen davalı adına doldurularak icra takibine konu edildiğini, senetlerin karşılıksız olduğunu, davalı ile tanışmadığını ve hiç bir hukuki ilişkisinin olmadığını, dava dışı şirketin senetleri aralarında — olan davalıya vererek kendisini mağdur ettiğini, senetlerin — sözleşmesiyle ilgili olduğunun ve davalıya borçlu olmadığının tespiti ile icra zoruyla davalıya ödenen tutarın istirdadını talep ettiği,
Davalı vekili ise; duruşmada müvekkilinin senetleri alacağına karşılık dava dışı şirketten aldığını ve iyiniyetli 3. Kişi olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
—- icra takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde, davalı alacaklı … tarafından davacı … aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi olduğu, takip dayanağının —- adet bono olduğu, bonoları tanzim eden boçlusunun davacımız, lehdarının ise davalımız olduğu, bonoların nakden düzenlendiği, takip borcunun haricen tahsil edildiğinin davalı alacaklı vekili tarafından dosyaya beyan edilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava dışı —- kaydı dosyamız arasına alınmış, davalı …——-kurucu ortağı olduğu, — ile bir bağının olmadığı görülmüştür.
Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, senetle ispat sınırından az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz, ancak ve ancak senet (kesin delil) ile ispat olunabilir (HUMK, m. 290; HMK, m. 201).
Senedin tamamlanmış sayıldığını söyleyebilmek için imza kurucu bir unsurdur. İmzanın senet metni oluşturulmadan da atılabilmesi mümkündür. Bu hâlde —- söz etmek gerekir (—–. Kuşkusuz böyle bir imza onu atan için çok tehlikelidir. Zira genel hayat tecrübesi, imzalı boş kâğıdı karşısındakine veren kimsenin onun üzerine kendisini zararlandırıcı mahiyette ilaveler yapılabileceğini bilmesini gerektirir. Buna rağmen imzalı boş kâğıdı veren kimse, ki imzalı boş belge vermek de bir hukuki işlemdir, tehlikeleri peşinen kabul etmiş sayılacağı gibi, kendisinden beklenen dikkat ve ihtimamı sarf etmediğinden hukukun himayesinden yararlanamaz.
—- atan kimse karşı tarafın anlaşmaya uygun olarak daha önceden belirlenen esaslara göre senet metninin oluşturulacağı konusunda bir güvene sahiptir ve senet metnindeki borç kapsamından sorumludur. Bu sorumluluk —- imza atan kimsenin sözleşme metnindeki ifadelerin kendi iradesinin ürünü olmadığını ispat yükünü üzerine alması suretiyle tezahür eder. Ancak böyle bir iddia ile senedin hüküm ve kuvveti azalacağından Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)’nun 201. (HUMK’nın 290.) maddesi çerçevesinde bu iddianın kesin delille ispat gerekir——–
Davacı vekili davaya konu bonoların — karşılığında lehtar kısmı boş olarak dava dışı şirkete verildiğini, davalı ile hukuki bir ilişkisinin olmadığını ileri sürmüş olsa da hamilin kötü niyetli olduğu, senet sahibi ile el ve işbirliği yapmak suretiyle keşideciye karşı davrandığı iddia edilebilir ise de bu ancak senedi ciro yoluyla alan hamile karşı ileri sürülebilir. Oysa olayımızda davalımız lehtardır, keşideci lehtar aleyhine kötü niyet iddiasında bulunamaz. Somut olayda her ne kadar davalının gerçek lehtar olmadığı, senetteki lehtar kısmının boş bırakıldığı ileri sürülse de açığa imza atarak senet veren sonucuna katlanır kuralı gereğince davalının gerçek lehtar olduğunun kabulü ile lehtara karşı kötü niyet iddiası dinlenmeyecektir. Davacının iddiasını kesin delille ispat etmesi gerekir. Davacı bu davadaki iddialarını dava dışı satıcı şirkete karşı ileri sürerek davalıya ödediği senet bedelini talep edebilecek olsa da kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olması ve lehtara karşı kötü niyet iddiası dinlenemeyecek olması, açığa attığı imzanın kötüye kullanıldığı savunmasını, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, ispata yeter güçte belge sunamamış olması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 529,41 TL harçtan mahsubu ile bakiye 470,11 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen 4.650,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğundan kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.