Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/531 E. 2022/533 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/531 Esas
KARAR NO: 2022/533
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/11/2020
KARAR TARİHİ: 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin boya ve inşaat malzemeleri üretimi ve ticareti ile iştigal etmekte olup, davalı şirkete faturalar düzenlemek suretiyle —— satışı yaptığını, düzenlenen faturaların —–tutarlı faturalar olduğunu, söz konusu faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağı olan ——–dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketin takibe haksız olarak yapmış olduğu itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının vaki itirazının iptalini, takibin işleyecek faiziyle devamını, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı şirkete dava dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava ——- tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya davacı tarafın katıldığı, yapılan çağrıya rağmen davalı adına katılan olmadığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—— sisteminden alınmış, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine fatura alacağına istinaden ——- alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Tarafların ilgili —— formları celbedilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi—— alınan bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin incelenen ticari defterlerinin usule uygun olduğu, davacının ticari defter kayıtlarıyla uyumlu muavin hesap ekstresinden görüleceği üzere; davacı şirketin davalı firmadan takip tarihi itibarıyla, faturalara dayalı açık cari hesap bakiyesinden kaynaklanan —— asıl alacağı bulunduğu, davalı tarafa defter incelemeye ilişkin muhtıra tebliğ edilmiş olmasına rağmen, inceleme günü itibariyle davalı şirketin, herhangi bir mazeret ve yerinde inceleme talebinde bulunmayarak ticari defter ve dayanak belgelerini de ibraz etmediği, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenen; —– tutarlı —- faturanın davalı şirketçe ilgili dönem —- davacı şirketten mal alımı olarak beyan edilmiş oldukları,—- tutarlı faturanın ise —- beyanına tabi olmadığından ——– Bildiriminde yer almadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davanın fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, davaya konu ihtilafın, davacı şirketin takip tarihi itibarıyla takip dayanağı yapılan faturalara dayalı alacağının varlığı ve varsa miktarı hususlarında toplandığı, davacı şirketin usul ve yasaya uygun tutulduğu tespit edilen ticari defter kayıtları ve dayanak belgeleri birlikte incelendiğinde, tarafların tacir olduğu ve —– içinde aralarında yazılı bir sözleşmeye dayalı olmaksızın ve açık cari hesap şeklinde sürdürüldüğü görülen mal alım/satımına dayalı bir ticari ilişki bulunduğu, işbu ticari ilişki kapsamında, davacı şirketçe davalı şirkete yapılan mal satışları sonucunda; — ayında toplam tutarı ——– adet faturanın düzenlenerek usul ve yasaya uygun tutulmuş e- defterlerinde davalı şirket adına borç kaydedilmiş olduğu, davacı şirketçe davalı şirket adına borç kaydı yapılan bu faturalardan —- ayında düzenlenen faturalar —– beyanına tabi bulunduklarından, davalı şirketin ilgili dönem —-beyanlarında gerek fatura adedi gerekse —— teyit eder nitelikte davacı şirketten mal alımı olarak beyan edilmiş oldukları, dolayısıyla davalı şirketçe yasal nitelikli bir itiraza konu edilmeyen ve benimsenerek kaydedildikleri ticari defter kayıtlarının bir sonucu olarak davacı şirketten mal alımı olarak beyan edilmiş işbu faturaların kesinleşmiş oldukları ve davacının bu faturalar yönünden davasını ispat etmiş sayıldığı, davacı şirketçe —- beyanına tabi olmaması nedeniyle davalı şirketçe beyan edilmemiş olduğu, ancak bu faturanın davacının usul ve yasaya uygun ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirketin HMK’nın 222. Maddesi uyarınca düzenlenen muhtıraya rağmen defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle bu kapsamda davacının defterlerine itibar edildiği, davacı şirketin incelenen ticari defter kayıtlarında, davalı şirket adına düzenlenmiş ve borç kaydedilmiş işbu faturalara karşılık olarak, davalı şirketin davacı şirkete —-tarihinde —-tutarlı çeki keşide ettiği, davalı yanca keşide edilen bu çek tutarının davacı şirketçe davalı şirketin faturalarından kaynaklanan —— cari borcundan mahsup edilecek şekilde kayıt altına alınmış olduğu ve bu kayıtlar sonucunda; davacı şirketin usul ve yasaya uygun tutulmuş sahipleri lehine delil olabilme niteliklerine haiz ticari defter kayıtları itibarıyla davalı şirketten ——– asıl alacak bakiyesinin kaldığı, her ne kadar davalı borçlu takip dosyasına sunulmuş bulunan itiraz dilekçesinde, takip alacaklısı davacı şirkete herhangi bir borçları bulunmadığını ileri sürmüşse de ödemeye ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, kaldıki böyle bir savunmalarının da olmadığı, davacı şirketçe davanın dayandığı takipte, takip öncesine ilişkin olarak yıllık ——yasal faiz oranıyla hesaplanmış —— işlemiş faiz talebinde bulunulduğu, ancak taraflar arasında temerrüt halini düzenleyen yazılı bir sözleşme ve/veya takip konusu yapılan alacağa ilişkin olarak takip öncesi keşide edilmiş hukuki nitelikli bir temerrüt ihtarının dosya kapsamında yer almadığı gibi iddia da edilmediği görülmekle davacının takip öncesi işlemiş faiz talep edemeyeceği anlaşılmıştır.
Davacı vekili —- tarihinde sunduğu ıslah dilekçesi ile; itirazın iptali olarak açtıkları davayı alacak davasına dönüştürdüklerini, davalıdan cari hesap ilişkisinden kaynaklanan toplamda —- alacağı cari hesapta son işlem tarihi olan —— tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ettiği, ıslah dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş, davalı taraf ıslah dilekçesine karşı beyanda bulunmamıştır.
Dava tam ıslah kurumu ile birlikte alacak davasına dönüştürüldüğünden ve yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının takip tarihi itibariyle—— asıl alacağının bulunduğu, bu tarihten önce davalı temerrüde düşürülmediğinden davacının bakiye talebinin reddinin gerektiği ve temrrüt tarihinin de icra takip tarihi olan —– olması nedeniyle alacağa bu tarihten itibaren avans faiz işletmek gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1—– asıl alacağın temerrüt tarihi olan —– tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, işlemiş faize yönelik bakiye talebin reddine,
2-Karar harcı 1.295,00 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 331,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 963,91 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvuru, 331,09 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 385,49 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 86,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 866,25 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 866,62 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 429,38 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 11.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin tamamının davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 28/06/2022