Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/528 E. 2023/273 K. 04.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/528 Esas
KARAR NO : 2023/273

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 04/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacıya ait —– plakalı aracın 07.12.2019 tarihinde —– ilinde çalındığını, aracın kasko poliçesi ile davalı şirkete sigortalı olduğunu, aracın bulunamadığını, davalı tarafından hasar dosyası açıldığını, davacının hesabına hasar bedeli olarak hasar ödemesi açıklaması ile 185.000,00 TL yatırıldığını, davacının aracının rayiç değeri, olay tarihindeki en düşük 220.000,00 TL ve üzerinde iken davalı şirketin düşük hasar bedeli ödediğinin tespit edildiğini, davalı tarafın geç ödeme nedeniyle oluşan zararı ve faiz farkını da karşılamadığını, davacının kredi ile aldığı aracın borçlarını ödemeye devam ettiğini, Davacının ödemenin zamanında yapılmamasından dolayı ticari kar kaybı ile maddi zarara uğradığını, davalı tarafa ihtarname gönderildiğini ancak davalı tarafın taleplerine dönüş yapmadığını, arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu ancak davalının hiçbir talebi kabul etmediğinden uzlaşma sağlanamadığını, bu nedenle; Araç hasar bedelinin yeniden tespiti ile tespit sonrası arttırılmak üzere şimdilik 15.000,00 TL kalan hasar bedelinin işlemiş ve işleyecek temerrüt /ticari faizi ile birlikte, davacının ticari kar kaybı ve oluşan ticari zararının tespiti ile tespit sonrası arttırılmak üzere şimdilik 10.000,00 TL hasar bedelinin işlemiş ve işleyecek temerrüt /ticari faizi ile birlikte, Geç ödenen hasar bedelinin olay tarihi ve ödeme tarihi arasındaki işlemiş faizinin hesap ve tespiti ile tespit sonrası arttırılmak üzere şimdilik 5000,00 TL faiz alacağının davalıdan tahsiline, Vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: yapılan sigorta tazminat ödemesi kapsamında ibraname alınmıştır. alınan ibraname, kayıtsız şartsız imzalanmış olup tbk 132 kapsamında davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, davacının davasının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, sigortalı aracın rayiç değer araştırması yapıldığını ve kilometresi (kazadan 8 ay önce 768.000) davaya konu kaza tarihindeki rayici belirlendiğini, davalı şirket tarafından gerçekleştirilen iş ve işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu açıkça ortaya çıktığını, davacının iddiasının dayanak olarak sunduğu delillerin hasar tarihindeki değeri olmadığını, güncel değeri gösterdiğini, TTK 1459, —– ve sigortanın zenginleşme aracı olamayacağına dair yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının reddine karar verilmesinin gerektiğini, hasar tarihi itibariyle sigortalı aracın değerinin 185.000,00 TL olarak belirlendiğini, kar kaybı iddialarının poliçe teminatı kapsamında olmadığını, davacı tarafından tazminat taleplerini kaza tarihinde ödeme tarihine kadar işlemesi gereken faizin de tahsilinin talep edildiğini, bu talebinde hatalı olduunu, davalı şirket davacının iddiasında mütemerrit olmayıp yasal mevzuata uygun ödeme yapmak ve ibra edilmekle faiz sorumluluğunu doğuracak eylemi bulunmadığından davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, Davacının, TBK 132 kapsamında tam ibrasının varlığı nedeniyle davada aktif husumet yokluğu bulunduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, amir yasa ve sözleşme hükümleri kapsamında usul ve yasaya uygun hasar değerlendirmesi neticesinde ödenen tazminat ile müvekkil şirketin sorumluluğu yerine getirildiğinden davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava, davalı sigorta şirketine kasko poliçesi ile sigortalı olan davacıya ait —–plakalı aracın, 07/12/2019 tarihinde çalınması sebebi ile bakiye hasar bedelinin tahsili ve geç ödenene hasar bedelinin işlemiş faizi ile tahsili ve ticari kar kaybı ile oluşan ticari zararın tazminine ilişkindir.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 12/11/2020 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 21/10/2020 tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 21/10/2020 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.Mahkememiz dosyası üzerinden yapılan incelemede; Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememiz ara kararı gereği; tüm dosya kapsamının incelenerek ve tarafların tüm iddia ve itirazlarının değerlendirilerek poliçeye konu çalınana aracın değerinin tespit edilerek sigorta şirketince yapılan ödemenin değerlendirilerek davacının poliçe kapsamında alacağının olup olmadığı, varsa miktarının tespiti ve varsa alacağının zamanında ödenip ödenmediği, zamanında ödenmemiş ise işlemiş faizin tespiti ve davacının geç ödemeden kaynaklanan zararının ve kar kaybının poliçe kapsamında olup olmadığı varsa zarar miktarının ve kar kaybının tespiti ve davalı vekilince ileri sürülen ibranamenin değerlendirilerek davalının sorumluluğunun değerlendirilmesi için rapor hazırlamak üzere bilirkişiye tevdine karar verilmiş;
Bilirkişi tarafından sunulan 25/10/2021 tarihli bilirkişi raporu ile özetle; Dava konusu —– plaka sayılı çekicinin —-model —- markamodel araç olduğu, Dava konusu aracın olay tarihi ilibariyle KAZASIZ 2, B piyasa rayiç değerinin yaklaşık 210.000,00 TL civarında olduğu, Ancak söz konusu çekicinin geçmiş hasar kaydı nedeni ile olay tarihi itibariyle KAZALI olarak 2, El piyasa rayiç değerinin kullanım amacı ile doğru orantıl olarak yaklaşık yaklaşık civarında olduğu ve bu kapsamda davalı tarafından yapılan ödemenin olay piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda bulunduğu, Dava konusu aracın siğorta ve Polis Merkezinde yapılacak/yapılan işlemlerinin yaklaşık 45 gün süreceği (30 günlük süre Sigorta Mevzuatı kapsamında belirlenen süredir. Diğer 15 günlük süre aracın emniyet kayıtlarından düşmesi ve yeni araç cdinmek için Yargıtay içtihatlarında belirtilen makul araç edinme süresidir.)Bu kapsamda söz konusu çekicinin Kar Kaybının 45 (Kırkbeş gün) x olay tarihi itibariyle 2. el kiralık araç rayiç değeri ( aylık) 7.000,00 ‘TL ( KDV dahil) – 10.590,00 TL civarında olacağı, Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan hasar ödemesinin rayice uygun olduğu kanaatine varıldığından davacının çekicinin piyasa rayiç değerinden düşük ödeme yapılması nedeniyle aradaki farkın tazmini talebinin kabul edilemeyeceği, İbraname veya fotokopisi fiziki olarak tarafımıza teslim edilen dosya içeriğinde yer almamakla birlikte, tazminat miktarına ilişkin olan bu ibranamenin teknik bilirkişi tarafından yapılan tespit neticesinde yetersiz olmadığı anlaşıldığından hasar miktarının geçerli kabul edilebileceğini, dosyada fiziken hasar dosyasının bildirim yapıldığı tarihin vb bulunmaması nedeniyle hasar bedelinin borç ödenmesinden kaynaklı faiz alacağının tahsil talebinin değerlendirilemediğini, sigorta şirketleri araçta oluşan gerçek zararlardan sorumlu olup dolaylı zarar kapsamında olan ticari araçların kazanç kayıplarının kural olarak sorumlu olmadıklarından davacının ticari kazanç kaybına ilişkin talebinin kabul edilemeyeceğini beyan ve mütalaa etmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş beyan ve itiraz dilekçeleri dosya içerisine alınmıştır.
Bu kerre taraf beyan ve itirazları değerlendirilmek üzere ek rapor alınmasına karar verilmiş olup; ek raporda özetle; Dava konusu —– plaka sayılı çekicinin —- model —– marka model / araç olduğu, Davacı vekili tarafından dava konusu çekicinin muayene formunun Kök Rapor hazırlandıktan sonra 19.11.2021 tarihli dilekçe eki ile sunulmuş olduğu ve bu muayene formunda aracın 768.3300 km de olduğunun görüldüğü, Dava konusu çekicinin Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarına göre dava konusu olaydan önce 2 (iki) adet geçmiş hasar kaydının bulunduğu, Söz konusu hasarların; 29.12.2017 — ÇARPMA 15.02.2011 — ÇARPIŞMA — 19.208,00 TL olduğu, Dava konusu çekicinin Gelirler İdaresi Başkanlığı tarafından olay tarihinde belirlemiş olduğu Kasko Değerinin 213.066,00 TL olduğu, Dava konusu aracın olay tarihi itibariyle KAZASIZ 2. El piyasa rayiç değerinin yaklaşık 210.000,00 TL civarında olduğu, Ancak söz konusu çekicinin geçmiş hasar kaydı nedeni ile olay tarihi itibariyle KAZALI olarak 2. El piyasa rayiç değerinin kullanım amacı ile doğru orantılı olarak — internet sitelerinden yapılan araştırmalarda (——-, tamir atölyeleri vb. ) ortalamasının yaklaşık yaklaşık 185.000,00 TL civarında olduğu ve bu kapsamda davalı tarafından yapılan ödemenin olay tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine uygun ve kadri marufunda bulunduğu, Dava konusu aracın sigorta ve Polis Merkezinde yapılacak/yapılan işlemlerinin yaklaşık 45 gün süreceği ( 30 günlük süre Sigorta Mevzuatı kapsamında belirlenen süredir. Diğer 15 günlük süre aracın emniyet kayıtlarından düşmesi ve yeni araç edinmek için Yargıtay içtihatlarında belirtilen makul araç edinme süresidir.) Bu kapsamda söz konusu çekicinin Kar Kaybının 45 ( Kırkbeş gün) x olay tarihi itibariyle 2. El kiralık araç rayiç değeri ( aylık) 7.000,00 TL ( KDV dahil) — 10.500,00 TL civarında olacağı, şeklinde beyan ve mütalaa edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde ; dava konusu aracın olay tarihi itibariyle kazalı olarak 2. El piyasa rayiç değerinin kullanım amacı ile doğru orantılı olarak yaklaşık 185.000,oo TL civarında olduğu ve bu doğrultuda davalı tarafından yapılan ödemenin olay tarihi itibariyle piyasa değerini karşılar nitelikte olduğu , dava konusu araca piyasa değerinden düşük ödeme yapıldığından bahisle aradaki farkın bu kapsamda talep edilemeyeceğinden reddi gerektiği, hasar bedelinin geç ödenmesinden kaynaklı faiz alacağına ilişkin talep yönünden davalıya bildirim yapıldığına dair herhangi bir evrak bulunmadığı bu nedenle davalının temerrüde düşürülmediği anlaşılmakla işbu faiz talebinin reddi gerektiği, meydana gelen ticari kar kaybının tazmini talebi yönünden sigorta şirketinin araçta oluşan gerçek zarardan sorumlu olacağı dolaylı zarar kapsamındaki ticari araçların kazanç kayıplarından kural olarak sorumlu olmadığı ayrıca Sigorta Tahkim Komisyonunun 03.08.2018 tarihli—–sayılı Hakem Kararından da açıkça görüleceği üzere sigorta şirketleri tarafından kazanç kaybı zararlarının kasko ihtiyari mali mesuliyet kapsamına alınmadığı dolayısıyla davacı vekilinin kazanç kaybına ilişkin talebinin de reddi gerektiği anlaşılmış olup bu kapsamda davanın tümden reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı 179,90 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 512,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 332,43 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 345. maddesi uyarınca 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer eş değer Mahkemesine verilecek usulüne uygun istinaf dilekçesi ile —— Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yasa Yoluna başvurabileceği belirtilerek verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.