Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/525 E. 2022/382 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/525 Esas
KARAR NO : 2022/382

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ——sürücü ——- sevk ve idaresindeki tescilsiz motosiklet ile İkiköprü istikametinden gelip ——-istikametine doğru seyir halinde iken —–önüne geldiği esnada motorunun ön kısımları ile —- yola çıkan sürücüsü——sol arka yan kısımlarına çarpması sonucu yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası neticesinde motosiklette yolcu olan müvekkili — kalacak şekilde yaralandığını,— tarihli kaza sonrasında kaza tespit tutanağı tutulduğunu ve — plakalı araç sürücüsü — 2918 sayılı KTK da yer alan 57/1-b-5 maddesini ihlal ettiği tespitinin yapılmış olduğunu, 2918 Sayılı — şirketinin meydana gelen kaza nedeniyle yaralanan ve sakat kalan müvekkilinin poliçe limitleri dâhilindeki zararından sorumlu olduğunu, müvekkilinin zararının tazmini adına poliçe limiti dâhilindeki maddi tazminatın ödenmesi için davalı sigorta şirketine —-tarihinde başvuru yapıldığını, davalı ile uzlaşı sağlanamadığından işbu davayı açma zorunluluğu oluştuğunu, şimdilik talep ettikleri 100 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının(50 TL geçici, 50 TL sürekli iş göremezlik) toplanacak delillere göre uzman aktüer bilirkişisine hesaplattırılarak harcı tamamlandıktan sonra ve temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı — tahsilini, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini, 1136 Sayılı Avukatlık Kanununun 4667 Sayılı Kanunla değişik 164/son fıkrası uyarınca karşı taraf vekâlet ücretinin — olarak adlarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davaya cevap verilebilmesi için HMK 121 md. gereği delillerin tarafımıza tebliğinin gerektiğini, İşbu davada ceza dosyasının celbini talep ettiklerini, haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin ve kusurun varlığı ve oranlarının belirlenmesinin zorunlu olduğunu, zarar gören kişilerin — eksik belge ile başvurmaları halinde, —- aleyhine doğrudan doğruya dava yoluna gitme haklarının bulunmadığını, başvuran müracaatında ve halihazırda; —- tarih ve —sayılı —- yayımlanan “— Yönetmelik” —-raporunu, kaza raporunu, sürücülere ait — dosyasına — evraklarını” sunmamış olduklarını, kanun ile düzenlenen emredici nitelikteki özel dava şartını yerine getirmeyen başvuran talebinin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesini, davacının talebine konu “maluliyet tazminatına” ilişkin tazminat hesabının ZMS Sigortası Genel Şartları A.5/c maddesi ve ekinde yer alan esaslara göre yapılması gerektiğini, dosyanın— gönderilmesini ve davacının bizzat muayene edilerek maluliyet oranının tespit edilmesini, davacının talebi olan geçici iş göremezlik tazminatının trafik poliçesi teminatı dışında olduğunu, kazanın oluşumunda, sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini, tazminata hükmedilmesi halinde, uyuşmazlığa konu kazada davacının müterafik kusuru bulunması nedeniyle tazminattan indirim yapılmasını, davacının aracında seyrettiği sürücünün ehliyetinin olmadığı sabit olup, ehliyeti olmayan bir sürücünün aracında olduğunun tespit edilmesi halinde müterafik kusurunun olduğu sübuta ereceğini, Trafik Kanunu ve Trafik Sigortası Genel Şartları düzenlemelerindeki yükümlülükler yerine getirilmeden, doğrudan dava yoluna başvurmuş olması nedeniyle, HMK 115 maddesi gereği dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddini, her halükarda kusur oranlarının belirlenebilmesi için uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılmasını, somut olayda davacıların müterafik kusurunun ve somut olayda hatır taşımasının bulunup bulunmadığının incelenmesini, bulunduğu takdirde tazminat tutarında makul oranda indirim yapılmasını, davacının teminat dışı taleplerinin reddini, her durumda müvekkili şirketin temerrüde düşmediği dikkate alınarak müvekkili şirketin yargılama giderleri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmamasını, fazlaya ilişkin taleplerin reddini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle sürekli ve geçici iş göremezlik talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —- tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan toplantıya tarafların katıldığı, yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememizce davaya konu araçların trafik kayıtları, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, davacının kaza nedeniyle gördüğü tedavi evrakları, kazaya ilişkin ceza dosyası celbedilmiş;—müzekkere yazılarak davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı sorulmuş; —davacının— durumları araştırılmış; maluliyet raporları alınmış; dosya aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek hesap raporu alınmıştır.
—- dosyası incelendiğinde; mağdur — olay günü amcasının oğlu olan —ile birlikte — beldesinden yola çıktıklarını,— renkli —bir anda ara yoldan kontrolsüz bir şekilde yola çıktığını, yola çıkması esnasında— çarptığını bu nedenle ufak şekilde yaralandığını, kimseden davacı ve şikayetçi olmadığını söylediği, soruşturmada mevcut vakıanın taksirle yaralama suçunu oluşturduğu, TCK’nun 89. maddesinde belirtilen taksirle yaralama suçunun takibinin şikayete bağlı bir suç olduğu, mağdurun şikayetinin olmadığı anlaşıldığından şikayet yokluğundan kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
— tarafından düzenlenen —düzenlenen maluliyet raporunda özetle– tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu davacı ——tarih ve — sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik” hükümleri kapsamında bedensel engel oranının %2 olduğu, sekel halini aldığı ve sürekli olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, kişinin kaza nedeniyle tedavisine başlanmasından itibaren tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı ihtiyaç süresini 3(üç ) ay olduğu tespit edilmiştir.
Makine mühendisi bilirkişi — ve aktüer Bilirkişisi — alınan raporda özetle; kazanın meydana gelmesinde — plakalı araç sürücüsü — 2918 sayılı KTK’nın Madde 47/d “Trafik işaret ve kurallarına uyma”, Madde 52/a “Hızın Gerekli Şartlara Uygunluğunu Sağlamak”, Madde 57/b-5 “Kavşaklarda geçiş hakkı”, Madde 84/h “Asli kusurlu haller” maddelerini ihlal etmesi nedeniyle %100 oranında ve asli kusurlu olduğu, davacının kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığı, maluliyet raporu ile yapılan tespitte davacı —- bedensel engel oranının %2 olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği, davalı — davacı —- herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu, davacı kazazede — hesaplanan geçici iş göremezlik zararının 20.922,30 TL olduğu, sürekli iş göremezlik zararının 29.642,99 TL olduğu, toplam maddi zararının 50.565,29 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle teminat limitinin 410.000,00 TL olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, davanın, 14/03/2020 tarihinde davalı sigorta şirketine —- ile sigortalı ve dava dışı — sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile dava dışı — sevk ve idaresinde bulunan motosiklete çarpması neticesinde yolcu konumunda olan davacı — yaralandığı ve geçici ve sürekli iş göremezlik nedeniyle tazminat talebinde bulunduğu, mahkememizce alınan kusur raporu olayın oluş şekline uygun gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı, davalıya sigortalı — plakalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, davacı —taraftan gelen aracın kendisine çarpması ile meydana gelen olayda, kusur raporu ile tespit edildiği üzere kazanın meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığı,,
— iptal kararından sonraki —kararında da belirttiği üzere maluliyetin tespitinde kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe göre belirlenmesi gerektiği, somut olayda kaza tarihi olan — tarihinde yürürlükte olan — Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik esaslarına göre Mahkememizce — maluliyet raporu alındığı, raporun denetlenebilir ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle hükme esas alındığı, bu rapora göre davacının sürekli maluliyetinin %2 oranında olduğu, geçici işgöremezlik süresinin (3) ay olduğu,
Her ne kadar davalı taraf geçici iş göremezlik zararının teminat dışı olduğunu ileri sürmüşse de — Karar sayılı kararında da; “2918 sayılı KTK 98. maddesinde —- sorumlu olduğu tedavi giderleri açıkça sayılmış olup bu giderler kapsamında geçici iş göremezlik tazminatının bulunmadığı açıktır. Yeni Genel Şartların A.5.b maddesinde açıklanan sağlık giderleri teminatının — olduğu düzenlenmesi ile aynı yönde değişiklik 2918 sayılı KTK’da yapılmadığından yukarıya aktarılan Anayasa Mahkemesi iptal kararı gereğince yeni Genel Şartların A.5.b maddesi sigorta şirketinin sorumluluğunu daraltan nitelikte olduğundan uygulanamayacaktır. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik zararının poliçe teminatı kapsamında olmadığına ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.” belirtildiği üzere geçici iş göremezlik zararının teminat kapsamında olduğu, davacının geçici iş göremezlik zararının –olarak, sürekli iş göremezlik zararının –olarak hesaplandığı, toplam maddi zararının — olduğu, kaza tarihi itibariyle teminat limitinin — olduğu, aktüer bilirkişi tarafından yapılan hesabın gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı,
Davacı tarafın başlangıçta 50,00 TL sürekli, 50,00 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 100,00 TL üzerinden dava açtığı, davacı vekilinin 18/04/2022 tarihinde sunduğu talep artırım dilekçesi ile dava dilekçesindeki 50,00 TL olan geçici iş göremezlik talebini 20.872,30 TL daha artırarak 20.922,30 TL iş gücü kaybı, 50,00 TL olan sürekli iş göremezlik talebini 29.592,99 TL daha artırarak toplamda 29.642,99 TL sürekli iş gücü kaybı olmak üzere toplam 50.565,29 TL maddi zararının davalı sigortanın temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte talep edildiği, davalı vekilinin ise taşımanın hatır taşıması olduğundan hesaplanan tazminatta indirim yapılmasını ve davacının kazanın meydana gelmesinde —– kullanmamış olması nedeniyle müterafik kusurlu olduğundan müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiği, davacının, olayda kusuru bulunmayan dava dışı motosiklet sürücüsü —- sevk ve idaresindeki araçta yolcu konumunda bulunduğu, hatır taşıması indirimi yapılabilmesi için ise yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, mağdurun davalının sigortaladığı araçta bir ücret karşılığı olmaksızın taşınması gerektiği, bu halde, davacı davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kapsamında olan motosiklette yolcu konumunda bulunmadığından mahkememizce davalı lehine hatır taşıması indirimi yapılmasının uygun görülmediği, yine müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olması gerektiği ve yerleşik— içtihatlarına göre; müterafik kusur indiriminin, davalı sigorta şirketinin—araçta yolcu konumunda olan kazalının kaza esnasında emniyet —– olmaması veya sürücüsü alkollü olan araca bilerek binmesi hallerinde yapılabileceği, davacının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kapsamında olan araçta yolcu konumunda bulunmadığından Mahkememizce davalı lehine müterafik kusur indiriminin yapılmasının da uygun görülmediği(—davacının geçici ve sürekli iş göremezlik talebinin artırılan haliyle kabulünün gerektiği, davacının davadan önce — yapılmaması üzerine sigorta şirketinin 8 iş günü sonrası 09/09/2020 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşıldığından —maddi zararına olay haksız fiilden kaynaklı olmakla yasal faiz işletmek gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın artırılan haliyle KABULÜNE,
1—- geçici iş göremezlik —- sürekli iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 50.565,29 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 09/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar harcı 3.454,11 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin, 173,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 227,40 TL harcın mahsubu ile bakiye TL 3.226,71 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 54,40 TL peşin harç, 173,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 281,80 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 176,50 TL tebligat ve müzekkere gideri,—– bedeli olmak üzere toplam– yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —- tarafından karşılanan — ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.