Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/475 E. 2021/868 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/475 Esas
KARAR NO : 2021/868

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı şirket —- görülen ürün satışını gerçekleştirdiğini, davalı şirketin aldığı — ödemesi gereken borcu olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirkete ödeme yapmaması sonucunda—- başlandığını, ancak borçlu/davalının yetki itirazı üzerine, itiraz kabul edilerek–sayılı dosyası ile yeniden takip başlatıldığını, davalı vekili tarafından süresi içinde borca itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, müvekkili şirketin, ticari iş ilişkisi içerisinde yer aldığı davalı şirketten alacağını tahsil edemediğini, hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuk için başvuru yapıldığını, yapılan görüşmede anlaşma sağlanamadığını, davalı hakkında başlatılan icra takibinin yasa ve sözleşmelere uygun olduğunu, davalının borca itiraz etmekte haksız ve kötü niyetli olduğunu, takip konusu alacağın likit bir alacak olduğunu, davalı borçlunun icra takibine yaptığı mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin devamını, borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet ve icra inkâr tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının iddialarının haksız, mesnetsiz ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davasının reddini, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının iddia ettiği bu alacağın sebebini, iddia ettiği mal ve hizmeti verdiğini, alacağının varlığını ispat etmek durumunda olduğunu, icra takibinde borcun sebebi gösterilmemiş olup dava dilekçesinde borcun —- kaynaklandığının belirtildiğini, müvekkili ile davacı yan arasında belirtilen biçimde cari hesap sözleşmesinin bulunmadığını, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmaması sebebiyle cari hesap alacağının da olmadığını, bu genel ilkeler çerçevesinde davaya bakıldığında, taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin varlığı kabul olunması halinde, taraflar arasında nihai hesaplaşma yapılmadığını, davacının bu ücreti de isteyebilme hakkının bulunmadığını, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin olmadığı kabul olunması halinde ise, davacı tarafın icra takibinde borcun sebebini belirtmediğini Yargıtay ilamlarında “alacaklı icra takibinde dayandığı borcun sebebi ile bağlıdır” davacının başka delile dayanmasına da muvafakatlerinin olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, ticari defter ve kayıtlarda alacağın varlığı gözükse bile, alacağın dayanağı olan asıl işin, hizmetin yapılıp yapılmadığının, borcun doğup doğmadığını, ayrıca ispat edilmesi gerektiğini, davacı taraf alacağın likit olduğunu bu nedenle aynı zamanda icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacının işbu iddiaları da usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın, alacağı olmadığı halde müvekkili hakkında takip başlatarak haksız ve kötü niyetli olduğunu, dolayısıyla kötü niyet tazminatının da koşullarının oluştuğunu savunduğunu, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötü niyetli olarak takip başlatan davacı hakkında % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile; iik.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda— getirilmiş olup, mahkememizdeki —davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının— tarafların katıldığı, — tarafların anlaşamadıklarına—olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
— takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap alacağına dayalı—- alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Taraflar tacir olup ticari defterlere dayanıldığından ticari defterler üzerinde inceleme yaptırılmak üzere rapor alınmıştır.
Serbest—; tarafların—– defterlerinin incelendiği, davacı şirketin ticari defterlerinde, davalı şirketten 40.158,01 TL alacaklı durumda bulunduğu, davalı şirketin ticari defter kayıtlarında ise, davacı şirkete — borçlu durumda bulunduğu, dolayısıyla taraflar arasında— bulunduğu, 2.890,89 TL mutabakatsızlığın; davalı tarafından davacı şirkete —– tutarlı karşı fatura/ iade faturasından kaynaklandığı, davacı — tarafından davalı — düzenlenmiş tüm satış faturalarının yasal nitelikli bir itiraza konu edilmeksizin ve benimsenerek davacı şirket alacağı– altına alınmış oldukları, — şirketçe davacı şirkete olan fatura borçlarına istinaden keşide edilmiş bulunan çek ödemelerinin davacı şirketçe davalı şirketin fatura borçlarından mahsup edilmek suretiyle ticari defterlerine kaydedilmiş olduğu, taraflar arasında tek mutabakatsızlık nedeni olan, davalı şirketçe davacı şirket adına düzenlenmiş olan, ancak davacı şirket ticari defter kayıtlarında yer almadığı tespit olunan—- faturasının ibraz edilemediği ve davalı şirketçe ispata muhtaç olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamına göre; davanın, cari hesap alacağına dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, yapılan bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği üzere, taraflar– sürdürüldüğü görülen ticari ilişki kapsamında taraflar—bulunmamakla birlikte, ticari ilişki nedeniyle birbirlerinden olan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı olarak istemekten vazgeçip, artan tutarı — çalışmış oldukları, bu kapsamda davacı şirketçe davalı şirkete yapılan mal satışlarına istinaden muhtelif tarih ve tutarlarda olmak üzere ———– davacı şirketin usul ve yasaya uygun tutulduğu görülen yasal ticari defterlerinde davalı şirket adına borç kaydedilmiş oldukları, davalı —–ticari defter ve kayıtlarında, davacı ——- bir itiraza konu edilmeksizin ve benimsenerek davacı şirket alacağı—-kayıtlarının alım/satım faturaları yönünden birbirlerini teyit ettiği ve birbirlerini doğrulayan bu kayıtlar nedeniyle taraf ticari defterlerinin—– buna —–olarak davalı şirketin davacı şirkete ———- yapılan kısmi ödemelerin davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı ———— oldukları, dolayısıyla tarafların ticari defter kayıtlarının —— birbirlerini teyit ettiği ve birbirlerini doğrulayan bu —— ticari defterlerinin —– delil olabilme ——— birbirlerini doğrulamayan ve taraflar arasındaki mutabakatsızlığa sebebiyet veren tek kaydın; davalı—— davacı şirket adına düzenlenmiş—– davacı adına borç kaydedilmiş olan, ancak davacı———- tutarlı ——yer alan 40.158,01 TL alacak bakiyesinin, mutabakatsızlık——- dolayı, davalı şirket —-, taraflar arasında—– nedeni olarak tespit edilen; davalı şirketçe davacı şirket adına düzenlenmiş olan, ancak davacı —– fatura/iade faturasının davalı tarafça dosyaya sunulmadığı gibi davalı tarafa teslim edildiği hususunun da ispat edilemediği, dolayısıyla davalının bu faturaya yönelik alacağını/borçtan itfasını ispat edemediği, —– dışında birbirini teyit etmesi ve aralarında sürdürüldüğü görülen ticari ilişki kapsamında taraflar arasında yazılı bir————–ve ayrı ayrı olarak istemekten vazgeçip, artan tutarı isteyebilecekleri ——- dolayısıyla davalı vekilinin davacı şirketle ticari ilişkide bulunmadıkları ve taraflar arasında yazılı cari hesap bulunmadığına yönelik itirazlarının mahkememizce dinlenmediği, taraflar arasında temerrüt halini belirlemeye yönelik yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi, davacı şirketçe davalı şirket aleyhine takip konusu yapılmış asıl alacağa ilişkin olarak keşide edilmiş hukuki nitelikli bir temerrüt ihtarının yer almadığı ve iddia da edilmediği görülmekle, taraflar arasında takip öncesi temerrüt oluşmadığından, davacı şirketin işlemiş faiz talebinin yerinde görülmediği, davacının defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 40.158,01 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği ve davacının tüm faturalara konu malları davalıya teslim ettiğini ispat etmiş olduğu, —– kaydedilen fatura konusu işin yerine getirildiğine —– davalı tarafın borcu ödediğine dair herhangi—— ibraz etmediği, kaldı ki böyle bir iddiasının da mevcut olmadığı, alacak likit olmakla davacının icra inkar tazminatında haklı olduğu, davalının—— yaptığı itirazının kısmen iptaline, takibin 40.158,01 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, işletilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının —– yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 40.158,01 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibarenyasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 40.158,01 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 2.743,19 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 485,85 TL peşin harç ve 201,13 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 686,98 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.056,21 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 485,85 TL peşin harç ve 201,13 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 741,38 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 42,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 750,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 792,25 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 788,61 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil —— esaslara göre belirlenen 6.020,54 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– geçmemek —– davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte ———kabul ve ret oranları gözetilerek takdiren tamamının davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.