Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/471 E. 2021/706 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/471 Esas
KARAR NO: 2021/706
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2016
KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Mahkememizin—- — ilamıyla mahkememize gönderildiği, mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile—– akdedilen kredi sözleşmesi ile belirlenen kredi limiti dahilinde belirli tarihlerde kredi kullandırımı yapıldığını, bahse—- diğer davalılar —- müşterek müteselsil kefalet sıfatıyla imzalandığını —- tarafından kredi borcunun ödenmediğini, borçlu ve kefillere —— yevmiye sayılı muacceliyet ihtamameleri keşide ve tebliğ edildiğini, müvekkili banka alacağının tahsili amacıyla ve alacağın teminatında yer alan ipoteğin paraya çevrilmesi istemiyle—– kayden başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyasından bir kısım tahsilat yapıldığını, Davalıların alacağın tahsilini engellemek amacıyla takibe itiraz ettiklerini, bu sebeplerle davalının itirazının iptaline ve takibin devamı ile davalının kötü niyet tazminatına mahküm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar — cevap dilekçesinde özetle; —- tarihinde doğrudan takip yapıldığını, bu takibe —–dosyası ile davacılar tarafından itiraz edildiğini, yerel mahkemenin—–sayılı kararla davayı reddettiğini, davacıların kararı temyiz ettiğini, davacı —- kötü niyetli olduğunu, dava kesinleşmeden davalılar — teminat olarak —– doğrultusunda satış işlemleri tapu tescil işlemlerinin iptali doğrultusunda —- dosyası ile açılan davanın derdest olarak devam ederken davalı — taşınmazı — üzerine aldığı tapuda tescil ettiği ortaya çıktığını, alacaklı bankanın iyi niyetli olmadığını, bildirmiş, — olması alacaklı banka şubesinin —yetkisinde bulunması ve aynı alacak ile açılmış davaların — etmesi nedeni ile açılan davanın usul bakımından reddedilmesini, aynı alacak aynı icra dosyası üzerinden —- Karar sayısı ile işlem gören dava temyiz makamında olup kesinleşmediğinden bu nedenle davanın esastan reddedilmesini, borcun sona erdiğine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi —- dilekçesi tebliğ edilmiş, davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, kredi alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali (davacı vekilinin ıslahı ile alacak ) davasıdır.
Dava konusu— ile; davacı bankanın, davalı borçlular —- alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek —- icra harç ve masraflarının tahsili talebiyle icra takibi başlattığı, davalıların yasal sürede —- tarihli dilekçelerinde özetle, “takip konusu yapılan borç ile ilgili olarak hiçbir şekilde alacaklıya böyle bir borcumuz bulunmamaktadır şeklinde beyanları ile itiraz ettikleri ve bu anlamda borcun tamamı ile faiz ve tüm ferileri ile itiraz edildiği ve takibin—-durdurulduğu anlaşılmıştır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir. —–sayılı dosyası ile mahkememiz dosyası konuları farklı olduğundan davalı şahısların derdestlik itirazının reddine karar verilmiştir. Davalı şahıslar vekilinin süresinde yetki itirazında bulunduğu, genel yetki kuralı gereğince mahkememizin yetkili olduğu anlaşıldığından yetki itirazının da reddine karar verilmiştir. Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Mahkememizin —-Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde sonuç olarak;—- sayılı işlemin mevcut hali ile yasa ve kredi sözleşmesine aykırı olduğu tespit edildiğinden ,—– kredi riskinin kapatıldığının tespit edilmesine göre davalıların başkaca borçlarının bulunmaması, üst sınır ipoteğine göre borç limitinin üst sınırı —- olup başkaca bir borcun bulunmaması, kefillere ait bir borcun bulunmadığı anlaşıldığından İcra takibine konu alacağın bulunmamasına göre ipotek bedelinin tahsil edilmesi sebebiyle davanın reddi ile ihtiyati hacze konu bir alacağın olmaması nedeniyle ihtiyati hacizin kaldırılması kanaatine varıldığı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
—- ilamında; “Mahkemece hakkında hüküm kurulan daval——– terkin edildiğinin tespit edilmiştir. — sona ermiş olduğu tespit edilen davalı şirket, hak ehliyetine ve bunun usul hukukundaki yansıması olan taraf ehliyetine sahip değildir. — ehliyetinin bulunması —maddesi uyarınca dava şartıdır. Bu husus dikkate alınarak mahkemece — tarihli oturumda davacı vekiline davalı şirketin ihyası için dava açmak üzere süre verilmiş, davacı vekilince de — — tarihinde ihya davası açmış olduğu ve dava dilekçesi ekli olarak mahkemeye davanın açıldığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Ancak mahkemece davalı şirket yönünden açılan ihya davası sonucu beklenmeksizin ve davalı şirketin ihya edilmesi halinde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan yazılı gerekçeyle davalı şirket yönünden de hüküm kurulması doğru değildir.
Davada, hakkında hüküm kurulan davalı şirket yönünden taraf teşkili usulüne uygun olarak sağlanmadan ve bu konuda davanın görülebilmesine ilişkin şartlar tamamlanmadan işin esasına girilerek karar verilmiş olması doğru olmadığından, tarafların sair istinaf nedenleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin kararının dava şartlarına aykırılık nedeniyle — maddesi gereğince kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir. ” şeklindeki kararıyla mahkememiz kararının kaldırıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce istinaf sonrası yapılan yargılamada davalı şirket ihya edildiğinden davalı şirkete dava dilekçesi, tensip zaptı, cevap dilekçesi, duruşma zabıtları, bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi ve dosyadaki diğer belgeler davalı —- tebliğ edilmiş, davalı şirket cevap vermemiştir. Mahkememizce yeniden ön inceleme duruşması yapılmıştır.
——- sayılı takip dosyası ile; davacı bankanın, —- Toplam tutarındaki alacağın tahsilde tekerrür olmamak şartıyla…” şeklinde takip başlatıldığı, takibin dayanağının; a) ——- —– olduğu, b)——– ana para olduğu, görülmüştür.
Banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmak suretiyle alınan bilirkişi raporunda özetle; Davalı asıl borçlu—– hesaptan iki ayrı nakit kredi kullandığı, —– nakit kredi kullandırıldığı ve kredi bakiyesinin — olduğu, ——ana para olduğu,— tarihinde —– hesaplarına aktarıldığı, davacı banka tarafından —- olarak, mülkiyeti — —lehine ipotekli taşınmazın, —- dosyası üzerinden — satış bedelinin kredi hesaplarına mahsup edildiği, —- ve kredi riskine ipotekli taşınmazın satış bedelinden —- tarihinde mahsup edilerek kredi riskinin kapatıldığı, —-kullandırıldığı ve kredi bakiyesinin —-olduğu ve kredi riskine ipotekli taşınmazın satış bedelinden toplam —-tarihinde mahsup edildiği,— riskinin tamamen tasfiye edildiği, ——kaldığı, yapılan hesaplama sonucu davacı bankanın takip tarihi itibariyle —— alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davalı asıl borçlu, davalı —-tarihinde imzalamış olduğu— davalı—- limitli olarak Müşterek borçlu ve müşterek müteselsil kefil sıfatıyla atmış olduğu, — tarihinde kredi sözleşmesi limitinin — artırıldığı ve toplam sözleşme tutarının —- limitli olarak Müşterek borçlu ve müşterek müteselsil kefil sıfatıyla atmış olduğu, kat ihtarnamelerinin, davalı asıl borçluya — tarihinde tebliğ edildiği ve asıl borçlu için tebliğden — itibariyle temerrüt oluştuğu, diğer davalılar; —- çalışana tebliğ edildiği, anlaşılmıştır.
Kredilere teminat olarak, mülkiyeti davalı ——–ipotekli edildiği, anlaşılmıştır.
Kullanılan kredilerin teminatını oluşturan —— Derecede ipotekli taşınmazın — dosyası üzerinden —- satış bedelinin kredi hesaplarına mahsup edildiği, dava konusu kredi hesabına, tahsil olunan — öncelikle faiz ve masraflara mahsubu ile; hesap kesim ve temerrüt tarihine kadar akdi faiz oranından ve temerrüt tarihinden itibaren ise asıl alacağa temerrüt faiz uygulanmak ve taşınmaz satışından sağlanan — öncelikle faiz ve masraflara mahsubu neticesinde; —- sayılı icra takibine konu alacak ile davaya konu alacağın aynı olmakla beraber takip neticesinde dava konusu kredi hesabının tasfiye edilemediği ve davacı bankanın, ——dosyası İle takip başlatmakta haklı olduğu, davacı bankanın alacağının tamamının ödenmediği, bu kapsamda bankacı bilirkişi tarafından davacının takip tarihi itibari ile alacağının tespit edildiği, dava konusu kredi hesabına, tahsil olunan ipotekli taşınmazın satışı sonucunda — öncelikle faiz ve masraflara mahsubu ile—-olduğunun anlaşıldığı, bilirkişi tarafından yapılan hesabın gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı, bilirkişinin yalnızca — hesaplarken maddi hata yaptığı,— vergisi olup temerrüt faizinin —oranında olması gerektiği, bilirkişi tarafından temerrüt faizinin — hesaplandığı, bu bedelin — olup, bilirkişi tarafından bu bedel sehven— olarak yazıldığı, söz konusu hata hesaplama hatası olmakla mahkememizce resen düzeltildiği, sonuç olarak davacının — alacaklı olduğu, davacı bankanın — tarihinden borcun tamamen tahsiline kadar — tablosu ve kredi sözleşmesine göre yıllık — faizi istenebileceği, —– olarak müşterek borçlu ve müşterek müteselsil kefil olmaları nedeniyle, asıl borçlunun kredi borcundan dolayı sorumluluklarının bulunduğu, dava başlangıçta itirazın iptali olarak açılmışken davacı vekilince davanın ıslahı ile davanın alacak davasına dönüştürüldüğü anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile —-davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, asıl alacağa — tarihinden itibaren —oranında temerrüd faizi işletilmesine, bakiye talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1—– asıl alacak,
— işlemiş faiz,
— olmak üzere toplam
— davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, asıl alacağa — tarihinden itibaren yıllık—- oranında temerrüd faizi işletilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Karar harcı —-harcın davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan —- davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan —- yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek —- davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 24.714,38 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalılar—- vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar —– verilmesine,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı şahıslar vekilinin yüzüne karşı, davalı ——kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/09/2021