Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/467 E. 2021/991 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/467
KARAR NO: 2021/991
DAVA : Ticari Şirket (Şirketten Çıkma, Kar Paylarının Ödenmesi, aksi takdirde şirketin tasfiyesi)
DAVA TARİHİ : 21/10/2020
KARAR TARİHİ : 22/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirketten Çıkma, Kar Paylarının Ödenmesi, aksi takdirde şirketin tasfiyesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirket ortağı olduğunu, müvekkilinin uzun yıllardır şirket yönetiminin dışında tutulduğunu, şirketin kötü yönetilip zarara uğratıldığını, diğer ortaklar ile aralarında uyuşmazlıkların baş gösterdiğini, davalı şirketin kuruluş gayesini gerçekleştirme imkanının kalmadığını, şirket gelirlerinin diğer ortakların şahsi hesaplarına aktarıldığını, müvekkilinin denetim hakkının elinden alındığını, müvekkilinin hak ettiği kar payının yıllardır dağıtılmadığını ve detay bilgi de verilmediğini, müvekkillinin şirketteki payını devrederek ayrılma talebini şirkete ilettiğini ancak uzlaşma sağlanamadığını ve şirketteki payını devredemediğini, şirket ortakları arasında güven ilişkisinin zedelendiğini, şirketin feshi için haklı sebebin var olduğunu, davalı şirketin açık kalmasının müvekkiline zarar verdiğini belirterek müvekkilinin şirketten ayrılmasına, son —- ilişkin hak ettiği kar payının ve çıkma payının müvekkiline ödenmesine, bu talepleri uygun görülmez ise şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş, cevap dilekçesi sunulmamış, yargılamanın devamında davalı kendisini vekille temsil ettirmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği —-ortaklığından ayrılma, kar payının ödenmesi, aksi halde şirketin tasfiyesi taleplerine ilişkindir. Davacı, davalı şirketin ortaklarından biri olduğunu yıllardır şirkette kar payı dağıtılmadığını, ortaklar arasında güven ilişkisi kalmadığını, bu hususların şirketin haklı sebeple feshi için yeterli olduğunu, böyle bir süreci yaşayan ortağın payını devrederek şirketten ayrılma hakkına da sahip olduğunu, şirketten ayrılmak istediğini bildirmiş olmasına rağmen uzlaşma sağlanamadığından payını devredemediğini, kendisinin uzun yıllardır şirket yönetiminin dışında bırakıldığını, şirketin kötü yönetilerek zarara uğratıldığını, ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıklar doğduğunu, şirketin gayesini gerçekleştirme imkanının bulunmadığını, denetim hakkının elinden alındığını belirterek şirketten ayrılmasına ve son — yıla ilişkin hak ettiği kar payı ile çıkma payının ödenmesine bu talebi kabul görmez ise şirketin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı yan süresinde cevap dilekçesi sunmamış, davalı vekili ibraz ettiği — tarihli beyan dilekçesinde davacının, şirketin kurucusu —- teyzesinin oğlu olduğunu davacının — bitirip işsiz kaldığı yıllarda işe alındığını ve üretim kısmında çalışmaya başladığını ve kimseye haber vermeden işten ayrıldığını, daha sonra şirketin —-çevrildiğini ve davacıya da —- oranında bedelsiz olarak hisse verildiğini, davacının maaş aldığını, sigortalarının ödendiğini, davacının kötü niyetli bir tutum ile şirketteki hisselerini devredeceğini bildirdiğini ancak devir işlemini yapmadığını, yaşanan sıkıntılar nedeniyle şirketin kar payı dağıtmama kararı aldığını, davacının şirketin yaşadığı olumsuz dönemi fırsata çevirmeye çalıştığını, şirketin feshini gerektiren bir durum bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —– günlü ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilip deliller toplanarak bilirkişi raporu alınıp sonucu gidilmiştir.
Davalı şirkete ait sicil kayıtları getirtilmiş, şirketin 3 ortaklı olduğu, davacının şirkette—— oranında hissedar olduğu görülmüştür. Davalı şirket bir anonim şirket olup anonim şirkette ortakların şirketten çıkma yahut çıkarılmasına yönelik doğrudan bir düzenleme yoktur. Ancak TTK 531 maddesinde haklı sebeple fesih düzenlenmiş olup haklı sebeplerin varlığı halinde sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmidebirini temsil eden pay sahiplerinin Asliye Ticaret Mahkemesinden şirketin feshini isteyebilecekleri ve mahkemenin fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki değerlerinin ödenip, davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebileceği kabul edilmiştir. Madde de dava açma hakkı şirkette belli bir oranda pay sahibi olan hissedarlara tanınmış olup, davalı şirketin halka açık bir anonim şirket olmadığı belirlenmiştir. Bu durumda sermayenin —– oranında pay sahibi olan davacının öncelikle fesih davası açma hakkının bulunmadığı belirlenmiştir. Dolayısıyla davacı TTK 531 maddesinde düzenlenen fesih davasını açma hakkına sahip olmadığından maddenin 2.cümlesinin de hakkında uygulanma imkanı bulunmayacak ve davacı şirket ortaklığından çıkarılmasını ve şirketin feshine karar verilmesini talep edemeyecektir.
Davacının bir diğer talebi ise kar paylarının ödenmesine ilişkindir. Bilirkişi raporu ile şirketin bilanço ve gelir tabloları incelenmiş, yıllar itibariyle kar tutarları da saptanmıştır. —- karın dağıtılması ve ortak tarafından da istenebilir olması için genel kurulun kar dağıtımına karar vermiş olması gerekir. Dosyada davalı şirket tarafından alınmış bir kar dağıtma kararı bulunmadığından davacının son —- ait hak ettiği kar payının ödenmesi yönündeki talebi de mahkememizce yerinde görülmeyerek davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar harcı 59,30 TL. ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
5-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca hazine tarafından karşılanan 1.360,00 TL.arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2021