Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/440 E. 2020/516 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/440 Esas
KARAR NO: 2020/516
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında — konusunda ——- plaka nolu araç için sigorta poliçesi imzalandığını, ———- tarihinde bölgedeki aşırı yağış nedeniyle sel sularından aracının ağır bir şekilde hasar gördüğünü, sigorta experinin maliyet listesini incelediğini ve araca pert kaydı verildiğini, davalı ———- davacıya bildirimde bulunulması ve yüz yüze görüşme yapılmasına rağmen genişletilmiş sigorta poliçesinden kaynaklanan hasar bedelinin haksız ve kötü niyetli bir şekilde ve sözleşme kurallarına aykırı olarak ödenmediğini, davalı şirketçe kuralına aykırı olarak genişletilmiş sigorta poliçesi hükümlerine uyulmadığı gibi davalı şirket tarafından poliçe hükümlerinden doğan edimin ifa edilmediğinden bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile davanın kabulünü, —– plaka sayılı aracın hasar tarihi itibariyle pert kaydı olan —— yasal faizi ile birlikte ödenmesini, yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA:
Dava dilekçesi davalı şirkete tebliğ edilmediği anlaşıldı.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava,——— kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
Mahkememizce dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden karar verilmiştir. ———- plakalı aracın davacıya ait olduğu ve hususi araç olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı vekili, davacıya ait sigortalı aracın hasarlanması nedeniyle oluşan hasar bedelini ————uyarınca davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Davacı ile davalı şirket arasında akdi bir ilişki olup, davalının sorumluluğunun kaynağı bu sözleşmedir. Davacının tacir olduğu yönünde iddia olmadığı gibi bilgi ve belgeye de rastlanılmamış olup sigortalı araç ise hususi bir araçtır. Bu durumda uyuşmazlığın 6502 sayılı yasa hükümleri uyarınca çözümlenecek olduğu ve davaya bakma görevi Tüketici Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla karşı görevsizlik kararı vermek gerekmiştir. —————
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin ———- Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli ——— Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden karar verildi. 13/10/2020