Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/422 E. 2023/437 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/422 Esas
KARAR NO : 2023/437

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ : 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı borçlu şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkili borçlu şirket için birçok mobilya, yatak başı, minibar dolabı, giysi dolabı, tv ünitesi, çalışma masası, vestiyer ve aynası, süpürgelik v.b ürünler ürettiğini, 29.07.2019 tarihli 39.523,40 Euro’luk faturanın yine Ek-3 cari hesap dökümünde kalan bakiye borcu olan 19.523,40 Euro’ sunu hala davalı borçlu ödemediğini, bu nedenle—–İcra Müdürlüğünün—–Esas sayılı dosyasıyla davalı aleyhine icra takibi açıldığını, borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlunun takibe haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, icra takibinin durduğunu, borçlunun itirazları haksız, hukuki dayanaktan yoksun, gerçekdışı ve kötü niyetli olduğunu, davanın kabulünü, davalı borçlunun tüm itirazlarının iptalini, takibin aynen devamını, kötü niyetli ve haksız olana davalı borçlunun İİK madde 72 gereğince, takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, tüm yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirkete karşı açılan dava haksız ve dayanaksız olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, müvekkilinin alacaklıya böyle bir borcunun olmadığını, davacı tarafın imal ettiği mobilyaların parçaları eksik çıktığını, ürünlerdeki imalat hataları, odalarda bir bütün teşkil etmesi gereken mobilyaların renk, doku, çizgi uyuşmazlıkları ve diğer gerekçelerle, ürünler nihai alıcısı tarafından kabul edilmediğini, ödemelerin durdurulduğunu, tüm ürün alımları iptal edildiğini, müvekkili büyük bir zarara uğradığını, bu haliyle ürünlerin müvekkili tarafından da kabul edilmediği alacak talebinde bulunan ——bilgisinde olduğunu, eksik ve ayıplı ürünlerin bedeline dair yapılan icra takibi ve dava haksız ve iyiniyetten uzak olduğunu, müvekkili şirket, davadışı —- ile yapmış olduğu anlaşma ile —– —– ait toplam 96 odanın mobilya —– işini üstlendiğini, müvekkili şirket, davadışı firma ile yaptığı sözleşme doğrultusunda, —- ürünlerin imalatı için davacı ——. ile anlaştığını, yapılan sözleşme eser sözleşmesi olduğunu, taraflar arasındaki ilişki Türk Borçlar Kanunu’nun 470 ile 486 maddeleri arasında düzenlendiğini, davacı, müvekkili şirket için mobilya, yatak başı, giysi dolabı, tv ünitesi ve benzeri ürünler ürettiğini belirttiklerini, müvekkilinin, dava dışı —— firma ile yaptığı sözleşme bir kaç aşamalı olduğunu, davacının alacağının likit olamayacağı, icra inkar tazminatının haksız ve dayanaksız olduğunu, davacı, müvekkilinin uğramış olduğu zarardan ötürü müvekkiline borçlu olduğunu, müvekkilinin bozulan sözleşme ve yoksun kaldığı kar ve diğer zararlarıyla ilgili davacıdan tazminat hakları saklı olduğunu, davanın ve icra inkar tazminatı ve diğer tüm taleplerin reddini, davacın haksız ve kötüniyetli dava ve takip sebebiyle müvekkile % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı-kötüniyet tazminatı ödemesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 05/10/2020 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—-.İcra Müdürlüğü’nün ——Esas sayılı dosyası UYAP sisteminden alınmış, yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine 19.675,60 Euro asıl alacak, 152,20 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.675,60 Euro alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe itiraz ederek borcunun bulunmadığını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Gelen Vergi Dairesi kayıtlarından; davalı şirketin BA formunda tek bir fatura ile 248.985 TL alım işleminin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklandığından mahkememizce taraf tanıkları dinlenilmiştir.
Tanık … beyanında; davalı firmada çalışan mobilyacı olduğunu, taraflar arasında ilişki sırasında davalının yanında çalıştığını, siparişler sırasında davalı yetkilisi ile birlikte hareket ettiğini, malların teslimi, ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı veya —– kurulum sırasında görmediğini, sadece resimlerden ton farklılıkları bulunduğunun belirlendiğini, bu belirlemenin resimler üzerinden görüldüğünü bildirdiği anlaşılmaktadır.
Tanık ——beyanında; davalı tarafından satın alınan malların kendi deposuna teslim edildiğini, malların ambalajlı olduğunu, 8 ay kadar burada kaldığını, ardından deponun boşaltılması sırasında davalı yetkilisi —–geldiğini ancak davacı ile aralarında hukuki ihtilaf çıktığından ürünleri teslim almayacağını bildirdiğini, bunun üzerine ürünlerin davacılar tarafından iade alındığını beyan etmiştir.
Tanık … beyanında; davacı firmanın proje bölümünde çalıştığını, davalıya örnek mobilya gösterilmek suretiyle işe başlandığını, iş sırasında davalı şirket yetkilisinin gelip gittiğini, ürünlerin —– gönderildiğini, bundan sonra bir şikayet duymadığını,—— davalının elemanı olduğunu ve kontrol amaçlı geldiğini, birkaç kez renk farklılığından şikayet olduğunu ancak bunların düzeltildiğini, kendisine gösterilen resimlerdeki renk farklılığının ışıklandırmadan kaynaklanmış olabileceğini, en son Şubat 2019’da yazışma gerçekleştiğini belan etmiştir.
Tanık ——- beyanında; davacı firma satın alma bölümünde çalıştığını, örnek mobilya üzerine imalat yapıldığını, seçilen modelin düz freze olduğunu, talep üzerine doğal kaplama ile çalışıldığını ve renk farklılığının önüne geçilmesi için gayret gösterildiğini, ürünlerin davalı şirket yetkilisi olan—–denetiminde yapıldığını, kendisinin haftada 4-5 kez gelip denetim yaptığını, 3 proje iş yapıldığını, son projede davalının yetkilisi …—–odada renk farklılığı olduğunu bu odaların tekrar yapıldığını ve —— tarafından onaylandığını. 3. Projenin davalı tarafından teslim alınmadığını ikinci projenin ücretinin de ödenmediğini, 3. Proje ürünlerinin tanıklardan —— deposuna konduğunu ancak bunların tekrar geri alındığını, geri alım sırasında da davalı şirket yetkilisi —–burada bulunduğunu, burada dahi renk farklılığına yönelik bir beyanı olmadığını, ne zaman ki alacak istendiğinde bu hususun gündeme geldiğini, sorunun üretimden değil montajdan kaynaklandığını ve montaj işinin davalı tarafından üçüncü kişiye yaptırıldığını. Kendilerinin bu yönde işlemlerinin bulunmadığını ifade etmiştir.
Tanık … beyanında; davalının yanında atölye ustası olarak çalıştığını, işin üç aşamada yapıldığını, ilk gönderilen ürünlerde ufak tefek hatalar bulunmakla birlikte müşterinin kabul ettiğini, ikincide çok hata olduğunu, ayrıca eksikler bulunduğunu, bunların hemen davalı yetkilisi—–bildirildiğini, bunun üzerine üçüncü aşamadan vazgeçildiğini, kendisinin ürünleri görmediğini ancak süreçten haberdar bulunduğunu, gösterilen resimlerde ton farklılıkları bulunduğunun tespit edildiğini, bu eksikliklerin ve ayıpların davalı yetkilisi tarafından davacıya bildirildiği, bunlardaki aksaklıların giderileceğinin davacı şirket tarafın söylendiği, ancak yapılmadığını ifade etmiştir.
Bilirkişiler—- ve—— tarafından düzenlenen raporda özetle; Mobilyalar İle İlgili Değerlendirmeler; Dava dilekçesi eklerinden olan 29.07.2019 tarihli ve—–nolu faturada bazı ürünlerin 24 oda için bazı ürünlerin 38 oda için faturalandığı görülmektedir. Takım olarak bir bütünlük beklemek doğru olmayacaktır. Davalı ile “dava dışı firma” arasındaki sözleşme dosyaya eklendiği halde, davalı ve davacı arasında bulunan sözleşme eklenmemiştir. Dolayısı ile ticaret miktarı, içeriği ve karşılıklı olarak sorumluluklar net olarak belli değildir. Sorumluluk çerçevesi net olmayınca, sorunların kaynağını belirlemek de zor olmaktadır. Aşağıda iki örnek verilecektir: Davacı “barkotlama zorunluluğu olmadığını” ifade etmiştir. Sorumluluğun kimin üzerinde olduğu belli değildir! “Dava dışı firma” ihtarnamede yatak başlığı sabit çerçevelerinin montajı ile ilgili sorun bildirmiştir. Burada şartname önem kazanmaktadır. Ölçüyü kim almış, resimleri kim çizmiş ve nasıl bir başlık üzerinde anlaşılmıştır? Davalı eksik çıkan parçalar olduğunu belirtmiş fakat nelerin eksik olduğunu belirtmemiştir. “Dava dışı firma” ihtarname çevirilerinde bazı kulp ve kancaların eksik olduğu ifade edilmiş ve eksiklerle ilgili fatura sunulmuştur (—). 2 Fatura incelendiğinde 62 odaya ait kulp ve kanca eksiği olduğu belirtilmiştir. Burada davacı tarafından sunulan fatura incelendiğinde bazı ürünlerin 24, bazı ürünlerin 38 adet olduğu görülmektedir. Dolayısı ile 62 adet odaya ait bu eksiklerin dava île ilgisi olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalının eksik çıkan parçalardan kastı, ürünler ise; Anlaşma şartları ve bu anlaşmaya göre neyin teslim edildiği veya eksik olduğunu belirleyici bir belge görülmemiştir. Taraflar arasında aynı işe ait (yani aynı otelin mobilyalarına ait) birden fazla ticaret yapıldığı ve bu ticaretlerin farklı ticari isimlerle yapıldığı da dikkate alınırsa net bir sonuca varılamayacağı açıktır. Davalı imalat hataları olarak renk, doku, çizgi uyuşmazlıkları olduğunu ifade etmiştir. Teknik olarak ahşapta birebir çizgi ve renk uyumu yakalanması mümkün değildir. Ahşap malzeme ile imal edilen her ürün tektir ve birebir aynısı yoktur. Bununla beraber, doku, renk ve çizgi uyumunun bulunması farklı bir durumdur. Bu uyumu yakalamak için aynı odalarda, aynı veya sıralı ahşap kaplama balyalarının kullanılması gerekmektedir. Davacı bu duruma dikkat ettiğini belirtmiştir. Dosyaya sunulan fotoğraflar kanaat belirtmek için yeterli değildir. Aynı zamanda odalara ait ürünlerin karıştığı ifade edilmiştir. Uyumsuzluğun bu durumla alakalı olabileceği de değerlendirilmektedir. Ayrıca “dava dışı firmanın” ihtarnamesinde, bu tarz bir sorun görülmemektedir. Barkotlama sorunu olduğu ifade edilmiştir. Davacı her ne kadar kendi sorumluluğu olmadığını belirtse de imalatı yapan, her odaya ait ürünleri bir şekilde tasnif etmelidir. Bu tasnifin basit etiketlerle olsun yapılması gerekmektedir. Aynı kaplama balyalan kullanıldığı davacı tarafından ifade edilmiştir. Dolayısı ile her ürünün parçası ölçü olarak uysa da renk ve çizgi olarak uymayacaktır. Anlaşma şartlarında aksi belirtilmedikçe tasnif etmenin imalatı yapana ait olduğu yönünde değerlendirme yapılmaktadır. Davalı tarafından bu konunun bir şekilde çözüme kavuştuğu fakat ek masraflara sebep olduğu İfade edilmiştir. Her oda için 50 € masraf çıktığı ifade edilmiştir. Fakat burada da kaç odada sorun olduğu yine net değildir. “Dava dışı firmanın” ihtarname çevirilerinde bahsi geçen yatak başlığı sorunlarının tasarım sorunu olduğu kanaatine varılmıştır. Bu durumda ölçü alan ve çizim yapan firma sorumludur. Karşılıklı sözleşme olmadığı için durum net olmamakla beraber bu konunun davalının sorumluluğunda; olduğu anlaşılmaktadır. Yanlış çizilmiş veya tasarlanmış şeklinde bir iddia da görülmemektedir. “Dava dışı firmanın” eksik olarak ifade ettiği ürünlere ait kanaat yukarıda 3. ve 4.maddelerde belirtilmiştir. Mali değerlendirme; Davacının takip dayanağı yaptığı 29.07.2019 Tarihli, —- Nolu, 39.523,40 EURO tutarlı faturasının davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, davalı şirketin bu faturaya istinaden davacı şirkete toplam 20.000,00 EURO ödeme yaptığı, davacı şirketin takip/dava tarihi itibarıyla davalı şirketten 39.523,40 EURO bedelli faturasından kaynaklı 19.523,40 Euro bakiye alacağı bulunduğu belirtilmiştir.
Taraf vekilleri alınan rapora karşı itirazda bulunmuşlardır. Mobilya incelemesine yapılan itirazların; bilirkişinin fatura üzerinden eksikleri tam tespit edemediği, dava dışı firmanın ihtarnamesinde eksik ve ayıplarla ilgili kısımların tespit edilemediği, eksik ve ayıplarla ilgili hususların değerlendirilemediği, barkod hataları ile ilgili €50 talebin görmezden gelindiği, fotoğrafları yorumlayamadığı ve ürünlerde bulunan renk doku çizgi uyuşmazlığı ile ilgili yeterli açıklama yapmadığı, mali yönden itirazların ise; davacının alacaklı olduğu sonucunun çıkarıldığı, ayıp ve eksiklerin mali karşılığının hesaplanmadığı, dava konusu işleminin ihracat işlemi olduğu, defter ve kayıtlara ihraç edilen ürünlerin faturasının işlenmeden ihracat işleminin yapılmasına mümkün olmadığı, davalının borçlu olarak değerlendirilmesinin kabul edilemeyeceği, —— ile yapmış olduğu anlaşmanın çevirisi içinde yer alan ödeme şartlarının tekrar edildiği, hesaplamanın kabulünün mümkün olmadığı, salt defter kayıtlarına göre rapor verilmesinin kabul edilmeyeceği, davalının davacıya %40 sipariş bedeli ödediğinin şeklindedir.
Mahkememizce taraf iddia ve savunmaları, mahkememizce daha önce alınan bilirkişi raporu, tanık beyanları, dosyadaki tüm deliler değerlendirilmek suretiyle, davacı tarafça imal edilen mobilyaların ayıplı olup olmadığı, davalı tarafça ayıp ihbarın süresinde ve usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, ürünlerde ayıp varsa bu ayıbın açık/gizli ayıp olup olmadığı, taraf defterlerinin ilk alınan raporda incelendiği, söz konusu rapordaki tespitlerin de gözetilerek davacının takip tarihinde davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı varsa tespiti açısından mobilyacı, mimar, sözleşme hesap uzmanı ve daha önce alınan raporda bilirkişilik yapan —– oluşan heyetinden rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyetinden (Prof. Dr.—— tarafından düzenlenen 26/04/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; ” davacı şirketçe davalı şirket aleyhine 19.523,40 EURO asıl ve 152,20 EURO işlemiş faiz olmak üzere toplam 19.675,60 EURO alacak talebi üzerinden harçlandırılmak suretiyle itirazın iptali istemiyle ikame edilmiş olan işbu itirazın iptali davasında; davacı tarafından ürün teslimi 08.08.2019 tarihinde, ödeme emri 02.03.2020 tarihinde gerçekleşmiştir. Davacı tarafından itiraz dilekçesi 09.03.2020 tarihinde gerçekleşmiştir. Taraflar arasında yazılı sözleşme yoktur veya sunulmamıştır. Teklifin tarafları bağlayıcılığı konusunda bir değerlendirme yapılamamakta olup, faturanın her iki tarafı defterinde kayıtlı olması sebebiyle sözleşmenin fatura kapsamı ile sınırlı olarak değerlendirildiğinin kabulünün uygun olacağı, takdirinin Mahkemeye ait olduğu, Eksik mal teslimi iddiasına yönelik olmak üzere “oda bazında” anlaşmanın varlığı kanaatine varılırsa, 8.820,00€ bedelli eksik ürün gönderildiği benimsenebilecek olmakla birlikte, oda bazında anlaşma olgusunun dosyada yer alan belgelerden tespit edilemediği, takdirinin Mahkemeye ait olacağı, Davalının ayıp ihbarında bulunduğuna yönelik tanık beyanlarının değerlendirilmesinin Mahkemeye ait olacağı, a.Ayıp ihbarında bulunulmadığı benimsendiği takdirde, ayıptan kaynaklanan hakların kullanılamayacağı ve talep edilen asıl alacak olan 19.523,40 EUR bakımından takibin devamına karar verilebileceği, faiz bakımından temerrüt şartlarının oluşmadığı, b.Ayıp ihbarında bulunulduğu kabul edilirse ayıplı bulunduğu belirlenen ürünlerin mahsup edilmesi üzerine 19.523,40 EURO – 2.145,00 = 17.378,40 EURO alacak bakımından takibin devamına karar verilebileceği, faiz bakımından temerrüt şartlarının oluşmadığı, c.Diğer zararlar yönünden davalının sunduğu faturalar ile ayıp (renk ve doku) farklılığı arasında illiyet bağı kurulamadığı, bu sebeple diğer zarar talepleri bakımından ispat yükümlülüğünün yerine getirilemediği,” belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davanın eser sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ve takibin devamı talebine ilişkin olduğu, davalı tarafın fatura konusu malların bir kısmının teslimine yönelik bir itirazının olmadığı, ancak eksik ürün teslimi ve ayıp savunmasında bulunduğu anlaşılmıştır.Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, sipariş üzerine üretilen otel mobilyası niteliğinde ürünler bulunduğu, bu ürünlerin kısmen davalı tarafa teslim edildiği, buna ilişkin fatura kesildiği ve faturanın her iki tarafın defterlerinde de kayıtlı olduğu gibi davalı tarafından da BA formunda gösterildiği, davacı tarafından yapımı üstlenilen ürünlerin bir kısmının davalıya teslim edildiği, son kısım olarak değerlendirilebilecek kısmın dava dışı ve tanık olarak dinlenen—— tarafından davalı şirket adına saklanmak üzere teslim alındığı ve bunların davalı şirket yetkilisi tarafından teslim alınmamak suretiyle davacıya iade edildiği anlaşılmaktadır. Ancak dava konusu uyuşmazlığı oluşturan emtianın bunlar olmadığı, bundan önce gönderildiği her iki tarafın kabulünde olan ve icra takibine konu edilen cari hesap alacağına yönelik kısmen ödenen faturaya konu emtialar olduğu anlaşılmaktadır.
Zira davacı tarafından söz konusu ürünlerin teslimine ilişkin olmak üzere 17.02.2020 tarihli teslim tutanağının sunulduğu, teslim tutanağına göre; teslim eden —– tarafından Temmuz 2019 ‘da —— için üretilmiş olan “—–” projesine ait çeşitli otel odası mobilyaları —– talebi doğrultusunda ——–” adresine iş bu tutanakla teslim edildiğinin belirtildiği, tutanağın ekli listede ayrıntılı olarak listelenmiş olan; —- olmak üzere 24 palet ve 14 dökme paket şeklinde paketlenmiş olan mobilyalar eksiksiz ve tamam olarak —— ve şirketi adına teslim alındığının belirtildiği, İmzalar incelendiğinde —-imzasına teslim edildiği görülmektedir.
Davalı taraf söz konusu ürünlerin oda başına fiyatlandırıldığını savunmuş olup, bu hususta dava dışı şirket ile aralarındaki sözleşmeyi sunmuş olsa da; dosyaya —- tercümesi sunulu bulunan sözleşme incelendiğinde, dava dışı —– ve dava dışı—–arasında 12.03.2019 tarihinde imzalandığı, 110.400 Euro miktarlı 48 otel odasında kullanılacak mobilya için oda başına 1.300 EURO olmak üzere anlaşıldığının görüldüğü, belirtilen sözleşmeden sonra 21.06.2019 tarihinde bu defa 60 oda için ve oda başına 1183,33 EURO olmak üzere toplam 71.000 Euro olmak üzere davalı ile dava dışı —-arasında sözleşme imzalandığı, davalı ile dava dışı—– arasında yazışma ve davalar incelendiğinde; ilgili dosyanın —- ile davalı şirket arasında eksik ve ayıplı teslimden dolayı uyuşmazlık çıktığı, uyuşmazlığın —- Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —–. Dairesinde görüldüğüne ilişkin bir tebligat parçası çevirisi de bulunduğu, bu kapsamda dava dışı şirket tarafından bazı işlerin üçüncü kişilere yaptırıldığı ve bunlardan faturalar alındığı, söz konusu faturaların dosyaya sunulu bulunduğu, bu iki sözleşmeye göre taahhüt edilen 108 adet odanın (sonradan 96 adet olarak dava dışı firmaca teyit edildiği anlaşılmaktadır) kaç tanesinin davacı firma tarafından imal edileceğine dair bir veri sunulmadığı için net bir sonuca varılmasının mümkün olmadığı, bunun sonucu olarak dava dışı —— firması ile davalı arasındaki sözleşmenin davacı şirket bakımından bir bağlayıcılığının bulunmadığı, dosya kapsamına sunulan teklif ve diğer belgelerden, faturada belirtilen ürünlerin dışında özel bir fiyatlandırmaya yönelik değerlendirme yapılamadığı, zira dava dışı —— ile davalı arasındaki sözleşmenin davacı şirket bakımından yapılan anlaşma ile bağlantısını kuran bir bilgi ve belgelinin dosyada bulunmadığı, dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşmenin faturayı konu edinen malları kapsadığı, her iki tarafın da faturayı defterlerine kaydetmek suretiyle bu hususu kabul ettikleri kanaatine varılarak değerlendirme yapılmıştır.
Belirtilen emtiaya ilişkin faturanın 29.07.2019 tarihli olduğu, fatura konusu malların teslim alındığı davalı tarafından kabul görmekte ise de, bir kısmının eksik olduğu bir kısmının ayıplı olduğu (renk ve doku farklılığı bulunduğu) savunmasının ileri sürüldüğü, dava dilekçesinde söz konusu ürünlerin 08.08.2019 tarihinde —— kurulumun yapılacağı otele ulaştığının belirtildiği, belirtilen tarihin teslim tarihi olarak kabul edildiği, kaldı ki bu hususta davacının farklı bir tarih iddiasının da bulunmadığı anlaşılmıştır.
Eksik teslim bakımından; her durumda faturada belirtilen malların teslim alındığının kabul edilmesinden sonra, eksiklerin bulunduğunun ispat yükünün davalıda olduğu, buna bağlı olarak faturanın kabulü ile ticari deftere kaydedilmesi ile birlikte gösterilen malların alınmadığına yönelik ispat yükünün davalıya geçtiği, ayıp bakımından ise; Eser sözleşmesi niteliğindeki bu ilişki bakımından eksik teslimat ve ayıplı teslimata yönelik olmak üzere davalının herhangi bir işlemde bulunmadığı, özellikle karşı tarafa yazılı olarak ayıbı bildirmediği görülmektedir.
Tarafların bildirdiği tanıklar ayıp hususu, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı ve ne zaman yapıldığı hususuna ilişkin olarak dinlenmiş, dinlenen tanık beyanlarından ayıp ihbarının yerine getirildiği anlaşılmıştır. Ayıp ihbarı tanık dahil her tür delil ile ispat edilebilecek bir husustur. Eser sözleşmelerinde TBK’nın 474. Maddesine göre; iş sahibi eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirip varsa ayıpları uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. Davacı tanıkları dahi mobilyalardaki sorunlar nedeniyle davacının durumdan haberdar edildiğini beyan etmişlerdir. Bu nedenle davalının TBK 474 maddesine uygun şekilde ayıp ihbarında bulunduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Ayıptan kaynaklanan haklar bakımından değerlendirildiğinde, bu hakları TBK m. 475’de iş sahibi, eser iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme haklarından birini seçme hakkına sahip olduğu, davalı tarafın ayıptan doğan hakları kullandığına ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığı, davalı tarafça cevap dilekçesinde bedel indirimi talebinde bulunulduğu, davalı tarafından bu aşamada ayıp hususunu ispatı gerektiği,
Barkodlamaya ilişkin; imalatı ve paketlemeyi yapan firmanın, özellikle montajını başka bir firmanın yapacağı bilinen ürünlerin kodlamasında özen göstermesi, aksi takdirde tasnifte sorun yaşanmasının muhtemel olacağı, şayet barkodlama sorunuyla kastedilen, bir odaya ait bir adet ünitenin alt-parçalarından birinin, başka bir odadaki aynı alt-parça ile karışmış olması ise (örneğin X odasına ait 3 alt-parçadan oluşan yatak başının — numaralı alt-parçasının aslında Y odasındaki aynı parçayla karışmış olması), renk uyuşmazlıklarının bu durumdan da kaynaklanmış olabileceği, ancak barkodlama, odaya ait tüm ünitelerin bütünüyle başla bir odaya konmasından ibaret ise (örneğin, X odasına ait 7 ünitenin bütünüyle Y odasına konmuş olması), bu durumda renk uyuşmazlıklarının imalatla alakalı olduğunun düşünülebileceği, kaplamalı mobilya imal edilirken ustanın aynı balyadan kaplama seçeceği, yani aynı ortamdaki mobilyaların kaplama üzerindeki hareleri birbirini takip ettiği, kaplamalı ürünler cilalanırken bitmiş ürün rengi ağacın yağlılığına göre açık veya koyu olabileceği, cilacının her ürünü farklı renkte boyamak için cilacının her seferinde cilaya farklı renk katarak farklı renkler yapması gerektiği ancak bu işlemin zaman alıcı ve maliyeti artırıcı bir işlem olduğu, bu durumda ürünlerin tek tek farklı bilyadan imal edilmediği ve farklı renkte boyanmadığı, montaj esnasında aynı balya ürünlerin gruplandırılmadığı için farklı desen ve renkte göründüğü, bu durumun montaj hatası olduğu, demonte mobilyalar ihraç edilirken parçalar köşe koruma ve streçe sarılıp karton kutular içine konarak nakliye aracı içine istif edildiğinden, nakliye sırasında ürün indirilip yeni ürünler yüklenirse bazı ürünler kaybolabileceği, bu durumda bazı ürünlerin nakliye aracında kaybolmuş olabileceği belirtildiğinden mahkememizce de bilirkişinin bu tespiti yerinde olduğundan dikkate alınmış, sonuç olarak davacının montaj işlemlerini gerçekleştirmediği ve montaj işleminin davalı kontrolünde üçüncü kişiler tarafından yapıldığı, teknik değerlendirmede renk ve doku farklılığının montaj hatası niteliğinde olabileceği değerlendirildiğinden renk ve doku farklılığı savunması yönünden davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmıştır.
Yapılan imalatların kabullerine/ayıp ve eksiklerinin yazılı bildirimine ilişkin davalı tarafça davalıya gönderilen herhangi bir ihtarname bulunmadığı, bilirkişi heyetince renkli fotoğraflar üzerinden yapılan değerlendirmede, “kötü” olarak not düşülen fotoğraflardaki uyuşmazlıkların, iç mimari açıdan tatmin edici ve kabul edilebilir bitişler olmadığı, her ne kadar ahşabın, kendine özgü damar ve tonu barındırsa da, aynı balyalardan seçilen ve aynı cilayla işlenen ahşap imalatlarda bu kadar ton farkı olması beklenen bir durum olmadığı, renk, desen, doku farkı kabul edilmesi gerektiği, fakat bunun çerçevesini çizmek için yani kaç üründe hata olduğunu tespit edebilmek, karışıklığın net olarak belgelenmesi gerektiği, sadece fotoğraflar esas alınırsa 7 TV ünitesi, 2 yatak başlığında sorun olduğu kanaatine varıldığı, minibar ürünlerde sorun tespit edilemediği ve ayıplı olan ürünlerin değerinin 2.145,00 Euro olarak hesaplandığı, davalı tarafından ayıplı mallara yönelik sunulan belgeler gözetilerek teknik bilirkişi tarafından yapılan değerlendirme ile 7 TV ünitesi, 2 yatak başlığında sorun olduğu kanaatine varıldığı ve minibar ürünlerde sorun tespit edilemediği, toplamda 2.145,00 Euro değerinde üründe sorun bulunduğu anlaşıldığından, ayıplı olarak tespit edilen 2.145,00 Euro’nun toplam alacak olan 19.523,40 EURO’dan mahsup edilmesi gerektiği, ayıptan kaynaklanan diğer zarar savunması değerlendirildiğinde, ikame amacıyla sunulan ve çevirileri de belirtilen faturalarda, ayıp ile bağlantılı olabilecek bir fatura açıklaması bulunmadığı, ürünlerdeki renk ve doku farklılıklarına yönelik olmak üzere boya ve cila işlemi ile ilgili açıklama içerir bir bilgi ve belgelinin bulunmadığı, dolayısıyla davalı tarafından sair zarar savunmasının ispat edilemediği, davacının böylece (19.523,40 EURO – 2.145,00 = 17.378,40 Euro) 117.378,40 Euro alacağının bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının —–.İcra Müdürlüğünün —— esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 17.378,40 EURO asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-A maddesi uyarınca faiz işletilmesine, bakiye talebin reddine, her ne kadar davacı taraf icra inkar tazminat talebinde bulunmuş ve söz konusu alacak fatura alacağı olmuş olsa da davalının ayıp ve eksik ürün savunmasında bulunduğu, ayıp olup olmadığı, varsa ayıplı ürünlerin miktarının ve bedelinin tespiti yargılama gerektirdiğinden dolayısıyla alacak likit olmadığından davacı tarafın inkar tazminat talebinin reddine, davacı taraf takip başlatmakta haksız olmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Yargılama giderleri ve vekalet ücreti dava tarihi olan 05/10/2020 tarihindeki —— Euro efektif satış kuru üzerinden hesaplanmıştır. Dava tarihindeki Euro efektif satış kuru; 1 Euro= 9.1115 TL, dava değeri; 19.523,40 Euro x 9.1115 TL = 177.887,45 TL, dava % 89,01 oranında kabul edilmiş olduğundan yargılama giderleri bu oran uyarınca hesaplanmıştır.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının —–.İcra Müdürlüğünün —— esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN iptali ile takibin 17.378,40 EURO asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4-A maddesi uyarınca faiz işletilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Davacı tarafın inkar tazminat talebinin reddine,
3-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 10.816,43 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.572,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.224,22 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 1.572,21 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 1.626,61 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 350,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi (2 bilirkişi) masrafı olmak üzere toplam 1.550,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.379,65 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 3.967,75 TL bilirkişi heyet rapor ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 436,45 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 24.751,49 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 145,20 TL’sinin davacı taraftan, 1.174,80 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
11-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.