Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/421 E. 2021/618 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/421 Esas
KARAR NO : 2021/618

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ : 14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kanun gereği ticari alacaklarının tazmini için — başvurulduğunu, 20/07/2020 tarihinde arabulucu nezdinde yapılan görüşmede, davalı (borçlu) tarafla anlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulmuş olup, ekli cari hesap ekstresi tahsil edilemediğini, müvekkili şirket adına— icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça itiraz edildiğini, takibin durduğunu, itirazın haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olduğunu, davalı borçlu şirkete kesilen ve borcun sebebini teşkil eden tüm faturaların—sisteminde kayıt altında ve davalı borçlu şirket tarafından da sistem üzerinden kabul edilmiş olduğunu, —- açısından — taşıyan faturanın — basılı olmaktan çıkartılmış, Vergi Usul Kanununda yapılan değişiklik —- düzenleme ve gözetiminde, — imzalanıp gönderilmeye ve teslim alınmaya imkân verecek hale getirilmiş olduğunu, TTK 21. maddesinin 2. fıkrasında yer alan —- alan uygulamasında da faturaların iletim tarihini 8 gün geçtikten sonra alıcı tarafından gönderilen red/iade yanıtlarının kabul edilmediğini, davalı borçlu şirketin müvekkili şirket tarafından kesilen —— içinde red veya iade değil, aksine onay verdiğini, kesilen tüm faturaları süresi içinde bizzat kabul ettiğini, TIK. Md.1525/1’e göre borcun kesinleştiğini, yapılan itirazın haksız ve hukuksuz olduğunu, müvekkili şirket tarafından elektronik ortamda kesilen ve bizzat davalı borçlu şirket tarafından süresi içinde onaylanan —–kesin hüküm teşkil edecek ve davalı şirketin aksini (borcu ödediğini) isnatla mükellef olacağını, davalı şirketin tüm bu açıklanan sebeplerle borcu ödediğini ispat etmediği müddetçe müvekkili şirkete borcu olduğu ve yapılan itirazın haksız, kötü niyetli ve sadece icra takibini durdurarak zaman kazanma amacı taşıdığı çok açık olduğunu, TTK madde 1530 ile borcunu zamanında ödemeyen borçlunun ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşmesi ve faize hak kazanması öngörülmüş olup, mal ve hizmet tedarikinde para borcunun ödenmesine ilişkin olarak, sözleşmede ödeme günü veya süresi kararlaştırılmamış ise, TTK. Madde 1530/4 uyarınca—— almasından 30 gün sonra temerrüde düşeceğini, bu durumda alacaklının borçluya fatura göndermesi ve borçlunun bu faturayı almasından 30 gün içinde ödemede bulunmamış olmasının, temerrüdün oluşması bakımından yeterli olduğunu iddia ederek, davalı şirketin vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi davalı şirkete tebliğ edilmiş, davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
———sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap alacağının tahsili amacıyla 4.727,93 TL asıl alacak, 266,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.994,90 TL alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 05/10/2020 tarihinden sonra açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 20/07/2020 tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 20/07/2020 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Tarafların tacir olması ve delil olarak ticari defterlere dayanıldığından tarafların defterleri üzerinde davacının takip tarihi itibariyle davacıdan alacağının olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali Müşavir —— alınan bilirkişi raporunda özetle: Davacının defterlerinin usule uygun olduğu, davacı şirketin incelenen ve yukarıda listelenen ticari defter ve kayıtları itibarıyla, takip ve dava tarihinde davalı şirketten faturalara dayalı —– asıl alacağı bulunduğu, davalı şirket bilirkişi incelemesinin yapılacağı 19.02.2021 tarihinde, — hazır bulunmamış olup, herhangi bir mazeret ve yerinde inceleme talebinde bulunmayan davalı şirket ticari defter ve dayanak belgelerini de bilirkişi incelemesine ibraz etmediği belirtilmiştir.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı beyanda bulunulmamıştır.
Tüm dosya kapsamından; davanın, davacı şirketin davalı şirket aleyhine başlatmış olduğu icra takibine yapılan vaki itirazın iptaline ve takibin devamına ilişkin olarak ikame edilmiş itirazın iptali davası olduğu, davaya konu ihtilafın; davacı şirketin davalı şirketten takip konusu yaparak talep ettiği faturalara dayalı—– ve varsa alacağın miktarı hususlarında toplandığı, davacı şirketçe davalı şirket arasında yazılı bir sözleşmeye dayalı olmaksızın 2019 yılı öncesinden süre gelen ve 2019 yılında da sürdürüldüğü görülen mal alım/satımına dayalı ticari ilişki bulunduğu, bu kapsamda davacı şirketçe davalı şirkete muhtelif tarih ve tutarlarda yapılmış mal satışları sonucunda— davalı şirkete tebliğ edildikleri ve düzenlenen bu faturaların davacı şirketin usul ve yasaya uygun tutulmuş ticari defterlerinde davalı şirket adına borç kaydetmiş bulunduğu, davacı şirketin incelenen ve usul/yasaya uygun tutulduğu tespit olunan ticari defter ve kayıtlarında, davalı şirket adına borç kaydı yapılmış bulunan işbu faturalara ilişkin olarak davalı şirketçe davacı şirkete kısmi olarak muhtelif tarih ve tutarlarda olmak üzere nakit ve banka aracılığıyla ödemeler gerçekleştirilmiş olduğu ve yapılan bu kısmi ödemelerin davacı şirket ticari defterlerinde davalı şirketin fatura borçlarından mahsup edilmek suretiyle kayıt altına alınmış oldukları, davacı şirketin ticari defter kayıtları itibarıyla davalı şirketten faturalara dayalı —- bakiyesinden kaynaklanan 4.727,93 TL alacak bakiyesi kaldığı, davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını iddia eden davalı şirketin gerek bu itirazına dayanak olmak üzere takip dosyasına, gerekse huzurdaki dava dosyasına herhangi bir ödeme belgesi—taraflarına usulün uygun yapılan tebligata rağmen ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine sunmayarak ibrazdan kaçındığı, ayrıca bilirkişi raporuna yönelik herhangi bir itiraz veya beyan dilekçesi sunmadığı, sonuç olarak davacı şirketin davalı şirketten satış faturalarına dayalı — bakiyesinden kaynaklı olarak 4.727.93 TL asıl alacağı bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, davacı şirketin davanın dayandığı takipte, takip öncesine ilişkin olarak 31.07.2019 tarihinden başlamak üzere, 19.06.2020 takip tarihine kadar %9 yasal faiz oranı tatbik edilmek suretiyle hesaplanmış 266,97 TL işlemiş faiz talebinde bulunduğu ve işbu talebini harçlandırmak suretiyle huzurdaki davaya konu ettiği görülmüş olup, dosya kapsamı incelendiğinde, taraflar arasında temerrüt halini düzenleyen yazılı bir sözleşme ve/veya takip konusu alacağa ilişkin olarak takip öncesinde davalı yana keşide edilmiş hukuki nitelikli yazılı bir ihtara rastlanılmadığı gibi, iddia da edilmediği görülmekle, davacı yanın dayandığı TTK.1530/4 kapsamında, takip öncesi temerrüdünün oluşmadığı anlaşıldığı, davanın kısmen kabulü ile davalının—— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 4.727,93 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, bakiye talebin reddine karar vermek gerektiği, alacak cari hesap alacağı olup likit olduğundan hüküm altına alınan 4.727,93 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının —– Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 4.727,93 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 9 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 4.727,93 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 322,96 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 78,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 244,56 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 78,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 132,80 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 102,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 702,25 TL’nin kabul-red oranları gözetilerek 548,61 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli — esaslara göre belirlenen 4.727,93 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —- tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin taktiren tamamının davalı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
9-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.