Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/415 E. 2021/827 K. 09.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/415 Esas
KARAR NO: 2021/827
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 01/10/2020
KARAR TARİHİ: 09/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı sigortalısı —-rizikolarını sigorta korumasına aldığı — —unvanlı şirkete sattığını, satılan emtianın davalı nakliyeci tarafından sigortalı — plakalı araçla teslim alındığını ve davalının teslim aldığı emtiayı kendi deposunda —plakalı araca yüklemek suretiyle grupaj yük olarak — taşıdığını, —–tarihinde — alıcının deposuna ulaşan dava konusu grupaj yükün tahliyesi sırasında kapısı açıldığında — plakalı araca davalı tarafından yüklenen ürünlerin bulunduğu üst sıradaki paletlerin devrildiğinin tespit edildiğini ve — kabul edilmediğini, bu duruma ve işbu davanın açılmasına —-plakalı sevk aracına yüklemeyi yapan davalı sebep olduğu için üstlendiği taşına işinin tabi olduğu kurallara göre oluşan zararın tazmininden de mesul olduğunu, olayın müvekkiline bildirilmesi üzerine dava dışı sigortalının uğradığı zararın yaptırılan ekspertiz çalışmasıyla tespit ettirildiğini ve poliçe kapsamından sigortalı — olarak belirlenen zarar ve ziya bedelinin makbuz ve ibraname karşılığında —- tarihinde ödendiğini, böylelikle tazmininden davalının mesul olduğu hasar bedelini sigortalısına ödeyen müvekkilinin—-davalıya rücu hakkı doğduğunu, ödenen hasar bedelinin rücuen tahsilini teminen davalı şirket alayhine başlatılan icra takibinin haksız ve kötü niyetli itirazla durdurulması, ardından evraklar incelendikten sonra ödemenin icra dosyasına yapılacağı bildirildiği halde herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine davalı aleyhine işbu davanın açıldığını, — tutarındaki alacağın, takip tarihinden itibaren işleyecek —- bir yıllık vadede uygulanan en yüksek mevduat faizi — değişen oranlarda faiz, masraf ve vekalet ücretinin, tahsilde tekerrür olmamak ve kısmi ödemeler — gereğince öncelikle masraf, faiz ve gider vergisine mahsup edilerek ve döviz alacağının fiili ödeme tarihindeki — üzerinden hesaplanarak tahsili istemi ile—- dosya ile açılan icra takibine davalı—- itirazının iptali ile takibin devamını, kötü niyetle ve müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirmek amacına matuf itirazı nedeniyle; alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine, ek olarak avukatlık asgari ücret tarifesi mad.16/c hükmü gereği, arabuluculuk faaliyeti anlaşmazlıkla sonuçlandığı için davalının en —– maktu arabuluculuk vekalet ücretini ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hasar ödemesini dayandırdığı poliçenin dava konusu taşımayı kapsamadığını, iddia edilen hasarın belirtilen şekilde meydana geldiği konusunda somut bir delilin bulunmadığını, belirtilen şekilde meydana geldiği varsayılsa bile oluşan hasarın dayanak poliçe şartlarına göre teminat dışı tutulduğundan davalının sigortalısına yaptığı ödemenin lütuf ödemesi niteliğinde olduğunu, rücu konusu yapılamayacağını, davacının dava dışı sigortalısının dava konusu emtia üzerinde menfaati olduğunu dolayısıyla da aktif husumet ehliyetini ispatlaması gerektiğini, kaldı ki müvekkiline dava konusu hasarla ilgili olarak CMR MD.30’da öngörülen şekilde hasar ihbarı yapılmadığı gibi müvekkili aleyhine —ikame edilen işbu davanın CMR Md.32’ye göre — yılık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, alacağın zamanaşımına da uğradığını, CMR md.17/4- b ve 6’de yer alan düzenlemelere göre taşıyıcının tazminat bağlamında sorumluluğunu kaldıran özel sebeplerin varlığı ve zararın bu sebeplerden biri yüzünden meydana geldiği durumlarda oluşan hasarın tazmininden taşıyıcının mesul tutulamayacağını, kabul ve ikrar anlamına gelmemesi kaydıyla her halükarda taşıyıcının mesul tutulabileceği azami tazminat miktarının CMR Md.23’e göre hasarlı kısmın brüt ağırlığının —-karşılığını aşamayacağını, müterafik kusurlu olduğuna hükmedilmesi halinde ise tazminat tutarının kusurun ağırlıklı bölümünün gönderen üzerinde bırakılacak şekilde belirlenebileceğini, ilave ödenen bedellerden ise sigorta sözleşmesinin tarafı olmayan müvekkilinin mesul tutulamayacağını, faiz isteminde ise CMR Md.27’de öngörülen—-oranının gözetilmesi gerekeceğini beyanı etmek suretiyle karşı çıkmakta ve —-tarihli davaya cevap dilekçesinde davacının aktif husumet ehliyeti olmadığından ve iddia edilen hasardan müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığından davanın reddini yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini ve davacı aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —- tarihinde açılmış olup, davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, —- tarihinde yapılan görüşmede tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
—-sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine rücuen tazminat alacağının tahsili amacıyla —– asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Davalının husumet itirazında bulunduğu, davacı sigorta şirketinin sigortalısı ile arasındaki poliçe uyarınca sigortalısının zararını giderdiğinden TTK 1472/1 maddesi hükmüne göre halefiyet ilkeleri uyarınca dava açmakta ve takip etmekte hakkı bulunduğu, yine davalı şirketin hasara uğrayan emtianın taşımasını yaptığı ve meydana gelen hasardan sorumlu olduğu dolayısıyla pasif husumet ehliyetinin olduğundan davalının husumet itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalının zamanaşımı defini ileri sürdüğü ve CMR 32. Maddesine göre 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu beyan ettiği,
CMR Konvansiyonu” nun 32. Maddesine göre; zamanaşımının başlangıç tarihi yönünden, 3 ayrı durum için 3 ayrı başlangıç anı öngörüldüğü; Kısmi kayıp, hasar veya gecikme durumunda, “yükün mevcut hali ile teslim edildiği tarihten başlayacağının belirtildiği ve zamanaşımı süresinin — yıl olduğu, somut olayda kısmi hasarlı olarak malın —- tarihinde teslim edildiği, dolayısıyla zamanaşımı süresinin bu tarihten itibaren başlayacağı, icra takibinin—- tarihinde başlatıldığı, dolayısıyla— yıllık zamanaşımı süresi dolmadan takibin başlatıldığı, takibin başlamasıyla zamanaşımı süresinin kesildiği ve takipteki her bir işlemden sonra süresinin kesilerek yeni bir süre işlemeye başladığı, en son davalı vekilinin— tarihinde itiraz dilekçesi sunduğu ve davanın da bu tarihten itibaren—- tarihinde açıldığı anlaşıldığından zamanaşımı definin reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce taşımadan kaynaklı zararda kusurun kime ait olduğu, davacının karşıladığı zarar hususunda rücu şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur ve zarar miktarı konularında taşıma konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmıştır.
Bilirkişi —— tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle:Somut olayda davalı taşıyıcının üstlendiği taşıma işinin tabi olduğu kurallara göre derdest davada tartışılan hasarın tazmini bağlamında—– istifade edemeyeceği, nakliyat sigortası teminatından ödenen hasar bedelinin rücuen tahsilini teminen başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi ile ikame edilmiş olan işbu davanın kabul edilmesi ve talebin haklılığına hükmedilmesi halinde, — karşılığı karar tarihinde geçerli olan —- belirlenmek üzere en fazla —kısmını davalı taraftan rücuen talep edebileceği belirtilmiştir.
Davanın, nakliyat sigortası teminatı kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsilini teminen, taşıyıcı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olduğu, davacı sigorta tarafından; sigortalı olarak dava dışı —- sigortalı olarak gösterilmek suretiyle, —-düzenlendiği, bu poliçe ile davacının sıgortalı ve ek sigortalı yararına; poliçe vadesi içerisinde — geçerli olmak üzere, poliçede yer alan konularda, —-, nakliyat muhataralarına karşı yükleme yerindeki depodan varış mahallindeki depoya kadar sigorta güvencesi sağladığı, malların —- taşındığı; 
davalı—- taşıma işini üstlendiği emtiaların nakliye esnasında zarar gördüğü, emtianın fiilen taşımasını da davalı firmanın yaptığı, emtianın— plakalı araçla——— gerçekleştirildiği, teslimat sırasında üst sıraya istiflenen paletlerin devrilmesi yüzünden, seri üretim bandına takılamayacak durumda olan —- paletin alıcı tarafından kabul —-geri gönderildiği,
Nakliye sürecinde emtianın araca yüklenmesi esnasında, araç hamulesi yükün kayması /sürtünmesi /birbirine ve araç kasasına çarpması neticesinde vuku bulan hasarların önlenmesi amacı ile —–paletlerin düzgün, kaymayı önleyecek şekilde yüklenmesi, zemine sabitlenmesi, paletler arası boşlukların dolgu malzemeleri ile doldurulması gibi tedbirlerin alınması gerektiği,
Yüklemenin parsiyel olduğu göz önüne alındığında yükleme sorumluluğunun da taşıyıcıya ve dolayısıyla araç sürücüsüne geçtiğinden; araç sürücüsünün yüklemeye nezaret görevi esnasında basit bir değerlendirmeyle sevkiyat sürecinde özellikle de yokuş iniş çıkışlarında ve virajlarda emtianın aracın mutat salınımlardan etkilenip, zarar görebileceğini öngörüp her türlü tedbiri alması gerektiği, araca yükleme esnasında söz konusu hasarın var olmadığının anlaşıldığı, kaldı ki bu konuda CMR belgesi üzerinde herhangi bir itiraz ve kayıt görünmediği,
Bilindiği üzere taşıyıcı taşıma süresi içerisinde naklini üstlendiği eşyayı gözetim sorumluluğunun da altındadır ve kural olarak taşıma süresi içerisinde taşıma sorumluluğunu üstlendiği eşyaya gelecek zararlardan mesuldür; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin, görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, yerine geçen taşıyıcıların kusurundan, kendi fiil ve ihmali gibi sorumlu olduğu,
Bu nedenle, dava konusu emtianın taşınması sorumluluğunu üstlenen davalı taşıyıcı — nakliye sürecinde oluşan zararın tazmininden mesul tutulabileceği, davacının, dava dışı sigortalısının banka hesabına —- ödemesi yaptığı, söz konusu taşıma —- arasında olduğundan CMR Konvansiyonunun uygulanması gerektiği,
taşıyıcı —- Konvansiyonda öngörülen sorumluluk sistemine göre, taşıdığı —–eşyayı varma yerinde—- alıcısı emrine veya onun temsilcisine teslim borcunu üstlendiği gibi “yükün güzergâh üzerinde yaptığı aktarmalar dâhil olmak üzere” taşıma süresi içerisinde eşyayı gözetim sorumluluğunun da altındadır ve kural olarak yükleme yerinden varış mahalline kadar taşıdığı eşyaya gelecek zararlardan mesuldür (CMR md.17/1). Bu mesuliyetin gereği olarak CMR Konvansiyonu’nun 34′ üncü ve takip eden maddelerindeki düzenlemelere göre taşıyıcılar arasında müteselsil sorumluluk bulunduğu gibi, taşımacılardan biri veya birkaçı aleyhine aynı zamanda dava açılmasının da mümkün olduğu (CMR md.36/son fıkra).
Taşıyıcının sorumluluğu yönünden hal böyle olmakla birlikte “eğer kayıp ya da hasar yüke has bir kusurdan yahut da taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmiş ise (CMR md.17/2) ya da eğer kayıp veya hasar; hasara uğrayan malların ambalajlanmaması ya da hatalı ambalajlanmış olması, yükün açık araçla sevk edilmesi, alıcı veya bunlar adına hareket eden kişiler tarafından alınması, yüklenmesi, yığılması veya boşaltılması yüzünden yahut da kırılma suretiyle kısmen veya tamamen zarar görebilecek malların özelliğinin doğal sonucu olan (paslanma, çürüme ve benzeri gibi) özel risklerden doğmuş ise, taşımacı zarardan sorumlu tutulamaz (CMR md. 17/4 – a, b, c, d). Bu sorumsuzluğu tespitte ölçü ise “deneyimli ve basiretli bir taşımacının göstermesi gerekli olan” özen olduğu,
Gönderenden çekincesiz olarak teslim alınan malın, teslim alındığı haliyle alıcısı emrine çekincesiz teslim edilememesi ve kısmen veya tamamen nakliye sürecinde hasar görmesi ve taşıyıcının da tazminat bağlamında kendisini sorumluluktan kurtarabilecek beyyinelerden istifade edemeyeceği——-
CMR Konvansiyonu’nun 23/1. maddesi; taşıyıcıyı yükün “kısmen veya tamamen kaybından” dolayı “eşyanın taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine” göre —- tazminat ödemekle sorumlu tutmuş ve aynı maddenin 3. fıkrasında tazminat miktarının; hasar dolayısıyla—- aşamayacağı, 23/7-2. Maddesinde de üst sınırın belirlenmesinde kullanılacak olan SDR kurunun, taraflar aksini sözleşme ile kararlaştırmamış ise Mahkemenin karar verdiği tarihteki SDR kuru olması icap ettiği hükme bağlandığı,
Nakliye sürecinde vuku bulan hasar/zarar/kayıp için taşıyıcının hak sahibine ödeyeceği tazminatın miktarı ise CMR md.25/2 – a ve b’ye göre “CMR md.23/3″de öngörülen mesuliyet sınırını aşmaması kaydıyla”, CMR md.23/1-2 ve 4’e göre belirlenen değerin hasar/kayıp nedeniyle azalmış kısmına göre belirlenir ve bunun için de önce eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız/noksansız değeri bulunur ve bu değere hasar/noksanlık için ödenen navlun ücreti, varsa gümrük vergileri ve taşıma ile ilgili diğer giderler ilave edilir; taşıyıcı, hak sahibine “bunlar dışında başka tazminat ödemez” (CMR Md.23/4-son).
Bu bağlamda davacının görevlendirdiği bağımsız eksperin dava konusu emtianın taşıyıcıya teslim edildiği yerdeki üretici firma fatura birim fiyatını baz almak suretiyle belirlediği, teknik yönden tarafımızdan da irdelenen hasar bedeli CMR md. 23 ve 25’de yer alan düzenlemelerle çelişmese de; —— hasarlı yük için davalı taşıyıcının somut olayda CMR md. 23/3″ e göre tazminat bağlamında mesuliyet sınırı—— olduğu,
Davalı tarafın düzenlediği CMR kapsamında, uluslararası karayolu taşıma mesuliyetini üstlendiği mal içinden, nakliye sürecinde hasar gören kısmı için tazminat bağlamında sorumluluk üst sınırının karşılığı; karar verilen tarihteki” SDR/TL kuruna göre belirlenmesi gerektiği,—– olarak tespit edildiği, davacının yıllık en az % 4 oranında faiz talep ettiği, söz konusu alacak —-maktu faiz işletmek gerektiği, her ne kadar davacı taraf inkar tazminatı talep etmişse de alacak miktarı net olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminat talebinin reddine, davacı taraf takip başlatmakta haksız olmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
—–istikrarlı bir şekilde kabul edildiği üzere, yabancı para borcu ile ilgili alacaklarda talep edilen yabancı paranın dava tarihindeki—— üzerinden, karar tarihindeki tarifeye göre vekalet ücreti, nisbi karar ve ilam harcının hesaplanması gerekmektedir.—–
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının — dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin – — üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %5 oranında maktu faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Karar harcı 5.979,56 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.075,67 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.903,89 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvuru, 1.075,67 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 1.130,07 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 46,50 tebligat ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 846,50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 739,78 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 12.179,64 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 166,41 TL’sinin davacı taraftan, 1.153,59 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2021