Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/399 E. 2022/804 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/399
KARAR NO : 2022/804

ASIL VE BİRLEŞEN DAVA:İtirazın İptali (Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
ASIL DAVA TARİHİ:25/09/2020
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 21/06/2021
KARAR TARİHİ:09/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı —— ile müvekkili banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve kredi kullandırıldığını, davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredi borcundan aynı derecede sorumlu hale geldiklerini, kredi borcunun asıl borçlu tarafça ödenmediğini, hesabın kat edilerek asıl borçluya ve davalılara ihtarnamelerin keşide edildiğini, davalıların temerrüde düşürüldüğünü, ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını, alacağın tahsili için davalılar hakkında —— sayılı dosyaları ile takip başlatıldığını, davalıların her iki icra dosyasına itirazı ile takiplerin durduğunu, itirazlarının haksız ve kötü niyetli olduğunu, talep edilen faizin yasaya ve sözleşmeye uygun olduğunu, alacağın likit olduğunu ileri sürerek davalıların —— sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın 884.233,05 TL yönünden iptaline, takibin 884.233,05 TL üzerinden takipteki koşullarla temerrüt faizi ve tüm ferileriyle aynen devamına, davalılardan —— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 3.333,28 TL yönünden iptaline, takibin 3.333,28 TL üzerinden takipteki koşullarla temerrüt faizi ve tüm ferileriyle aynen devamına, davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı —–ile müvekkili banka arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını ve kredi kullandırıldığını, davalının sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi borcundan aynı derecede sorumlu hale geldiğini, kredi borcunun asıl borçlu yanısıra davalı kefiller tarafından ödenmediğini, hesabın kat edilerek asıl borçlu ve kefillere ihtarnamelerin keşide edildiğini, temerrüde düşürüldüğünü, alacağın tahsili için kefiller —–sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, —– itirazı üzerine —–esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, davadan sonra davalı—–itiraz ettiğini, itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, talep edilen faizin yasaya ve sözleşmeye uygun olduğunu, alacağın likit olduğunu ileri sürerek—— Esas sayılı dosyasından açılan itirazın iptali davası aynı takip dosyasına yapılan itiraz sebebiyle açılmış olduğundan dosyanın —– Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, davalının—— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin takipteki koşullarla temerrüt faizi ve tüm ferileriyle aynen devamına, asıl alacağa takip talebinde belirtilen tarihler arasında ve takip talebindeki oranlar üzerinden akdi faiz ve temerrüt faizi işletilmesine ve asıl alacak ile birlikte tahsiline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Yargılamanın devamında dosyaya ——tarafından alacağın devir ve temlik sözleşmesi sunulmuş, dava ve takip konusu alacakların temlik alındığı belirtilerek davacı——yerine davaya devam olunacağı bildirilmiştir.
SAVUNMA: Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, müvekkilinin tacir olmadığını ve yetkili icra dairelerinin —–İcra Daireleri olduğunu, davaya bakmaya yetkili mahkemenin de —– Mahkemeleri olduğunu, olmayan bir borç öncesinde icra takibine geçildiğini, sonrada dava açıldığını, açılan davanın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin evli olduğunu ve müteselsil kefil olabilmesi için kredi sözleşmesinde eş rızasının olması gerektiğini ancak eş rızasının bulunmadığını, kredi kullanan dava dışı şirketin açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde bulunmadığını, müvekkili aleyhine icra takibi başlatılmasının kabul edilemeyeceğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte talep edilen alacak borç miktarı ile işletilen faiz konusunda mutabık olunmadığını, kredi borçlusu şirketin ticari defter ve dayanak kayıtlarının da incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini ve davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline arabulucu davet mektubunun tebliğ edilmediğini, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, taraf teşkilinin usulüne uygun sağlanmadığını, dava dilekçesinin de usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bu yüzden davadan geç haberdar olduğunu, müvekkilinin kredi sözleşmesinin kefili durumunda olup asıl borçlu şirket ile arasında zorunlu takip/dava arkadaşlığının bulunduğunu, takibe konu edilen borç üzerinde mutabakat yapılmadığını, usulüne uygun şekilde düzenlenmiş bir kefalet akdi olmadığını, müvekkilinin evli olduğunu ve eş rızasının alınmadığını, talep edilen icra inkar tazminatının haksız olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı——vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; TBK 586/1 maddesi uyarınca müteselsil kefile doğrudan başvuru şartının gerçekleşmediğini, madde de sayılan koşulların oluşmadığını, müvekkili ve asıl borçlu şirket arasında zorunlu takip/dava arkadaşlığı bulunduğunu, takibe konu edilen borç üzerinde mutabakat yapılmadığını, TBK 584 maddesi uyarınca eş rızası alınmadan yapılan kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, müvekkilinin evli olduğunu ve eş rızasının alınmadığını, banka kredi hesabının kat edilmesinin kötü niyetli bir davranış olup TMK 2.maddesine aykırı olduğunu, talep edilen icra inkar tazminatının haksız olduğunu belirterek davanın reddini ve davacının dava konusu miktarın %20 ‘sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE: Dava ve birleşen dava hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı yan asıl davada asıl borçlu sıfatıyla ——ile aralarında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan kredi borcunun ödenmediğini, davalıların kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, bu nedenle borçtan sorumlu olduklarını, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin sonuçsuz kalması üzerine davalılar hakkında iki ayrı icra takibine girişildiğini, davalıların itirazının haksız olduğunu belirterek davalıların itirazının iptali ile (—— sayılı takip dosyası yönünden davalıların itirazının 884.233,05 TL.üzerinden iptali, ——- sayılı takip dosyası yönünden davalının itirazının 3.333.28 TL.üzerinden iptali)ile davalıların %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiş, davalı —— cevap dilekçesinde icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, olmayan bir borç için takip başlatıldığını, kendisinin evli olması nedeniyle müteselsil kefil olabilmesi için eş rızası gerektiğini, bu yüzden geçerli bir kefillik bulunmadığını, asıl borçluya gönderilen ihtarın sonuçsuz kalmasına ilişkin kanuni şartın gerçekleşmediğini, bu nedenle kefiller hakkında icra takibi yapılamayacağını, hesabın kat edilmesinde davacının kötü niyetli olduğunu, borç-alacak miktarı ve işletilen faiz konusunda mutabık olmadıklarını belirterek davanın reddi ile davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
Mahkememiz dosyası ile birleştirilen ——.sayılı dosyada ise davacı açtığı itirazın iptali davasında dava dışı ——ile aralarında imzalanan genel kredi sözleşmesi uyarınca kredi kullandırıldığını, davalının sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini ancak sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine davalı hakkında ——- sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalının 3.334,28 TL. tutarla sorumlu olduğunu, davalının takibe yönelik itirazının haksız olduğunu belirterek davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı sunduğu cevap dilekçesiyle, TBK 586/1 maddesi uyarınca müteselsil kefile doğrudan başvuru şartının gerçekleşmediğini, asıl borçluya başvurulmadan müteselsil kefile başvurulamayacağını, TBK 584 maddesi uyarınca eş rızası alınmadığından kefaletin geçerli olmadığını, davacının hesabı kat ederek kötü niyetli davrandığını, davanın reddi gerektiğini, aynı zamanda davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
Asıl ve birleşen dava dosyası yönünden dilekçeler aşaması tamamlanmış, asıl dava yönünden 14/04/2021 ve birleşen dava yönünden 27/10/2021 günlü ön inceleme duruşmaları yapılarak dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonucu gidilmiştir.——sayılı takip dosyasında davacının davalılar hakkında ilamsız icra takibine giriştiği ödeme emrinin tebliği ile davalıların takibe süresinde itiraz ettikleri itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.—— sayılı takip dosyasında da davacının davalılar hakkında ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, her iki davalının takibe süresinde itiraz ettiği (davalı —— sayılı takip dosyasında ödeme emri 18/03/2020 tarihinde tebliğ olmuş ve itiraz dilekçesini 17/06/202’de sunmuş ise de 7226 sayılı kanunun geçici 1.maddesi uyarınca itirazın süresinde olduğu kabul edilmiştir) ancak davacının bu takibe ilişkin olarak asıl dava dosyasında sadece davalı ——- yönünden ve süresinde itirazın iptali davası açtığı, birleşen dava dosyasında ise bu kez diğer takip borçlusu durumundaki davalı ——-yönünden itirazın iptali ve tazminat talebinde bulunduğu birleşen davanın da süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalılar tarafından her iki icra dosyasında da—— İcra Dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olup dayanak kredi sözleşmesi ile yetkili kılınan icra müdürlükleri arasında—— İcra Müdürlükleri de sayıldığından davalıların icra takiplerine yetki yönünden yaptıkları itiraz yerinde görülmemiştir.
Bunun yanı sıra asıl dava dosyasında davalılardan —— tarafından mahkememizin yetkisine de itiraz edilmiş olup yine dayanak kredi sözleşmesinde mahkememizde yetkili kılındığından davalının yetki itirazı reddedilip yargılamaya devam olunmuştur.Davalı—— vekili tarafından süresinden sonra sunulan 28/01/2021 tarihli cevap dilekçesinde dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği, TBK 21/2’ye göre doğrudan tebligat yapıldığı ifade edilmiştir. ——sayılı kararı karşısında itiraz yerinde olmamakla birlikte dosyanın incelenmesinden davalı adına dava dilekçesinde beyan edilen adrese gönderilen tebligatın muhatabın taşındığı belirtilmek suretiyle iade olduğu, davalının —– adresi sorgulanarak mernis adresine normal tebligat gönderildiği ve Tebligat Kanunu 21/1 maddesi uyarınca tebligat yapıldığı anlaşılmış tebligatın Tebligat Kanunu hükümlerine uygun yapıldığı anlaşılmakla davalı itirazının reddine ve cevap dilekçesinin süresinde olmadığının kabulüne karar verilmiştir. Aynı davalı tarafından arabuluculuk davet mektubunun kendisine tebliğ edilmediği, dava şartının yerine getirilmediği de ileri sürüldüğünden zorunlu arabuluculuk faaliyetini sürdüren arabulucudan davalıya gönderilen davet mektubu kargo evrakları(ilk oturuma davet)ve ilk oturum tutanağı istenmiş, arabulucu tarafından 06/04/2021 tarihli dilekçe ile ilk oturum tutanağı, davalıya gönderilen davet mektubu ve buna ait kargo evrakı sunulmuş, davet mektubunun teslim edilemediği anlaşılmıştır. Son tutanakta arabulucu davalının iletişim numarası olmadığından telefonla ulaşamadığını, kargo evrakının davalı tarafça kabul edilmediğini tutanağa geçirmiştir. Arabulucu, Arabuluculuk Kanunu 18/A-7 maddesi kapsamında işlem yaptığından davalının aksi yöndeki itirazı da mahkememizce yerinde görülmemiştir.
Dosyaya sunulan delillerin incelenmesinden davacı banka ile dava dışı ——arasında 01/08/2017 tarihinde 5 milyon TL.tutarlı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalılarında bu sözleşmeyi müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, kefalet limitinin 5.000.000,00 TL.olduğu, düzenlenen kefalet beyanlarının TBK 583 maddesi koşullarını taşıdığı, her iki davalının sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle asıl borçlu şirketin ortak ve yönetim kurulu başkanı ve üyesi oldukları, TBK 584 maddesine eklenen fıkradan sonra imzalanan sözleşme bakımından davalıların eşlerinin rızasına gerek olmadığı sonucuna varılmıştır.
Davacı yan borcun ödenmediğini belirterek kat ihtarnamelerini düzenleyip asıl borçlu şirket yanı sıra davalılara da tebliğe göndermiştir. Davacı asıl borçlu şirkete gönderilen ihtarın sonuçsuz kaldığını belirterek davalılara başvurmuştur. TBK 586 maddesinde müteselsil kefalet düzenlenmekte olup alacaklıya borçluyu takip etmeden veya taşınmış rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilme imkanı sağlanmış, bunun niçin borçlunun ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması şart olarak kabul edilmiştir. Somut olayda davacı düzenlediği kat ihtarnamelerini asıl borçluya göndermiş ancak asıl borçlu şirket tarafından borç ödenmemiş ve ihtar sonuçsuz kalmıştır. Bu yüzden davacının davalılara müracaat hakkının doğduğu ve davalı taraf iddiasının aksine kefiller ile asıl borçlu arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığı kabul edilmiştir.Davalı tarafça kat ihtarına itiraz edildiğine ilişkin bir delil sunulmamıştır.Davacının her iki takip dosyası yönünden davalılardan talep edebileceği bir alacağının olup olmadığı ve miktarının belirlenmesi yönünden bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 28/11/2021 tarihli rapor taraf vekillerine tebliğ edilip itiraz dilekçeleri sunulmuş olmakla birlikte görevlendirilen bilirkişi tarafından sunulan 14/12/2021 tarihli dilekçe ile rapor yazımı sırasında elektrik akımındaki düzensizlik nedeniyle bilgisayar hafızasında bazı verilerin hasar gördüğü sunulan raporun hatalar içerdiği ifade edildiğinden bu rapor mahkememizce dikkate alınmayarak dosya yeniden bilirkişiye verilmiş ve 08/02/2022 tarihli rapor alınmış bundan sonrasında iki ayrı ek rapor daha alınmıştır.Davacı tarafça başlatılan icra takiplerinde talep edilen tutarlar ile asıl davada itirazın iptali talebine konu edilen tutarlar birbirinden farklı olduğundan bilirkişiden dava dilekçesi ve takip talebindeki tutarlara dikkat edilip taleple bağlılık ilkesi gözönünde bulundurulmak suretiyle hesaplama yapılması istenmiş bu doğrultuda hazırlanan 11/10/2022 tarihli ek rapor itirazları karşılayan, hüküm kurmaya yeterli, gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan hükme esas alınmış, davalıların asıl ve birleşen dava dosyalarında her bir takip dosyası bazında sorumlu oldukları, belirlenen miktarlar üzerinden dava ve birleşen davanın kısmen kabulüne ve her bir dava dosyasında takibe konu alacağın likit ve davalılarının itirazlarında haksız oldukları kabul edilerek hükmedilen tutarlar üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatı ödemelerine, buna karşılık davacının dava ve birleşen davada kötü niyetli ve haksız olduğu ortaya konulamadığından davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
A- Davalıların —— sayılı takip dosyasında itirazlarının;
——kredi yönünden;
101.570,60 TL. İşlemiş Akdi Faiz
106.734,35 TL. İşlemiş Temerrüt Faizi
11.256,56 TL. %5—– olmak üzere toplam
219.561,51 TL. üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacak tutarı ödenmiş olduğundan işlemiş faiz ve fer’ileri yönünden herhangi bir faiz işletilmesine yer olmadığına,
—— kredi yönünden;
31.48 TL. Asıl alacak
24,25 TL. İşlemiş temerrüt faizi
1,27 TL. %5——olmak üzere toplam
57,00 TL. üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren ödeninceye kadar yıllık %63 oranında temerrüt faizi ve %5 gider vergisi uygulanmasına,
——kredi yönünden;
105.957,50 TL. Asıl alacak
11.837,91 TL. İşlemiş akdi faiz
94.381,65 TL. İşlemiş temerrüt faizi
5.310,98 TL. %5——- olmak üzere toplam
217.488,04 TL. üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren ödeninceye kadar yıllık %63 oranında temerrüt faizi ve %5 gider vergisi uygulanmasına,
—–kredi yönünden;
59.615,28 TL. Asıl alacak
32.098,60 TL. İşlemiş akdi faiz
53.102,32 TL. İşlemiş temerrüt faizi
4.260,05 TL. %5 ——- olmak üzere toplam
149.076,25 TL. üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren ödeninceye kadar yıllık %63 oranında temerrüt faizi ve %5 gider vergisi uygulanmasına,
—— kredi yönünden;
56.371,49 TL. Asıl alacak
3.263,10 TL. İşlemiş akdi faiz
44.248,87 TL. İşlemiş temerrüt faizi
2.375,60 TL. %5 ——-olmak üzere toplam
106.259,06 TL. üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren ödeninceye kadar yıllık %63 oranında temerrüt faizi ve %5 gider vergisi uygulanmasına,
B-Asıl davada davalı ——- sayılı takip doyasına yönelik itirazının;
1.599,00 TL. Asıl alacak
11,33 TL. İşlemiş akdi faiz
1.187,20 TL. İşlemiş temerrüt faizi
59,93 TL. %5 ——
447,38 TL. İhtarname masrafı olmak üzere toplam
3.304,84 TL. üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren ödeninceye kadar yıllık %63 oranında temerrüt faizi ve %5 gider vergisi uygulanmasına,
Asıl davada fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Asıl davaya konu edilen —— sayılı takip dosyası yönünden hükmedilen tutarlar gözönünde bulundurularak %20 oranında 138.488,37 TL.icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Asıl davaya konu edilen —— sayılı takip dosyası yönünden hükmedilen tutarlar gözönünde bulundurularak %20 oranında 660,96 TL. icra inkar tazminatının davalı ——- tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
3-Asıl davada davalı yanın kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
4-Birleşen ——.sayılı dosya yönünden davanın KISMEN KABULÜNE, davalı —— sayılı takip dosyasında itirazının;
1.600,00 TL. Asıl alacak
11,33 TL. İşlemiş akdi faiz
1.187,20 TL. İşlemiş temerrüt faizi
59,93 TL. %5 ——
447,38 TL. İhtarname masrafı olmak üzere toplam
3.305,84 TL.üzerinden iptali ile takibin bu tutar üzerinden devamına, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren ödeninceye kadar yıllık %63 oranında temerrüt faizi ve %5 gider vergisi uygulanmasına,
Birleşen davada fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
5-Birleşen davaya konu edilen——- sayılı takip dosyası yönünden hükmedilen tutar gözönünde bulundurularak %20 oranında 661,16 TL. icra inkar tazminatının davalı ——-tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Birleşen davada davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
7-a-Asıl davada dava konusu ——-sayılı takip dosyasına ilişkin olarak verilen karar yönünden karar harcı 47.300,70 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 10.703,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 36.597,23 TL harcın davalılar ——- tahsili ile hazine adına irad kaydına,
b-Asıl davada dava konusu —— sayılı takip dosyasına ilişkin olarak verilen karar yönünden karar harcı 225,75 TL’nin davalı—— tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Asıl davada davacı tarafından peşin olarak yatırılan 10.703,47 TL harcın davalılar —— tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
9-Asıl davada, davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk masraf, 329,20 TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.391,40 TL yargılama giderinden davadaki haklılık oranı gözönünde bulundurularak (%78) 2.645,29 TL.nin davalılar —— tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına,
10- a-Asıl davada davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —–alınarak davacıya verilmesine,(—— sayılı takip dosyası yönünden hükme bağlanan tutar üzerinden)
b-Asıl davada davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——sayılı takip dosyası yönünden hükme bağlanan tutar üzerinden)
11-Asıl davada davalı——tarafından yapılan—–yargılama giderinin takdiren üzerinde bırakılmasına,
12-a-Asıl davada davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——- sayılı takip dosyası yönünden reddedilen kısım üzerinden hesaplanan)
b-Asıl davada davalı —— kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—— esaslara göre belirlenen——vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı——sayılı takip dosyası yönünden reddedilen kısım üzerinden hesaplanan)
13-Asıl davada davacı ve davalılardan —–tarafından yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı ile davalı—— iadesine,
14-Asıl davada 7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranları gözönünde bulundurularak 1.060,80 TL.nin davalılardan ve 299,20 TL.nin davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
15-Birleşen davada karar harcı 225,82 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 166,52 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
16-Birleşen davada davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
17-Birleşen davada, davacı tarafından yapılan 67,80 TL masrafın davadaki haklılık oranı gözönünde bulundurularak (%99) takdiren tamamının davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
18-Birleşen davada davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine
19-Birleşen davada davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
20-Birleşen davada davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —–vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
21-Birleşen davada davacı tarafından yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
22-Birleşen davada 7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranları gözönünde bulundurularak (%99) takdiren tamamının davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı —— vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.