Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/39 E. 2022/810 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/39 Esas
KARAR NO : 2022/810
DAVA: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 21/02/2020
KARAR TARİHİ: 10/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalının —– müşterisi olduğunu, davacıya ait; —-, davalı —–nedeni ile ipotekli olduğunu; Taraflar arasında başkaca ticari anlaşmazlıklar nedeniyle husumetin meydana geldiğini, açıklanan nedenlerden dolayı davalıya ihtarname keşide edildiğini ve şube müşterisi olan davalı —— yeni ve ilave kredi kullandırılmaması, borcun yapılandırılmaması, ilave teminatlar talep edilmesi ve güncel riskin tarafımıza yazılı olarak bildirilmesinin talep edildiğini, davalının ihtarnameye cevap vermediğini; bu sebeple ikinci kere ihtarname keşide edildiğini, Davalı bankanın ihtarnameye cevabında; davalı —–ait hesapların kat edildiğini, —- derhal ödenerek, kapatılması gerektiğinin ihtar edildiğini, bildirildiğini, davalı banka tarafından keşide edilen ihtarnameler incelendiğinde,—-yaprağının verildiğini, bu çeklerin hangi tarihte verildiği ve sebebi ile ilgili bir açıklamanın olmadığını, ticari hacmi son derece düşük olan ve aradan geçen sürede çeklerden birini dahi kullanamayan,—— neden bu kadar çok çekin verildiği ve geri istenmediği hususunun şüphe uyandırdığını, davalı bankanın cevabi ihtarında bahsetmiş olduğu, —– adet çeki, geri isteyip – istemediği, çeklerin kullanılıp – kullanılmadığı, çekler geri alınmamış ise neden geri alınmadığı, yasal yollara müracaat edilip edilmediği, konularında, herhangi bilgilerinin olmadığını, bu konular ile ilgili keşide edilen ihtarnamelerin cevapsız bırakıldığını, Davalı bankanın diğer davalı—— tarihli ilk ihtarnamemizden sonra, hiç teminat almaksızın, bankacılık mevzuatına aykırı bir şekilde ve çok sayıda çek vermiş olmasının, bir açıklamasının yapılmadığını, —- hesapların kat edildiği ve çeklerin iade edilmemesi durumunda, yasal takip başlatılacağı, cevabına rağmen, davalı banka bugüne kadar hareketsiz kaldığını, herhangi bir yasal işlem başlatılmadığını, davalı bankanın bankacılık teamüllerine ve mevzuatına aykırı bir şekilde şube müdürü davalı —- koruduğunun anlaşıldığını, tüm bu nedenlerde davanın kabulü ile; davacı —- davalı —-, ipotekten kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespitine Davacı müvekkilim—–üzerinde bulunan, davalı—– lehine tesis edilmiş bulunan, —– yevmiye numaralı ipoteğin fekkine, Yargılama giderleri ve ücreti vekâletin, davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Dosya bir bütün olarak incelendiğinde davalı——- tarafından dosya içerisine sunulan bir cevap dilekçesi verilmediği görüldü.
Davalı —— cevap dilekçesi ile özetle; Davalının bugüne kadar davayı zaten inkar ettiği hukuki durumunun mevcut olduğunu, Bu hukuki esastan yola çıkılarak haksız ve kötü niyetli dava olduğunu, Dava kapsamında davalı bankaya yöneltilebilecek herhangi bir husumet olmadığını, davalı bankanın davalı—— —–aykırı şekilde çekler vermesinin çekler verilmesi , tebliğ ettiklerini belirtikleri ihtarnamelerden sonra yeniden yapılandırılması , yeni çekler verilmesi , verilmiş çeklerin geri alınmaması ,davalı —— bankaca koruması şeklindeki beyanlar son derece hatalı iddia ve beyanlar olduğunu, bu beyanların karşı yanın —— dahil hususlar olduğunu, davalı bankanın davacı ile diğer davalı arasındaki yakın akrabalık ilişkisiyle ilgili olan ihtilaflarında hiçbir hukuki konum ve sorumluluğunun olmadığını, tarafların kendi aralarındaki şahsi ihtilafa davalı bankanın dahil edilmesinin haksızlık içerdiğini, ihtarlarına cevap verildiğini ve şifaen de bilgilendirildiğini,
Davalı şahsa kullandırılan ticari kredi nedeniyle dava konu edilen taşınmaz iradeyle satış devir ve ipotek edildiğini, Davalı şahsa kullandırılan kredi nedeniyle davaya konu edilen taşınmazın iradeyle satış devir ve ipotek edildiğini, bilerek ve isteyerek satın alan davacının sadece haklı çıkmaya çalıştığını, davacıya mali değişiklik ve malik olarak sorumlu olduğuna dair yükümlülüklerini bildirmek için ihtarname gönderildiğini, Davacı yanın bu ihtarnamenin kendisine keşide edildiğini belirtmediğini, bu ihtara karşı herhangi bir itiraz yolu ya da hukuki takip kullanılmadığını, ancak taraflar kendi aralarında husumete düşünce taşınmaz üzerindeki ipoteğin hukuki mesnetten yoksun şekilde fekkini hakkı olmadan talep ettiğini, Davalı bankanın kişinin talebine göre kredi teminatı olarak verilen taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırmak gibi bir hukuki sorumluluğu ya da zorunluluğunun olmadığını, Diğer davalıya bahse konu kredi dışında yeni bir kredi kullandırılmadığını, yeni bir kredi riskinin tanımlanmadığını, Diğer davalı hakkında mevcut kredi ilişkisinin devamının normal seyrinde olduğunu, diğer davalıya herhangi bir icra takibinin başlatılmadığını, davacı hakkında herhangi bir borç takibi olmadığı gibi taşınmazın paraya çevrilmesi yolunun takip başlatılması gibi bir durumda olmadığını, Sonlanmamış bir kredi ilişkisi var ise bankanın kredi riskine karşılık olarak ipotek teminatını koruma hakkına sahip olduğunu , davalıyı bu ipoteği fekke zorlayacak hiçbir hukuki zorunluluğunun olmadığını, ihtarnamelere cevap verilmediği iddiasının da gerçeği yansıtmadığını, yetkili mahkemenin —– mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, tüm bu nedenlerle yetkisizlik nedeniyle davanın reddine, aksi takdirde davacı banka şubesi aleyhine açılan davanın esastan reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacının uyuşmazlık konusu ipotekten kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespiti ve davacıya ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmış, ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenerek tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenmiş, tahkikat aşamasına geçilerek taraf delilleri toplanmıştır.
———— yazılarak, dava konusu taşınmaza ait takyidatlı aktif pasif tapu kayıtları ile ipotek terkinine ait evrakların mahkememize sunulduğu görüldü.
——- müzekkereler yazılarak ——dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememiz ——- tarihli ara karar ile; Davacı vekilinin dava dilekçesinin talep bölümünün —– talebi içerdiği, taleplerden birinin davacının davalılara ipotekten kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespiti talebini içerdiği, diğer talebinin ise ipoteğin fekki olduğu mahkememizin —– nolu ara kararında menfi tespit davasına konu edilen miktarın bildirilerek harcının yatırılmasının istenmesi üzerine davacı vekilince —– tarihli dilekçesinde davanın değerinin —- olduğu ve davanın kısmi menfi tespit davası olduğu, harcın yatırıldığı söylense de dosyanın incelenmesinde —- peşin harç olarak —- yatırıldığı görülmekle davacı vekiline eksik harç olan —— ve ikinci talebin ipoteğin fekki olduğu, harca esas teşkil eden değerin fekki istenen ipoteğin parasal değeri olup yani ipoteğin kaldırılmasına ilişkin talepler ayni hakla ilgili olduğundan ipotek akit tablosunda gösterilen bedel üzerinden hesaplanacak nispi harca tabi olduğundan bu talep yönünden davalı banka yararına birinci derecede birinci sırada ——- ipotek tesis edildiğinden —- eksik harcın harçlar kanunu 28/1 maddesi, 32. Maddesi gereği tamamlanması gerekli olduğundan ihtar edilmiş; uyap sistemi üzerinden yapılan inceleme ile eksik harcın —- tarihinde yatırıldığı görülmüştür.
Tüm bilgi ve belgeler ile dosya kapsamı bir bütün olarak ele alınarak; talimat kanalı ile bankanın defter ve kayıtlarının incelenerek tarafların iddia ve itirazlarının değerlendirileceği şekilde rapor hazırlanmasına karar verildiği,
—- Asliye Ticaret mahkemesine yazılan talimat sonucu bilirkişi —- tarafından sunulan — tarihli bilirkişi raporu ile özetle; —- dava konusu gayrimenkul üzerine —-yevmiye numarası ile davalı —-kredilerinin teminatını teşkil etmek üzere 1. Dereceden fekki banka tarafından bildirilinceye kadar—- bedelle ipotek tesis edildiği, dava konusu gayrimenkulün davalı —- tarafından davacı —- tarihinde satıldığını, davacı—- tarafından da ——satıldığını, davacı —– tarafından davalı —— yevmiye numaralı ve —– yevmiye —— gönderildiği, çek koçanlarının davalı —– tarafından davalı—- söz konusu ihtarname tarihlerinden önce teslim edildiğini, davalı —- davalı —- numaralı ticari kredi riskinin —– tarihinde sıfırlandığı, çek yapraklarından kaynaklanan ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin banka sorumluluğun —- tarihinde sona erdiği ve dava konusu —–üzerindeki — banka ipoteğinin davalı —– tarihinde fek/terkin edildiğini beyan ve mütalaa etmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde;
Dava; davalı —- davalı banka arasında yapılan kredi çerçeve sözleşmesi gereğince, davalı —- sözleşme gereğince borcuna karşılık davacı tarafa ait —– tesis edilen ipoteğin davalı bankaya davacı tarafça çekilen ihtarnameler sonrasında davalı—- hiç teminat alınmaksızın bankacılık mevzuatına aykırı davranılarak çok sayıda çek verilmesi ve davalı —–hakkında yasal işlem başlatılmadığı iddiasıyla davacının davalılara ipotekten kaynaklı olarak borçlu olmadığının tespiti ve ipoteğin fekki davasıdır.
Dava konusu olayda, davalı ——— sözleşmesi imzalandığı, bu kredinin teminatı olarak dava konusu —– sayılı taşınmaz üzerine 1.dereceden fekki bankaca bildirilene kadar —- bedelle ipotek tesis edildiği, söz konusu taşınmazın —- tarihinde davacı —-satıldığı, bu satıştan sonra —- ile davacı arasında davacının da satış işlemi sonrası borçtan sorumlu olduğunun bildirildiği ve davacı yönünden de bankanın ilgili çek koçanlarını geri alması ile ipoteğin fekkine dair karşılıklı ihtarnamelerin gönderildiği, davalı —– davalı —– gönderilen hesap kat ihtarnamesine göre; bu hesap kat ihtarnamesinin gönderildiği tarihte davalı —– yaprağının bulunduğu, söz konusu taşınmazın —- satıldığı, taşınmaz üzerindeki ipoteğin —- terkin edildiği, esasen —- ibraz edilmemesi hâlinde, muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erer.” hükmü gereği davalı —-verilen çeklerin basım tarihinin —— olması, davalı bankanın çek yaprağı başına ödemekle yükümlü olduğu tutarın —– tarihinde bitmiş olması ve bunun sonucu olarak bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutarın sona ermesi nedeniyle nakit kredi riskinin sıfırlanması ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteği fek ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkin edilmesiyle son bulduğu görülmüştür. Bilirkişi tarafından mahkememizce verilen yetkiye istinaden davalı bankanın defter ve kayıtlarında incelemeler yapılmış; yapılan işlemler, gönderilen ihtarnameler, düzenlenen sözleşme ve şartları ile dava konusu ipotek terkin işleminin sonucu bilirkişi raporunda gösterilmiştir. Bilimsel verilere ve maddi gerçeğe uygun, denetime elverişli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkin edilmesi ile davacının bu ipotek nedeniyle borçlu olmadığına ilişkin uyuşmazlık ve dava konusu taşınmazdaki ipoteğin fekki talebinin konusuz kaldığı anlaşılmış, bu hususta herhangi bir karar verilmesine yer olmadığı kanaatine ulaşıldığından, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek aşağıda gösterildiği şekilde karar verilmiştir.
Yukarıda açıklananlar ışığında, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. Maddesinde “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.(…)” şeklinde belirtildiğinden, bu husus dikkate alınarak değerlendirme yapıldığında, eldeki dava açıldığı sırada söz konusu çeklerden dolayı davalı Bankanın ticari nakit kredi riskinin sıfırlanarak sorumluluğunun kalkmasına ve davacı tarafından gönderilen ihtarnamelere rağmen çek koçanları hakkında işlem yapılmayıp, dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin terkininin —— tarihinde yapıldığı göz önüne alındığında davacının, davanın açıldığı tarihte dava açmakta haklı olduğu kanaatine ulaşıldığından, yargılama giderlerinin davalı taraflar üzerinde bırakılması kanaati hasıl olmuş ve ayrıca Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin “Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret” başlıklı 6.maddesindeki “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur.(…)” hükmü gereği eldeki davada ön inceleme duruşması yapıldıktan sonra davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davacı lehine vekalet ücretinin tamamına takdir edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL harç ile tamamlama harcı olarak alınan 5.239,62 TL harç olmak üzere toplam 5.294,02 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 5.213,32 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti 225,80 TL tebligat, posta ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 1.225,80 TL yargılama gideri ile 80,70TL peşin harç olmak üzere toplam ‭1.306,5‬0 TL’nin davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden; karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar tarafından müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı ——- vekilinin yüzüne , davalı —— vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2022