Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/386 E. 2021/926 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/386 Esas
KARAR NO : 2021/926

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı—-görüşmeye gittiğini, davalının borç para vermek üzere davacı müvekkiline— düzenleme tarihli bir senet imzalattığını ve parayı daha sonra hesabına yollayacağını söylediğini, fakat bu parayı hiçbir zaman vermediğini, davacı müvekkili parayı alamadığı gibi üzerine kendisine imzalatılan senet dolayısıyla haksız ve sebepsiz yere davalıya 11.500 TL borçlu olarak gösterildiğini, davalının imzalattığı senet için hakkında — dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlattığını, müvekkilinin icraya konu bu senet ile alakalı davalı ile ticari ilişki veya herhangi bir alışverişi olmadığını, davalının müvekkilini kandırarak bedelsiz senet imzalatması ve haksız yere para tahsil etmeye çalışması neticesinde davacı müvekkilinin dilekçe ekinde ibraz ettikleri ifade tutanağı ile — şikayetçi olduğunu, arz ve izah edilen nedenlerle menfi tespit davasının kabulü ile davacı müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcunun olmadığının tespitini, — konu senedin ve iş bu icra takibinin iptalini, davalı haksız yere müvekkilini icraya vererek müvekkilini zarara soktuğu için faizli toplam alacak olan 11.523 TL Türk lirası üzerinden davalı alacaklının % 40’dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesini, icra dosyasının yürütülmesinin ve icra dosyasına gelecek paranın davalıya ödenmemesi için dava sonuçlanıncaya kadar ihtiyati tedbir kararı ile icra dosyasının durdurulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle kambiyo senetlerinden kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiştir.
—- takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde, davalı alacaklı — tarafından davacı —– senetlerine özgü haciz yoluyla—- amacıyla takip başlatıldığı, takip dayanağının 11.500,00 TL bedelli bono olduğu anlaşılmıştır.
Takibe konu bononun incelenmesinde; bononun dosyamız davacısı —- tarafından davalı lehine 07.03.2020 tarihinde düzenlendiği, vade tarihi kısmının boş olduğu, bononun 11.500,00 TL bedelli olduğu, senet bedelinin “nakden” alındığının belirtildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmış, yine aynı maddesin 2. fıkrası uyarınca vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılır, denmektedir.
Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı borçlu, davalı alacaklının varlığını iddia ettiği borcu sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki İlişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372).
HMK’nın 201. maddesinde “Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Senede karşı ileri sürülen hukuki işlemlerin senetle ispatı zorunludur (HMK m. 200). Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi (savunma) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, ispat sınırından az bir miktara ilişkin olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet (kesin delil) ile ispat edilebilir. Ancak, HMK’nın 203. maddesinde hangi hâllerde tanık dinlenebileceği açıklanmıştır.
Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği—
Tüm açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının düzenlendiği ve borçlu olmadığını ileri sürdüğü bono nedeniyle açılan menfi tespit istemine ilişkin eldeki davada, HMK’nın 201. maddesi uyarınca senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, ispat sınırından az bir miktara ilişkin olsa bile ancak senetle ispat edilebilir. Senede karşı senetle ispat kuralı senedin tarafları için geçerlidir. —–
Davacı taraf iddialarının ispatı bakımından tanık deliline dayanmış, mahkememizce verilen kesin sürede tanık ücretini yatırmadığı gibi tanıklarını hangi hususta dinletmek istediğine ilişkin beyanda bulunmamış, mahkememizce tanık dinletme talebine ilişkin dava konusunun tanıkla ispatı mümkün olmadığından reddine karar verilmiştir. HMK 200-201 maddesi hükmü uyarınca davacı iddiasını yazılı delil ile ispat etmelidir.
Dosya kapsamında toplanan deliller itibariyle davacının takibe konu senetten ötürü davalıya borçlu olmadığını yasal delillerle ispat edemediği dikkate alınarak yemin deliline dayanıldığı görülmekle davacı vekiline karşı tarafa yemin teklif etme hakkını kullanıp kullanmayacakları sorulmuş, davacı vekili yemin teklif etme hakkını kullanacaklarını beyan ettiğinden davalıya yemin teklif edilmiştir. 09/12/2021 günlü duruşmaya katılan davalı, dava konusu olan; — lehine davacı —tarafından keşide edilen bono karşılığında; davacı —– senette yazılı 11.500,00 TL’nin tamamını ödediğini yeminli olarak beyan etmiştir. Senedin borç para karşılığı verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında yapılan yargılama, toplanan deliller, davalı tarafın yeminli beyanı göz önünde bulundurulduğunda dava ve takip konusu edilen senedin davalı tarafından borç para karşılığında davacı tarafından düzenlenerek davalıya verildiğinin her iki tarafın kabulünde olduğu, ancak davacı paranın kendisine verilmediğini, bu nedenle senedin bedelsiz kaldığını ileri sürmektedir. Davacı taraf, dava dilekçesinde ve yargılama sürecinde senet karşılığında paranın kendisine verilmediğini ileri sürmüş ise de bu husus davalının kabulünde değildir. Davacı, iddiasını ispatla yükümlü olup, bu iddiasını ve dolayısıyla senedin bedelsiz kaldığını ispat edemediğinden davanın reddine, icra dosyasına yatırılan paranın davalıya verilmesinin tedbiren durdurulmasına karar verildiğinden alacağın %20 si oranından tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine dair karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1-Dava değeri olan 11.523,00 TL’nin %20’si oranında tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2- Alınması gerekli 59,30 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 196,79 TL harcın mahsubu ile bakiye 137,49 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—– göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —- tarafından karşılanan——- ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin ve davalı asilin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.