Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/383 E. 2021/513 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/383 Esas
KARAR NO : 2021/513

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/09/2020
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde gerçekleşen trafik kazasında müvekkillerinin ——sonucunda hayatını kaybettiğini,— hayatını kaybettiğinde —-yaşında olduğunu, müvekkillerinin oğulları —– kaybetmesi nedeni ile desteğinden yoksun kaldıklarını, olay günü —– sayılı araç sürücüsü—– hakimiyetini kaybederek orta refuj başına çarpması sonucu sonucu tek taraflı yaralanmalı/ölümlü maddi hasarlı trafik kazasının oluşumuna sebebiyet verdiğini, davacı Müvekkillerinin oğulları — işbu kazada yolcu konumunda olduğunu, bu kaza sonucunda—araç sürücüsü—- kusurlu olduğundan dolayı mahkumiyetine karar verildiğini, İş bu karar—- ile sanık tarafından yapılan başvurunun esastan reddine şeklinde karar verildiğini. Bu karar üzerine dosya Yargıtay incelemesinde olduğundan henüz kesinleşmediğini, kazaya sebebiyet veren —- sigorta poliçesi ile, poliçe —- tarihinde sigortalı bulunduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla anne—– yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketine başvuru — yasal faiziyle birlikte davalıdan tazmini ile müvekkillere ödenmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sürücünün kan testinin incelenmesi neticesi aşırı derecede alkollü olduğunu, davacının alkollü sürücünün kullandığı araca binmiş olması sebebi ile müterafik kusurlu olduğunu ve yerleşik içtihatlara göre %20 den aşağı olmamak üzere müterafik kusur tenzilinin gerektiğini, ayrıca, davacının araç içerisinde bila bedel hatır için taşınmakta olduğunu, bu halde de tespit edilen zarar tutarından yine yerleşik içtihatlar muvacehesinde %20 den aşağı olmamak üzere müterafik kusur tenzili yapılması gerektiğini. Bu sebeple tazminattan müstakar içtihatlara uygun olarak %20 müterafik kusur ve %20 Hatır taşıması olmak üzere %40 dan az olmamak üzere indirimi yaparak hüküm tesis etmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, —– tarihli trafik kazasına bağlı ölüm nedeniyle müteveffanın anne babası yönünden destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiş, tarafların bildirdiği deliller toplanmıştır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 19/09/2020 tarihinden sonra açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya—- tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Hasar dosyası, davacıların ekonomik sosyal durum araştırma sonucu, müteveffanın kaza tarihi itibariyle ekonomik sosyal durum araştırma sonucu, —ceza dosyası dosyamız arasındadır.
Hesap bilirkişisi—- alınan raporda özetle: 17.09.2018 Tarihinde meydana gelen kaza sonucu vefat eden —- vefatı sebebiyle geride kalan hak sahibi davacı annesi —-. yaşam tablosuna göre değerlendirme ve hesaplama yapıldığı, müteveffa — sigortalı olarak çalıştığı dönemlerdeki kazançlarının yasal asgari ücret seviyesinde olduğu, — vefatı ile sonuçlanan olayda hatır için taşıma olup olmadığı veya alkollü olduğunu bildiği halde alkollü araç sürücüsünün aracına binmek suretiyle kendi durumunu ağırlaştıran olay sebebiyle bu yönde müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı Mahkemenin taktirlerine ait olmak üzere bu hususta 2. seçenekli değerlendirme yapılacak; 1. Seçenekte % 20 müterafik kusur ve % 20 hatır için taşıma sebebiyle indirim yapılacak, 2. seçenekte ise müterafik kusur ve hatır içini taşıma indirim yapılmadan maddi zararların tespit edildiği, 1. Seçenekte hak sahibi davacıların destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararları:
a)1. SEÇENEKTE: Hak sahibi babası —– destekten
yoksun kalma sebebiyle nihai ve gerçek maddi zararı = 76.313,52 TL
b) 1. SEÇENEKTE: Hak sahibi annesi —destekten yoksun kalma sebebiyle nihai ve gerçek maddi zararı + 98.429,82 TL
2. Seçenekte hak sahibi davacıların destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararları:
a) 2. SEÇENEKTE: Hak sahibi babası — destekten yoksun kalma sebebiyle nihai ve gerçek maddi zararı = 119.239,87 TL
b) 2. SEÇENEKTE: Hak sahibi annesi —- destekten yoksun kalma sebebiyle nihai ve gerçek maddi zararı + 153.796,59 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; davanın, —- tarihinde davacıların oğlu —– davalı sigorta şirketine— tek taraflı trafik kazası sonucu — vefat ettiği, davacıların ölen — anne babası olduğu ve ölenin desteğinden yoksun kaldıklarından bahisle iş bu davayı açtıkları anlaşılmıştır..
Dava dosyasında mevcut — göre, mülkiyeti —-adına kayıtlı—- plakalı araç, davaya konu — olay tarihini kapsayan —tarihleri arası davalı—– olay tarihi itibariyle vefat halinde teminat limit miktarının 360.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davalı sigorta vekili, kaza anında aracın sürücüsünün —– olması durumunda davacıların tazminat talep edemeyeceklerini beyan ederek ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiştir.
—-Esas sayılı dosyasında alınan— —- sayılı rapora göre; davaya konu kaza esnasında: —- promil, şüpheli — 1.45 promil alkollü olduğu; maktul—- alkolsüz olduğunun tespit edildiği, Mülkiyeti— adına kayıtlı, davalı — asil ve tam kusurlu olduğu, tespit edilmiştir.
Ceza dosyasında; sanık — kendisinin ehliyetinin olmaması ve alkollü olması sebebi ile çağırdığı arkadaşı maktul –aracı verdiğini, aracı onun kullanması esnasında trafik kazasının meydana geldiğini beyan ederek aracı kullanmadığını ve suçsuz olduğunu savunduğu görülmüşse de; olaydan hemen önce saat 00.23 sıralarında sanık — plaka sayılı araç ile — girdiği, yakıt aldığı ve şoför koltuğuna oturduğu, aracına yakıt aldıktan sonra — kısmında durduğu, maktul — ön yolcu koltuğu, — arka yolcu koltuğundan indiği ve— gittiği,—-ise bu sırada şoför koltuğunda olup araçtan inmediği, —- tekrar sağ ön yolcu koltuğuna — ise aracın sol arka koltuğuna oturduğu ve aracın — ayrıldığı, —— alınan görüntülerde 00.49 sıralarında şahısların aynı şekilde araç içerisinde oturduğu ve– durmadan yollarına devam ettiğinin tespit edildiği, Mahkememiz tarafından ilgili görüntülere ilişkin alınan Bilirkişi Raporunda aracı kullanan şahsın sanık — olduğunun belirtildiği, zaten sanığın da bu duruma itiraz etmediği, sanığın savunduğu gibi alkollü olması sebebi ile aracı kullanması amacı ile maktul –çağırmış olması halinde aracı hemen maktule devretmesi gerektiği, zira Bilirkişi Raporu ile de belirlendiği üzere — araçtan inen sanığın sallanarak hareket ettiği ve araç kullanamayacak kadar alkollü olduğunun görüldüğü, sanığın olayın oluşuna dair beyanının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, olaya tanık olan her iki şahsın da ölmesi sebebi ile aracın kendisi tarafından kullanılmadığını söyleyerek suçtan ve cezadan kurtulmaya çalıştığı değerlendirmesi ile savunmasına itibar edilmemiş olup, aracı kullanan şahsın sanık olduğu kanaatine varıldığı gerekçesi ile taksirle ölüme neden olma suçundan toplamda 10 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırıldığı, kararın temyizde onama sonucu 09/09/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Kesinleşen ceza dosyasında kazanın meydana geldiği sırada sürücünün — olduğu tespit edildiğinden mahkememizce de sürücünün — olarak kabulünün gerektiği, davalı vekilinin bu aşamada müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi talebinde bulunduğu, davacı vekili ise olayda hatır taşıması olmadığını, davalı vekilinin cevap dilekçesinde hatır taşıması indirimi itirazında bulunmayıp sonraki aşamalarda bulunmasının savunmanın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğunu beyan ederek itiraz etmiştir.
6098 Sayılı Borçlar Kanunun 52. Maddesinde “Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.” Şeklindedir.
——- Sayılı kararında,” Dava konusu olayda destek alkollü olduğunu bildiği davalının kullandığı araca binmekle zarar doğuran eyleme katkıda bulunmuştur, desteğin alkollü sürücünün kullandığı araca binmesi nedeniyle (borçlar kanunun eski 44. Maddesi, 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 52. Maddesi gereği) uygun tutarda bir indirim yapılması.. .gerektiği gerekçesi ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
— Sayılı ilamında, “Somut olayda, davacıların desteğinin alkollü olduğunu bildiği halde davalı sürücüsün aracına bindiği bu nedenle müterafik kusuru olduğu, ayrıca 4 arkadaşının gezme amacı ile araca bindikleri bu açıdan hatır taşıması olduğu sabittir. Ancak mahkemece hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda desteğin müterafik kusuru için 2/8 oranında ve ayrıca hatır indirimi için 2/8 oranında indirim yapılmış olup, bu indirim oranları Dairemizin uygulamalarına göre yüksektir. Mahkemece hesap bilirkişisinden bu yönde ek rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmelidir.” Şeklinde karar verilmiştir.
—-.— Sayılı kararında: “Mahkemece alınan kusur raporunda desteğin alkollü sürücünün aracına bilerek binmesi sebebi ile %15 oranında kusurlu olduğu bildirilmiş ve aktüer bilirkişince hesaplanan tazminattan desteğin %15 kusuru oranında indirim yapılmış, mahkemece desteğin alkollü kişinin aracına bindiği gerekçesi ile hesaplanan tazminattan BK. 43,44. maddeleri uyarınca % 20 oranında, desteğin araçta hatır için taşındığı gerekçesi ile de %20 oranında hatır taşıması indirim yapılarak karar verilmiştir. Sonuç olarak hesaplanan tazminattan desteğin müterafik kusuru sebebi ile %35, hatır taşıması sebebi ile %20 oranından indirim uygulanması hatalıdır. Dairemizin yerleşik uygulamasına göre hatır taşıması indirim oranı 20’yi, müterafik kusuru indirimi oranı %20’yi geçemeyecektir.” Şeklindedir.”
—- vefatı ile sonuçlanan olayda müteveffanın alkollü olmadığı, sürücü — ve diğer yolcu — alkollü oldukları, müteveffanın sürücünün alkollü olduğunu bildiği halde alkollü araç sürücüsünün aracına binmek suretiyle kendi durumunu ağırlaştırdığının açık olduğu, bu nedenle davacıların destek tazminat hesaplarından % 20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir.
Somut olayda; davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde, hatır indirimi savunmasında bulunmadığı, raporlara karşı itiraz dilekçesinde, hatır taşıması indirimi savunmasında bulunulduğu anlaşılmıştır. Usul hükümlerine göre iddia veya savunma genişletilemeyeceği yahut değiştirilemeyeceği, iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati gibi durumlar saklı olup davalı tarafından hatır taşıması indirimi savunmasının, savunmanın genişletilmesi mahiyetinde olduğu ve bu genişletmeye davacılar tarafından açıkça muvafakat edilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle süresinde yapılmayan hatır taşımacılığı indirimi yapılmasına yer olmadığı anlaşılmıştır. (—– Karar sayılı kararı)
Hesap bilirkişisi tarafından düzenlenen raporun gerekçeli ve denetlenebilir olduğu, raporda seçenekli olarak zarar hesabı yapıldığı, 1. Seçenekte % 20 müterafik kusur ve % 20 hatır için taşıma sebebiyle indirim yapıldığı, 2. seçenekte ise müterafik kusur ve hatır içini taşıma indirim yapılmadan maddi zararların tespit edildiği, mahkememizce ise yukarıda açıklanan nedenlerle olayda yalnızca müterafik kusur indirimi yapıldığı, ancak hatır taşıması indirimi yapılmadığı, bu nedenle her iki seçeneğin de kabulümüze uygun olmadığı, raporda 2. Seçenekte her iki indirim yapılmadan davacı babanın destekten yoksun kalma zararının 119.239,87 TL olarak, davacı anne—- zararının 153.796,59 TL olarak hesaplandığı, bu hesaplanan bedellerden her bir davacı yönünden % 20 müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği sonuç olarak davacı baba —-müterafik kusur indirimi sonucu zararının (119.239,87 TL x %20 = 23.847,97 TL, 119.239,87 TL – 23.847,97 TL = 95.391,89 TL) 95.391,89 TL olduğu, davacı anne —- müterafik kusur indirimi sonucu zararının (153.796,59 TL x % 20 = 30.759,32 TL, 153.796,59 TL – 30.759,32 TL = 123.037,27 TL) 123.037,27 TL olduğu, davacı vekilinin 21/04/2021 tarihinde sunduğu ıslah dilekçesi ile raporun 2. Seçeneğinde indirimsiz haliyle belirlenen tazminat tutarlarına göre davayı ıslah ettiği, davalı sigorta şirketi dışında diğer ilgililer tarafından davacı hak sahibi davacılarına ödeme yapıldığına dair ve ya davacı hak sahiplerine 6098 Sayılı Borçlar Kanunun 55. maddesi belirtilen —- tarafından rücuya tabi —– bağlandığına dair, herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığından indirim yapılmasına gerek herhangi bir husus olmasığı, dava dosyasında mevcut — Poliçesine göre, mülkiyeti —- adına kayıtlı —-sevk ve idaresindeki —- plakalı araç, davaya konu — olay tarihini kapsayan—-ile sigortalı olduğu, — olay tarihi itibariyle vefat halinde teminat limit miktarının 360.000,00 TL olduğu, davacıların toplam zararının teminat limiti altında kaldığı, Karayolları Trafik Kanunun 99. maddesinde; “… — hak sahibinin kaza veya zarara ilişkin tespit tutanağını veya bilirkişi raporunu, sigortacının —- tarihten itibaren sekiz iş günü içinde —sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar…”— gerekli evraklar ile birlikte, davaya konu kazanın— şirketine ihtar ya da ihbar edildiği tarihten itibaren (8) iş günü sonrası olduğu, dava dosyasında mevcut, davalı —- tarihinde başvuru yapıldığı, bu tarihin (8) iş günü sonrası olan— tarihinden itibaren davalının temerrüde düştüğü, sigortalı araç hususi olduğundan yasal faize hükmetmek gerektiği, bakiye talebin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce hükmedilen tazminattan %20 müterafik kusur indirimi yapılmış davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yasal düzenlemeler gereği, TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan ve hakimin takdirine dayalı hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti takdir edilemeyecek olması sebebiyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. —–Karar sayılı kararı)
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davacı anne—–için 123.037,27 TL,
-davacı baba — için 95.391,89 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan — tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
2-Karar harcı 14.920,90 TL ‘den davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 433,71 TL peşin harç ve 4.663,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.096,71 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.824,19 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 433,71 TL peşin harç ve 4.663,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.151,11 TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 75,75 TL tebligat ve müzekkere gideri, 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 725,75 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde—- — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan — arabuluculuk ücretinin taktiren tamamının davalı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.