Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/38 E. 2022/797 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/38 Esas
KARAR NO : 2022/797

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/02/2020
KARAR TARİHİ : 08/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı——, davacının——arasında —– yapıldığını, —– esas sayılı dosyasıyla yapılan ilamsız takibe, borçlu haksız olarak itiraz ettiğini ve itiraz üzerine takibin durduğunu, söz konusu — kurumuna —————yapıldığını, başvuru sonucu anlaşamama tutanağının tutulduğunu ve davanın açıldığını, davalının tüm bu girişimlere rağmen ödeme yapmadığını ve borca itiraz ettiğini, borcun ticari ilişkiden kaynaklanan likit bir alacak olduğunu, davacının davalı-borçluya çeşitli tarihlerde mal ve hizmet sattığını, takibe konu alacak ticari anlaşmadan kaynaklı fatura alacağı olduğunu, bu nedenle takibe ticari temerrüt faizi uygulandığını, ticaret kanunu madde 8-(1) Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirleneceği hükmü haiz olduğunu, davalı borçlunun faiz ve ferilerinin yönelik itirazlarının yersiz olduğunu, bu nedenle haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile icra dosyasının kaldığı yerden devamına, borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mâhkum edilmesine, muhakeme masrafları ile ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:
Dosya incelendiğinde davalı tarafça sunulan bir cevap dilekçesi olmadığı anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; 2 adet fatura alacağından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda ———dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki —— tarihinde açılmakla davacının dava şartı—–koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava —-başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu———-yapılan toplantıya tarafların katıldığı, —– yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına———- tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
——- sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; ——- üzerinden takip başlatıldığı ve başlatılan takibe borçlu vekili tarafından—- tarihinde itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşıldı.
Dosyanın tüm kapsamı itibariyle incelenerek ——- —— yıllarına ilişkin —–dayanak kayıtları ile —— ————- ve takip konusu ———- kaynaklanan davacının takip tarihi itibari ile alacağının olup olmadığı varsa miktarının tespit edilerek rapor alınmasına karar verilmiş, davacı —— belirterek ——–inceleme talebinin bulunduğu anlaşılmış; ————ile bilirkişi raporu alınmış; ————– raporunda özetle; “davacının dava dosyasına yerinde ibraz ettiği yasal defterlerinde ve dava dosyasına konu olan somut olayda tespit edilen durumların yukarıda belirtilen gibi olduğu, bu belirtilen durumlara göre, Davacının dava dosyasına—- ait işletme defterini, —— yerinde ibraz ettiği, davacının dava dosyasına ibraz ettiği —yılına — defterinin ve —-, —–defterlerinin noter açılış tasdiklerini zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırdığı gibi Türk Ticaret Kanununda belirtilen —– noter kapanış tasdikini de zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırdığı, davacının dava dosyasına yerinde— işletme defter kayıtlarına göre davacının davalıya— ve – numaraları belirtilen—–tutarında satış yaptığı, yaptığı bu satışlarına karşılığında davalıdan — herhangi bir —– yapıp yapmadığı, yaptıysa ne zaman ne kadar yaptığı, davalıdan herhangi bir alacağının kalıp almadığı, alacağını kaldıysa ne kadar kaldığı dava dosyasına ibraz edilen bu yasal ————- sebebiyle tespit edilemediği ;davacı tarafın —- defter ——–alacağının olduğu ,——–tutarında satış yaptığı, 2018 yılından 2019 yılına devir eden alacağı ve 2019 yılında yaptığı satışın karşılığında davalıdan banka havaleleriyle toplamda — tahsilat yaptığı, böylece davacının incelenen bu —– davacının davalıdan —-bakiye alacağının kaldığı kaydının olduğu, Diğer yandan, dava dosyasının içerisinde bulunan davacının bağlı bulunduğu——–karşılaştırmalarına göre, davacının —-işletme defteri tutması ——- bulunmadığı, davalının ise —–davacıdan ———- tutarında ——– bulunduğu — yılında davacının— tutarındaki davalıya satışın, davalının—– ” şeklinde beyan ve mütalaada bulunmuştur.
Mahkememiz— tarihli duruşmasında davalı tarafın —yıllarına ilişkin ticari defter ve dayanak kayıtlarının incelenmesi amacıyla yeni inceleme günü tayin edilmiş ancak; davalı taraf incelemeye katılmadığından inceleme yapılamadığına dair tutanak tutulduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak incelendiğinde;
İtirazın İptali davası 2004 sayılı İcra İflas Kanununda düzenlenmiştir. “İtirazın iptali” başlıklı 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, —-dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, —, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde belirtilmiştir.
Dava konusu olayda davacı tarafından alacaklı sıfatıyla davalı/borçlu tarafa 03/10/2019 tarihli takip talebi ve ödeme emri ile ilamsız takip başlatılmış, bu takibe borçlu tarafından borcunun bulunmadığına dair süresi içinde itiraz edilmiş, itiraz dilekçesi davacı tarafa tebliğ edilmemiş ve mahkememizde itirazın iptali davası süresinde açılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222. Maddesinde “…Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. …” şeklinde belirtilmiş olup Kanundaki bu hükme göre somut olayda, davacı ve davalı tarafın defterlerini ibraz etmeleri ve incelenmesi için Mahkememizce verilen günde davalı taraf defterlerini sunmadığı için inceleme yapılamamış, sadece davacının defterleri incelenmekle bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi defterlerin açılış kapanış onaylarının yapıldığı, eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğu ve kayıtların birbirini doğrular nitelikte olması nedeniyle delil olarak kabul edilmesi ve karşı tarafın da kendi defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle de sahibi lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ile davacı ile davalı arasında—- ilişkinin bulunduğu ve bu doğrultuda taraflar —— alışverişi yapıldığı, yapılan alışveriş sonucunda davacı tarafça düzenlenip defterlerine kaydedilen faturalar nedeniyle davalı taraftan alacağının bulunduğu,— borcu nedeniyle davacının alacaklı konumda olduğunun vergi müdürlüklerinden bildirilen —- raporu ile de sabit olduğu, davalının ödeme yapmaması nedeniyle davacı tarafın icra takibi başlattığı, davalının takibe itirazı nedeniyle de iş bu davanın açıldığı, davalı tarafından borcun ödendiğine veya borcun bulunmadığına dair herhangi bir savunma ileri sürülmediği ve bu hususta delil sunulmadığı, davalının Mahkememizce tayin edilen inceleme gününde ticari defterlerini ibraz etmediği için incelenemediği, bu nedenle davacı tarafın defterlerinin ve dayanak kayıtlarının kendi lehine olacak şekilde delil olarak kabul edildiği ve sonuç itibari ile bilirkişi raporu ile yapılan hesaplamanın gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğu, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep edebileceği tutarın belirlendiği anlaşılmakla davanın kabulüne ve davalının takibe itirazında haksız ve alacağın likit oluşu gözününde bulundurularak hükmedilen tutarın %20’si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının,—Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin — asıl alacak ve 35.394,40 TL asıl alacak olmak üzere toplam 50.947,40 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %21,25 oranında ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla hüküm altına alınan 50.947,40 TL asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı 3.480,21 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 615,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.864,89 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 615,32 TL peşin harç olmak üzere toplam 669,72 TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 210,75 TL tebligat, posta ve müzekkere masrafı ile 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.010,75 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——- esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —- arabuluculuk ücretinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.