Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/375 E. 2023/485 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/784 Esas
KARAR NO: 2023/443
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/10/2022
KARAR TARİHİ: 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili —– tarihinde davalı —-kullandığı —–plakalı aracın kontrolsüz ve kurallara aykırı bir şekilde geri manevra yapması ile yengesi —- beraber yolun karşısına geçmek isterken trafik kazası geçirmiş olduğunu,—-plakalı aracın kendisine çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin kaza sonrası hastaneye kaldırıldığını, bacağında kırıklar oluştuğunun tespit edildiğini, birden fazla ameliyat olduğunu, sağlığı bozulduğunu ve ağır acılar çekmiş olduğunu, kazaya sebep olan —plakalı aracın, kaza tarihinde —- nolu poliçe ile davalı —– sigortalı olduğunu, davanın kabulü ile bilirkişi marifetiyle tazminatın tespit edilmesini ve buna göre hüküm oluşturulmasını, alacakların miktarlarının tespiti halinde HMK 107/2 gereği taleplerini artıracaklarının bilinmesiyle birlikte, kazanç kaybı, yol ve refakat masrafı, geçici ve sürekli iş göremezlik bedeli olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesini, davacı müvekkilinin uğramış olduğu manevi çöküntü nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faizi ile birlikte davalı—–tahsilini , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirkete yapılan başvurunun KTK madde 97 kapsamında geçerli bir başvuru sayılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan huzurdaki davanın reddine karar verilmesini, davacının daimi sakatlığının bulunduğu iddiası ile müvekkili şirketten sakatlık tazminatı talep edildiğini ancak davacıların iddia ettiği kalıcı sakatlığının tespiti için rapor alınması halinde, hazırlanacak raporda trafik sigortası genel şartları gereği özürlülük oranının dikkate alınması ve yönetmeliğe uygun olarak tanzim edilmesinin gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı ve tedavi gideri bakımından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu hususta sorumluluğun tamamen sosyal güvenlik kurumuna ait olduğunu, açılan haksız davanın reddini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir. Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle: işbu davaya karşı öncelikle 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109/1 maddesi uyarınca zamanaşımı itirazında bulunduklarını, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurunun bulunduğunu, taşıt yolu üzerindeki manevra esnasında müvekkili aracını kontrollü şekilde sevk ve idare ederken müştekilerin bir anda taşıt yolu üzerinde müvekkilinin aracının arkasında durmalarıyla kazanın meydana geldiğini, davacı yanın meydana gelen kazada kendi kusurunu göz ardı ederek müvekkili tek kusurlu olarak zararından tamamen müvekkilinin sorumlu bulunduğu iddialarını kabul etmemekte olduklarını, meydana gelen kazaya dair kesin ve net bir kusur raporu bulunmadığını, bunun yanında davacının zararlarının, herhangi bir delille ispatlanamadığı gibi bu yönde zarara ilişkin bir fatura, belge, döküm, raporun da bulunmadığını, tüm bu sebeplerle davacı yanın haksız taleplerinin reddine karar verilmesini, işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, 22/05/2017 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle davalı —— manevi tazminat, tüm davalılar yönünden maddi tazminat bedelinin talep ve dava edildiği, ancak ön inceleme duruşmasından önce davacı ile davalı sigorta şirketinin maddi tazminat hakkında sulh olunduğu, davacının manevi tazminat bedelinin diğer davalıdan tahsili talebine ilişkindir.7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 12/10/2022 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür.Davacı vekili tarafından 28/11/2022 tarihli mahkememize sunmuş olduğu dilekçesi ile, dava açıldıktan sonra davalı sigorta ile geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik tazminatları ve tedavi giderlerinden oluşan maddi tazminata ilişkin talepleri yönünden uzlaşmaya varıldığını, maddi tazminata ilişkin davanın konusuz kaldığını, manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. ——- gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir——–
Mahkememizce kolluk vasıtasıyla yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırması sonucu davacının çalışmadığı, maaş ve ek gelirinin olmadığı, kirada oturduğu, geçiminin eşi tarafından karşılandığı, ——– idaresindeki otomobil ile geri manevra yaparak aracını hareket ettirmeden önce hareket alanını yeterli ve gerekli şekilde kontrol etmesi, geri manevrasını dikkatli ve kontrollü bir şekilde yapması gerektiği halde bu hususlara riayet etmeyerek sebebiyet verdiği kazada dikkat ve özen yükümlülüklerine aykırı davranışı ile asli kusurlu olduğu, yaya ——- karşıdan karşıya geçmek için akan trafiği kontrol ettiği, karşıdan karşıya geçmek için yola girdikten bir müddet sonra sürücü idaresindeki otomobilin ters yöne doğru geri manevra yaparak çarpmasına maruz kalması sonucu gerçekleşen olayda alabileceği başka bir önlem olmadığından kusurunun bulunmadığı, ceza dosyası, taraf beyanları ve mahkememizde dinlenen tanıklar ve dosyamız içerisindeki bilgi ve belgeler ışığında mahkememizce kusur oranı bakımından yapılan değerlendirmede davalı —- %100 oranında kusurlu olduğu, yaya olan davacının ise meydana gelen trafik kazasında kusurunun bulunmadığı, ceza dosyasında —– aldırılan raporun denetime elverişli olduğu, raporun çelişki barındırmadığı, dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmıştır. Manevi tazminat davasının sebepsiz zenginleşme aracı olmadığı dikkate alınarak davacının geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle uğramış olduğu elemin giderilmesi için yukarıda belirtilen tarafların sosyal ekonomik durumları dikkate alındığında davacı yararına takdiren 30.000,00 TL tazminata hükmedilerek; davacının maddi tazminat talepleri hakkında sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, davanın açılmasına sebebiyet veren davalıların arabuluculuk ücretinden müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmalarına, davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat talepleri hakkında sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile; 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı —— tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 2.049,30 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 939,27 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.110,03 TL harcın davalı —– tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 80,70 TL başvurma harcı, 939,27 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.019,97‬ TL’nin davalı —– tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; manevi tazminat hesaplamasına esas belgeler için yapılan posta, müzekkere ve tebligat masrafından oluşan toplam 398,00 TL yargılama giderinin davanın kabulü reddi oranında yapılan hesaplama neticesinde 238,80.-TL yargılama giderinin davalı —— tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacının üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ———- tarafından belgelendirilen bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden kabul edilen manevi tazminat davası yönünden AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı —- tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı —- duruşmalarda vekil ile temsil edildiğinden reddedilen manevi tazminat davası yönünden AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı —–verilmesine,
9-Maddi tazminat davası yönünden davalıların vekalet ücreti ile yargılama gideri talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına irad kaydına,
11-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/06/2023