Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/374 E. 2020/486 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/374 Esas
KARAR NO : 2020/486
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 03/05/2019
KARAR TARİHİ: 07/10/2020
Mahkememize —— Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ———- Görevsizlik Kararı ile gönderilen dosyanın, mahkememizin ——— tevzi edilen Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile; ————- sıralarında —- bulunan metrobüsün son durağında meydana gelen kazada ———– kullandığı ——–plakalı —- sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı şeride geçtiğini, ———–gitmek üzere duraktan çıkan ———kullandığı ——- plakalı —– ile kafa kafaya çarpıştığını, müvekkilinin meydana gelen bu kazada metrobüs içerisinde yolcu konumunda olup kaza nedeniyle otobüs boşluğuna düştüğünü ve yaralandığını, müvekkilinin kaza sonrası vücudunda oluşan kırıklar sebebiyle ——— boyunca evde yatmak zorunda kaldığını, psikolojik travma geçirdiğini, söz konusu trafik kazasına karışan —– plakalı aracın davalı ——— nolu ——- plakalı aracın davalı ———– nolu ————– ile kayıtlı olduğunu, müvekkilinin uğradığı maddi zararın telafisini teminen kazaya neden olan ———–plakalı araç ile ——- plakalı aracın davalı .——– trafik sigortalı olması nedeniyle ——- maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ile; davacının arabulucuya başvurmaması sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 5/A bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğunu, araç işletenin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının da tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, davacı vekili müvekkilinin daimi sakatlığının bulunduğu iddiası ile müvekkili şirketten sakatlık tazminatı talep ettiği, yönetmeliğe göre alınacak sağlık kurulu raporunun kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan ve sakatlığın —- boyunca stabil ve kalıcı olmasından sonra alınması gerektiğini, usulünr uygun alınmış özürlü sağlık kurulu raporu bulunmadığından davacı vekilinin daimi sakatlık iddialarının reddi gerektiğini, davacının talep ettiği geçici iş göremezlik ve tedavi giderinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, zira bu hususta sorumluluğun ———ait olduğunu, müvekkili şirketin sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün dava tarihinde muaccel hale geldiğini, mahkemece faize hükmedilmesi halinde hükmedilecek faizin dava tarihinden itibaren işleticek yasal faiz olması gerektiğini ve aleyhe açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK. 138. maddesinde; “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir.” hükmü yer almakta; ————– kararında da davanın tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından usulden reddedilmesinde HMK 30. maddesi de gözetildiğinde bir isabetsizlik olmadığı kabul edilmiştir.” yönünde karar vermiştir.
19.12.2018 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak, yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘nın ( 5. ) maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlenmiş olması ve 7155 Sayılı Kanunun ( 23. ) maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A ( 2 ) maddesi ile “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” hükmü getirilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/(2). maddesine göre, ”Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır” hükmü yer almaktadır.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesi gereğince; Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.
——— görülmekte iken mahkemece yapılan yargılama sonunda ————– Görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilen işbu davanın ilk olarak görevsizlik kararı veren mahkemede —— tarihinde açıldığı, davacı vekili tarafından mahkememize sunulan arabululuk son tutanak aslından davacı tarafın dava şartı olan arabuluculuk yoluna görevsizlik kararı verilmesinden sonra ——- tarihinde başvurduğu anlaşılmıştır.
“Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı eklenen 18/A maddesinin 2 inci fıkrasında; “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almıştır.
Davacı vekili tarafından dava açılmadan önce dava şartı arabulucuk kapsamında arabulucuya başvurulduğuna ilişkin son tutanağın dava dilekçesine eklenmediği, başka bir anlatımla arabulucuya başvurulmadığı, görevsiz mahkemeye dava açılmış olsa bile davanın açılma tarihinin görevsiz mahkemeye başvurma tarihi olduğu göz önüne alındığında, arabuluculuğa başvurulmadan ticari dava açılmasının kanuna aykırı olduğu, görevsizlik kararı verilmesinden sonra yapılan arabuluculuk başvurusunun dava şartını sağlamadığı, dolayısıyla davamızda dava şartının gerçekleşmediği, davanın görevsiz mahkemede açılmış olmasının dava şartını ortadan kaldırmayacağı, ayrıca, arabuluculuk yasasının 18/A maddesinde ön görülen dava şartının tamamlanabilir nitelikte bir dava şartı olmadığından, 06.12.2018 tarihli 7155 Sayılı Yasanın 23. Maddesi ile eklenen 6325 sayılı 18/A -2 ve HMK 114/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.—————-
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114 (2) ve 115. maddeleri gereğince davanın, DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 18,13 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 119,55 TL’den mahsubu ile bakiye 101,42 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 Sayılı HMK’nın 333 maddesi gereğince bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ———- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 07/10/2020