Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/372 E. 2023/46 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/372 Esas
KARAR NO: 2023/46
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/09/2020
KARAR TARİHİ: 24/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı arasında —— tarihinde akdedilen sözleşme uyarınca davalı şirketin, müvekkili şirket’in———— toplanan —— kurutulması işini üstlendiğini, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketten olan cari hesap alacağını tahsil etmek amacıyla —— Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ——- tutarın davalı tarafından kabul edilerek icra dosyasına ödendiğini, bakiye borca ise davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, müvekkili şirket ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkil şirket’in——— işlenen ——– toplanan çekirdeklerin kurutulması, kırılması, ayıklanması vb. işler kapsamında ticari iş birliği yürütüldüğünü, söz konusu ticari ilişki kapsamında müvekkili şirketin, üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini, davalının bir kısım faturaları hiç ve/veya eksik ödemesi sebebiyle davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin ticari ilişkiden kaynaklanan fatura borcunu ödemediğini, müvekkili şirket tarafından —— yevmiye nolu ihtarname keşide edildiğini, söz konusu ihtarname ——– tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, davalı ihtarname uyarınca herhangi bir ödeme yapmayarak borcunu kabul etmediğini, müvekkili şirket tarafından icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin, söz konusu takibin —- tutarını kabul ettiğini, bakiye —— itiraz ettiğini, davalının borçlu olmadığına ilişkin vaki itirazları yerinde olmadığını, davadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, ——- anlaşamama şeklinde sonuçlanması ile müvekkil şirketin dava açma hakkının doğduğunu, davanın kabulünü, davalı şirketin vaki itirazının iptali ile takibin takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte takibin devamını, alacağın % 20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafından dava dilekçesinde belirtilen hususların, taraflar arasındaki sözleşmeye, bugüne kadar yapılan yazışmalara, mutabakatlara ve ticari teamüllere aykırı olduğunu, taraflar arasında —- bir sözleşme yapıldığını, bu sözleşmeye göre davacı şirketin fabrikasından çıkan kayısı çekirdeklerinin müvekkili şirket tarafından ihraç edilecek ve satış bedeli müvekkili şirket tarafından tahsil edilecek olduğunu, —– maddesine göre; satış bedelinden taraflarca yapılan masrafların düşülmesi ile —– bulunacağını ve bu karın taraflar arasında eşit olarak bölüşüleceğini, iş bu sözleşme neticesinde çalışmalar başladığını, davacı şirket tarafından —– müvekkili şirkete —– sevk edildiğini, müvekkili şirket tarafından, davacı şirketin fabrika müdürü——- tarihinde ekli mail gönderilerek—— elde edileceği bilgisi paylaşılmış ve —alınmış olduğunu, söz konusu —-ürünlerin satışından elde edilecek satış hasılatı olduğunu, net kar olmadığını, davacı şirket ile yapılan anlaşmaya göre ——- ——– satış bedelinden, taraflarca yapılan tüm masraflar düşüldükten sonra net karın bulunması ve net karın taraflar arasında eşit olarak paylaşılması gerekmekte olduğunu, ancak kar iş bitiminde belirleneceği için —- ürünün fatura fiyatı, davacı şirket tarafından gerçeği yansıtmayan bir değer olan —– müvekkili şirkete fatura edilmiş olduğunu, ——– Sözleşmenin —– maddesine göre, faturalandırılacak tutar karşılıklı mutabakat ile belirlendikten sonra —– tarafından fatura kesilmesi gerekmekte olduğunu, ancak taraflar arasında böyle bir mutabakatın yapılmadığını, söz konusu —— fiyatı taraflar arasında anlaşılan bir bedel olmadığını, tamamen davacı şirketin kendi kararı ile bu rakam üzerinden fatura kesilmiş olduğunu, müvekkilinin bu faturalara itiraz ettiğinde, davacı şirketin “nasıl olsa —-yıllık bir sözleşme imzalandığını, daha çok iş yapılacağını, iş sonunda hesaplaşılacağını” söyleyerek bu faturaları iade almamış olduğunu, müvekkili şirketin de taraflar arasındaki sözleşmeye güvenerek ve ticari ilişkiye zarar vermemek için ve nasıl olsa bir sonraki satışlarda hesaplaşılacağı için resmi bir itiraz yoluna başvurmadığını, —— ürünlerin satış bedeli müvekkili şirket tarafından tahsil edildiğinde ise muhatap şirketin ———-bitimi beklenilmeksizin bu partinin karının/zararının tespitinin yapılmasını istediğini ve tespiti için —– yetkilendirdiğini, —— yapılan hesaplaşma neticesinde bu ilk partide sevk edilen —– müvekkili şirket tarafından muhatap şirkete ödenmesi gereken tutarın, ——- olarak hesaplaşılmış ve müvekkili tarafından —— tarihinde hesaplaşmanın yapıldığı gün tamamının havale edilmiş olduğunu, —–tarafından bu parti için kesilen iki adet fatura bedeli toplamı —- olarak yüksek —-düzenlendiği için arada ——- fiyat farkı oluştuğunu, müvekkili şirketin, bu tutarda fiyat farkı faturası kesmesi gerektiğini belirttiğinde, davacı şirket tarafından daha sonraki faturalarda ya da iş bitiminde hesaplaşma yapılacağı belirtilerek fiyat farkı faturası kesilmemesinin istendiğini, müvekkili şirketin,——- yıllık bir sözleşme imzalamış olduğu için, aradaki ticari ilişkinin devam edeceğine güvenerek ve davacı firma ile arasında oluşan güven ilişkisine de güvenerek fiyat farkı faturası kesmemiş olduğunu, daha sonra tarafların ticaretinin devam ettiğini; ikinci aşamada ——– içinin davacı tarafından müvekkili şirkete sevk edilmiş ve yine ——— düzenlenmiş olduğunu ———–bu sefer ise her iki faturada da olmak üzere, tamamen davacı şirketin hatası sonucu faturaların yurt dışına satış fiyatı olan —— baz alınarak müvekkili şirkete fatura edilmiş olup, müvekkili şirketin bu faturaların düzeltilmesini talep ettiğinde ise; e-fatura kesildiğini ve düzeltmenin çok zor olacağını ve yine sonradan nasıl olsa hesaplaşılacağı şeklinde cevap alındığını, ikinci partiyle ilgili olarak yine davacı şirketten —– hesaplaşma yapılmış olup, müvekkilinin —– olarak tespit edildiğini, —müvekkili tarafından havale yapıldığını ——–hesaplaşmasından da yine çok yüksek miktarda fiyat farkı oluşmuş olduğunu, düzenlenen —– faturaların toplamı —– olduğunu, düzenlenmesi gereken fatura tutarının —– olduğunu, bu sefer aradaki farkın: —- olduğunu, müvekkili şirketin, tekrar birinci hesaptan oluşan ——— için fiyat farkı faturası kesmek istediğini; ancak davacı şirketin aynı gerekçelerle, nasıl olsa bir sonraki ticarette hesaplaşılacağı gerekçesiyle fiyat farkı faturası kestirmemiş olduğunu, Müvekkili şirketin, davacı şirkete ve aradaki ticari ilişkiye güvenle fatura kesmemiş, ancak bunun ardından davacı şirketin ani bir şekilde, taraflar arasında imzalanan—— sözleşmeyi, daha bir yıl dolmadan, önceden haber vermeden ve yazılı bir ihtar göndermeden, haksız bir şekilde feshetmiş olduğunu, davacı şirketin işin nasıl yapılacağını müvekkili şirketten öğrendikten sonra kendisinin makine satın aldığını, henüz ürünlerin işlenmesi bile bitmeden, davacı şirketin fabrikasına yeni makineler geldiğini ve müvekkili şirketten makinelerini söküp götürmesinin istenmiş olduğunu, müvekkili şirketin—— sözleşmeye güvenerek bu yatırımı yaptığını, —– bile dolmadan fesih yapıldığını, böyle olacağını bilseydi sözleşme imzalamayacağını ifade ettiğinde, davacı şirketin müvekkili şirketi mağdur etmeyecek bir formül geliştirdiklerini belirttiklerini, davacı şirket deposunda ilk yıla ait daha ——- yakın kabuklu kayısı çekirdeği var olup, bunun işlenerek karının bölüşülmesinin gerekiyor olduğunu, davacı şirketin, müvekkiline ekli fesih protokolünü vererek, protokolün imzalanmasına ve depodaki islenmemiş ürünlerin karına karşılık o tarihte davacı şirketin stoklarında bulunan——— tarihinde müvekkili şirkete bedelsiz olarak verdiğini, söz konusu protokolün müvekkili şirket tarafından imzalanarak davacı şirkete verildiğini, Davacı şirketin de—– —- müvekkili şirkete bedelsiz olarak vererek, protokol hükümlerini ifa ettiğini, dolayısıyla tarafların birbirlerini bu şekilde ibra etmiş, aralarında bir alacak- borç ilişkisi kalmamış olduğunu, madem davacı şirket müvekkili şirketten alacaklıdır, davacı şirketin, taraflar arasındaki tüm yazışma ve anlaşmalara aykırı şekilde alacak talep ettiğini, taraflarınca davacı şirket tarafından çekilen ihtarnameye cevap olarak —– yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilerek, tüm iddialara ayrı ayrı cevap verildiğini, davacı şirket ile aralarında bir ticari bağ ve güven ilişkisi kalmamış olduğunu, müvekkili şirketin —– tarihinde düzenlediği —- faturasını davacı şirkete iadeli taahhütlü posta ile göndermiş olduğunu ve söz konusu faturanın davacı şirkete —- tarihinde teslim edildiğini, ancak davacı şirketin bugüne kadar faturalarına itiraz etmediği gibi, iade de etmemiş olduğunu, TTK. 21/2 maddesi uyarınca; bir faturayı alan kişinin aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılacağını, müvekkili şirketin muhatap şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, muhatap şirketin, taraflar arasındaki anlaşmalara bilerek ve isteyerek aykırı hareket ettiğini, gerek ihtarname cevaplarında gerekse arabuluculuk sürecinde bu hususların taraflarınca detaylarıyla açıklandığını, müvekkili şirketin defterlerinde inceleme yapıldığında, ürünlerin yurtdışına satışından elde edilen satış bedeli, yapılan masraflar ve net karın kolayca hesaplanabilecek durumda olduğunu ve bu durumda, yukarıda izah edilen hususların doğru olduğunun da ispatlanacağını, davanın reddini, davacı aleyhine en az % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava ———- tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, yapılan ——–katıldığı, toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
———- sisteminden alınmış, yapılan incelemesinde; —–tarihinde davacı alacaklı tarafından davalı aleyhine dayanağı “cari hesap alacağı” olan —– asıl alacağının, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık —– ticari faiziyle birlikte tahsili için ilamsız takip yoluyla icra takibi başlatılmış olduğu, ödeme emine ilişkin tebligat parçası dosya kapsamında yer almayıp, işbu takibi haricen öğrendiklerini beyan eden davalı şirketin icra md.’ ne vekilleri aracılığıyla sunmuş oldukları —- tarihli itiraz dilekçeleriyle; müvekkili şirketin takip alacaklısı şirkete yalnızca — borcu bulunduğunu, kalan bakiye —- için alacaklı tarafından başlatılan takibin haksız ve dayanaksız olduğunu beyanla, borcun ——- kısmı ile faize ve ferilerine itiraz ederek takibin durdurulmasını talep ettikleri, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce tarafların ——– yılları ticari defter ve kayıtları ile dayanak belgeleri üzerinde inceleme yapılması suretiyle, raporda taraflar arasındaki ticari ilişki, taraflara——- değerlendirilerek, davalı tarafın fiyat farkı faturası incelenerek taraflar arasında buna ilişkin yazılı sözleşme bulunup bulunmadığı, yazılı sözleşme yok ise taraflar arasında fiyat farkı kesilmesine ilişkin teamül bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, davacının davalıdan alacağının varlığı ve varsa miktarının tespiti amacıyla mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; davacı şirket tarafından ibraz edilen——– yılı ticari defterlerinin usule uygun olduğu, davacı şirketin incelenen ticari defter ve kayıtları ile yukarıda listelenen cari hesap ekstrelerinin tetkiki neticesinde; davacı şirketin davalı şirketten faturalara dayalı açık cari hesap bakiyesinden kaynaklanan—- asıl alacağı bulunduğu, davalı şirket tarafından ibraz edilen —- yılı ticari defterlerinin usule uygun olduğu, davalı şirketin defterlerine göre; davalı şirketin davacı şirkete takip tarihi itibarıyla, —- borçlu durumda bulunduğu ve bu miktarı takip ferileriyle birlikte —- tarihinde icra dosyasına ödeyerek davacı şirketle olan borç/alacak bakiyesini—— sıfırladığı, taraf defterleri arasında —mutabakatsızlık bulunduğu, —– mutabakatsızlığın, davalı şirketçe davacı şirket adına düzenlenmiş ve ticari defterlerinden davacı şirket adına borç kaydedilmiş, ancak davalı şirket ticari defter kayıtlarında yer almayan,——– tutarlı faturadan kaynaklandığı, mutabakatsızlık konusu işbu faturanın, davalı şirket tarafından—– tarihinde iadeli taahhütlü posta gönderisi ile gönderildiği ve—– tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, taraflar arasındaki sözleşmede fiyat farkına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, defterlerde daha önce fiyat farkı bulunduğuna ilişkin bir teamül bulunmadığı, davalı şirket vekili tarafından cevap dilekçesi ekinde yer alan ——–hesaplama tablolarında yer alan maliyet ve buna bağlı olarak fiyat farkı hesaplamaları değerlendirmek uzmanlık alanı dışında kalmakta olup, sunulan bu belgelerin Hukuki değerinin Mahkemeye ait olduğu, davalı şirketçe davacı şirket adına düzenlenmiş, ancak davacı şirket kayıtlarında yer almadığı tespit olunan;——- tutarlı fiyat farkı faturasının davacı şirket aleyhine borç külfeti getirip, getirmeyeceği hususunda takdirin mahkemeye ait olacağı belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşme değerlendirilmek suretiyle davalı tarafından düzenlenen fiyat farkı faturasının sözleşmeye uygun olup olmadığı, söz konusu faturaların içeriklerinin denetlenmesi, üretim maliyetlerinin hesaplanması hususlarıyla ilgili teknik bilirkişi ve hesap uzmanından rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan —– tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında kayısı çekirdeğinin işlenmesi ve pazarlamasını konu alan bir adi ortaklık ilişkisi bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacının davalıya —- ham ürünün işlenmiş olması halinde yaklaşık —— fatura kesmesi gerekirken, buna aykırı olarak ———– fatura kestiği, faturaların aradaki sözleşmeye aykırı olarak kesilmiş olması sebebiyle faturaların alacağa delil olarak kullanılamayacağı, diğer bir ifadeyle faturaların ispat kuvvetinin sözleşme ile ortadan kaldırıldığı, faturaların dayanak olarak yer aldığı ticari defterlerin ispat gücünün de aynı gerekçe ile dikkate alınamayacağı, davacının alacağını davalı ile arasındaki adi ortaklık sözleşmesine dayalı olarak ileri sürmeye imkanı bulunmakla birlikte, cari hesaba dayalı olarak açılan itirazın iptali davasında bu hususun incelenmesinin davanın niteliğine uygun olmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davanın, davacı şirketçe davalı şirket aleyhine cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan kısmi itirazın iptali talebi ve takibin devamı talebine ilişkin olduğu, taraflar arasında yazılı sözleşmeye dayalı ticari ilişki bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmayıp, davaya konu ihtilafın, davacı şirketin davanın dayandığı takibe konu ettiği cari hesabın alacağının varlığı ve varsa miktarının tespiti hususlarında toplandığı, taraflar arasında, —- tarihinde karşılıklı olarak imzalanmış —- yıl süreli sözleşme kapsamında, davacı şirketin —– işlenen kayısılardan toplanan çekirdeklerin davalı ——– tarafından kurutulması, kırılması, ayıklanması ve piyasaya sürülmesi ile ilgili işin işbu Sözleşmede belirlenen şartlar dahilinde yapılması hususunda anlaşma sağlanmış olduğu, İşbu —– belirleyen hükümleri tetkik edildiğinde;
“———-tesislerinde Kırılıp çuvallanarak—–gönderilecek——– içlerinin ilk olarak bu aşamada faturalandırılacağı, faturalandırılacak tutarın karşılıklı mutabakat ile belirlendikten sonra —— tarafından —-kesileceğini, —–, kırım sonrası çıkacak olan———– tesislerinde elenerek badem kısmı ile kabuk kısmının ayrılacağı, ayrılan kabuğun ——- satılacağı ve kar paylaşımında hesaba dahil edileceği,
——— yaparak yüksek fiyat veren müşteriye diğer tarafın onayı ile satışın gerçekleştirileceği, ürünün badem veya yağ olarak satılmasına ortaklaşa karar verileceği, ürünün yağ olarak satılması halinde yağ üretiminin Davalı —–tarafından gerçekleştirileceği, yağ üretimine ilişkin masraflar düşüldükten sonra elde edilen karın belirleneceği,
Ürünlerin tamamen satışından elde edilen karın tarafların yapmış oldukları masraflar düştükten sonra belirleneceği ve karın———- paylaşılacağı, karın tespiti üzerine ——fatura keseceği ve—- fatura bedelini ———— şeklinde hükümlerin yer aldığı,
tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde, taraflar arasındaki mutabakatsızlık ve huzurdaki davanın ihtilaf konusunu teşkil eden fiyat farkı faturası haricinde, davacı şirket tarafından davalı şirket adına, içeriği —— ve aşağıda listelenen —- adet fatura düzenleyerek ticari defterlerinde davalı şirket adına borç kaydetmiş olduğu, davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş bulunan işbu faturaların, davalı şirketçe yasal nitelikli bir itiraza konu edilmeksizin ticari defterlerinde davacı şirket alacağı olarak tam bir karşılıklılık içerecek şekilde kaydedildiği, tarafların mükellefi olduğu vergi dairelerinden dosyaya celp edilen—–sorgulamalarında, tarafların ——- beyanlarının herhangi bir çekişmeye sebebiyet vermeyecek şekilde mutabakat içinde oldukları,
Taraflar arasında akdedilen Sözleşme incelendiğinde, —– ilk olarak bu aşamada faturalandırılacağı, faturalandırılacak tutarın karşılıklı mutabak at ile belirlendikten sonra———– kararlaştırıldığı,
Sözleşmede fiyat farkı hususunda bir hükme yer verilmediği ve tarafların incelenen ticari defter kayıtlarında daha önce düzenlenmiş ve kayıt altına alınmış bir fiyat farkı faturasına rastlanılmamış ve bu yönde bir tahammüle rastlanılmadığı,
Sonuç itibariyle davacı tarafından düzenlenen fiyat farkı faturasının davalı adına borç külfeti getirip getirmeyeceği hususunun değerlendirilmesi gerektiği,
Sözleşme konusu, taraflara düşen yükümlülükler, tarafların ürünün hazırlanmasına yönelik çalışmaları, kurutmanın bir tarafta, eleme ve satışa hazır hale getirmenin diğer tarafta gerçekleştirilmesi, satışın gerçekleştirileceği müşterinin taraflarca ortaklaşa belirlenmesi ve elde edilen karın paylaşılması hususları değerlendirildiğinde taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğunun anlaşıldığı, ———- çekirdeklerini sermaye olarak koymadığı, bunların öncelikle bedelinin alınacağını benimsediği, kayısı çekirdeklerinin kurutulmasının tesislerinde yapılacağını, kırma işlemlerinin tesislerinde yapılmasına izin verdiği, ———- temin etmeyi, kırım sonrası ayıklama işlemlerini kendi tesislerinde yapmayı kabul ettiği, tarafların ortak amacının kayısı çekirdeklerinin işlenmesi ve pazarlamasını içeren sözleşme ile elde edilen karın paylaşılması olduğu, sözleşmeye göre işlemlerin şu şekilde gerçekleştirileceği;
Ürünler kurutulacak, kırılacak satışa hazır hale getirilecektir.
Bu aşamada ham ürün için fatura kesilecektir. Bu fatura — tarafından kayısı işlenmesi sırasında çıkan yan ürün niteliği taşıyan çekirdekler olduğundan,—— maliyete yönelik fatura kesecektir. Burada fiyatlandırma ———sözleşme ile belirlenmiş bulunmaktadır.
Ürünün satılmasını müteakip elde edilen karın paylaşımına yönelik ikinci bir fatura kesilecek olup, bu faturanın karın yarısına ilişkin olması gerekmektedir.
Böylece ——- iki kez fatura keseceği, ilk fatura malın ham bedeline ilişkin olacağı, ikinci faturanın ise kar miktarı belirlendikten sonra kesileceği, ilk fatura bakımından ödeme tarihinin belirlenmemiş olmakla birlikte, işin niteliği, elde edilecek karın belirlenmesinin ardından masrafların paylaşım aşamasında bu miktarın değerlendirilmesi ve bu sebeple ilk ve ikinci faturanın birlikte ödenmesi gerekeceği, nitekim davalı tarafından yapılan ödemeler de, ilk faturalardan altı ay sonra gerçekleştiği, taraflar arasında hangi miktarda ürün hazırlandığı hususunda bir sorun bulunmadığı, bu hususun faturalardan anlaşıldığı, buna karşın ——- tarafından ürünlere yönelik kesilecek ilk faturanın miktarı konusunda bir mutabakat bulunmadığı, tarafların masraflarının belirlenmediği, dolayısıyla iade faturalarının taraflar arasındaki ilişkiye uygun olarak kesilip kesilmediği hususunun, dosyaya sunulu bulunan bilgiler kapsamında tespit edilmesinin mümkün olmadığı, ancak sözleşmeye aykırı olarak mutabakat sağlanmadan fatura kesildiği, zira davacının davasına dayanak yaptığı dört fatura bakımından uygulama alanı bulan bedellerin, sözleşme ile kararlaştırılan bedeller ile uyumlu olmadığı, sözleşmede kararlaştırılan bedelin—- ham ürün bakımından ortaya konulan—-olduğu, sözleşmenin —- göre,—- miktarsal bir ilişki kurulduğu, belirtilen hüküm incelendiğinde, —- alınması gerektiği, bu durumda çekirdek içi bakımından ortaya çıkan yaklaşık değerin —-gerektiği, buna rağmen kesilen faturaların——— olduğu, bu haliyle kesilen faturaların taraflar arasındaki sözleşme ile uyumlu olmadığının anlaşıldığı, davacı tarafından kesilen faturaların sözleşme ile belirlenen değerin üç katı civarında olduğu, söz konusu faturaların davalı tarafından itiraz edilmemek suretiyle ticari defterlerine kaydedildiği, ancak fiyat farkı faturası yönünden sözleşmede hüküm bulunmadığı ve incelenen defterlerde bu hususta bir teamül oluşmadığı anlaşıldığından davacının fiyat farkı faturasını talep edemeyeceği anlaşılarak davanın reddine karar vermek gerektiği, her ne kadar davalı taraf kötüniyet tazminat talebinde bulunmuşsa da davacı taraf takip başlatmakta haksız olsa da kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar harcı 179,90 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 3.775,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.595,99 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 1.500,00 TL yargılama giderinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 44.105,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
24/01/2023