Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/368 E. 2022/184 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/368
KARAR NO: 2022/184
DAVA: İtirazın İptali(Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/09/2020
KARAR TARİHİ: 09/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali(Banka Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı —- sözleşmeleri imzalandığını, diğer davalıların sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, borcun ödenmemesi üzerine davalılara ihtarname gönderildiğini, ihtarname uyarınca davalılar tarafından bir ödeme yapılmadığını, davalılar ile dava dışı —- takip başlatıldığını, davalıların takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiklerini ve takibin durduğunu, takip tarihinden sonra toplam — tutarında müvekkiline ödeme yapıldığını, bu ödemeler düşülmek suretiyle iş bu davanın açıldığını belirterek davalıların — sayılı dosyasında —alacak ve ferileri yönünden davalıların itirazının iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalıların icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dava dilekçesinde ve ödeme emrinde belirtildiği şekilde borcu bulunmadığını, davacı tarafça talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu, talep edilen icra inkar tazminatı şartlarının oluşmadığını, takip dayanağı olarak belirtilen sözleşmelerde yer alan imzaların müvekkili şirket yetkilileri ve kefillere ait olmadığını, hesap kat ihtarının usulüne uygun gönderilmediğini, verilen sürenin de yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır. Davacı bankanın —- davalılardan —– imzalandığını, diğer davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, imzalanan sözleşmeler uyarınca kullandırılan kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmayınca takip başlatıldığını, davalıların takibe haksız yere itiraz ettiklerini, takipten sonra davalılar dışında bankaya temlik edilen çekler nedeniyle —-ödeme yapıldığını, takip sonrasında yapılan bu ödemelerin düşülerek dava açıldığını belirterek davanın kabulüyle davalıların takip sonrası yaptığı ödemelerin mahsubu sonrasında kalan —- alacak ve ferileri yönünden davalıların itirazının iptaliyle takibin devamına ve davalıların %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalılar dava dilekçesi ve ödeme emrinde belirtilen şekilde davacıya borçlu olmadıklarını, davacı tarafça talep edilen faiz oranının fahiş olduğunu, inkar tazminatı koşullarının oluşmadığını, sözleşmede yer alan imzaların şirket yetkilileri ve kefillere ait olmadığını, davacı tarafın gönderdiği kat ihtarına kendilerince itiraz edildiğini, hesap kat ihtarının usulüne uygun gönderilmediğini, verilen sürenin yasaya aykırı olduğunu, talep edilen temerrüt faizinin fahiş olduğunu, kefiller yönünden genel kredi sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu miktar açıklanmadığı gibi kefaletin geçerliliğine yönelik koşulların da araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin —- tarihli ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanı bulunmadığından uyuşmazlık noktalarının tespiti ile tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanıp bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonucu gidilmiştir.
— getirtilmiş, davacının davalılar hakkında krediden kaynaklanan alacakları nedeniyle ilamsız icra takibi başlattığı, — takip tarihinden sonra toplam —- ferileri yönünden takibe itirazın iptali ve inkar tazminatı talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. İcra dosyası içeriğinden ödeme emrinin davalılardan——- tebliğ edilemediği, diğer davalılara tebliğ edildiği, tebliğ tarihleri itibariyle davalıların süresinde takibe itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan deliller ile davacı bankanın— davalılardan —– imzalandığı, diğer davalıların ise bu sözleşmeleri müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, davalılardan —- tarihinde vefat ettiği, kredi sözleşmelerinin imzalandığı tarih itibariyle evli olmadığından —-uyarınca eş rızasına ihtiyaç olmadığı, davalı — yönünden her iki sözleşme için de eş rızasına ilişkin belgelerin dosyaya sunulduğu, davalı — asıl borçlu şirketin yetkilisi ve —– eşinin rızasına gerek olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı kefiller yönünden kefalet sözleşmelerinin —— taşıdığı anlaşılmakla birlikte davalı —– gerek asıl borçlu şirket yetkilisi sıfatıyla gerekse kefil sıfatıyla atılan imzaları ve diğer davalılar da her iki sözleşmede kefalet beyanlarının altındaki imzaları inkar etmiş olduğundan sözleşme asılları davacı bankadan getirtilmiş, davalılar tatbik imzaları mahkememiz huzurunda alınmak üzere davet edilmiş olmalarına rağmen gelmediklerinden ıslak imzalarını taşıyan belgeler kurum ve kuruluşlardan temin edilmek suretiyle imzaların davalılara ait olup olmadığı yönünde bilirkişiden rapor alınması yoluna gidilmiştir. —— tarihli raporda dayanak sözleşmelerde inkar edilen imzaların davalıların eli ürünü olduğu tespit edilmiş, davalı tarafça rapora itiraz edilmiş ise de rapor gerekçeli ve yeterli incelemeyi içerir şekilde düzenlendiğinden davalı yanın itirazları reddedilerek bu kez bankacılık konularında uzman bilirkişiden davacının takip tarihi itibariyle talep edebileceği miktarın yapılan tahsilatlar da göz önünde bulundurulmak suretiyle tespiti yönünde rapor alınmasına karar verilmiştir. —- tarihinde kaydı yapılan bilirkişi raporunda, davalı —– imzalandığı, bu sözleşmelerin diğer davalılar tarafından da müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla ve aynı miktarla imzalamış olduğu, asıl borçlu şirketin kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle hesabın — tarihinde kat edilerek—- ihtarnamesinin davalılara gönderildiği ödeme için — gün süre verildiği, ihtarnamenin davalı şirket ve davalı—- tarihinde tebliği ile verilen süre gözönünde bulundurularak — tarihinde bu davalılar yönünden temerrüdün oluştuğu, davalılar —– ihtarnamenin tebliğ edilemediği dolayasıyla takip tarihi itibariyle temerrüde düşmüş sayılacakları, hesabın kat edilerek ihtarname düzenlenmesi ile davacı bankanın alacağının muaccel hale gelmiş olduğu, sözleşmenin temerrüd faizini düzenleyen hükmüne göre —- oranında temerrüd faizi talep edilebilecek iken davacının —-oranında temerrüd faizi talep ettiği, temerrüd tarihi ile takip tarihi arasında yapılan tahsilatlar ile takip tarihinden dava tarihine kadar yapılan —- gereği faiz ve ferilerinin mahsup edildiğinde davacının davalı şirket ve—-davalılar—-alacak talebinde bulunabileceği ancak davacının dava dilekçesinde talep ettiği miktarın—olduğu, taleple bağlı kalınması gerektiği, bu tutara dava tarihinden itibaren — oranında sözleşmesel temerrüd faizi ve bunun —- uygulanabileceği, dava tarihinden sonra yapılan ödemelerinde icra dosyasının infazında nazara alınması gerektiği belirtilmiştir. Davacı vekili rapora bir itirazları bulunmadığını bildirmiş, davalılar vekili ise rapora karşı somut bir itiraz ileri sürmemiştir. Bilirkişi raporu bu haliyle hüküm kurmaya elverişli, gerekçeli ve denetlenebilir nitelikte olduğundan mahkememizce hükme esas alınmış, davanın kabulü ile davalıların —– dosyasında itirazlarının iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak tutarına dava tarihi olan — itibaren yıllık — oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve faizin — oranında gider vergisi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
Dava tarihinden sonra;
—-
—-

— olmak üzere toplam —- tahsilat yapıldığı anlaşıldığından dava tarihinden sonra yapılan bu tahsilatların icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına, davalıların takibe itirazında haksız ve alacağın likit oluşu gözönünde bulundurularak hükmedilen tutarın %20’si oranında — inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE,
Davalıların — sayılı takip dosyasında itirazlarının iptali ile takibin — asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak tutarına dava tarihi olan — itibaren yıllık — oranında sözleşmesel temerrüt faizi ve faizin — oranında gider vergisi uygulanmak suretiyle takibin devamına,
Dava tarihinden sonra;
—–
—-

— olmak üzere toplam — tahsilat yapıldığı anlaşıldığından dava tarihinden sonra yapılan bu tahsilatların icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına,
Hükmedilen tutarın %20’si oranında — inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
2-Karar harcı 79.613,13 TL ‘den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 12.906,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 66.707,04 TL harcın davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 12.906,09 TL harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 62,20 TL ilk masraf, 509,15 TL tebligat ve müzekkere gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.571,35 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 73.591,38 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzlerine karşı oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2022