Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/362 E. 2021/768 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR
ESAS NO : 2020/362 Esas
KARAR NO : 2021/768

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/09/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin sigortacılık işi ile iştigal eden —– şirketlerinden birisi olduğunu,—–dava dışı satıcı şirket tarafından —- unvanlı dava dışı alıcı şirkete, —– —— toplam———- emtianın, ——– taşınması işinin —- gerçekleştirildiğini, emtia —- —- kadar —— ——-tarafından taşındığını, —alıcı şirket tesisine kadar ——- ———–tarafından —– taşınan —— tarafından sigortalının —— —- hasarsız vaziyette teslim edildiğini, ———– vaziyette yüklendiğini, ———ulaştığında,—- taşınan emtianın davalıların sorumluluğu ve hakimiyeti altında gerçekleştirilen taşıma sürecinde maruz kaldığı —- hasara uğradığını, —— üretiminde kullanılan emtia, hasar akabinde kullanılmasının risk arz etmesi nedeniyle tümüyle reddedildiğini, ——–sigortalıya rücu edildiğini, ekspertiz incelemesi neticesinde hasar bedeli toplam—- tarihinde müvekkili tarafından—– tutarda ödeme yapıldığını, müvekkili şirket sigortalısının haklarına halef olduğunu, hem kanuni halef hem de akdi halef sıfatını kazandığını, davalılar oluşan zarardan taşıyıcı sıfatı ile sorumlu olduklarını, davalılar aleyhine —— takibine itiraz ettiklerini, davalılar/ borçluların haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak yapmış oldukları itirazların iptalini, takibin devamını, takibin haksız şekilde durmasına neden olan davalılar/borçlular aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle: müvekkili hakkında —– sayılı dosyası üzerinden girişilen icra takibine itirazları üzerine, davacı tarafından açılmış bulunan işbu itirazın iptali davası, usule ve yasaya aykırı olduğundan davanın reddini talep ettiklerini, itirazın iptali davası, itirazın tebliği tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılabileceğini, davacı tarafın iş bu davada dava açma süresine uyulmadığını, bu nedenle bir yıllık sürenin geçmesinden sonra açılan davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirketin ve diğer davalı şirketin —– gösterdikleri yer —— olduğunu, davayı görmede yetkili —– olduğunu, dava yetkisiz mahkemede açıldığını, dosyanın yetkili —- Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, icra takibine ve davaya konu olayda müvekkilinin hiçbir kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, davalı şirket ile davacı arasında herhangi bir hukuki ilişki de bulunmadığını, davacı tarafından haksız olarak davalı şirkete iş bu davanın yöneltildiğini, müvekkili şirketin davacı şirkete karşı herhangi bir borcunun söz konusu olmadığını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, haksız icra takibi sebebiyle %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——— vekili cevap dilekçesinde özetle: davada zaman aşımı süresinin dolduğunu, davaya ilişkin olarak zamanaşımı definde bulunduklarını, hasara ilişkin olarak davacı şirketçe ödeme ———–rücu alacaklısı olduğunu, bu davayı 3 aylık zamanaşımı süresi geçtikten sonra ikame ettiğini, zamanaşımı yönünden itiraz ettiklerini, davanın zamanaşımı dolması sebebiyle reddine karar verilmesini, yetkili mahkeme —— Mahkemeleri olduğunu, davanın —— Mahkemelerinde ikamesi hukuken kabul edilebilir olmadığını, müvekkilinin —– olduğunu, diğer davalının da adresi —–, davacı tarafın ihtilaflı bir hasarla meydana gelen rucuen tazminat dava konusunu götürülecek borç olarak nitelendirmesi hukuken mümkün olmadığını, davanın yetkisizlik kararı verilerek yetkili — mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini, hasarlanan—– hasarın var olduğu —– anlaşıldığını, —- alanında ——- ——- bulunmadığını, ——hasarlanması müvekkili şirketin sorumluluğu dahilinde gerçekleşmediğini, davalının sevk ve idaresindeyken olduğunu, hasarın oluşumunda müvekkile—– edilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığını, davanın reddini, karşı taraf aleyhine haksız ve kötüniyetli takibi nedeniyle % 20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, tarafların talepleri doğrultusunda—- ihbar edilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava,—- hasar nedeniyle alıcının ——– ödenen hasar bedelinin alt ve üst taşıyıcıya rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda —— dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —— açılmakla davacının dava —— koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının —— tarihinde yapılan ———- ile toplantıya tarafların katıldığı, ——– tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına——– tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
İİK 50. maddesinde uyarınca yapılan atıf doğrultusunda yetkili icra dairesinin HMK’nin bu husustaki hükümleri uyarınca belirleneceği sonucuna varılmaktadır. İİK 67. maddesine göre itirazın iptali davasının açılması için öncelikle geçerli bir icra takibinin yapılmasının gerektiğinden, izah edilen nedenlerden ötürü davacı tarafından yapılan icra takibinin geçerli bir icra takibi olup olmadığının tespiti gerekir. Mahkemenin önce icra dairesinin yetkili olup olmadığını incelemesi, icra dairesinin yetkili olmadığını tespit etmesi halinde, borcun esasına ilişkin itirazın incelemesine geçilmeksizin takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek itirazın iptali davasının da HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermesi gerekmektedir. İtirazın iptaline konu icra dosyasında, borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmediği değerlendirildiğinde —– dava şartı yokluğundan bahsedilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Davacı ———, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli ve yetkili mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. —– kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, —– davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının —– dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde belirtilmiştir.
Yetkili mahkemenin belirlenmesinde de yukarıda belirtilen —- doğrultusunda sigortalı ile davalı arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekmektedir.
Buna göre yetkili mahkeme HMK’nın 6. Maddesindeki genel yetki kuralına göre davalının dava tarihindeki yerleşim yeri mahkemesidir. Davalıların—-olduğundan genel yetkili mahkeme —–Mahkemesidir. Yine uyuşmazlık taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinden kaynaklandığından TTK 890/1. Maddesine göre taşımaya konu malın teslim alındığı veya teslim edildiği yer mahkemesi de yetkili olacaktır. Taraflar arasındaki taşıma sözleşmesine göre taşınacak malların teslim alındığı yer—- olduğundan, bu maddeye göre —-Mahkemesi de yetkili olacaktır. HMK’nın 10. Maddesine göre ifa yeri alacaklının yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. Buna göre alıcı ——–olduğundan uyuşmazlık da —- Mahkemesi de yetkili olabilecektir.
Davacı takibi yetkili yerlerden olan —- başlattığından davalıların icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın ve aynı gerekçeyle davalıların mahkememiz yetkisine yönelik itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. (Emsal; ——-
Her ne kadar davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı ileri sürülmüş olsa da itiraz dilekçelerinin alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, 1 yıllık hak düşürücü sürenin tebliğden itibaren başlaması gerektiği, hak düşürücü süre dolmadığından açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı——- zamnaşımı defi ni ileri sürmüşse de zamanaşımı süresi dolmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
Bilirkişi—-bilirkişi raporunda özetle:Dava konusu yükün —-boşaltılarak—–olması durumunda hasardaki sorumluluğun farklı olacağı ve bu durumda davalı taşıyanın sorumluluğunun tartışılması gerektiği, somut olayda, yüklerin—– yüklenirken cekince konulmadan yüklenmiş olması nedeniyle sağlam yüklendiği, indirilirken hasarın —– sırasında hasarın meydana gelmiş olduğunun anlaşıldığı, söz konusu —————- —– olduğunun belirtilmiş olduğu,—— —– olduğuna dair —— bir çekince —- kapsamda buraya kadar ürünlerin—- olduğu, ancak—- meydana gelen sorun nedeni ile taşıyıcı tarafından ——hasar gören ——– nedeni ile onarımlarının mümkün olmadığı —- yapılmış olduğu, her ne kadar zarar davalı fiili taşıyanın sorumluluk alanında iken hasar meydana geldiği anlaşılmakta ise de; bu dönemi kapsayan—- geniş kapsamlı —– bir sorumluluk sigortası ——örneğinin dosya — sunulmamış olduğu, dosyaya sunulan—— sayılı araç plakasının bulunmadığı, bu nedenle hasar meydana geldiğinde —- yönünden —- olmadığı, davacı tarafından yapılan söz konusu ödemenin bir—– sehven yapıları bir hasar ödeme olarak değerlendirilmesi gerektiği, Mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda hatalı taşıma nedeniyle meydana gelen hasarın davalıların risk alanında iken meydana geldiği anlaşılmakla, meydana —- müşterek ve müteselsilen sorumlu olacakları, dava konusu hasara yönelik kusur dağılımının —-kusur oranında müşterek ve müteselsil sorumlu tutulabilecekleri belirtilmiştir.
Davacı vekili rapora yönelik itiraz dilekçesinde; raporda sigorta poliçelerinin karıştırılarak yanlış değerlendirme yapıldığını, zararın davalıların taşıması sırasında meydana geldiğini, yeni bir rapor alınmasını talep ve beyan etmiştir.
Davalı —– karşı itiraz dilekçesinde; müvekkilinin olayda kusurunun bulunmadığını, bu nedenle % 70 kusur oranını kabul etmediklerini, kusur oranlamasının raporda herhangi bir gerekçeye dayanmadığını beyan etmiştir.
Davalı —-.. vekili rapora karşı itiraz dilekçesinde; yapılan ödemenin —- olması nedeniyle—- koşullarının oluşmadığını, geçerli bir poliçe bulunmadığını, hasarın diğer davalının sevk ve idaresindeyken gerçekleştiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkiline atfedilen % 30 kusur oranlamasının raporda herhangi bir gerekçeye dayanmadığını, kusur oranını kabul etmediklerini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davacı taraf,————- davalılar kanalıyla yapılan taşıma esnasında ürünlerden bir bölümünün hasarlanmış olduğundan —– —– sigortacısına yapılan hasar ödemesini rücuen tahsilini talep ettiği, söz konusu taşıma—— olması nedeniyle —– değil, TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği,
dava konusu yükün ——— yapılmış olduğu, söz konusu taşımanın davacının sigortalısı olan —– tarafından yapıldığı, ——- plaka sayılı araç yapılmış olduğu, söz konusu —– yüklenmiş olduğu, söz konusu emtiaların—— olarak teslim edildiğinin—–anlaşılmış olduğu, aynı şekilde ——–plaka sayılı araca sağlam olarak teslim edilmiş olduğu, ——— üzerine emtealardaki hasara yönelik herhangi bir notun belirtilmemiş olduğu, —- davalı —– tarafından gerçekleştirilmiş olduğu,
“Sigortacı, —- ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafin onayı ——— kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispal ederek, dava veya takibi —– devam ettirebilir.” hükmü gereğince davacı sigorta şirketi yapılan ekspertiz çalışması sonucu —- olarak tespit edilen hasar bedelini — alıcı —- sigortacısı olan —- davacının hem akdi hem kanuni halef sıfatını kazandığı,
TTK’nın 875/1 maddesine göre; Taşıyıcı eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyanından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olduğu, TTK’nın 882. Maddesine göre; Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat. gönderinin—– olmayan ağırlığının her bir kilogramı için——– karşılayan tutar ile sınırlı olduğu, 877. Madde uyarınca; taşıyıcı, taşıma aracındaki arızaya, taşıtı kiraladığı kişinin onun temsilcilerinin veya çalışanlarının kusuruna dayanarak sorumluluktan kurtulamayacağı, 875. Maddeye göre; taşıyıcının eşyayı teslim almasından teslim etmesine kadarki sürede ziya, hasar ve gecikme sorumluluğunun taşıyana yüklemiş ancak bundan—– olarak TTK.m.878 de gönderen tarafından yapılan —- ispat etmesi halinde bu sorumluluktan kurtulacağının düzenlendiği,
Bilirkişi tarafından hasar gören ürünlerin—-olduğu ve bu rakamın davalıların sorumlu olacakları üst sınır olup kadri marufunda olduğunun belirtildiği, hasar bedeline ilişkin yapılan hesaplamanın gerekçeli ve denetlenebilir olduğu, her ne kadar bilirkişi — —–olan araçların içerisinde——– plaka sayılı aracın bulunmadığı belirtilmediğinden davalıların sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmişse — poliçenin davalılardan——— olduğu, bu poliçenin—- sorumluluğunu ——– imkanı olup olmadığını gösteren poliçe olduğu, dolayısıyla dava ile bir ilgisinin bulunmadığı, davacı ——– kapsamda ödeme yaptığı, poliçenin— bendinde; sigortalının üst —— üstlendiği —- taşımasını taahhüt ettiği mallara gelebilecek zararlar nedeniyle sigortacılardan gelecek rücu taleplerinde poliçe limitleri, muafiyetleri, CMR, TTK ..kapsamında sigortalıya yüklenen yasal sorumluluk kapsamında teminat verildiğinin belirtildiği, dolayısıyla yapılan bu ödemenin hatır ödemesi sayılmayacağı, bilirkişinin poliçenin değerlendirilmesinde hata yaptığı, bu nedenle raporun poliçeden kaynaklı davacının davalılardan rücuen tazmin etme hakkı olmadığına yönelik değerlendirmeye itibar edilmemesi gerektiği,
Her ne kadar raporda; hasardan dolayı davalı —- % 30 oranında, davalı —– % 70 oranında kusurlarının bulunduğu belirtilmişse de her iki davalının taşıyıcı sıfatıyla zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olmaları nedeniyle kusur oranlamasına gidilmeyerek hasar bedeli olan 2.476,06 Euro’dan her iki davalının da müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına karar verilmesi gerektiği,
Davacının — hasar ödemesini rücuen davalılardan talep edebileceği kanaatine varıldığından davanın kabulü ile takibe yönelik itirazların iptaline ve takibin devamına karar verildiği, alacak miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden ve likit olmadığından davacı tarafın inkar tazminat talebinin reddine, davacı takip başlatmakta haklı olduğundan davalı tarafın kötü niyet tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Yargılama giderleri ve vekalet ücreti dava tarihindeki ——- üzerinden hesaplanmak suretiyle belirlenmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalıların —- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptali ile takibin—– üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 4,50 oranında ve % 5 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda faiz işletilmesine,
2-Davacı tarafın inkar tazminat talebinin reddine,
3-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-Karar harcı 1.496,89 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 292,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.204,60 TL harcın davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 292,29 TL peşin harç olmak üzere toplam 346,69 TL harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 205,25 TL tebligat ve müzekkere gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 905,25 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davalılar ve ihbar olunanlar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerl—–göre belirlenen —- ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk ——- ücretinin taktiren tamamının davalılardan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
(———–
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı —- yolu ile duruşmaya katılan davalı —- vekilinin ve —— yolu ile duruşmaya katılan davalı —– vekilinin yüzüne karşı, ihbar olunan şirketin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.