Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/343 E. 2021/637 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/343 Esas
KARAR NO: 2021/637
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/09/2020
KARAR TARİHİ: 21/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket hazır beton sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında alım satım ilişkisi bulunduğunu, taraflar arasındaki alım satım ilişkisi her iki tarafa borç yükleyen iki taraflı bir borçlandırıcı işlem olduğunu, bu iki taraflı borçlandırıcı işlemde, satıcı konumunda olan müvekkilinin borcu, malı teslim etmek iken, alıcı konumundaki davalının borcu ise mal bedelini ödediğini, müvekkili şirket satıcı olarak yükümlülüklerine uygun davranıp edimini yerine getirmiş; malı alıcıya teslim ettiğini, davalı alıcı kendi edimi olan mal bedelini ödemekten imtina ettiğini, müvekkili şirket usulüne uygun olarak fatura düzenlemiş, alıcı şirkete teslim etmiştir. Müvekkili şirket tarafından düzenlenen —– cari hesap ekstresi incelendiğinde müvekkili şirket alacak borç hesaplamalarına göre—– ibaret olmak üzere alacaklı konumunda bulunduğunu, cari hesap ekstresi tahsil edilemeyince müvekkili şirket adına —– sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı şirkete herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini, —- uyarınca bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır. Bu süre hak düşürücü bir süre olup davalı borçlunun fatura içeriğini almadığına dair savunması dinlenemez. —— alım satım ilişkisi tarafların tacir olması ve işin niteliği gereği mutlak ticari işlerdendir ve her iki tarafın da basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü vardır. —– hükmü uyarınca basiretli davranması gereken tacirin faturalara herhangi bir itiraz etmeyip faturaların içeriğini kabul etmesi ve daha sonra icra takibine itirazda bulunması açıkça kötüniyetli davrandığını gösterdiğini, davanın kabulü ile, davalı borçlunun—— dosyasına vaki itirazın iptali ile %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesi davalı şirkete tebliğ edilmiş, davalı şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile; İİK.nun 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
—– eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava — tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. —-dava şartı arabuluculuk başlığı ile —- bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, — tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı,— tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
——- takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap alacağının tahsili amacıyla —— asıl alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde takibe borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
—- cevabi yazsı ekinde davalı—-celp edilmiştir.
Mahkememizce taraf ticari defterlerinin incelenmesi ve davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarının belirlenmesi açısından mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
—- alınan raporda özetle: Davacı tarafın ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olduğu, davacının defterlerinde faturaların kayıtlı olduğu, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —-alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, rapora karşı beyanda bulunulmamıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın, cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, mahkememizce tarafların defterlerin incelenmesine ilişkin kurulan ara karar doğrultusunda davacı tarafın defterlerini ibraz ettiği, tebliğ edilen muhtıraya rağmen davalı şirketin defterlerini ibraz etmediği, davacının defterlerine göre davalıdan takip tarihi olan — tarihi itibariyle —- alacağının bulunduğunun tespit edildiği, cari hesabın toplam —– adet faturanın davalı tarafından —– bildirildiği, dolayısıyla davacı tarafından bu faturalara konu malların davalıya teslim edildiğinin ispat edilmiş olduğu, her ne kadar davacı tarafından düzenlenen — ayına ilişkin faturalar davacı tarafça —- bildirmemiş olsa da söz konusu faturaların davacının usulüne uygun olarak tutulmuş defterlerinde kayıtlı olduğu, mahkememizce gönderilen ihtarnameye rağmen davalı tarafın defterlerini ibraz etmemiştir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak —- maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır.Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın —— gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki —– kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen —— aykırı bir yorum olacaktır.—-
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde;mahkememizce taraflara ticari defterlerini sunmaları için inceleme gün ve saati belirlenmiş olup belirlenen günde davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen asıl alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının —– göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığı ve bunun sonucunda da davacının incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğu mahkememizce kabul——— üzerinden takibe yönelik itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir. Takip talebinde avans faiz istenmiş olduğundan takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz işletilmesine hükmedilmiş olup alacak faturaya/cari hesaba dayanmakla likit olduğu kabul edilerek davacı lehine hüküm altına alınan alacağın yüzde yirmisi oranında icra inkar tazminataına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davalının —- dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin —- asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —- oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan —- % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar harcı — davacı tarafça peşin olarak yatırılan —- harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan — başvurma harcı olmak üzere toplam — harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan — tebligat ve müzekkere gideri, —- yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8——- arabuluculuk ücretinin taktiren tamamının davalı taraftan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
9-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2021