Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/342 E. 2021/814 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/342 Esas
KARAR NO : 2021/814

DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/09/2020
KARAR TARİHİ : 04/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —- sürücüsü olduğu,— Müdürlüğü bünyesinde — şirketine ait araçtan inmeye çalıştığı esnada, aracın aniden hareket etmesiyle iki bacağı aracın altında kaldığını, her iki ayağında da ezilme ve kırıkların oluştuğunu, meydana gelen kaza sonucunda düzenlenen kaza tespit tutanaklarında araç sürücüsü– Soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, müvekkili —– uzun ve zor bir tedavi sürecinde olduğunu kazanın gerçekleştiği anda şikayetçi olmadığını belirttiğini,— tarihinde meydana gelen olay ile ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, müvekkili—-, kazanın etkisi ile her iki bacağında çok sayıda kırık ve ezikler olduğunu, müvekkilinin uzunca bir süre hastanede tedavi gördüğünü, birçok ameliyat geçirdiğini, yaklaşık 2 aylık hastane sürecinden sonra 1 aya yakın da evde hareketsiz bir şekilde kaldığını, yine —-tedavisine devam edildiğini, uzun süren tedavinin ardından müvekkili her ne kadar ayağa kalksa da her iki bacağında da kalıcı sakatlık oluştuğunu, müvekkili — kalıcı sakatlık durumunun tespiti açısından — bulunduğunu, müvekkiline “Her iki ayak —- bileği eklem hareketleri kısıtlı, — 5/5 derece, —— 30/30 — desteksiz yürüyor. —- belirtilerek %10 süresiz engelli raporu verildiğini, müvekkili meydana gelen kaza sebebiyle aracın trafik sigortasının bulunduğu— bulunduğunu, başvuru neticesinde maddi zararlarının bir kısmı ödediğini, her iki müvekkili kaza sebebiyle oluşan maddi ve manevi zararlarının tazmini için — süreçte maddi tazminat talepleri yönünden anlaşma sağlandığını, manevi tazminat taleplerimiz karşılıksız bırakıldığını, davalılardan ———–ve sonuç kısmında belirttiğimiz taleplerinin hüküm altına alınmasını,—— kalmasına sebep olan trafik kazası nedeniyle —-belirlenen manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle: davacılar tarafından açılan dava, davalı müvekkili— yönünden haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davanın öncelikle usulden reddini, haksız davanın müvekkili şirket yönünden esastan reddini, müvekkili — davada — gösterilmesi hukuken mümkün olmadığını, bu sebeple müvekkili yönünden iş bu davanın öncelikle husumet yokluğundan usulden reddinin gerektiğini, müvekkili —— açısından bir ilişki bulunmadığını, söz konusu araç——- yapılan ihale neticesinde — yapmaya yetki kazanan kişiler tarafından kendi nam ve hesabına işletildiğini, aracı kendi nam ve hesabına işleten kişinin — kayıtlarında bulunmadığını, dava dilekçesinde araç —- 5216 sayılı kanunun 26.maddesi — suretiyle— tarafından yapılan —— araçlarla kendi nam ve hesabına işletildiğini, müvekkili kazaya karışan aracın ne ihale sürecinde, — işletilmesi için imzalanan sözleşmede de müvekkili taraf olmadığını, araç ile müvekkili arasında — düzenlenmiş olan sözleşme ve ihale evraklarının celp edilmesini, bu evrakların incelenmesi sonucunda sözleşme ve taahhütlerden de anlaşılacağı üzere — olmadığını, iddia edildiği gibi kazaya karışan— arasında yapılan sözleşme ve taahhütler neticesinde —-herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığını, açıklanan nedenlerle müvekkilinin kaza ile ilgili sorumlu tutulması mümkün olmadığını, davanın müvekkili açısından husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini,— bu—– araçlar üzerinde Karayolları Trafik Kanununda tarif edilen işleten sıfatını taşımadığı için bu araçların karıştığı kazalardan sorumlu tutulamayacağını, davanın husumet yönünden reddini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte esasa ilişkin müvekkili kuruma yöneltilen manevi tazminat miktarına da itiraz ettiklerini, manevi tazminat miktarı fahiş olduğunu, bu nedenle reddini talep ettiklerini, olay tarihi itibariyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 109, 6098 sayılı Borçlar Kanunu göz önüne alındığında davacı tarafın davası zamanaşımına uğradığını, davanın reddinin gerektiğini, müvekkili idare kazaya karışan — kayıt sahibi, kiralayanı, kiracısı, rehin alacaklısı, kendi nam ve hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işleteni veya araç üzerinde fiili tasarrufta bulunanlardan hiçbiri olmadığını, müvekkili — bulunmadığını, açıklanan nedenlerle müvekkilinin kaza ile ilgili sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davanın müvekkili açısından husumet yokluğu nedeniyle reddini, müvekkili —- Karayolları Trafik Kanunu’nda tarif edilen—— araçların karıştığı —- tutulamayacağını, husumet ve diğer hususlardaki itirazları dikkate alınarak — davanın husumetten reddi ile zamanaşımına uğradığını, davanın esastan reddine, masraf ve ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar —– dilekçesinde özetle: davacı —- önünde — müvekkili — sevk ve idaresindek———- bindiğini, araç hareket etmeye başladığında —– diğer— — koymadığı için panikle geri geri inmeye çalıştığını,—- davacı—- düştüğünü, —- kaldığını, kazada asli kusurlu davacının olduğunu, davacı —– bindikten sonra — —- söylemeden—–sonucu oluştuğunu, kazanın meydana gelmesinde — ağır kusurunun bulunduğunu, kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, istenilen manevi tazminat davacıların —- manevi tazminat talebi yansıma yoluyla istenilen manevi tazminat talebi olduğunu, manevi tazminat talebinin reddinin gerektiğini, müvekkillerinin manevi tazminat —– bulunduğunu, davanın reddini, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini, tarafların kusuru oranının tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmesini, davacı — oranının tespiti—- alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı——vekili cevap dilekçesinde özetle: davalı müvekkili şirketin huzurdaki davada taraf olarak gösterilmesi hukuken mümkün olmadığını, bu sebeple işbu davanın öncelikle husumet yokluğundan usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirket, zarardan diğer davalı ile birlikte sorumlu tutulamayacağı gibi esasen olayın tarafı olmadığını, müvekkili——- kiralanması noktasında yetkilendirildiğini, bu yetkisi kapsamında müvekkili şirket bu — belli bir bedel karşılığında üçüncü kişilere kiraladığını, müvekkili ne dava konusu — ruhsat sahibi, ne işleteni —– işvereni olduğunu, müvekkili şirket —– çalıştığı——– kiraladığını, bu nedenle müvekkili şirketin,— — olarak kaza sebebi ile herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, müvekkili işleten ve araç sahibi sıfatını haiz olmadığı gibi diğer davalı—müvekkilin sadece — yetkisi bulunmadığını,
davaya konu trafik kazasının gerçekleşmiş —— işleten sıfatına sahiptir ne de kaza esnasında —– ile müvekkili şirket arasında — çalıştıracağı aracı, temin etmekte veya —-ait olmak üzere işlettiğini, müvekkili —haiz olmadığından müvekkili bakımından husumet yönünden davanın reddi gerektiğini, müvekkili 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında araç sahibi veya işleteni sıfatını taşımadığı gibi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu kapsamında— müvekkili yönünden davanın reddi gerektiğini, müvekkili şirket yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu tarafın müvekkili şirket olamayacağını, huzurdaki davanın müvekkili şirket yönünden reddini talep ettiklerini, davanın husumet yokluğundan usulden ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- dilekçesinde özetle: zorunlu dava şartı — uygun başvurunun davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin ispat edilmesi gerektiğini, 2918 Sayılı KTK’nın 100. Maddesinde aynı Kanunun 97.maddesinde düzenlenen—- şartını düzenleyen maddenin— açıkça belirtildiğini, Karayolları Trafik Kanunu gereğince davacı usuli yükümlülüğü olan başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açtığını, davanın usulen reddinin gerektiğini, 2 yıllık dava açma süresi geçmiş ise davanın zamanaşımı sebebiyle reddini talep ettiklerini, tarafları ve konusu aynı olan bir davanın tespiti halinde davanın reddinin gerektiğini, — ceza davasında uzlaşma var ise davanın reddinin gerektiğini, davada alacaklı ve borçu sıfatı birleştiğinden reddinin gerektiğini, davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava,—- kazası nedeniyle davacı — yaralanması—yönünden manevi tazminat talebine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda — mahkememizdeki dava——- tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının —– tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir.
Her — itirazında bulunmuşsa da haksız fiil nedeniyle meydana gelen zarar taleplerinde — davalılara karşı açılan davalarda ticaret mahkemesi görevli olduğundan görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı — süresinde yetki ilk itirazında bulunmuş olsa da davanın haksız fiilden kaynaklı olduğu, zarar gören davacıların — ikamet ettikleri HMK’nın 16. Maddesi uyarınca zarar görenin yerleşim yeri de yetkili olduğundan yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı —- itirazında bulundukları, husumet itirazının esasla birlikte değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Davalı— bulunduğu görülmüşse de kazanın — geldiği, davanın 03/09/2020 tarihinde açıldığı, dolayısıyla 2 yıllık zamanaşımı süresinin dahi dolmadığı anlaşıldığından zamanaşımı defi’nin reddine karar verilmiştir.
Tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Soruşturma—-, davacıya ait tedavi kayıtları,—–yazı cevapları dosyamız arasındadır.
Mahkememizce davacı tanıkları dinlenilmiştir.
—–resmi gazetede yayımlanan — hakkında yönetmelik dikkate alındığında; Kişinin Tüm Vücut Engellilik Oranının %9(yüzdedokuz) olduğu, İyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Davalı — tarihli dilekçesi ve eki belgelerinde; davacı taraf ile sulh olduklarını, sulh nedeni ile davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesini talep ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği, ekinde —- ettiği, davacılar vekilinin —– dilekçesinde; zararlarının davalı —- tarafından karşılanmış olması sebebiyle davanın konusunun kalmadığını beyan ettikleri, duruşma sırasındaki beyanında ise yargılama gideri ve vekalet ücretinin olmadığı beyan ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; davanın, —- — işletilen davalı——– sigorta şirketinin manevi —- sürücüsü olduğu — plakalı araçtan — yaralandığı iddiasına dayalı kazada yaralanan —- yalnızca manevi tazminat talebine ilişkin olduğu, mahkememizce alınan maluliyet raporunda davacı — kısmen malul olduğu anlaşıldığı, davacılar ile davalı — başlıklı— görüleceği üzere anlaştıkları, davacıların zararının davalı —-tarafından karşılandığı, dolayısıyla davanın konusuz kaldığı, konusuz kalan dava nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar vermek gerektiği, davacılar vekili ve davalı — vekili tarafından yargılama gideri ve vekalet talep edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığı nedeniyle davalı —- husumetlerinin bulunmaması nedeni ile vekalet ücreti talebinde bulunmuşsa da söz konusu kazanın— meydana geldiği, dolayısıyla — husumetlerinin bulunduğu, yine araç sürücüsü ve malikinin de zarardan sorumlu oldukları, davanın esastan karar verilmesi halinde söz konusu davalıların sorumluluklarının bulunduğu anlaşıldığından davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığı anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar harcı 59,30 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 580,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 521,34 TL harcın karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı —- vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Davalılar —- lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
7-Davacılar —-davalı —-vekalet ücreti ve yargılama gideri talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —– ücretinin taktiren tamamının davalı— — davacıdan alınarak—— gönderilmesine,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin, davalılar — davalı —- yüzlerine karşı, davalı —vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.