Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/33 E. 2021/739 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/33 Esas
KARAR NO : 2021/739

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—plakalı araç ile müvekkilinin — davalı sigorta şirketine başvuru yaptığını, Davalı tarafından yapılan çalışma sonucunda– kullanılamaz durumda olduğunu ve mahkemeye sunacağı raporda belirtilen eşyaların kullanılamaz halde olmaları nedeni ile 19.533,41 TL bedel tespit ettiklerini, bu bedelin sigorta şirketi tarafından taraflarına ödendiğini ancak bu bedelin müvekkilin gerçek zararını karşılamadığını, bu sebeplerden dolayı davalarının kabulüne karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı —-cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazada —- plaka sayılı araçın müvekkil nezdinde — sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda poliçede belirtilen azami oran ile sınırlı olduğunu, davacı tarafın dilekçesinde müvekkil nezdinde sigortalı bulunan —plakalı aracın davaya konu kazada kusurlu olduğunu iddia ettiğini, davacının peşinen belirttiği kusur durumunun hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu sebeplerden dolayı mahkemece faize hükmedilecek olması halinde, faiz başlangıcı olarak dava tarihinin esas alınması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek şartıyla müvekkili şirketi aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde davacının iddiasının aksine dava tarihinden başlamak üzere yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımı, husumet yönünden reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı —- dilekçesinde özetle; — mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, dava konusu olaya karışan aracın sürücüsü olan diğer davalı — müvekkili arasında başta iş/hizmet akdi olmak üzere maddi veya hukuki hiçbir akdi bağ ve münasebet kesinlikle bulunmadığını, sürücü ile müvekkili arasında —bulunmadığı gibi, müvekkilinin işleten sıfatına da sahip olmadığını, davaya karışan — müvekkili üzerine kayıtlı ise de, araç müvekkili yahut çalışanları tarafından işletilmediğini, müvekkilinin kağıt üzerinde aracın sahibi gözükmek dışında dava konusu ile ilgili başkaca hiçbir ilişiği söz konusu olmadığını. ne aracın kullanıldığı proje ne de aracın işletilmesi ile müvekkilinin ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin araç üzerinde—- bulunmadığı gibi bundan maddi hiçbir çıkarı da söz konusu da olmadığını, kazaya karışan aracın sürücüsü —– arasında başta iş/hizmet akdi olmak üzere hiçbir — ve münasebet bulunmadığını, aracın söz konusu şahısa verilmesi ve kullanılması hususunda müvekkilinin hiçbir talimatı da bulunmadığını, bu sebeplerden dolayı davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı — tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Dava —,—- şirket tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle— bakiye hasar bedeli talebine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiştir.
Davalı—– Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu ileri sürülmüş olsa da — kaynaklı hasar taleplerinde —- karşı sürücü ve malikle birlikte açılan davalarda Ticaret mahkemeleri görevli olduğundan davalı tarafın görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Dava değeri, yapılacak yargılama sonucu belirlenebileceğinden davanın belirsiz alacak olarak açılamayacağına yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
Davalı — yetkili olduğunu ileri sürmüş olsa da Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu davalarda — Ticaret mahkemesi olarak — Adliyesine bağlı olduğu gözetilerek yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dosyaya sunmuş olduğu bina hasarına — —— tutarlı teklif fiyat örneği sunulmuştur.
—- başlığı altında yapılan incelemede; —– yapılan inceleme ve—– hasar meydana geldiğini tespit edilmiş olduğu… Hasarlanan ——– ilgili yapmış olduğum —– ——- alınmış olduğu.” Şeklinde açıklamada bulunarak,—– olduğu, bu bedel tutarından %10 oranında —- tenzili ile 15.210,00TL bedel takdirinde bulunulduğu belirtilmiştir.
Bilirkişiler—- hazırlanan bilirkişi raporunda özetle: davalı sürücü—– plakalı aracı ile —– istikametinde seyir halinde iken kaza mahalline geldiğinde virajlı yolda aracın yüksek hızı nedeni ile direksiyon hakimiyetini kaybetmiş, ana yoldan çıkarak tali yola girmiş önce—– ——- ilerdeki davacının— çarpmıştır. Kazada, aracın —önce bahçe kapısına sonra ağaca ve prefabrik eve çarpması değerlendirildiğinde, hız faktörünün etkili olduğu, yüksek hız nedeni ile virajda oluşan — aracın savrulduğu, yoldan çıktığı ve—- aracını kullanırken, hızını aracının yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadığı, dönemeçlere yaklaşırken hızını düşürmediği, ilgili kanun ve yönetmelik maddelerine uymadığı, trafik dikkat ve özen yükümlülüğüne yerine getirmediği, söz konusu kazaya sebebiyet verdiği nedenleri ile, kazanın meydana gelmesinde asli ve % 100 kusurunun olduğu, dosyaya delil olarak sunulan olay tarihi itibarı ile fiyat değerlendirmelerinin makul olduğu ve —-olduğu, hasarlanan ve çalınan eşyaların —- teminat altında olduğu, davaya konu eşyaları için talep edilecek tazminattan % 10 kıymet kazanma —- ——– raporunda hasar bedelinin %10 oranında eskime payı tenzili ile 15.210,00TL bedel takdirinde bulunulduğu, davacıya ait hasar gören için talep edebileceği tazminat miktarının, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan teklif fiyat ve mahalli rayiç fiyatlar gözetilerek,—–yerine davacının hasarlanan veya çalınan — için talep edebileceği tazminat bedelinin KDV dahil 6.771,20 TL olduğu, davacının hasarlanan — için talep edebileceği tazminat bedelinin 28.125,00TL olduğu, davacının bakiye talep edebileceği bakiye tazminat bedeli ise, —– hasar gören ev için 15.210,00TL tutar hesap ve takdir edildiği, —raporunda hesaplanan– bedeli, eksper raporu ekinde de yer almış olduğu üzere,———- ait —- üzerinden aldığı, söz konusu —- gerekse hasar gören ev niteliğinde bulunmaması sebebiyle, — raporundaki—yansıtmadığı, bu nedenle, hasar gören konteynır ev rayiç bedelinin 28.125,00TL olarak hesap edildiği, davacının hasar ve zarar gören— talep edebileceği bakiye tazminat bedelinin (28.125 TL-15.210 TL)= 12.915,00TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Davacı vekili sunduğu talep artırım dilekçesinde; başlangıçta 2.000,00 TL olarak açtıkları dava değerini 17.686,20 TL artırarak 19.686,20 TL’ye çıkardıklarını ve olay tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamından;—- ve sürücüsü davalı —– sevk ve idaresinde buluna— sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle tek taraflı trafik kazası ile davacıya—-davacının evinin ve eşyalarının zarar gördüğü, kazanın oluşumunda —— 2918 sayılı KTK’da belirtilen 52/1-a (aracın hızını dönemeçlere girerken azaltacağı) kuralını ihlal ettiği ve kazanın meydana gelmesinde davalı— % 100 oranında kusurlu olduğu,
davalı —– plaka — kapsayan —Sorumluluk(Trafık) Sigorta Poliçesi ile sigortacısı olduğu, maddi kaza başına limitin 78.000 TL olduğu, davacı zararın giderilmesi için davadan önce davalı sigorta şirketine başvuru yaptığı, davalı sigorta şirketinin hasar gören ev ve eşyalar için davacıya 19.533,41 TL ödediği, davacı gerçek zararının karşılanmadığından bahisle bakiye alacağı için dava açtığı,
Bilirkişi raporunun kusur ve hesaplamaya yönelik açıklamalar kısmının gerekçeli ve denetlenebilir olması nedeniyle hükme esas alındığı, —hesaplama yapıldığı, ancak raporun sonuç kısmında miktar yönünden hata yapıldığı, bilirkişi heyetince — Sayfasında; davacının hasarlanan veya çalınan ev eşyaları için talep edebileceği tazminat miktarının KDV dahil 6.771,20 TL, hasarlanan –tazminat bedelinin 28.125,00 TL olduğunun bildirildiği, yani ev ve eşyalar yönünden toplam zararın — olduğu, davalı sigorta şirketinin davacıya yapılan 19.533,00 TL ödemenin toplam zarardan mahsubu gerektiği (34.896,20 TL-19.533,00 TL= 15.363,20 TL), davacının gerçekte bakiye 15.363,20 TL zararının olduğu, ancak raporun sonuç kısmında anlaşılmaz şekilde——raporunda belirlenen tutarın 15.210,00 TL’nin mahsubu ile 12.915,00 TL bulunduğu, mahkememizce bu hesaplamaya itibar edilmediği ve mahkememizce açıklandığı şekilde davacının bakiye 15.363,20 TL zararının bulunduğu, davayı bu nedenle 15.363,20 TL üzerinden kabul etmek gerektiği, bakiye talebin reddine karar verildiği,
Davalı —- araç sürücüsü olup, kendi kusuru ile kazaya sebebiyet verdiği, dolayısıyla meydana gelen zarardan sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin —olup sürücünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduğu, her ne kadar davalı—– ile başta iş/hizmet akdi olmak üzere maddi veya hukuki hiçbir—– münasebet kesinlikle bulunmadığı gibi, müvekkilinin işleten sıfatına da sahip olmadığını, ne aracın kullanıldığı —- işletilmesi ile müvekkilinin ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin araç üzerinde fiili tasarrufu bulunmadığını, husumetlerinin bulunmadığını ileri sürmüş olsa da araç —— tarafından yazılan yazıda davaya konu aracın malikinin daval—-tescilli olduğu aracın işletenenin değiştiği yönünde herhangi bir belge olmadığı, davalı tanığının, davalı sürücünün davalı — sigortalı çalışanı olduğunu beyan ettiği,
Karayolları Trafik Kanunu’na göre, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına —- kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa,— aracın bir —- altında veya bu — halinde,——— ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar—–edebileceği tazminattan sürücüsünün kusuru oranında davalı sürücüsü ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, dolayısıyla davalı — itirazının reddi gerektiği, her üç davalının zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalı sürücü ve araç işleteni yönünden temerrüt tarihinin kaza tarihi olduğu, davacı tarafın davalı sigorta— davalı sigorta şirketinin 8 iş günü sonrası 14/10/2019 tarihinde temerrüde düştüğü, davacı tacir olmadığından yasal faiz işletmek gerektiği anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1——- maddi tazminatın davalı sigorta —– yönünden temerrüt tarihi olan 16/11/2019 tarihinden diğer davalılar—- yönünden kaza tarihi olan 14/10/2019 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, bakiye talebin reddine,
2-Karar harcı 1.049,46 TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40 TL peşin harç ve 302,05 TL peşin harç olmak üzere toplam 356,45 TL harcın mahsubu ile bakiye 693,01 TL harcın davalılardan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 54,40 TL peşin nispi harç ve 302,05 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 410,85 TL’nin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 192,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, 1.200,00 TL bilirkişi masrafı (2 farklı bilirkişi) olmak üzere toplam 1.392,00 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 1.086,32 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı —– tarafından yapılan 49,00 TL yargılama giderinin kabul-red oranları gözetilerek 10,97 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar —, ihbar olunan—- tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli— göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı——kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli— göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak — davalılar —-verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan —– — müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan, —–tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı—- yüzüne karşı, davalı —, davalı— vekilinin, ihbar olunan — yokluğunda kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.