Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/315 E. 2021/693 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/315 Esas
KARAR NO: 2021/693
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/08/2020
KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket ile davalı arasında mal alım/satımına dayalı ticari ilişki bulunduğu, müvekkilinin sattığı ürünler ile ilgili bir kısım alacağını tahsil edemediği gibi —- satış yapmış olması nedeniyle davalıdan takip tarihi itibarıyla ——— alacaklı olduğunu, bu alacak ile ilgili olarak —– dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun alacak likit olmasına rağmen haksız ve mesnetsiz olarak itirazda bulunduğunu, zorunlu arabuluculuğa başvurulduğunu ancak arabuluculuk görüşmesinin de sonuçsuz kaldığını, davalı borçlunun borcunu ödemekte temerrüde düştüğünü, kur farkından doğan alacağı talep ettikleri, kur farkının uygulanışının taraflar arasında süre gelen alım/satım ilişkisi ile oluşmuş ticari teamül gereği olduğunu, davalı- borçlunun süreci uzatarak kötü niyetli olarak borcu inkâr etmekte olup, borcun miktarının likit ve belirlenebilir olduğunu, davalı şirketçe takibe yapılan vaki itirazın iptaline ve takibin işleyecek faiziyle birlikte devamını, davalı şirket aleyhine en az % 20 icra inkâr tazminatı mahkümiyetine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf her ne kadar alacaklı olduğunu iddia etse de bu iddiaların gerçeği yansıtmamakta olduğunu, aksine davacı taraf cari hesapta alacaklı değil, kendilerine karşı borçlu gözüktüğünü, davacı tarafın kur farkından kaynaklı alacağı olduğunu iddia ettiğini, ancak bu talebi neye göre istediğinin taraflarınca anlaşılamamış olduğunu, zira davacı ile aralarındaki ilişkide her zaman —- üzerinden ticaret yapıldığını, ayrıca, daha önce müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, davacının iddialarının gerçeklikle hiçbir alakası bulunmadığını, müvekkili şirketin, iddia edildiği gibi bir borcu bulunmadığını, aksine alacaklı olup, karşı tarafın haksız ve mesnetsiz iddialarıyla haksız kazanç sağlama çabasından kaynaklı olarak mağdur olduğunu, davacı tarafa karşı alacaklı oldukları gerekçesiyle —–rağmen karşı tarafın kötü niyetli bir şekilde takibe itiraz ettiğini, itirazın kaldırılması için itirazın iptali davası ikame etmek amacıyla ticari davalarda da arabuluculuk bir dava şartı olduğu için arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, davanın reddini, davacı tarafın cari hesap alacağının bulunması halinde dahi müvekkilinin alacağının, davacı tarafın iddia ettiği alacak ile takas ve mahsup edilmesini, yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile; kur farkı alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
—- getirtilmiş, incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine—–alacağın tahsili için takip başlatıldığı, takip dosyasında ödeme emrinin tebliği ile davalının süresinde icra takibine, borca ve ferilerine itirazlarını bildirdiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği, mahkememizde açılan davanın süresinde olduğu tespit edilmiştir.
—-eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava —- tarihinden sonra açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. —dava şartı arabuluculuk başlığı ile —- eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, — tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, —- tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Tarafların tacir olması ve delil olarak ticari defterlere dayanıldığından tarafların defterleri üzerinde davacının takip tarihi itibariyle davalıdan alacağının olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi—- alınan bilirkişi raporunda özetle; tarafların —- ticari defter ve kayıtları incelendiği, tarafların defterlerinin usule uygun olduğu, davacı şirketin davalı şirketten— olduğu,—olduğu, — alacaklı olduğu, taraflar arasında —- herhangi bir alım/satım ve tahsilat/tediye işlemi gerçekleşmediği, davacının davalıdan —-bakiyelerinin değişikliğe uğramadan şüpheli alacak olarak mevcudiyetini koruduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre— sonu itibarıyla; davalı şirketin davacı şirkete —- olduğu, tüm alımlarını — altında takip ettiğinden — bulunmadığı, davalı şirketle davacı şirket arasında —- küsurat farkı dışında mutabakatsızlık bulunmadığı, —- sonu itibarıyla; davalı şirketin davacı şirketten —- alacaklı durumda bulunduğu,— düzenlenen faturalarında — — bulunmadığı, — yılında da değişikliğe uğramadan mevcudiyetini sürdüren — alacağın, davalı şirket tarafından —– sayılı dosyasıyla davacı şirket aleyhine Takip konusu yapıldığı, davacı şirket tarafından yapılan İtiraz nedeniyle işbu takibin durdurulduğu, taraflar arasındaki mutabakatsızlığın; davalı şirketçe davacı şirkete gerçekleştirilen ödemelerin ileri vadeli ve —- yapılmış olması nedenleriyle —- bazında düzenlenen fatura yönünden fiili ödeme tarihlerinde —— oluşmasına sebebiyet verdiği, —– incelendiğinde, faturanın —- cinsinden düzenlenmiş olduğu ve düzenleme tarihi olan —- karşılığının faturada yer aldığı ve — cinsi bu tutar üzerinden ticari defterlere kaydedildiği, davacı şirketin davalı şirket adına —- faturaya ilişkin yapılan ileri vadeli ödemelerin fiili ödeme tarihlerindeki —- değerlemesi yapıldığında, davacının ekstresinde yer alan hesap hareketlerinde bir isabetsizlik bulunmadığı, mutabakatsızlık sebebi olarak tespit edilen ve geçici vergi dönemlerinde yasa gereği yapılması gerekli olan kur farkı tahakkukları yönünden davacı şirketin ticari defterlerindeki kayıtlara itibar edilebileceği, buna göre, davacı şirketin davalı şirketten —- düzenlenmiş olan faturanın bakiyesinden kaynaklanan —- alacağı bulunduğu, davacı şirketin davanın dayandığı takipte, —- işlemiş faiz talebinde bulunduğu ve bu talebini harçlandırmak suretiyle huzurdaki davaya da konu ettiği, dosya kapsamı incelendiğinde, taraflar arasında temerrüt halini belirleyen yazılı bir sözleşme ve/veya takip konusu yapılan alacağa ilişkin olarak takip öncesi keşide edilmiş hukuki nitelikli bir temerrüt ihtarına dosya kapsamında rastlanılmamış olduğu gibi iddia da edilmediği görülmekle, davacı şirketin takip öncesine ilişkin —- talebinin takdirinin mahkemeye ait olacağı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, davanın davacı şirketin başlatmış olduğu icra takibine davalı şirketin vaki itirazının iptali için ikame edilmiş itirazın iptali davası olduğu, taraflar arasında yazılı bir sözleşmeye dayalı olmaksızın mal alım/satımına yönelik ticari ilişki bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmayıp, davaya konu ihtilafın, davacı şirketin davanın dayandığı takibe ve işbu davaya konu yaptığı kur farkına dayalı —- talebinin yerinde olup, olmadığı ve varsa miktarının tespiti hususlarında toplandığı, tarafların ticari defter ve dayanak belgeleri üzerinde karşılaştırmalı olarak yapılan inceleme neticesinde, taraflar arasında —- yılında da sürdürüldüğü görülen ticari ilişki kapsamında davacı şirketçe davalı şirkete muhtelif tarih ve tutarlarda olmak üzere ——cinsinden faturalar düzenlendiği ve düzenlenen bu faturaların, davacı şirketin ticari defterlerinden dayanak belgeleriyle uyumlu bir şekilde —– bazında ayrı ayrı tanımlanmış hesaplar altında davalı şirket adına borç kaydedilmiş bulundukları, davalı şirketin incelenen ticari defterlerinde davacı şirketçe gerek —cinsinden gerekse— cinsinden adlarına düzenlenen faturaların tamamını — cinsinden ticari defterlerine kaydettiği, ancak —- düzenlenen faturaya ileri vadede yapılan tahsilatlara istinaden olumlu/olumsuz herhangi bir kur farkı tahakkuk etmediği, tarafların ticari defter kayıtları mukayeseli olarak incelendiğinde — sonu itibarıyla tarafların mutabık oldukları, — davacı şirketçe davalı şirket adına düzenlenmiş gerek — cinsinden faturaların— karşılıklarının tam bir mutabakat içerisinde karşılıklı olarak ticari defterlerde kayıtlı oldukları, davalı şirketçe davacı şirkete gerçekleştirilen ödemelerin ileri vadeli ve— yapılmış olması nedenleriyle davacı tarafça —- bazında düzenlenen bu fatura yönünden fiili ödeme tarihlerinde kur farkı oluştuğunun savunulduğu, —- incelendiğinde, faturanın — birimi cinsinden düzenlenmiş olduğu ve düzenleme tarihi olan —— cinsi bu tutar üzerinden ticari defterlere kaydedildiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda, davacı şirketin davalı şirket adına —- düzenlediği işbu faturaya ilişkin yapılan ileri vadeli ödemelerin fiili ödeme tarihlerindeki —- değerlemesi yapıldığında, ekstrede yer alan hesap hareketlerinde bir isabetsizlik bulunmadığı, mutabakatsızlık sebebi olarak tespit edilen ve geçici vergi dönemlerinde yasa gereği yapılması gerekli olan kur farkı tahakkukları yönünden davacı şirketin ticari defterlerindeki kayıtlara itibar edilebileceği, buna göre, davacı şirketin davalı şirketten —- düzenlenmiş olan faturanın bakiyesinden kaynaklanan —-alacağı bulunduğu yönünde görüş bildirilmiş ise de mahkememizce rapora itibar edilmediği, kur farkı talep edilebilmesi için taraflar arasında kur farkı talep edilebileceğine ilişkin yazılı sözleşme olması yada kur farkı uygulanacağı yönünde bir teamül oluşmuş olması gerektiği, taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı gibi ticari ilişkinin—- olarak düzenlenmiş faturalarla devam ettiği, — düzenlenen tek bir fatura ile —– kur farkı talep edilebileceğinin kabul edilemeyeceği, kaldı ki davalının bu faturaya ilişkin ödemelerini çek ile yaptığı, çekin ödeme vasıtası olduğu, ödeme günü üzerinden kur farkı talep edilemeyeceği anlaşıldığından davacının kur farkı talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.—-
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar harcı — davacı tarafça peşin olarak yatırılan — harcın mahsubu ile bakiye —– harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen dava miktarını geçmemek üzere 3.772,15 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6—– bulunan — arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
7-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2021