Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/310 E. 2020/660 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/310 Esas
KARAR NO : 2020/660

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/08/2020
KARAR TARİHİ : 24/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait —–plakalı araca, davalı şirket tarafından —- poliçe numarası ile kasko sigortası yapılmış olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu trafik kazası dolayısıyla araç 04.09.2019 tarihinde yetkili servise teslim edildiğini ve araç için—- hasar numaralı dosyası açıldığını, eksper onayı üzerine müvekkiline 5 gün ikame araç verilmesine karar verildiğini, müvekkilinin 06.09.2019 tarihli talebi üzerine 07.09.2019 tarihinde ikame araç temin edilmiş olup aracı temin eden firma aracı teslim için müvekkiline ait kredi kartından — talep ettiğini, kredi kartından 500 TL provizyon çekildikten sonra müvekkilinin teslim formuna kredi kartı bilgilerinin (kart numarası – —-not alınmaya başlandığını fark ettiğini, müvekkilinin bunun ne için kaydedildiğini sorduğunda ise prosedür gereği olduğunun beyan edildiğini, müvekkilinin bu işleme rızasının bulunmadığını, müvekkilin müşteri hizmetlerini aradığını, bu durumun yasal olmadığını, tarafından talep edilen 500 TL provizyonu vermesine rağmen ayrıca kart bilgilerinin istenmesine anlam veremediğini, ikame araç için kredi kartı bilgilerini bu şekilde vermenin güvenlik zafiyeti oluşturacağını ya başka bir firma temin etmelerini yada kendisinin bir yerden kiralama yapıp faturayı şirketinize ileteceğini, müvekkilinin herhangi bir kişiye bu şekilde kredi kartı bilgilerini teslim etmesi açık bono imzalaması ile eşdeğer olduğunu, müvekkiline 5 günlük ikame araç takdir edilmiş olduğunu, müvekkilinin aracını ancak 20.09.2020 tarihinde teslim alabildiğini, müvekkilinin ———–kiralama firmasından almış olduğu 5 günlük ——- araç için ———–bir ihtarname göndermiş olduğunu, davalarının kabulünü, yargılama esnasında tespit edilecek olan müvekkilin 15 gün boyunca aracını kullanamamasından doğan belirsiz alacağın uygulanacak en yüksek faiziyle birlikte davalı tarafça tazminini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın 13.08.2019 tarihinde meydana gelen kazada —– nezdinde kasko sigorta poliçesi ile teminat kapsamına alındığını, aracın onarımı süresince araç kiralamak zorunda kaldığını, belirtilen sebeple zararın doğduğunu iddia ederek eldeki davayı ikame ettiğini, davacı tarafın talepleri hukuki dayanaktan yoksun olup reddi gerektiğini, kazaya karıştığı iddia edilen —-müvekkili şirket nezdinde —-numaralı — Poliçesi bulunmadığını, müvekkili şirkete herhangi bir belge gönderilmemiş olduğunu, eldeki davaya konu kazanın müvekkili şirkete ihbarı üzerine gerekli incelemeler başlatılarak —– sayılı hasar dosyası oluşturulduğunu, Eksper tarafından yapılan incelmeler neticesinde ekspertiz raporu oluşturulmuş ve oluşturulan ekspertiz raporuna istinaden araçta oluşan zarar tanzim edildiğini, hasarın tazmin edilmesi ile müvekkili şirketin kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan başkaca bir borcunun kalmadığını, davacı tarafın, tamirat süresince araç kiralaması ve kiraladığı araç bedelini müvekkili şirkete yansıtmasına anlam verilemediğini, — plakalı aracın kazaya karışmasına müvekkili şirketin sebep olmadığını, meydana gelen kaza sebebiyle doğan zarardan da müvekkili şirketin sorumlu olmayacağını, müvekkili şirketin sorumluluğunun ancak davacı taraf ile akdedilen Kasko sigorta poliçesinden doğabilir olduğunu, kasko sigorta poliçesi incelendiğinde ikame araç — bulunduğunu, İlgili — ikame aracın, hasarlı aracın durumu ve tamirat süresi dikkate alınarak maksimum 8 gün için verileceğini, ikame aracın —edeceğinin belirtildiğini, davacı tarafın, ikame araç hizmetinden yararlanabilmesi için tamirat onayının verilmesinden sonra —-şirketine ulaşarak ikame araç talebinde bulunmasının gerekir olduğunu, davacı tarafın kasko sigorta poliçesine aykırı olarak — şirketinden ikame araç talep etmemiş olduğunu, hukuk ve yasaya aykırı eldeki davanın usul ve esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, davacıya ait —— plakalı aracın kasko poliçesinin davalı … tarafından düzenlendiği ve trafik kazası sonucu ikame araç bedelinden davalı … şirketinin zarardan sorumlu olduğundan bahisle davacının 15 gün boyunca aracını kullanamaması nedeniyle zararın tazmini talebine ilişkindir.
28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde; kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Eldeki davada, davacı taraf, aracının kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden trafik kazası sonucu aracın tamirde olması nedeniyle aracını kullanamamasından kaynaklı zarar bedelini poliçe kapsamında talep ettiği, taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacıyla yaptığı kasko sigorta sözleşmesine aykırılıktır. Davacının tacir olduğu yönünde iddia olmadığı gibi bilgi ve belgeye de rastlanılmamış olup sigortalı araç ise hususi bir araçtır. Yukarıda zikredilen yasal düzenlemeler gereğince 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlüğünden sonra 03/06/2016 tarihinde açılan iş bu davaya İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesinin bakması gerekir.—- ———— sayılı kararı) Görev dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu anlaşıldığından aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına ( ihtar edildi)
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair davacının yüzüne karşı, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.