Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/305 E. 2021/235 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/305 Esas
KARAR NO : 2021/235

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin —– diğer sigorta şirketlerince davalı borçlu adına düzenlenen sigorta poliçelerine aracılık ettiğini, davacı ile davalı arasındaki borç alacak ilişkisi davacı şirket nezdinde cari hesap şeklinde tutulduğunu, davacı şirketin davalı borçlu adına bir poliçe düzenlendiği vakit bu poliçe bedelini bu cari hesaba işlediğini ve davalıyı bu poliçe sebebiyle borçlandırdığını, davalı borçludan gelen ödemeleri de cari hesaba davalı adına alacak olarak kaydedildiğini, davacı şirketin sunduğu —-sonucu—–yaptığı sigorta şirketlerinden davalı adına düzenlenen — bedellerini davacı şirket kendi hesabından ödendiğini, davalı borçlunun da davacı şirketin ödediği poliçe bedellerine mahsuben davacı şirkete banka yoluyla ya da elden makbuz karşılığı — ödemeler yaptığını, dolayısıyla davacı şirketin takip dosyasına konu alacağı, davalı şirket adına düzenlenen ve bedeli davacı tarafından ödendiği halde davalıdan tahsil edilemeyen poliçe bedellerinden kaynaklandığını, hesap ekstresinden de görüleceği üzere davacı şirketin davalı adına düzenlenen poliçe bedellerine mahsuben sigorta şirketlerine ödediği ancak davalıdan tahsil edemediği 4.641,60 TL asıl alacağı bulunduğunu, davacı şirketin davalı adına düzenlenen ve bedelleri davacı tarafından sigorta şirketine ödenen poliçe bedellerinden kaynaklı bakiye 4.641,60 TL alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davalı borçlu aleyhine İstanbul Anadolu ———. İcra Müdürlüğünün ——Esas sayılı icra takip dosyasından icra takibi başlatıldığını, icra takip dosyasından davalı borçluya gönderilen ödeme emri davalı borçluya 01.04.2014 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı borçlunun İstanbul Anadolu — İcra Hukuk Mahkemesinin — Esas sayılı dosyasından açtığı şikayet davasında davalı borçluya yapılan 01.04.2014 tarihli tebligatın usulsüzlüğüne ve tebliğ tarihinin 16.05.2014 olarak kabulüne karar verildiğini, davalı borçlu icra takip dosyasına sunduğu 20.05.2014 tarihli itiraz dilekçesinde hiçbir somut delil ve gerekçe göstermeden soyut beyanlarla borca itiraz etmiş ve takibin durduğunu, davalı borçlunun İstanbul Anadolu — Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamını, takibe haksız ve kötü niyetli itiraz edilmesi nedeniyle davacı lehine davalı aleyhine takip konusu asıl alacağın % 20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretlerinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davasının süresi içinde açılmamış olduğunu, davanın hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddi gerektiğini, işbu dava ile iptali istenen icra takibine konu edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, icra takibine yapılan itirazın kötü niyetli ve alacaklının alacağını tahsilini engelleme amacı ile yapıldığı yönündeki iddialar hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının dava dışı 3. kişi ——- defterlerini delil olarak göstermesinin hukuka aykırı olduğunu, alacağın varlığının ispat yükünün alacaklıda olduğunu, dava dışı 3. şirketin taraflar arasındaki ilişkinin tarafı ve sorumlusu olmadığını— şirketlerinin kayıtlarının hükme esas alınamayacağını, hukuka aykırı ve mesnetsiz davanın reddini, takibin devamına ve davacı aleyhine alacak miktarının %20’sinden az olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Davanın konusu, davacı şirketin davalı adına düzenlediği poliçelerin bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkindir.
İstanbul Anadolu –.İcra Müdürlüğünce — Esas sayılı dosyasının UYAP sureti dosyamız arasına celp edilmiştir.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında— tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan,– bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı tarafın düzenlediği poliçe suretlerini dosyaya sunduğu, poliçelerin davalı adına düzenlendiğinin görüldüğü, mahkememizce davalının tacir olup olmadığının tespiti amacıyla yapılan araştırma kapsamında—– müzekkereye verilen cevapta — işletme hesabına göre defter tuttuğu ve mal alış satış toplamının 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu 177. maddesi ve diğer ilgili maddelerinde ve ilgili –kararında belirtilen tutarın altında kaldığının bildirildiği, buna göre davalının tacir olmadığının anlaşıldığı, davacı tacir olsa da davalının tacir olmadığı ve düzenlenen poliçelerin tüketici vasfıyla düzenlendiği, 6502 Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(l) maddesi uyarınca davacı şirket ile davalı arasındaki ilişkide Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu dolayısıyla bu davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin — Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli —-Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (ihtar edildi)
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.