Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/285 E. 2021/294 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/285 Esas
KARAR NO : 2021/294

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/08/2020
KARAR TARİHİ : 15/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ——– sevk ve idaresinde——– kaybı neticesinde yapmış olduğu kaza sonucu çok ağır derecede hasarlandığını, aracı kaza anındâ sevk ve idare eden sürücünün mevzu bahis aracı kullanmaya yeterli ehliyeti olduğunu, kaza ——— olmadığının da ——— sabit olduğunu, —–devre dışı bırakacak herhangi bir hususun söz konusu olmadığını, iş bu kaza nedeniyle; davacıya ait aracın tamirinin çok ağır bedel gerektirdiğinden davacının aracı çekme belgesi çıkartarak – ——– satmak zorunda kaldığını, davacının aracının piyasadaki ———— ile aracı kazalı ———-arasındaki ————maddi kayba uğradığını ve dahi kaza tarihi ile aracın hurda olmuş şekli ile trafikten çekme belgeli olarak satışı arasındaki zaman diliminde de davacı araçtan mahrum kalmakla araç mahrumiyeti bedelide talep etmek hakkına sahip olduğunu, davacıya ait aracın hasarlanması nedeni ile tezahür eden zararının karşılığı olarak şimdilik; 50,00 TL’nin, araç mahrumiyet bedeli karşılığı olarak şimdilik; 50,00 TL olmak üzere şimdilik; l00,00TL’nin yasal faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline yargılama giderleri ile ücreti vekaletinde davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;tüketicinin korunması hakkında kanun md. 3/1-l hükmü gereği davada görevli mahkeme tüketici mahkemeleri olup davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı zararını tespit etmiş olmasına karşın davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirket tarafından gerçekleştirilen iş ve işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı şirketin gerçek zarar sorumluluğu bulunduğundan ———işlemin onarımdan —– araştırılması gerektiğini, TKHK md. 3/1-l hükmü gereğince davanın görev yönünden reddini, ———— yasa ve genel şart hükümleri ile yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı fiilleri sonucu usul ve yasaya uygun şekilde reddedilen başvurusu nedeniyle davanın esastan reddini, yasaya aykırı şekilde açılan belirsiz alacak davası nedeniyle öncelikle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılması talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava,——kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
——————- plakalı aracın davalıya sigortalı olduğu ve hususi araç olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında ——– tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı vekili, müvekkilinin davalıya ——- aracın tek taraflı kaza yapması nedeniyle maddi zararını Kasko Sigorta Poliçesi uyarınca davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Davacı ile davalı şirket arasında akdi bir ilişki olup, davalının sorumluluğunun kaynağı bu sözleşmedir. Davacının tacir olduğu yönünde iddia olmadığı gibi bilgi ve belgeye de rastlanılmamış olup sigortalı araç ise hususi bir araçtır. Bu durumda uyuşmazlığın 6502 sayılı yasa hükümleri uyarınca çözümlenecek olduğu ve davaya bakma görevi Tüketici Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı vermek gerekmiştir. (Emsal Yüksek Yargıtay ———-
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine, MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemeninin——– Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
3-HMK 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın görevli—– Mahkemesine gönderilmesine belirtilen süre içerisininde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına ( ihtar edildi)
4-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.