Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/278 E. 2022/213 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/278 Esas
KARAR NO: 2022/213
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/08/2020
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketçe takip borçlusu Davalı Şirket adına kesilmiş olan —-Bedelli Fatura alacağının tamamı için — dosyasından İcra Takibine geçildiğini, Davalı Borçlunun hukuki dayanaktan yoksun ve gerçek dışı itirazı sonucunda takibin durdurulduğunu, Öncelikle, Her iki Şirket kayıtlarından da görüleceği üzere,—- olup, Davalı —- tam ve eksiksiz alınmış olmasına rağmen——ödediğini, yapılan tüm ihtarlara rağmen içeriğinde ihtilaf bulunmayan bu fatura alacağının bakiye —— müvekkiline ödenmediğini, Bunun dışında —- arasında yapılan elektronik yazışma ve temaslarda — onayının alındığının Müvekkili — bildirilmiş, taraflar arasında onaylanan —-üretilmesi konusunda anlaşma sağlandığını, —- nakit alınarak başlanacağı ve peşinat ödenmek kaydıyla ürünlerin —-tarihinde teslim edileceği, kalan bakiyenin ise işin tesliminde ödeneceğinin ve teslimlerinde müvekkili şirketin adresinde yapılacağının belirtilmiş olduğunu, Davalı ——ödenmemiş olmasına rağmen, Şirket yetkilisi —- sözlü taahhüdü ve güvencesi ile tüm maliyetlerin müvekkili şirketçe karşılanarak üretime başlanmış olduğunu —süren mesaili çalışmalar sonucunda ürünlerin ayıpsız şekilde —- tarihinde Davalı Şirket
çalışanlarına —- adresinde teslim edilmiş olduğunu, Davalı Şirketin,—–kendilerine teslim ettiği ürünlerin ucuz ve kalitesiz malzemeden üretildiği, sepetlerine uygun olmadığı ve geç teslim edildiği iddiasıyla müşterilerinin projeyi iptal ettiğini, ödemelerini geri istediğini ve haklarında dava açacağını ihtar ettiğini, firmalarının itibarının zedelendiğini ihtar ettiklerini, İşbu İhtarnamedeki hususların maddi gerçeklerle bağdaşmadığını ve hukuki olmadığını, söz konusu faturaya konu ürünlerin kontrollerinin —–tarafından bizzat kontrol edilerek müvekkili şirketten alındığını ve davalı şirket tarafından tedarik edilen araca yüklendiğini, belirtilen tüm aşamaların müvekkili şirketçe fotoğraflanarak ve video’ ya yüklenerek belgelenmiş olduklarını, Tüm bu hususların, Davalı Şirket İhtarnamesine cevaben keşide edilen—–ihtarnamede belirtildiğini ve ürünlerde üretimden kaynaklanan herhangi bir ayıbın mevcut olmadığı, deformasyonların davalı şirkete ait yükleme ve nakliyeden kaynaklı
deformasyonlar olduğunun açıklandığını, Buna — fatura bedellerinin ödenmediğini ve davaya konu İcra takibinin başlatıldığını, daha sonra yapılan —- görüşmelerinden de sonuç alınamadığını, ayrıca—- faize, faiz oranına itirazlarının yerinde olmadığını ve İtirazların— olduğunu iddia ederek, Davalı—- aleyhine en az %20 Kötü Niyet Tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava itirazın iptali davası olup, —-takibe yapılan itiraz nedeniyle açılmış olduğunu, ancak anılan dosyanın tarafı dava dışı — Firma olup, davacı bilahare müvekkilini de usule aykırı olarak icra takibine dahil etmiş ve anılan dosyadan müvekkili şirkete ödeme emri tebliğ ettiğini, Bu nedenle, icra müdürünün usulsüz işlemine karşı —–sayılı dosyasından takibin iptali davası açıldığını, Dava konusu İcra dosyasının takip borçlusu müvekkili şirket ile benzer unvana sahip ancak farklı bir tüzel kişilik olan—- olduğunu, Davacının sehven yanlış firmaya takip başlatmış olması halinde, müvekkili şirkete yönelteceği talebiyle ilgili yeni bir takip başlatması ve yeniden harç ödemesi gerekmekte olduğunu, Takip borçlusunun farklı bir firma olduğu ve takip başlatıldığında borçlu olarak gösterilmeyen müvekkili şirketin sonradan dosyaya takip borçlusuymuş gibi ödeme emri göndermek suretiyle eklenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle anılan dava açılmış olup, halihazırda da anılan takibin hem müvekkil şirket hem de anılan firma hakkında derdest olduğunu, Hal böyle olunca itirazın iptali davasının da muhatabı iki firma olmalı veya davacı tarafın alacak iddia etmediği firma hakkında takibinden feragat etmesi gerektiğini, ancak 3. Kişi firma hakkında da dava konusu takip derdest olup,—- kabulü ve takibin iptali halinde, huzurdaki davanın konusuz kalacağını, Davacı tarafın, şikayetin sonucunu beklemeden huzurdaki davayı açmış olup, bu surette dava şartlarının oluşmamış olduğunu ve davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle esasa girilmeden reddini, aksi takdirde anılan davanın sonucunun bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, Müvekkili şirketin —— tasarladığı bir — üretimi için davacıyla alt taşeron olarak anlaşmış olduklarını, Anılan projede Müşteri’nin talep etmiş olduğu ürünler için davacıya geçilen siparişlerde davacıyla anlaşılan malzeme kriterlerine —- hiçbir şekilde uymamış, anlaşılanın çok çok altında bir kalitede üretim yapmış, yapılan bu kalitesiz üretim ürünlerin müvekkili şirket tarafından tam ve gereği gibi kontrolüne imkan vermeyecek şekilde—- kadar gecikilerek son anda konteynerlere yüklenmiş ve gecikme nedeniyle gerekli muayene ve kontroller yapılamadan alelacele bir şekilde ürünlerin yola çıkmış olduğunu, Yukarıda belirtilen hususlar ürünlerin, uluslararası bir marka olan Müşteri tarafından —-incelenmesi neticesinde tespit edilmiş ve bu tespit sonucunda Müşterinin tüm ürünlerin müvekkili şirketçe iade alınmasını istemiş olduğunu, Müvekkili şirketin — farklı ülke ve şubelerine yıllarca hizmet vermiş olup, hiçbir sorun yaşamadan yıllardır ticari ilişkisini devam ettirmiş, kaliteli, süresinde ve ihtiyaçları karşılayan üretim ve hizmet anlayışı ile Müşteri nezdinde ciddi bir kredibilite ve prestij kazanmış olduğunu, ancak, davacının müvekkili şirket ile anlaşılandan daha ucuz ve kalitesiz malzeme kullanımı ve spektlere aykırı üretiminden dolayı Müşterinin müvekkili şirketin kendilerine yaptığı tüm projenin birden iptal edilmesi kararını aldığını ve toplam fatura bedeli olan —- ürünlerle birlikte iadesini istemiş olup, Müşteri ile müvekkili şirket arasındaki yazışmaların bu hususu tevsik edeceğini, Yukarıdakilere ilaveten, Müşterinin, müvekkili şirketin kendisinin itibarını zarara uğrattığı iddiası ile müvekkili şirketi zararlarının tazmini konusunda ihtar etmiş olup, açılacak davada yukarıda belirtilen tutarlar dışında,—-masrafları, yargılama masrafları ve benzeri bütün masraf ve zararların müvekkilinden talep edileceğini de ayrıca ihtar etmiş olduğunu, Müvekkili şirket Müşteri ile zararının tazmini konusunda alternatif çözümler üretmeye çalışmış ve Müşteri’nin talebi üzerine,—- masaların üstündeki mermerin Müvekkili Şirket tarafından değiştirilmesi karşılığında sorunun çözülmüş olduğunu, —— şahıs firmalarından dava konusu tutarlara denk gelecek tutarda—satın alımı yapmış ve bu surette anılan projede davacının kusuru nedeniyle zarar etmiş olduğunu, Davacı Şirketin, —– kusurlarını kabul etmiş, Müşteri ile sorunu çözmeleri neticesinde müvekkili şirketle aralarında farklı şekilde —- hesaplaşacaklarını dile getirmiş olduğunu, bu aşamada, müvekkili şirketin de davacının sözüne itimat etmiş, ancak davacı, imalatını yaptığı her üründe tek tek sorun çıkması nedeniyle, müvekkili şirketin kendisiyle bir daha çalışmayacağını anladığından, bir anda sözünden dönerek bakiye tutarı talep ve dava etmiş olduğunu, Davacının kusurunu ve Müvekkili şirkete verdiği zararı görmezden gelerek, bakiye tutarı ısrarla istemesi üzerine, Müvekkili Şirketin kendisine ayıplı/kusurlu hizmeti nedeniyle, daha önce ödemiş olduğu peşinat için talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla bakiye bedeli ödemeyeceğini, ilaveten
uzlaşma neticesinde dava dışı veya dava sonunda Müşteri’ye ödemek zorunda kalacağı tazminat, masraf, yargılama masrafı, avukatlık ücreti vs. nam altında tüm tutarların kendisine rücu edileceğini ve açılacak davada ——kaybı nedeniyle manevi tazminat ile yargılama masrafları ve vekalet ücretini de ayrıca talep edeceğini ——ihtarnamesi ile ihtar etmiş olduğunu, Davacının da anılan ihtara cevap vermiş ve akabinde huzurdaki davayı açmış olduğunu, Davacının kusurlu/ayıplı hizmeti hem kendisinden sadır——-yazışmalardaki ikrarları ile hem de Müşteri ile Müvekkili Şirket arasındaki yazışmalarda sabit olduğunu, Davacının davasında haksız olup, davasının reddini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde,—– hatalı/ayıplı imalat nedeniyle Müşteri’nin zararını kısmen de olsa tazmin etmek amacıyla ilave mermer ve mobilya imalatı nedeniyle 3. Kişi konumunda olan—– firmalarına ödediği müvekkilin işbu tutardaki zararı ile yukarıda belirtilen diğer zararlarını talep ve dava etme hakkı saklı kalmak kaydıyla, dava konusu tutardan mahsup/takasını talep ettiklerini beyan ve savunarak,—– dosyasının borçlusunun başka bir firma olması ve bu nedenle—–takibin iptali davası açılmış olması nedeniyle, davanın öncelikle dava şartı noksanlığından esasa girilmeden reddine, aksi takdirde anılan davanın sonucunun bekletici mesele yapılmasına, Davacının haksız davasının reddine ve haksız takip nedeniyle %20’inden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, mahkemenin davacıyı haklı bulması halinde, fazlaya ilişkin haklar ile yukarıda belirtilen sair zararların talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, —- yaptırılan imalatlara/satın alımlara ilişkin ödemelerin dava konusu tutardan mahsup/takasına, vekalet ücreti ve yargılama masraflarının davacıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava,—–faturaya dayanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava—- tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, — tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, —- tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafların anlaşması sebebiyle davadan feragat ettiklerini bildirir — tarihli dilekçesini dosyaya sunmuştur.
Davalı vekili—– tarihli protokol kapsamında uzlaştıklarını davacının davadan feragat ettiğini, tarafların kaşılıklı olarak yargılama masrafı ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını, feragati kabul ettiklerini bildirmiştir.
Davadan feragat HMK’nın 307. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen, kesin hükmün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. HMK 307. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatının mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Davadan feragat davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olduğundan davanın bu nedenle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafça başlangıçta yatırılan 1.831,24 TL harçtan mahsubu ile bakiye ‭‭1.750,54‬‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı vekili ve davalı vekilince yargılama gideri, vekalet ücreti talepleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca , davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı karar verildi. 17/03/2022