Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/274 E. 2021/656 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/274 Esas
KARAR NO : 2021/656

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;——–Esas sayılı dosyadan müvekkili ile ilgili — özetine ilişkin genel haciz yoluyla takip yapıldığını ve ödeme emri gönderildiğini, takibe konu sözleşme, — hesap özetine ilişkin imzalar müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin dolandırıldığını, ——- yapıldığını, müvekkilinin imzası olmayan sözleşme,—- veya—- ilgili borçlu olmadığının tespitini,— hakkında başlatılan icra takibinin tedbiren durdurulmasını, borçlu olmadığı —-cebri icra tehdidi —- zorunda kalırsa ödediği bedelin—- ile davalıdan alınarak tarafımıza ödenmesini, davalının hesap özeti bedelinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ olduğu, davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Davanın hukuki niteliği itibariyle menfi tespit talebine ilişkin olduğu anlaşıldı.
HMK’nun 115/1.maddesi uyarınca dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında—–yayımlanan ve — tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, — yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde belirtilmiştir. Kanun’un “tanımlar” —- “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler —-arasında —— benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesinin görevli olduğu hüküm altına alınmıştır. Yine kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davalı tarafın davacı ile imzalandığını beyan ettiği sözleşme ve dayanak belgelerin suretlerini dosyaya sunduğu, sözleşmenin—-olduğu ve davacı adına düzenlendiğinin görüldüğü, mahkememizce davalının tacir olup olmadığının tespiti amacıyla yapılan araştırma kapsamınd—–yazılan müzekkereye verilen cevapta davalının ——– olmadığının bildirildiği, buna göre davalının tacir olmadığının anlaşıldığı, davacı tacir olsa da imzalanan sözleşmenin ——– kartı kullanımına ilişkin olduğu, sözleşmenin tüketici vasfıyla düzenlendiği, 6502 Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(l) maddesi uyarınca davalı banka ile davacı arasındaki ilişkide Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu dolayısıyla bu davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla, mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevli mahkemenin —Tüketici mahkemeleri olduğuna,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın —– Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, belirtilen süre içerisinde dosyanın gönderilmesi için talepte bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
HMK 345. Maddesi hükmü uyarınca kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.