Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/269 E. 2022/903 K. 13.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/269 Esas
KARAR NO : 2022/903

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2020
KARAR TARİHİ : 13/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Borçlu şirket aleyhine —– numaralı poliçe kaynaklı oluşan borç sebebiyle, davalı taraf aleyhine—– sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlu tarafın yetkiye ve borca itirazı ile takip durmuş olduğunu, icra dosyasının yetkili merciye gönderilmesi için talepte bulunulduğunu ve dosyanın —- tevdi edilmiş olduğunu, —–sayılı numarayı aldığını, borçlu tarafın söz konusu poliçeyi itiraz dilekçesinde borca ve faize itirazlarının sunulduğu itiraz dilekçesinin ekine herhangi bir ödeme belgesi koyulmadığını beyan ederek davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile takibin devamına, kötü niyetli davalı aleyhine, borcun yüzde 20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa dair yükletilmesine kararın verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı tarafın dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 28.07.2020 tarihinde açılmakla davacının dava şartı arabuluculuk koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya başvurduğu, 18.03.2020 tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 18.03.2020 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının da düzenlenmiş olduğu görülmüştür.Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.Mahkememiz 20/05/2021 tarihli ara karar ile; taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından, TTK 83-85.maddeleri ile HMK 222.maddesi uyarınca her iki tarafın 2017 yılına ait tüm yasal ticari defterleri üzerinde tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sunulan deliller ve dosya kapsamına göre tüm iddia ve itirazları karşılar şekilde rapor düzenlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup;
——07/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 6102 sayılı TTK. ve 213 sayılı VUK.’nun ticari defterlere ilişkin madde hükümlerine göre incelenen davacı —–2017 dönemi yasal ticari defterlerinin uygun esaslarda olmak üzere, usulüne göre tutuldukları ve açılış kapanışlarının onayiı oldukları, —–2017 dönemi yasal ticari defterlerinin de uygun esaslarda olmak üzere usulüne göre tutuldukları ve açılış kapanışlarının onaylı olduklarının tespit edildiği, Davacı —— incelenen yasal ticari defterlerinde ; Davalı adına düzenlenmiş —– Nolu 2.717,35 TL. Prim tutarlı —— poliçesinin kayıtlı olduğu,—– Merkez dışı tahakkuk poliçe kontrol listesinde de mevcut ve davalı aleyhine borç bakiyeli olduğunun tespit edildiği, Davalı—– 2017 dönemi yasal ticari defterlerinde söz konusu poliçenin herhangi bir kaydının bulunmadığının tespit edildiği, —–Nolu 2.717,35 TL. Prim tutarlı——Poliçesinin, Davacı —— 2017 dönemi yasal ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, Davalı —–2017 dönemi yasal ticari defterlerinde kaydının bulunmadığı, kayıt görmediğinin tespit edildiği, Davacının yasal ticari defterlerinde kayıt görmüş olan ——Nolu poliçe prim tutarının ödenmemiş olduğu, davalı aleyhine 2.717,35 TL. borç bakiyesi verdiğinin tespit edildiği belirtilmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde;Dava,—— nolu poliçe bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.İtirazın iptali davası 2004 sayılı İcra İflas Kanununda düzenlenmiştir.2004 sayılı İcra İflas Kanununun “itirazın iptali” başlıklı 67.maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
” şeklinde belirtilmiştir.İtirazın iptali davası, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Eldeki davada alacaklı davacı tarafından —–icra sayılı dosyasında takip başlattığı, ödeme emrhkememizde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.İtirazın iptali davası, icra hukukuna özgü bir dava türü olması nedeniyle icra takibine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu nedenle yargılama yalnızca ilgili takip dosyası temel alınarak ve tarafların iddia ve savunmaları genel hükümlere göre incelenerek borçlunun borçlu olup olmadığı araştırılır ve tarafların haklılık durumları takip tarihi esas alınarak belirlenir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Ticari Defterlerin İbrazı ve delil olması” başlıklı 222.maddesinde “.Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklinde belirtilerek ticari defterlerin usulüne uygun tutuldukları halde sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesinin şartları belirtilmiştir. Bu hususta ——Karar sayılı ilamında da ticari defterlerin sahibi lehine ve aleyhine delil teşkil ettiği durumlar belirtilmiştir.
Somut olayda; dava itirazın iptali davası olup taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve dava konusu poliçenin bedelinin ödenmeyerek alacaklı olduğu hususunun ispatı davacı üzerindedir. Mahkememizce dosya arasına alınan, hükme ve denetime elverişli 07/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacı tarafın 2017 yılı defterlerinin kanuna ve usulüne uygun olarak tutulduğu, aynı şekilde davalı yanın da 2017 yılı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulup, açılış ve kapanış onaylarının yapıldığı, davacının defterlerinde dava konusu —— Nolu 2.717,35 TL Prim tutarlı —– poliçesinin kayıtlı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinde bu kaydın bulunmadığı, davacının defterlerine göre davalı aleyhine 2.717,35 TL borç bakiyesi bulunduğu ve davalı tarafın bu durumun aksini ispata yarar herhangi bir delil sunamamış olması, davacının taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığını ve davalının cari hesabın dayanağı olan poliçe bedeli nedeniyle alacaklı olduğu ancak davalıya ilgili borcun ödenmesi için düzenlenmiş ihtarname bulunmadığından borçlunun mütemerrit olamayacağı, bu nedenle alacağa faiz işletilemeyeceği, borçlunun takip tarihi olan 19.09.2019 tarihinden itibaren temerrüde düştüğünden ve takip talebinde %9 üzerinden faiz talebinde bulunduğundan, bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne, davalının ——Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 2.717,35 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında ve değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine, alacak likit olmakla hüküm altına alınan 2.717,35 TL nin %20 si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının——Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİ ile takibin 2.717,35 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz işletilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
2-Alacak likit olmakla, hüküm altına alınan 2.717,35 TL’nin % 20’si oranında inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 185,62 TL karar harcından davacı tarafça peşin olarak yatırılan 57,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 128,46 TL harcın davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 54,40 TL başvuru, ve 57,16 TL peşin nispi harç olmak üzere toplam 111,56 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 55,65 TL tebligat, posta ve müzekkere gideri, 800,00 TL bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 855,65 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranları gözetilerek 694,78 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— esaslara göre belirlenen—– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— esaslara göre belirlenen ve reddedilen miktarı geçmemek üzere —— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan Arabuluculuk Ücret Tarifesi uyarınca Hazine tarafından karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin kabul ve ret oranları gözetilerek 248,17 TL’sinin davacı taraftan, 1.071,83 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
10-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, verilen kararın miktar ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.