Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/260 E. 2021/947 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/260 Esas
KARAR NO : 2021/947

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2020
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirketten—- bedel ödeyerek————- — aldığını, davacı şirketin müvekkili şirkete satılan ——- tarihinde teslim etmiş olup,—- dek teslim edilmemiş olduğunu, müvekkili davacı şirketin ekonomik olarak sıkıntılı günler geçirdiğinden iyi niyet ile —— teslim edilmesini veya güncel değerinin ödenmesi için talepte bulunmuş olup, ancak davalı şirketin bugüne kadar bakiye borcunu ödemeye yanaşmamış olduğunu, ticari davalarda —–yapılmış olup, karşı taraf ile yapılan görüşmeler sonucunda uzlaşma sağlanamamış ve anlaşamama son tutanağı tutulmuş olduğunu, bu sebeplerle müvekkili şirketin 04.11.2015 tarihinde satın almış olduğu———- ayni olarak ödenmesi için işbu davayı açmak zaruretinin hasıl olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalarak şimdilik;——– müvekkili şirkete ayni olarak ödenmesine karar verilmesini, ayni olarak ödenmesi mümkün olmadığı takdirde, dava tarihi itibarıyla —– belirlenerek TL bedel karşılığının ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte ödenmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirketlerin 2015 yılına kadar açık hesap ilişkisi içerisinde çalışmış olup, çalıştıkları —davacı şirketin, sürekli davalı müvekkili şirkete borçlu kalarak açık hesap çalışmış ve dönem dönem yaptığı ödemelerle kısmen de olsa borcunu ödemiş olduğunu, davacı şirketin huzurdaki davasını müvekkili davalı şirketin hiçbir imzası ya da kaşesi bulunmayan, istenildiği zaman herkes tarafından düzenlenebilecek——müvekkili davalı şirkete ödendiğini gösteren——dekontuna dayandırmakta olduğunu, bu delillerin bir davanın ya da alacağın ispatı olmadığı gibi aslında davacı aleyhine delil teşkil etiğini, davacının dilekçe ekinde sunmuş olduğu—— ödemenin neye ilişkin yapıldığı açıklanmamış olduğunu, kaldı ki tarafların ticari defter kayıtları incelendiğinde işbu meblağın ödendiği tarihte davacının, davalı müvekkiline 79.630,61 TL borçlu gözüktüğünün tespit edileceğini, somut olayda davacının dayandığı açıklamasız dekontun davacı şirketin cari hesabında mevcut 79.630,61 TL’lik borcuna karşılık yapılmış bir ödeme olduğunu, bu tarihten—— davacı şirketin, evvelinde çalıştığı gibi yeni mal siparişleri vererek —— tarihi itibariyle cari hesapta toplamda ———– borçlu duruma düşmüş olduğunu, huzurdaki davayı kabul manasına gelmemekle birlikte şayet davacı tarafın yapmış olduğu ödemelerin ———-siparişine ilişkin olduğunu ispat etse bile o tarih itibariyle davalı şirkete—— hesap borcu olması sebebiyle 6098 sayılı T.B.K.m.101 ve m.102 gereğince yine de davalıdan —– gelemeyeceğini,——- açık hesap borcu mevcut olduğunu, son olarak, davacı —– halinde olan bir şirket olduğunu, gelinen —- gelen davacı şirketin —– yılında—– olduğunu ve günümüzde de bu rakamın 3-4 katına ulaştığını bilerek haksız kazanç sağlama gayesinde olduğunu savunarak, davalı şirket aleyhinde haksız kazanç sağlama gayesi ile açılan ve hukuken de mesnetsiz olan davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibari ile; alacak davasıdır.
7155 sayılı Yasa ile 6102 sayılı Yasaya 5/A maddesi eklenerek ticari davalarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiş olup, mahkememizdeki dava 23/07/2020 tarihinde açılmakla davacının dava— koşulunu yerine getirdiği görülmüştür. Aynı Yasa ile 6325 sayılı Kanuna dava şartı arabuluculuk başlığı ile 18/A maddesi de eklenmiş olup bu madde uyarınca yapılan incelemede davacının arabulucuya —- tarihinde yapılan toplantıya tarafların katıldığı, 02/07/2019 tarihinde yapılan toplantı neticesinde tarafların anlaşamadıklarına ilişkin arabuluculuk son tutanağının düzenlenmiş olduğu görülmüştür.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla, mahkememizin ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilip, deliller toplanmıştır.
Taraflar tacir olup ticari defterlere dayanıldığından ticari defterler üzerinde inceleme yaptırılmak üzere rapor alınmıştır.
Mali müşavir —– —- mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda özetle; davacı ve davalı tarafın ticari defterlerinin incelendiği, her iki tarafın ticari defterlerinin de usulüne uygun olduğu, lehlerine delil vasfının bulunduğu, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davalı şirkete 53.652,61 TL borçlu olduğu, davalı şirket kayıtlarına göre ise davalı şirketin davacı şirkete 25.977,39 TL borçlu durumda bulunduğu, dolayısıyla taraf ticari defter kayıtları arasında, —– mutabakatsızlık bulunduğu, 79.630,00 TL mutabakatsızlığın davacı şirketçe davalı şirkete 22.12.2015 tarihinde yapılan, ancak davacı —– banka havale kaydından kaynaklandığı, ekte sunulan davalı şirket —- tarihinde 79.630,00 TL havale gerçekleştirdiği sabit olup, dolayısıyla, bu kayıt yönünden davalı —– kayıtlarına itibar edileceği, bu kayıt dışında kalan diğer kayıtlar yönünden ise taraf ticari defter kayıtlarının birbirini teyit ettikleri, tarafların —- beyanlarında —– alım/satım beyanında —- oldukları, davacı şirketin hesabından, davalı şirketin hesabına, 04.11.2015 tarihinde yapılmış olan 62.000,00 TL havaleye ilişkin dekontta davacı şirketçe herhangi bir açıklama yapılmadığı, tarafların açık hesap şeklinde çalıştıkları ve davacı şirketin işbu davaya konu ettiği 62.000,00 TL banka havalesini gönderdiği —- davacı şirketin —– alımlarından kaynaklı olarak davalı şirkete —- durumda bulunduğu ve davalı şirketin dekontu üzerinde hiçbir açıklama bulunmayan 62.000,00 TL ödemeyi davacı şirketin 79.630,61 TL borcundan mahsup ettiği ve sonucunda havale tarihi itibarıyla davacı şirketten 17.630,61 TL alacak bakiyesinin kaldığı, davacı ——- davalı şirkete —- siparişine istinaden gönderdiğinin ve bakiye demir alacağı olduğu iddiasının ispata muhtaç olduğu, davacı şirketin davalı —- tarihinde göndermiş olduğu, ancak ticari defterlerine kaydetmediği 79.630,00 TL’ den bakiye kalan 25.977,39 TL alacağının, huzurdaki davaya konu edilip, edilemeyeceği hususunun hukuki değerlendirmeye muhtaç olduğu, davacının sipariş verdiğini iddia ettiği—- dava tarihi itibarıyla takribi fiyatının ortalama 3.500,00 TL/ton civarında olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu, tüm dosya kapsamına göre; davaya konu ihtilafın, davalı şirketten 62.000,00 TL bedel karşılığında sipariş edilen——— olarak teslimi, bunun mümkün olmaması halinde dava tarihi—– belirlenerek hesaplanacak tutarın ödenmesi talebine ilişkin olduğu, davalı taraf ise davacı yanca yapılan ——— hesap borcuna ilişkin yapılmış ödeme olduğu, demir siparişine ilişkin yapılmadığını savunduğu, taraflar tacir olduğundan tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapıldığı, taraflar arasında 2014 yılından itibaren yazılı bir sözleşmeye dayalı olmaksızın, ancak açık cari hesap ilişkisi içerisinde sürdürüldüğü görülen mal alım satımına dayalı bir ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki kapsamında, davalı şirketin davacı şirkete gerçekleştirildiği görülen mal satışları sonucunda düzenlemiş ve ticari defterlerinde davacı şirket adına borç kaydı yapılmış satış faturalarını, davacı şirketin herhangi bir yasal nitelikli itiraza konu etmeksizin ve benimseyerek ticari defterlerine davalı şirket alacağı olarak kaydettiği ve ilgili dönem —– formları ile davalı şirketten mal alımı olarak beyan etmiş olduğu, davacı şirketçe davaya konu yapılan —– dekontu incelendiğinde, dekont içeriğinde herhangi bir açıklamaya yer verilmediği ve herhangi bir siparişle ilişkilendirme yapılmamış olduğu, söz konusu havale işleminin gerçekleştiği 04.11.2015 tarihinde, davacı şirketin davalı şirkete faturalara dayalı açık cari hesaptan kaynaklanan ——bulunduğu ve bu borcun kaynağı faturaların yaklaşık —-ilişkin oldukları, bir diğer ifadeyle davacı şirketin açık cari hesap borcunun 10-11 ay gibi uzun vadeye dayanmış olduğu, dolayısıyla davalı şirketin üzerinde herhangi bir içeriğe yer verilmeyen —— önceden gelen fatura borçlarına mahsup edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı şirketçe davalı —- ödemeye rağmen, davalı şirketin davacı şirkete——– bakiyesinin kaldığı, davalı şirketin davacı şirketten 17.630,61 TL alacak bakiyesinin bulunmasına rağmen, —— faturayla,—— olan —- faturası ile davacı şirkete ——- satışı yapıldığı ve bu faturaların ticari defterlere kaydedilmesi sonucunda, davacı şirketin davalı şirkete —– alacak bakiyesinde mutabık oldukları, bu tarihten bir ay sonra, 22.12.2015 tarihinde davacı kayıtlarında yer almayan, ancak davalı şirket kayıtlarında yer alan ve ——– davacı şirket banka ödemesi sonucunda davacı şirketin davalı şirketten; —- alacaklı duruma geçtiği ve bu alacağın davalı şirket ticari defter kayıtlarında 2017 yılına devir edilerek halen—- muhafaza ettiği, davacı şirketin —- davalı şirkete —- gönderdiğinin ——iddiasının ispata muhtaç olduğu, zira davacının açıklamasız gönderilen para havalesine ilişkin dekonttan başka herhangi —- sunmadığı, açıklama yapılmadan gönderilen para havalesinin ise ödeme anlamına geldiği, davacı şirketin davalı şirkete —– ancak ticari defterlerine kaydetmediği 79.630,00 TL’ den bakiye kalan 25.977,39 TL alacağının ise davamızın konusu olmadığı, dolayısıyla davacı şirketin dava konusu yaptığı 62.000,00 TL yi davalı şirkete—- istinaden gönderdiğinin ve bu bedelden bakiye —-alacağı olduğu iddiasını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine dair karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE
1-Alınması gerekli 59,30 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 590,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 531,48 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-7155 sayılı Kanun ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A maddesinin 13.fıkrası ve yürürlükte bulunan ——- arabuluculuk ücretinin davacı taraftan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —– esaslara göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.