Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/242 E. 2021/216 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 8. ASLİYE TİCARET
ESAS NO : 2020/242 Esas
KARAR NO: 2021/216
DAVA : Ticaret Unvanının Değiştirilmesi
DAVA TARİHİ : 17/07/2020
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Unvanının Değiştirilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ——- yapılan ihbarlar ile ——- yayımlanan haberlerde ——-verilerek ödeme yapılabileceği şeklinde —- ihbar edildiğini, davalı tarafından ——— üzerinde müvekkili idaresinin iş ve işlemlerini takip ettiğini, ihbara konu şirketin——- bağlı olarak kurulduğunu, unvanda geçen ——- yanıltıcı ibareler olduğunu, —- kısaltımı olduğunu, —— manalarına yol açabileceğini, kamu kurum ve kuruluşlarının isim ve kısaltmalarının ticaret unvanlarında ek olarak kullanılamayacağını, dava açmadan önce davalı şirkete yazı yazıldığını fakat herhangi bir cevap alınamadığını, açıklanan nedenlerle, ——- yer alan ——- mevzuata aykırılık teşkil etmesi ve hukuki olmaması sebebiyle ticaret unvanından kaldırılmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından ——- kısaltımı olduğunun bilinmediğini, TTK’da belirtilen yasal sınırlar içerisinde kalarak unvan tescilinin gerçekleştiğini, ——– meşhur olmuş ve kullanıldığında o kurumu anımsatacak bir kısaltma olmadığını, davalıya ait bir kısaltma olduğunun çok dar bir çevre tarafından bilinebileceği için kamu düzenine aykırı bir yanı olmadığını, aynı şekilde —– ibaresinin de —— yanlış algıya yol açabilecek bir ibare olmadığını, —incelendiğinde pek çok firma tarafından —– ibaresinin kullanıldığının görüleceğini, kaldı ki müvekkilinin zaten ——–bir firma olduğunu, davacı tarafından ortaya atılan iddiaların içeriği hakkında henüz yeterli bilgilerinin olmadığını, asılsız ihbar yüzünden unvan değişikliğinin istenmesinin mümkün olmadığını, açıklanan nedenlerle, açılan davanın reddine karar verilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle TTK.52. maddesi uyarınca ticaret unvanına vaki tecavüzün önlenmesi ve———— ibarelerinin unvandan çıkarılması istemine ilişkindir.
TTK 43. maddesi uyarınca anonim ve limited şirketler işletme konusu gösterilmek ve 46. madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla ticaret unvanlarını serbestçe seçebilir.
TTK 45. maddesi uyarınca, bir ticaret unvanına ——- herhangi bir ——– daha önce tescil edilmiş bulunan diğer unvandan ayırdedilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılır.
Aynı Yasanın 50. vd. maddelerinde, —— korunması düzenlenmiştir. Eldeki dava, TTK 52. maddesi uyarınca ticaret unvanına vaki tecavüzün önlenmesi, silinmesi istemine ilişkindir.
Ticaret ünvanı, tacirin ticari işletmesine ilişkin iş ve işlemlerinde kullandığı addır. Bu tanımdan hareketle ticaret ünvanının işlevi, taciri tanıtma ve onu diğer tacirlerden ayırt etme olduğu söylenebilir.
Ticaret unvanı, ana unsur ve ek unsur olmak üzere iki unsurdan meydana gelir. Ana unsur, ticaret unvanının zorunlu unsurudur; ek unsur ise kural olarak zorunlu değildir. Ticaret unvanı ana unsur yanında ek unsur içeriyorsa bir bütün olarak korunur.
——- ana unsur, işletme konuları ile birlikte şirketin türünü gösteren —— ibarelerinden oluşur. ——– unsurudur. Zorunlu olmayıp isteğe bağlıdır. TTK 46/1. maddesi uyarınca, kullanılan eklerin yanıltıcı olmaması gerekir. ——- unvanları, eklerle birlikte bir bütün olarak korumaya tabidir.
———— çekirdek kısmı ——gösteren kelimelerden oluşur (TTK madde 43). Ticaret unvanı tacirin ticari işletmesine ilişkin işlemleri yaparken kullandığı isimdir. Bu yönüyle ticaret unvanı taciri tanıtmaya ve onu diğer tacirlerden ayırt etmeye yarar ———- Ticaret unvanı iki unsurdan oluşur. Bunlar çekirdek ve ektir. Ticaret unvanının asli unsurunu çekirdek oluşturur, ek kullanılması kural olarak zorunlu değildir. Ancak bir unvanda ek kullanılmışsa ticaret unvanı eki de kapsayacak şekilde bir bütün oluşturur ve bu şekliyle korunur.
Türk Ticaret Kanunu’nun 46/1. maddesi uyarınca; “Tacirin kimliği, işletmesinin genişliği, önemi ve finansal durumu hakkında, üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunmamak, gerçeğe ve kamu düzenine aykırı olmamak şartıyla; her ticaret unvanına, işletmenin özelliklerini belirten veya unvanda yer alan kişilerin kimliklerini gösteren ya da hayalî adlardan ibaret olan ekler yapılabilir”.
Türk Ticaret Kanunu’nun 32/3. maddesi uyarınca; “Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır”.
TTK 52. maddesi uyarınca, ticaret unvanının bir başkası tarafından ticari dürüstlüğe aykırı olarak kullanılması halinde koruma talebinde bulunabilirler.
Kanuna uygun olarak seçilmiş ve kullanılan bir ticaret unvanının kullanılması, sahibi tacir için hem bir hak hem de kanuni bir yükümlülüktür (TTK. m. 50). Gerçekten de kanuna uygun olarak seçilmiş bir ticaret unvanının, ——– başka bir yerinde başka bir şirket tarafından seçilmesi ve kullanılması yasaktır. ——- açıkça ortaya koymuştur. Buna göre, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde, bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ———- edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir, maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
—————- —- unvanında yer alacak ibareler, tacirin kimliği, işletmesinin genişliği, önemi ve finansal durumu hakkında üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte ve gerçeğe aykırı olamaz. Aynı maddenin 7 inci bendi uyarınca; ——- adları ya da bunları tanımlayan kısaltılmış adları ——- olarak kullanılamaz.
Mahkememizce bilirkişi —-bilirkişi raporunda özetle: davacı—– tarafından davalı şirketin kuruluşundan önce —– kısaltma adı olarak kullanılmakta olduğu, davacı kurum ile davalı şirketin iştigal sahalarının benzer olduğu, davalı şirket unvanının başında yer alan——- unvana yeterli derecede ayırt edicilik katmadığı ve ——– davacı ile davalı firma arasında bir bağ olduğu izlenimine yol açması sebebiyle ticaret unvanında yer alan —– üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunduğu, davalı şirketin unvanında yer alan —– ibaresinin ise davacı kurum ile bir karışıklığa yol açacak nitelikte olmadığı, somut olayda —— unvanının terkini için gerekli şartların oluştuğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamından, davacı vekili; müvekkili ———- olduğunu ve bir —— olması sebebiyle davalı tarafın unvanın karışıklığa yol açtığını, bu nedenle davalı şirketin ——- unvanından —- çıkartılması gerektiğini ileri sürdüğü, davalı ———-kısaltımı olarak bilinmediğini, TTK’da belirtilen yasal sınırlar içerisinde kalarak unvan tescilinin gerçekleştiğini, aynı şekilde ——- ibaresinin de üçüncü kişilerde yanlış algıya yol açabilecek bir ibare olmadığını, ——– incelendiğinde pek çok firma tarafından —– kullanıldığının görüleceğini savunduğu, dosya içerisinde yer alan —- kayıtlarının incelenmesi neticesinde; davalı ——— unvanı adı altında tescil edildiği, davalı şirketin —— kullandığı, ——– unvanının çekirdek kısmının —- olduğu, ticaret unvanının kılavuz kelimelerinin —– olup, diğer kelimelerin kanuni zorunluluk özelliği taşıyan jenerik kelimeler olduğu ve ayırt edici niteliği bulunmadığı, davacı —- ——— araştırma yapıldığında; —-yazılıp görseller kısmına tıklandığında davacı kurum tarafından —- kurum adının kısaltımı olarak görseller çıktığı, ve davacı tarafından kurum adının kısaltımı olarak —– ibaresinin kullanıldığının anlaşıldığı, davacı kurumun davalı şirketin kuruluşundan önce ————– paylaşımlar bulunduğu, bu şartlar dikkate alındığında, gözde kulakta ve zihinde, yaratılan umumi intiba itibariyle, davalı şirketin ticaret unvanının vasat, dikkat, zeka ve bilgi seviyesindeki, bir müşteriyi yanılgıya düşürerek onu davacı devlet kurumu olan —- olarak algılamasına sebebiyet verebileceği, zira, davalı firma tarafından davacı kurumun kısaltımı olan——– ibaresinin ticaret unvanında kullanıldığı, davalı tarafın iş konusu incelendiğinde emlak ve gayrimenkul alanında faaliyet gösterdiği, bu durumda davacı kurum ile davalı şirketin iştigal sahalarının da benzer olduğu, davalı şirket unvanının başında yer alan —– ibaresinin unvana yeterli derecede ayırt edicilik katmadığı, aralarındaki karıştırılma ihtimalini bertaraf etmediği, davalı şirketin unvanında yer alan —- ibaresinin ise resmi olarak algılanmasının güç olduğu, —– ibaresi sebebiyle tüketicilerin davalı şirket ile davacı ——- arasında bir bağ kurmaları ve iltibas ihtimalinin oluşmasının düşük olduğu kanaatine varılarak davalı şirketin unvanında bulunan —–ibaresinin davacı şirket yönünden bir karışıklığa yol açmayacağı anlaşıldığından davalı şirketin —– çıkarılmasına, bakiye talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.——-
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1-Davalı şirketin ———- ibaresinin çıkarılmasına, bakiye talebin reddine,
2-Karar kesinleştiğinde ———- iş bu kararın gönderilmesine,
3-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan başlangıçta alınması gerekli 59,30 TL başvurma harcı ve 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 87,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 687,50 TL yargılama giderinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T’deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın taraflara tebliğinden 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
18/03/2021